Öcalan’ın örgüt üzerindeki etkisi…

NECDET BULUZ - necdet buluz

 

NECDET BULUZ

 

PKK ile “Barış süreci” başlatılırken, AKP Hükümeti kanadında şu görüş ön plana çıkmıştı:

“  İmralı’da ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Öcalan’ın PKK örgütü üzerindeki etkisini görmek gerekiyor. Çünkü MİT ile görüşen Öcalan, örgüt üzerinde etkili olduğunu, söylediği her şeyin yerine getirileceğini iddia ediyor. Kendisini muhatap alarak barış için adımı atmakta yarar var. Önümüzü bir görelim, bu arada Öcalan’ın da örgüt üzerinde ne denli etkisinin olup olmadığını ölçelim.”

İŞLER TERSİNE Mİ DÖNÜYOR?

AKP Hükümeti “barış Süreci”ni büyük umutlarla başlattı. Buradaki bütün hedef Türkiye’deki PKK’lıların silahlarını gömüp ülkeyi en kısa zamanda terk etmeleriydi. Öcalan da böyle bir çağrıda bulundu. Ancak, o dönemi anımsayanlar, Kandil’den Karayılan’ın “Silahları bırakıp gitmemiz mümkün değildir” açıklaması yaptığını bilirler.

İşte Öcalan, ilk yarayı buradan almıştır. Çünkü, Kandil’den gelen sesin farklılığı, Öcalan’ın örgüt üzerinde beklendiği gibi etkili olmadığını da göstermiştir.

Yine Öcalan, Türkiye’deki PKK’lılara yaptığı çağrıda, en kısa zamanda Türkiye’yi terk etmelerini istemedi mi? Bugün, Hükümet kanadından yapılan açıklamalarda “Bugüne kadar PKK’lıların ancak % 25’i Türkiye’yi terk etti. Bunların da çoğu yaşlı, sakat ve savaşamayacak durumda olanlardan oluşuyor” deniliyor.

Özetlenecek olursa, PKK verdiği sözü şu ana kadar tutmamış görünüyor. Eğer, beklenen gerçekleşmiş olsaydı, terör örgütünün çok büyük bölümü sınır dışına çıkmış olacaktı. Bu da gerçekleşmedi. PKK kanadından gelen açıklamalarda ise “Biz, ilk adımı attık, artık adım atma sırası Hükümette. Eğer beklenen adımlar atılmazsa yerimizden oynamayız. Üstelik dışarı çıkan PKK’lılar da geri dönerler” deniliyor.

“PKK SÜRECİ GERİYOR”

Başbakan Erdoğan’ın siyasi danışmanı ve Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, yaptığı açıklamada süreci gerenin PKK terör örgütü olduğunu söylüyor. Akdoğan da açıklamasında Başbakanın söylediği gibi PKK’lıların ancak % 20’sinin sınır dışına çıktığına dikkat çekip “Öcalan Haziran demesine rağmen Eylül’e gelmişken çekilmenin % 20’lerde ‘lerde kalması Öcalan’ın sözünün hava bırakıldığını gösterir” demiştir.

Okumaya devam et  Referandum Sonrası İdam Cezası Geri Gelirse Ne Olur?

İşte, sürecin kırılma noktası bu açıklamanın bu cümlesinde bulunuyor. Akdoğan, artık Öcalan’ın sözlerinin örgüt üzerinde etkili olmadığının altını çizmeye çalışıyor. Daha sonra da şu görüşleri dile getiriyor:

 

“Çözüm sürecini ve Öcalan’la görüşmeleri başlatan bu hükümettir. Öcalan’a PKK’nın silah bırakması konusunda rol oynama şansı verilmiştir ancak bu rolü boşa çıkaracak veya anlamlı hale getirecek olan örgütün tavrı ve uygulamalarıdır.

Bizim söylediğimiz örgütün gereken adımları atmadığı, Türkiye içinde illegaliteyi sürdürdüğü, baskı ve tehdidi devam ettirdiği, sürecin ruhuna uymayan tehdit ve hakaret açıklamalarıyla süreci gerdiğidir. Bu eleştiriler, sürecin akamete uğraması için değil, selametle sonuca ulaşması içindir. Örgütün iki de bir hükümeti aşağılayan açıklamalar yapması, tehdit ve dayatma söylemleri ortaya koyması elbette karşı eleştiriye maruz kalacaktır.

Selahattin Demirtaş’ın üst perdeden konuşmalar yaparak AK Parti sözcülerini aşağılayan ve küçümseyen sözler sarf etmesi parti genel başkanına yakışmayacak bir çiğliktir. BDP yönetimindeki bu siyasi olgunluk eksikliğini Gülten Hanım’ın dengelemesi doğru olacaktır.”

GÜVENSİZLİK ORTAMI VAR

Terör örgütü temsilcileri “İlk adımı attık, sıra Hükümette” derken, Hükümet kanadı da “Örgüt gereken adımları atmadı” şeklinde açıklama yapıyor. Aslına bakılacak olursa çok başlı PKK’nın Öcalan dışında hareket ettiği de bir gerçek olarak görülmelidir. Anlayabildiğimiz kadarı ile Hükümet kanadı da bunu görmüş ve biraz daha zaman kazanarak önünü görmeye çalışacaktır.

                                               “ Barış Süreci”nde tarafların karşılıklı olarak birbirini suçlamaya başlaması, güvensizliklerini ortaya koymaları ve Öcalan’ın ağırlığını tartmaları bu işin hedefinden uzaklaşmaya başladığını da gösteriyor. Bunun nedenlerini de bir başka yazımızda sizlerle paylaşacağız.

 e.mail: [email protected]