DARBE /DEVRİM

DARBE /DEVRİM - obama trump meeting

DARBE /DEVRİM

HÜSEYİN MÜMTAZ

 

Sadece bir yıl önce Mısırlılar’ın %42’sinin %21 oyunu alarak başkan olan Mursi Mısır ordusu tarafından verilen 48 saatlik mühletin ardından gerçekleştirilen darbe ile görevden alındı.

Darbeyi açıklamak için kameraların karşısına geçen komutanın yanında El Ezher Şeyhi, Kıpti Hristiyanların Papa’sı ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun eski başkanlarından Nobel ödüllü el-Baradey de bulunmaktaydı.

Genelkurmay Başkanı El Sissi, önce Yüksek Mahkeme Başkanı Adli Mansur’un “geçici Cumhurbaşkanı” olduğunu duyurdu; Mansur da hiç gecikmeden, uluslararası sermayenin ve liberallerin gözdesi Muhammed el-Baradey’i hükümeti kurmakla görevlendirdi.

Bizim bütün kanallar da yapılanın darbe olduğu konusunda benimle aynı fikirdeydiler ki; cümle penguen belgesellerini bırakıp Tahrir yahut özellikle Adeviye meydanından ânında 7/24 canlı yayına geçtiler.

Tartışmasız “darbe” idi..

Şeytan dürttü, yabancı kanallara da bakayım dedim..

Yabancı kanallar, basın, ajanslara göre ise durum şöyleydi;

1.BM İnsan Hakları Konseyi Başkanı Navi Pillay, Mısır’da Müslüman Kardeşler’in (MK) önde gelen üyelerinin tutuklandığı yönündeki haberlerden endişe duyduğunu ifade etti. Pillay, Mısır’daki gelişmeleri ‘darbe’ olarak nitelendirmedi. Pillay’in sözcüsü Rupert Colville ise MK üyelerinin tutuklanması için sağlam gerekçelerin öne sürülmesi gerektiğine dikkat çekti. Colville, yaşananların darbe olup olmadığının tüm dünyada tartışıldığını belirterek, “Bu tartışmaya girmiyoruz.” dedi.

2.Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Mısır’daki olaylara ilişkin tepkisini “darbe” ifadesini kullanmadan dile getirdi..

3. Mursi’nin görevden uzaklaştırılmasının ardından Obama da darbe lafını kullanmadan dört paragraflık bir açıklama yaptı: “Mısır’da ordunun Cumhurbaşkanı Mursi’yi iktidardan indirme ve Mısır Anayasası’nı askıya alma kararından ABD olarak derin endişe duyuyoruz. Mısır Ordusu’nu kapsayıcı ve şeffaf bir süreç üzerinden mümkün olan en kısa zamanda tam otoriteyi tekrar demokratik yollardan seçilmiş bir sivil hükümete geri verme yolunda hızlı hareket etmeye ve Mursi ve destekçilerine yönelik keyfi tutuklamalardan kaçınmaya çağırıyorum” dedi.

Washington’ın Mısır Ordusu’nu açık bir dille kınamamış olması ve yaşananları bir “darbe” olarak nitelendirmemesi durumun en göze çarpan yanı. ABD yönetiminin Müslüman Kardeşler yönetimi ile arasının açıldığı Afrika gezisine çıkan Başkan Obama’nın hafta başında Mursi’yle yaptığı telefon görüşmesinde net biçimde anlaşılmıştı. Obama’nın Mursi’ye “demokrasinin seçimlerden daha fazla anlam taşıdığını” söylediği açıklanmıştı. Amerikan yönetimi, Mısır Ordusu ile de temasını korudu. ABD Savunma Bakanı Hagel’ın da geçen hafta Mısır’daki mevkidaşı Orgeneral El Sisi ile bir telefon konuşması yaptığı ortaya çıktı.

4. Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el-Arabi birçok Batılı muhatabını, Mısır’da yaşananların askeri darbe olmadığı konusunda ikna etmeye çalıştı.

5.Katar, 6.Birleşik Arap Emirlikleri, 7.Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın ardından 8.Ürdün Kralı Abdullah da darbeci cuntanın atadığı geçici Cumhurbaşkanı Mansur’u arayarak tebriklerini iletti.

9. Fransa Dışişleri Bakanı Lauren Fabius darbe lafını kullanmadan, Muhammed Mursi’nin devrilmesinin ardından en kısa zamanda seçim yapılacak olmasının önemine dikkat çekti. Fabius, sivil barış, çoğulculuk, bireysel özgürlükler ve demokratik geçişin yapılmasını sağlayacak; Mısırlıların liderlerini ve geleceklerini belirleyebilecekleri bir yol haritasının belirlenmesini ümit ettiklerini ifade etti.

10. Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Cumhurbaşkanı olması beklenen Mısır Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur’u tebrik etti. Suudi Arabistan Kralı, “Suudi halkı ve şahsım adına, tarihinin bu kritik döneminde, gelmiş olduğunuz Mısır liderliği göreviniz dolayısıyla sizi tebrik ederim. Mısırlı kardeşlerimizin tutkularını gerçekleştirmesi adına üstlendiğiniz bu sorumlulukta sizin için dua edeceğiz” ifadelerini kullandı.

10.Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Mısır’daki gösterilerle ilgili olarak, “Mursi’nin devrilmesi siyasi İslam’ın sonudur. Dini, politik amaçları için kullanan herkesin sonu budur” dedi. Ülkesindeki isyanla mücadele eden Esad, Mısırlıların Müslüman Kardeşler’in ‘yalanlarını’ fark ettiklerini belirtti.

11. Birleşik Arap Emirlikleri de Mısır’daki değişikliğin memnuniyetle karşılandığını bildirdi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “BAE Dışişleri Bakanı Abdullh  Zeyid el-Nahayan, Büyük Mısır halkının, ülkelerinin geçtiği bu zorlu dönemi atlatacağından emindir” denildi.

Açıklamada, BAE Zeyid el-Nahayan’ın “Büyük Mısır ordusu, ülkenin koruyucusu olduğunu bir kez daha gösterdi. Ordu, Mısır’ın bir hukuk devleti olarak kalmasını sağlayacak koruyucu bir kalkandır” ifadelerine de yer verildi.

12. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague da, Mursi’nin devrilmesiyle ilgili olarak acil itidal çağrısı yaparak, askeri müdahaleyi eleştirdi. Ancak İngiliz bakanın da müdahaleyle ilgili “darbe” ifadesini kullanmaması dikkat çekti. Hague, “Mısır’daki durum açık bir şekilde tehlike arz ediyor. Her iki tarafa da şiddetten uzak durmaları çağrısında bulunuyoruz” dedi. William Hague, “İngiltere, demokratik sistemdeki tıkanıkların askeri müdahale yoluyla çözülmesini desteklemiyor” şeklinde konuştu.

Ve… en önemlisi;

13. Mısır medyası müdahaleyi “alkışladı”..

Hayret ben….

Bu yaşa gelmiş, kaşlarını değirmende ağartmış, feleğin çemberinden geçmiş ben yanlış biliyordum demek ki..

Benim “darbe” olarak gördüğüm olayı bütün dünya ve daha da önemlisi Araplar, Mısır’ın komşuları alkışlıyordu.

Bütün dünya bir yana, ben bir yana olabilir miydi?

Göz doktorumu, gözlüğümü, bakış açımı derhal değiştirmeye karar verdim.

Öğrenmenin sonu, yaşı yok..

Geliyoruz o çoklu bilinmeyene..

Halkın yaptığı “devrim”, kurumların yaptığı “darbe” midir?

Yoksa;

“Müdahale”yi halk destekliyorsa “devrim”, desteklemiyorsa “darbe” midir?

“Darbe” mi “devrim”den çıkar yoksa “devrim” mi “darbe”den? 7 Temmuz 2013

 

57’İNCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ