KAHROLASI O KAFA

* - nasaistanbul

Taksim Gezi Parkı’nın yıkılıp yerine alışveriş merkezi yapılmasının engellenmesi eylemi, iktidarın rejimin bekçisi ettiği ve eylemcilerin önüne çıkarttığı polisin zulmüyle internetin sosyal ağlarından gelişti, başka bir boyuta evrildi.
Milyonlarca vatandaş her yerde 11 yıllık iktidarın bağımsızlıkçı, antiemperyalist ve çağdaş Türkiye ideali yerine ikame ettiği,
Vahyi akla tercih eden -o yüzden, Batı’daki aydınlanma sürecini tersleyen yöntemlere başvurarak vatandaşlık yerine din, eşitlikler yerine din birliği, adalet yerine insan olmak benzeri öngörüleriyle,
Dinamik bir toplumsal yapının inşa edilmesine olanak tanımayan ekonomik ve siyasal yönetim anlayışını,oluşturulan fikir hayatını -kısacası, İslamcı zırvayı protesto ediyor.
Tencere ve tavalarla Başbakan istifaya davet ediliyor ve Yüce Divan’da yargılanması isteniyor.

*
Gezi Parkı Direnişi’ni, PKK Hareketi ve kendisine destek veren demokratik kimi unsurlar da sahip çıkıyor.
Eğer,Abdullah Öcalan demokratikleşme ve demokratik bir anayasa ihtiyacını bu kadar dile getirmeseydi,askeri unsurları sınır dışına çekerek demokratik siyaset ve ideolojik mücadelenin önünü açmasaydı;
Kürtçüler yeni bir Türkiye yapılanması yolunda sürecin istedikleri yönde ilerlemesi için Gezi Parkı Direnişi’nde üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmezlerdi, deniyor!

*
Gezi Direnişi’ne ortak çıkan Kürt milliyetçiliği;
Birincisi farklı ideoloji,görüş ve inançta,içe kapalı siyasi oluşumlarıyla Kürtlerin demokratikleşme perspektifinde kurumsal kimlikleri esasında birlik ve dirliklerini teminen ortak dille siyasal nicelik ve niteliklerini kazanması talebi olan Kürt Sorunu,
İkincisi dil birliğinin sağlanması ardından Türkiye, İran,Irak,Suriye’de bölünmüş Kürdistan’da kendi üstünde başka egemenliği kabul etmeyen bir ulus devletin inşası anlamında Kürdistan Sorununa oturuyor.
Bütünü Demokratik Ulus İlkesi, Ortak Vatan, Demokratik Cumhuriyet, Demokratik Anayasa, Demokratik Çözüm, Bireysel ve Kollektif Hakların Ayrılmazlığı, İdeolojik Bağımsızlık- Özgürlük, Tarihsellik- Şimdilik İlkesi, Ahlak ve Vicdan, Demokrasilerin Öz Savunması ilkeleri olmak üzere 10 ilkeye dayanıyor.

*
İstanbul,Ankara,İzmir ve daha bir çok yerde Gezi Direnişi’ne ortak çıkılırken -öte yanda ,BDP’li belediyelerin yönetimlerinde uyguladıkları örgütlü toplum,demokratik katılım,ekolojik yaklaşım ve toplumcu ekonomi modelini konfederal ulus,anayasa,siyaset ve vatan konsepti ile Cumhuriyetin ulusalcı ve milliyetçi esasına karşı direniştedirler.
Türkiye’de yaşanılan muhayyel Kürdistan’da durmaksızın demokratik siyaset zihniyetinde köy,sokak,mahalle,ilçe ve illerde kendilerini siyasal,ekonomik,sosyal,kültürel ve öz savunma alanlarında örgütlüyorlar.
Konfederal kurumlaşma ile Demokratik Özerklik çatısı altında kendi öz yönetimlerine hazırlanıyorlar.
Bir çok sivil toplum örgütü kuruyorlar, Kürtçe anadillerinde eğitimi sağlayacak kendi okul sistemlerini oluşturuyor,boşaltılmış Kürt yerleşim yerlerinde yeni bir yaşam başlatıyorlar.

*
15-16 Haziran’da Diyarbakır’da Bütün Kürdistan örgütlerinin dayanışmasıyla “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı”na hazırlığındadırlar.
Konferans Kuzey Kürdistan olarak anılan bir kısım Türkiye topraklarında -güya,ortak yaşamda anayasal Kürt Statüsü talebinde olacaktır-ama,Türkiye,Suriye,Irak ve İran’da dört parçadaki Kürtlerin iradesini ortaya çıkarsın -mutlaka, Kürt Birliğini sağlasın istiyorlar.
Gelecek seçim dönemine kadar cezaevlerindeki mahkumların salıverilmesini, göçe zorlananların geri dönüşlerinin sağlanmasını, Kürt dili önündeki engellerin kaldırılmasını, Kürdistan’a statü sağlanmasını, Kürdistan’ı temsilen bir müzakere heyetinin kabul edilmesinin talebine hazırlanıyorlar.

*

Başbakan’ın “Demokratik Çözüm” adıyla sunduğu terör sorunun çözümlenmesi -Türkiye’yi hızla Kürt Sorunu ve Kürdistan Sorunu belasına götürüyor.
O’nun,”Tutturmuşlar Kürt sorunu. Kürt sorunu yok. Ben Kürt kardeşimi seviyorum ama Kürtçülüğü reddediyorum.Bu topraklarda bir olalım. Ben yaratılanı Yaratan’dan ötürü severim” İslamcı zırvası,
Türk halkının, Kürt ve Kürdistan sorunları çözülürken vatanı ve milletinin varlığı ve bölünmez bütünlüğünden hangi kesintilere gidileceği ve uluslararası hukuk teminatı olan Lozan Barış Anlaşmasının hangi konularda delineceği endişesini gidermiyor.

*
Başbakan İslamcı hüviyetine isnat edilecek yükümlülüklerden kaçmak üzere yeni Anayasa ile Türk usulü Başkan’lığa terfi etmekte pekiştiği çabasında da -işte, Gezi Direnişiyle tamamiyle köşede sıkıştırılmıştır.
Rağmen Gezi Direnişi’nde karşısına çıkan bir kısım direnişçinin Demokratik Çözüm kapısını araladığı Kürtler olduğunu dahi söyleyemiyor!
Üstelik Kürtlerin çatışmazlık ortamını kalıcı olarak ilan etmeye yakınlaştığı bir sürece girilirken,Başbakan değil yeni bir anayasa demokratikleşme’nin anayasa ve yasalara işlenmesiyle ilgili tek maddesini dahi kapsayan geçici bir anayasayı yapmak kudretinde olmadığının da anlaşılmış olunmasının dehşetli paniğindedir!

*
Başbakan’ın kenara alınmasıyla ,CHP’nin katkısıyla anayasada başlangıç ilkelerinin korunacağı,cumhuriyetin niteliklerini öz bakımından laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti çerçevesine sıkıştıran, yerel yönetimlerin yetki ve ilişkilerini yeniden düzenleyen,Milli Güvenlik Kurulunu anayasal kurum olmaktan çıkaran geçici bir anayasanın çıkarılması öngörülüyor.
Yeni Siyasi Partiler Yasası,yeni baraj sistemi,siyasi partilere hazine yardımı,Başbakan’ın kilitlediği Ergenekon,Balyoz davalarının aşılması karşılığında Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele Kanununda gelişmeler, Ergenekon’a karşı KCK tutuklularına da af getiren bir süreç…

*
Herşeye rağmen “Başbakan İstifa,Yüce Divan’a” sloganının gerçekleşmesi Türkiye için İslamcılık’tan arınmaktır ve yeni bir başlangıca umud olabilir…
Ulusalcılar görev bekliyor.

14.6.2013