Suriye konusunda kaderimizle başbaşayız…

NECDET BULUZ - woman 1007603 1280

NECDET BULUZ

 

                                        Türkiye’nin Suriye’de uyguladığı yanlış politikalar nedeni ile Suriye sorununda tek başına kaldığını söyleyebiliriz. Erdoğan’ın ABD ziyaretinde, Başkan Obama ile yaptığı görüşmede Amerika’nın Suriye politikasında bir askeri operasyondan yana olmadığını söylemesi aslına bakılacak olursa Erdoğan için soğuk bir duş olmuştur. Esad’ın gitmesi konusunda ABD ile Rusya’nın ortak bir siyasi çözüm konusunda anlaşmış olması, bir yerde Türkiye’nin Suriye batağında tek başına kalmış olduğunu da açık biçimde ortaya koymuştur.

                                           Başbakan, Amerika gezisi öncesi ne diyordu: “Biz, Suriye’ye karşı bir askeri operasyondan yanayız. Ya uçuşa yasak bölge oluşturulmalı, ya da Amerika havadan Esad’ı vurmalı, biz de karadan destek vermeye hazırız. Çünkü Amerika’nın kırmızı çizgileri Esad’ın kimyasal kullandığına dair belgeleri de yanımızda götürüyoruz.”

                                         SURİYE İÇİN SİYASİ ÇÖZÜM

                                         Sonuç ne oldu?

                                         Başkan Obama, Suriye’de siyasi çözümden söz etti. Kesinlikle gündemlerinde bir askeri operasyon olmadığının altını çizdi. Daha önceden de yazmıştık. ABD ile Rusya yeni bir Cenevre toplantısı düzenleyecek. Bu toplantıda Suriye’de Esad’sız bir geçici hükümetin kurulması yolu açılacak. Geçici Hükümet iş başına gelinceye kadar de Esad görevini sürdürecek. Geçici hükümette muhalifler ve Hükümet yanlıları ortak noktada buluşturulacak. Ağa babaları buna karar vermişler, bizim Başbakan girdiği bataktan kurtulmak için kendi politikalarını kabul ettirmeye çalıştı ama kimse kendisini dinlemedi bile.

                                                  Şimdi Başbakan Amerika’dan sesleniyor:” Suriye’ye son bir diplomatik şans daha veriyoruz” diyor. Bu şansı sanki kendisi veriyormuş havası yaratıyor. Bu şans daha önce Amerika ile Rusya anlaşması ile zaten verildi.

                                         OBAMA NE İSTİYORDA O OLUYOR

                                         Suriye’de krize çözüm bulmak amacıyla 30 Haziran 2012 tarihinde Cenevre Konferansı düzenlenmişti. Bu konferansta Rusya’nın Esad konusunda direnmesi nedeni ile sonuç alınamadı. Şimdi İkinci Cenevre Konferansı’nın Haziran ayında düzenlenmesi planlanıyor. Başbakan Erdoğan bu konferansa soğuk bakıyordu, şimdi niye konferanstan yana tavır değiştirdi? Obama, böyle istedi de ondan.

                                           Yine Başbakan Türkiye’ye döndükten sonra, başta Rusya olmak üzere, Körfez ülkelerini ve bazı ilgili yerleri de ziyaret edecek, ikili görüşmeler yapacak. Suriye konusunda iyice köşeye sıkıştık. Kimse elini taşın altına koymak istemiyor. Esad’ın devrilmesi süreci uzadıkça da sıkıntılarımız daha da artıyor. Bunu adı boğazımıza kadar Suriye batağına batmak değil de nedir?

                                                  KİMSE ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMUYOR

                                                     Amerika kendi iç meseleleri ile ilgileniyor. Ekonomik dar boğazdan çıkmanın hesaplarını yapıyor. Zaten Beyaz Saray’daki görüşmelerde de açık şekilde Başbakan’a “Suriye konusunda başınızın çaresine bakın” anlamında mesajlar verildi. Suriye konusunda bu kadar öne çıkmanın, bu kadar büyük laflar etmenin bedelini bugün Türkiye olarak hepimiz ödüyoruz. Daha önce Esad’ın devrilmesine destek veren Suudi Arabistan, Katar gibi ülkeler bile arazi oldu, ortada görünmüyorlar. Bunlar yetmiyormuş gibi, komşularımızla da sorunlu hale geldik. Suriye, İran ve Rusya’yı karşımıza aldık.

                                             Dikkat edilecek olursa, Türkiye’de resmi rakamlara göre 200 bin Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Resmi olmayan rakamlara göre bu sayı 300 bini aşıyor. Sınırlarımız yol geçen hanına döndü. Sınırda rahatsızlıklar artıyor, çatışmalar çıkıyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Hatay ve çevresindeki halk eli silahlı, sakallı ve haydut tipi insanlardan korkuyor. Çokları göç bile etti. Her geçen gün bu sıkıntılar katlanarak artıyor.

                                                     “Esad birkaç ay içinde gidecek” diyerek işin içine balıklama atladık ama aradan iki yıldan fazla zaman geçti Esad hala koltuğunu koruyor. Daha önce konu ile ilgili yazdığımız bir yazıda “Bu köprülerin altından daha çok sular akar” demiştik. Esad’ı silahla uzaklaştırmakta başrol oynayan Başbakan, şimdi “siyasi çözüm”den söz ediyor. Bunun için de Rusya’ya ve ilgili ülkelere gidecek. Bu politikalarla yakında Esad’ın ayağına gitmeye hazırlanırlarsa da bu bizim için sürpriz olmayacaktır.

e.mail: [email protected]