‘Kuran dersi koyduk çünkü…’

"Siyaset bilimcileri siyasi partileri genellikle ikiye ayırıyorlar. Tavandan gelen, tavan eksenli siyasi partiler. Tepeden inmeci siyasi partiler. Bunlar halkı yönlendiren partilerdir. Eğer halkın beklentileri, istekleri bu siyasi partinin felsefesine uyarsa halk iyidir, uymazsa o halk tehlikelidir. Bir de tabandan gelen, tabana dayalı siyasi partiler. Bu partileri de halk yönlendirir. Bu partilerin dünya görüşü ile halkın dünya görüşü paraleldir, örtüşür. Halkın gündemiyle bu siyasi partilerin gündemi aynıdır. İşte AK Parti tabandan gelen, halkın yönlendirdiği bir siyasi parti olarak kurulmuştur. Hatta şunu söyleyebilirim; AK Parti’yi önce halkımız, milletimiz gönlünde kurdu, bize de böyle bir parti kurun diye talimat verdi, biz çok yerde de tekrar ettik, genel başkanımız da ifade etti; biz de tabelaları astık. Siyaset bilimcilerin o tarifine, yani tabandan gelen, halkın yönlendirdiği parti tiplemesine en uygun siyasi partilerden biri, hatta başta geleni AK Parti’dir." - 250420131207178098607 2

Mehmet Ali Şahin’den ilginç açıklama

İHA
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, okullarda okutulan Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerinin Anayasa’nın 5. maddesi gereği müfredata konulduğunu söyledi.

250420131207178098607_2Şahin, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin ’light komutan’ benzetmesine ise, “Darbecilik bunların ruhuna işlemiş” diyerek tepki gösterdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Ali Şahin ve Süleyman Soylu, Siyaset Akademisi’nde “Deneyim ve Vizyon Paylaşımı” konulu derse katıldı. 15. dönem Siyaset Akademisi’nin ilk dersinde konuşan Mehmet Ali Şahin, “Bu akademinin adı Siyaset Akademesi olmaz da politika akademisi olsaydı buraya gelmezdim Süleymancığım” diyerek siyaset ve politikanın aynı anlama gelmediğini söyledi. Siyasetin hizmet anlamına geldiğine vurgu yapan Şahin, kendilerinin de AK Parti çatısı altında ülkeye, millete ve tüm insanlığa hizmet için çalıştıklarını kaydetti. Siyasi partilerin ikiye ayrıldığını belirten Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyaset bilimcileri siyasi partileri genellikle ikiye ayırıyorlar. Tavandan gelen, tavan eksenli siyasi partiler. Tepeden inmeci siyasi partiler. Bunlar halkı yönlendiren partilerdir. Eğer halkın beklentileri, istekleri bu siyasi partinin felsefesine uyarsa halk iyidir, uymazsa o halk tehlikelidir. Bir de tabandan gelen, tabana dayalı siyasi partiler. Bu partileri de halk yönlendirir. Bu partilerin dünya görüşü ile halkın dünya görüşü paraleldir, örtüşür. Halkın gündemiyle bu siyasi partilerin gündemi aynıdır. İşte AK Parti tabandan gelen, halkın yönlendirdiği bir siyasi parti olarak kurulmuştur. Hatta şunu söyleyebilirim; AK Parti’yi önce halkımız, milletimiz gönlünde kurdu, bize de böyle bir parti kurun diye talimat verdi, biz çok yerde de tekrar ettik, genel başkanımız da ifade etti; biz de tabelaları astık. Siyaset bilimcilerin o tarifine, yani tabandan gelen, halkın yönlendirdiği parti tiplemesine en uygun siyasi partilerden biri, hatta başta geleni AK Parti’dir.”

AK Parti’nin tabandan gelen bir parti olduğu için üç dönemdir oylarını artırarak iktidarda olduğunu belirten Şahin, AK Parti’de görev almak isteyen genç siyasetçilere ise, “Bizim AK Parti mensuplarının dört tane vasfı vardır. Bunlardan bir tanesi inançtır, ikincisi bilgidir, üçüncüsü aksiyondur, yani eylemdir, dördüncüsü takiptir. Buna bir beşincisini de ekleyebiliriz; güçlü bir irade, çelik gibi bir irade” diye konuştu.

‘KUR’AN-I KERİM DERSLERİNİ ANAYASA’NIN 5. MADDESİ GEREĞİ KOYDUK’

Mehmet Ali Şahin, konuşmasının bir bölümünde ise muhafazakarlık konusuna değindi. İnsanların iyi birer birey olması için toplumda gerekli şartların oluşturulmasının kendilerinin muhafazakarlık anlayışını yansıttığına vurgu yapan Şahin, “Bunun için, işte içinde bulunduğumuz ders yılından itibaren seçmeli de olsa okullarımıza Kur’an-ı Kerim dersini bunun için koyduk. Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (s.a.v) hayatı anlamına gelen Siyer-i Nebi derslerini bunun için koyduk” dedi.

‘İNSAN MALZEMEMİZ BOZULDU’

Okumaya devam et  Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!?

Şahin, Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi dersleri için şunları söyledi:

“Değerli kardeşlerim sizler de fakındasınız insan malzememiz bozuldu. Yahu annesini, babasını öldürebilen evlatların varlığı hepimizin vicdanlarını kanatmıyor mu? Gazetelerde, televizyonlarda bu haberleri duyunca içimiz yanmıyor mu? ’Anandan, babandan biri yanında ihtiyarlarsa ona öf bile demeyeceksin’ terbiye anlayışını öğrenmediğimiz için o çocuklar o cinayetleri işliyorlar, o hataları yapıyorlar. Bakın Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 5. maddesi devletin görevlerini sayarken, vatandaşın maddi varlığının gelişmesi için gerekli tedbirleri alma sorumluluğunu devlete yüklediği gibi, manevi gelişmesini sağlayacak tedbirleri alma görevini de devlete yüklemiştir. Bu söylediklerim şuanda yürürlükte bulunan Anayasa’nın 5. maddesiyle aynen doğru orantılıdır. Ezbere konuşmuyorum, çünkü mevcut şuanda, değiştirmeye çalıştığımız, çünkü darbe ürünü bir anayasadır. 5. maddesi insanın manevi varlığının gelişmesi için de devlete sorumluluklar yüklemiştir. Biz AK Parti iktidarı olarak Anayasa’nın 5. maddenin gereği olarak o dersleri koyduk. Keşke daha önce koyabilseydik onları. Daha önceki yönetimler keşke onları koyabilselerdi. Ama maalesef bunları önermek değil, geçmişte yani bunları konuşmak, önermek değil, düşünmenin bile sakıncalı olduğu dönemleri yaşadı Türkiye. Yaşadı da ne oldu? İşte şimdi hepimizin garipsediği, üzüldüğü bir takim hadiselerle karşılaşabiliyoruz.”

‘PEYGAMBERİMİZİN HAYATINI ÇOCUKLARA ÖĞRETİRSEK…’

Şahin, Kutlu Doğum Haftası’nda gerçekleştirilen etkinliklere de değindi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı bu konuda kutlayan Şahin, “Buradan çıkaracağımız ders nedir?” diyerek Hazreti Muhammed hakkında araştırmalar yapan bir araştırmacının notlarını okudu. Şahin, okullarda okutulan Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerini niçin koyduklarını ise şöyle anlattı:

“Sevgili Peygamberimiz ’Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim’ dedi. Yüce ahlakı tamamlamak için. Peki onun hayatından kendi hayatımıza yansıtacağımız neler var? Asıl önemli olanın o olduğunu düşünüyorum. Bakın bir bu konuda araştırmalar yapan bilim insani Peygamberimizin güzel ahlakı ile ilgili çok güzel bir hazırlık yapmış; ’Sevgili Peygamberimiz daima düşünceliydi. Susması konuşmasından uzun sürerdi. Lüzumsuz yere konuşmazdı, konuştuğunda ne fazla ne de eksik söz kullanırdı. Dünya işleri için kızmazdı, kendi şahsı için öfkelenmez ve asla öç almazdı. Kötü söz söylemezdi. Affetmeyi severdi, intikam almazdı, düşmanlarını affetmekle kalmaz onlara şeref ve değer verirdi. Kimseyle çekişmezdi, boş şeylerle uğraşmazdı, umanı umutsuzluğa düşürmezdi. Konuşamadığı bir şey hakkında susardı. Kimsenin kusurunu araştırmazdı. Kimseye hakkında hayırlı olmayan söz söylemezdi. Yanında en son konuşan kimseyi ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlerdi. Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi, her zaman ağırbaşlıydı, herkesin anlayabileceği dilde tane tane konuşurdu. Yürürken beraberindekilerin önünde yürümezdi. Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi, dostlarına ’dünyada garip bir kimse yahut bir yolcu gibi olun’ derdi. Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı. Fakir zengin ayırımı yapmazdı, dostlarını zenginliğine göre değerlendirmezdi, dürüstlüğü severdi, yalanı hiç sevmezdi. Sadece sade ve temiz kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı. Birisiyle konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmezdi. Kendisi için ayağa kalkılmasını sevmezdi. Dostlarını sık sık ziyaret eder, onlara şakalar yapardı. Kendi işini kendi yapardı. Sabahları evinden çıkarken ’İlahi, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım’ derdi. Sıradan değildi ama sıradan insanlar gibi yaşardı.’ İşte ihtiyari de olsa okullarımıza koyduğumuz derslerle Sevgili Peygamberimizin bu güzel hayatını, yaşayış tarzını, insanlarla münasebetlerini çocuklarımıza öğretirsek, toplumumuz daha huzurlu olmaz mı, daha barış içinde yaşayan bir toplum olmaz mı? İşte biz AK Parti olarak ’muhafazakar-demokrat’ derken bu değerlerimiz önce çocuklarımıza öğretilsin ve bunu toplumda hep birlikte yaşayalım, bunu kastediyoruz.”

Okumaya devam et  Muharrem İnce Çanakkale’de !

‘AKP’NİN MUHAFAZAKAR OLDUĞU KADAR DEMOKRATİK YÖNÜ DE VAR’

Mehmet Ali Şahin, AK Parti’nin ’muhafazakar’ yönü kadar ’demokrat’ bir yönü de olduğunu belirterek, AK Parti’nin 11 yıl boyunca üzerinde gayret ettiği, mesai sarf ettiği başka önemli konunun ’demokrasi’ olduğunu kaydetti. Milletin uzun yıllar boyunca darbeler gördüğünü, baskılara uğradığını anlatan Şahin, “Türkiye şimdi geçmişle kıyaslandığında çok daha demokrattır” dedi.

AK Parti’nin demokratikleşme adına gerçekleştirdiği reformları anlatan Şahin, “Biz AK Parti olarak, Türkiye’de dava sayısının çok az olmasını isteriz, hakimlerimiz, savcılarımız arzu ederiz ki boş otursunlar. Ama Türkiye’de düzeni tesis etmek ve yasaları hakim kılmak için eğer suç işleyenler olursa tabi onlarla ilgili de hukuk, yargı gereğini yapacaktır” diye konuştu.

Darbe davalarıyla ilgili çok üst düzey görevlerde bulunmuş kişilerin yargılandığını, bir kısmının da tutuklu olduğunu hatırlatan Şahin, “AK Parti olarak bundan şeref ve onur duymuyoruz. Keşke o kişiler bu tür davalara muhatap olmasalardı. Keşke haklarında o iddialarla bu davalar açılmamış olsaydı. Ama eldeki belge ve deliler böyle bir davanın açılması sonucunu doğurmuşsa, yapılacak şey yargıya saygı göstermek ve sonucu beklemektir” şeklinde konuştu.
Şahin, CHP’nin Silivri’de görülen davayı eleştirmesini ve orayı bir ’toplama kampı’na benzetmesine de cevap verdi. Ana muhalefet partisinin münasip olmayan değerlendirmelerde bulunduğunu söyleyen Şahin, “O hakim ve savcılar, hakim ve savcı değilmiş. Bir ana muhalefet partisi liderinin 20-25 yılını kürsülerde geçirmiş, o kadar tecrübe sahibi hakim ve savcıları aşağılayan, onları taşeronlukla suçlayan ifadeleri o siyasi partiye ve genel başkana hiç yakışmıyor. Ne diyorlar; ’Bu davalar adil yargılama yapmıyor. Bu mahkemeler adil yargılama yapmıyor. Tutuklama süreleri uzun, savunma hakları kısıtlanıyor’. Bunu söylüyorlar” dedi.
Mehmet Ali Şahin, CHP’nin Silivri eleştirileri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı ile ilgili olarak şunları söyledi:

Okumaya devam et  Avrupa da İslam Düşmanlığı -2-

“Balyoz hükümlüsü bir tuğamiral, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Dedi ki, ’Bu mahkemelerde adil bir yargılama yapılmıyor. Tutuklama süreleri uzun, savunma hakkımız kısıtlanıyor. Geçtiğimiz Şubat ayında AİHM bir karar verdi bu başvuru üzerine. Yani Sayın Kılıçdaroğlu’nun da iddia etti bu konularla ilgili AİHM bir karar verdi. Kararın özeti şöyle; ’Deliller ikna edici, tutuklama nedeni inandırıcı, ciddi kanıtlar var. Tutukluluk süresi normal, yargılama süresi makul’. Kim söylüyor bunu? AİHM’nin kararı. Tabi ki yargılamayı Türk mahkemeleri yapıyor, biri Yargıtay aşamasında, diğeri de şuanda karar aşamasında. Tabi ki yargıçlarımız ellerindeki delil durumuna göre gerekli kararı vereceklerdir.”

KILIÇDAROĞLU’NA CEVAP

Şahin, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun 23 Nisan dolayısıyla TBMM’de yaptığı konuşmaya da değindi. Kılıçdaroğlu’nun tutuklu milletvekillerini gündeme getirdiğini hatırlatan Şahin, “Dün 23 Nisan’la ilgili işte liderlerimiz Meclis’te konuşmalar yaptılar. Sayın Kılıçdaroğlu ’Milli irade tutukludur’ diyor, neyi kastediyor? İki tane milletvekilleri bu davalardan birinden dolayı tutuklu ya, onu kastediyor. ’Milli irade tutukludur’. Şimdi değerli arkadaşlarım bu kişiler milletvekili seçildikten sonra cezaevine gitmediler, düşmediler. Bunlar bu davalar nedeniyle tutuklanmıştı, CHP cezaevinde tutuklu bulunan bu kişileri cezaevinden çıkarmak için milletvekili adayı gösterdi. Ancak üstlerine atılı bulunan suç, yargılamanın durmasını gerektirmeyecek nitelikte bir suç olduğu, yani dokunulmazlık kapsamına girmeyen bir suç olduğu için tutukluluk halleri devam ediyor, yargılama devam ediyor. Asıl bu iddiada bulunanlar şu sorunun cevabını vermeli; ya arkadaş siz hakkında ’darbeye teşebbüs ettiği’ iddiasıyla dava açılmış kişileri neden milletvekili adayı gösterdiniz? Niye? Asıl bunun cevabını vermelisiniz.”

MUHARREM İNCE’NİN ’LIGHT KOMUTAN’ BENZETMESİNE TEPKİ

Şahin, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin komutanlar için söylediği ’light komutan’ sözüne de tepki gösterdi. Şahin, şunları söyledi:

“Sayın Muharrem İnce Yalova’dan geçen gün komutanlarımıza ’light komutan’ demiş. ’Yumuşak’ demek dimi Süleyman bey? ’Selam olsun, Yalova’dan selam gönderiyorum’. Çünkü onlara göre komutan dediğin siyasilere talimat verecek, gerektiğinde ültimatom verecek, gerektiğinde ihtilal yapacak komutan. Ama demokrasiye bağlıysa, hukukun üstünlüğüne inanıyorsa ve siyasi otoritenin emrinde olmayı anayasa gereği benimsemişse o ’light komutan’. Darbecilik bunların ruhuna işlemiş. Aydın Milletvekili Osman Aydın, geçenlerde Aydın’da dedi ki, ’Ya darbe yapacak komutan kalmadı, hepsini içeri tıktılar’. Artık Türkiye’nin gündeminden bu darbedir, muhtıradır, bilmem nedir tamamen çıkmalıdır. İşte AK Parti demokrasi anlayışı gereği Türkiye’yi bu ayıplardan temizlemek için siyaset yapıyor. Gelmiş olduğumuz nokta bu bakımdan sevindirici bir noktadır. Biz muhafazakar demokrat bir partiyiz. Millet iradesi üzerinde beşeri anlamda başka iradeyi asla kabul etmiyoruz.”

Şahin, çözüm süreciyle ilgili olarak ise, “Bu gemi yola çıktı, durduramayacaklar” dedi.

Etiketler: haber   haberler   Mehmet Ali Şahin   CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce   Kuran   ders  müfredat

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir