Siz Türkiyeli misiniz, Yoksa Türk mü?

Yukarıdaki  soru cümlesi,  bundan tam 8 yıl önce  6 Aralık 2004  tarihinde Eskişehir Sakarya gazetesinde   yayınlanan yazımın başlığı idi - Ilber oltayli

Yukarıdaki  soru cümlesi,  bundan tam 8 yıl önce  6 Aralık 2004  tarihinde Eskişehir Sakarya gazetesinde   yayınlanan yazımın başlığı idi

Malum, yeni ve demokratik bir anayasa yapma süreci ağır aksak sürüyor. Başkanlık sistemi de yoğun bir şekilde tartışılıyor.  Bu kapsamda aralarında akademisyen, siyasetçi ve emekli askerlerin bulunduğu 300’ü aşkın imzası bulunan  ve 27 Mart 2013 tarihinde yayınlanan Türk Milleti’ne Çağrı  adlı bildirinin yankıları da sürüyor.

Anayasa’da vatandaşlık tanımı kapsamında “Türk” kelimesinin çıkarılması da bu kapsamda gündeme gelmiştir ama bunun tartışma konusu olması bence çok yersizdir.

Anayasa’da, içinde etnik aidiyeti belirtmeyen bir vatandaşlık tanımı yapılabilir.

Taha Akyol’un  CNN Türk’te  açıkladığı 1924 Anayasası’ndaki ifade kalabilir görüşüne  katılıyorum: “Türkiye’de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese Türk denir”.

Aydınların  “Türk ifadesi Anayasa’dan çıkmasın” açıklamasına da katılmamak mümkün değildir.

Bildiriye imza atanlar  arasında bulunan ve SBF’den yakın arkadaşım ve de dostum  Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Türkiyeli” kavramının kabul edilemeyeceğini söylemiştir. Bu çağrının ardından Taraf gazetesinden aydınlara “Brakisefal Türkleri” şeklinde eleştiri gelmiştir.

Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde  brakisefal kelimesinin anlamı şöyledir: “Kafatasının genişliği ile uzunluğu hemen hemen eşit olan, kısa kafalı, kafa endeksi 80’in üzerinde olan.”

Taraf, bildiriyi imzalayanları açıkça “kafatasçı” olarak tanımlamıştır.

Türkiyeli  kavramının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Ortaylı, “Birileri ben Kürt’üm diyecek diye ben Türklük’ten çıkamam” demiş ve bu  konudaki görüşlerine şöyle açıklamıştır:  

Coğrafyayla kimlik edinilmez. Mesela Fransa memleketin adıdır. Hiç kimseye Fransa’dan türeme bir isim verilmez. Bizim adımızın da Türkiye’den mülhem olması şart değil. Türkiye bir memleketin adıdır. “Türkler’in ülkesi” demektir.”

Melih Aşık  köşesinde şunları yazmıştır:

“Gazeteci Banu Avar geçmişte Fransa’nın ünlü siyasetçilerinden Patrik Deveciyan’la bir mülakat yapmış. Aralarında şöyle bir konuşma geçmiş: Siz bir Ermeni olarak 1915 olayları hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben Ermeni değil, Fransız’ım. Ama siz Ermeni kökenlisiniz. Burası bir ulus-devlet ve ben de Fransız yurttaşıyım. Yani Fransız’ım.”

Fransa’da beş yıl yaşadım. 1988 yılında Ermenistan’da büyük bir deprem oldu. Ermeni kökenli Fransız şarkıcı  Charles Aznavour deprem sonrasında Fransa’da Ermenistan’a  yardım kampanyası başlatmıştır.

Okumaya devam et  Şırnak’ta konaklayan 45 kişilik depremzedeye saldırı

Neden böyle bir kampanya başlattığı sorulduğunda, kendisinin bir Fransız, kökenini Ermeni olduğunu söylemiştir.

Aznavour hiçbir zaman ben bir Ermeniyim dememiştir.

Yurt dışında  Türk pasaportu taşıyan herkese  “Türk” diye hitap ederler. Nasıl Alman pasaportu taşıyan birine  biz Alman diyorsak.

Türkiyelilik tanımlaması, Türk milletini bölüp parçalamak isteyen belli mihraklar tarafından kullanılmaktadır. Bazı iyi niyetli Türkler de bilmeyerek bu oyuna alet olmaktadırlar.

Geçmişte, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Türkiyelilik üst kimliğini öneren   Azınlıklar Raporu sebebiyle şimdi akil   adam olan  Prof. Dr. Baskın Oran ile eski Başbakanlık İnsan Hakları Danışma   Kurulu  Başkanı Prof. Dr. İbrahim   Kaboğlu hakkında dava açmıştır.

Başsavcılığın iddianamesinde Azınlık Raporu’nda  “Türklük yerine Türkiyelilik” kavramının   önerilmesinin neden suç oluşturduğu şöyle açıklanmıştır:

“Burada kullanılan Türk kelimesi   etnik-sosyolojik ile bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kapsamaktadır.   Nitekim bugün İngiltere devleti vatandaşına İngiltereli değil, İngiliz,   Almanya devleti vatandaşlarına Almanyalı değil Alman, Fransa devleti   vatandaşına Fransalı değil, Fransız denilmektedir. Bu ülkelerde tek bir ırk   yaşamamaktadır. Örneğin, Fransa milletini yani Fransa’yı oluşturan etnik   unsurları Kelt, Flaman, Alzas, Katalan, Bask, Bröton, Normanlar ve başka   ırklar oluşturmaktadır. Buradaki bir Fransız vatandaşının  Je suis Français (Ben Fransızım) derken Fransız   olduğunu söylemesi sorun yaratmazken, bir Türk vatandaşının Türkiyeli   olduğunu söylemesini istemenin nedeni nedir?”

Özdemir İnce, bunu çok güzel şöyle açıklıyor:  Galya topraklarında Kelt, Flaman, Alzas,   Katalan, Bask, Bröton, Norman vb. halkların yaşamasına karşın bu ülke Fransa   adını almışsa, bunun nedeni Frankların oluşturucu, kurucu ve birleştirici   rolünde aramalıyız. Türklerin Selçuklu ve Osmanlı topraklarında bin yıldır   yüklendiği ve oynadığı rol de işte budur. Bu tarihsel rol, hatır için kimseyle   paylaşılmaz!

Büyük önder Atatürk  Ne Mutlu Türküm  diyerek, sadece bir ırkı değil, kendini Türk   hisseden herkesi Türk saymıştır. Türk kimliğinin altında, Kürt, Çerkez,   Tatar, Boşnak, Laz, Abaza, Gürcü, Ermeni, Rum, Yahudi alt kimlikleri vardır.

Son olayları göz önünde bulundurursanız, kimlerin, hangi amaçla  “Türkiyelilik” kavramına sahip çıktığına   şahit olursunuz.

 

 Üyesi olmakta için büyük çaba harcadığımız                         ekomen2001 yılında bitkisel hayata girmiş, ölmekte olan terör örgütünü ABD desteğiyle “alt kimlik-üst kimlik” diye diye okşayarak canlandıran zihniyet, ülkeyi bölünmeye götürüyor.. 75 milyonun en az 60 milyonunun “Türk”lükle herhangi bir sorunu / derdi yokken, ABD

20:32 (Çar)

AB üyesi devletlerin anayasalarına  göz attığımızda “Alman”, “Fransız”, “İtalyan”, “Yunan” gibi kavramları görüyoruz.

 

Alman ve Alman vatandaşlığı;  Fransız,  Fransız halkı, Fransız vatandaşlığı;  bütün Yunanlar,  Yunan vatandaşı,  Yunan toprağı  gibi kavram ve deyimlerle karşılaşıyoruz.

 

Kendi vatandaşını  Türk  olarak niteleyemeyen Türkiye’nin  Batı Trakya’daki ahalinin  Türk  sıfatıyla nitelenmesini yasaklayan Yunanistan’ı eleştirmesi  mümkün mü?

 

Adı Türkiye olan devletin, tek olan bayrağına  Türk bayrağı  denildiği gibi, tek olan millete  de  Türk milleti  denilecektir.

 

Avrupa dillerinde “Türk kafası”, “Türk gibi kuvvetli”, “Anne Türkler geliyor” gibi deyimler vardır. “Türk kahvesi”, “Türk hamamı”, “Türk mutfağı”, “Türk lokumu” gibi kavramlar da dünyaca bilinmektedir.

 

1571’den itibaren Anadolu’dan gelip Kıbrıs’a yerleşmiş olanlara Kıbrıs Türk halkı denilmektedir.

 

Kuzey  Kıbrıs’taki devletin adı  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir.

 

“Türk ulusu”, “Türk vatandaşı”  ve “Türk” kavramlarını terk edersek başında “Türk” sıfatının yer aldığı resmi kurum ve kuruluşlarımızın isimlerinin değiştirilmesi taleplerinin de gündeme getirilme ihtimalini yok sayabilir miyiz?

 

Türk yerine Türkiyeli ifadesi kabul edilirse şu komik durumlarla karşılaşmamız kaçınılmazdır: Türkiyeli bayrağı, Türkiyeli Silahlı Kuvvetleri, Türkiyeli Havayolları, Türkiyeli Milli Takımı, Türkiyeli lirası, CNN Türkiyeli,  Jöntürkiyeli,  Kuzey Kıbrıs Türkiyeli Cumhuriyeti, Türkiyeli hamamı, Türkiyeli lokumu, Türkiyeli kahvesi,  Hidayet Türkiyelioğlu, Beyazıt Öztürkiyeli vb.

 

Yurt dışındaki Türk vatandaşlarına “Türk sporcu”, “Türk sanatçısı”, “Türk askeri”, “Türk parlamenteri”, “Türk diplomatı” denen insanlara bundan sonra acaba Türkiyeli sporcu mu diyeceğiz?

 

Galatasaray,  Fenerbahçe ve diğer Türk takımlarının Avrupa’daki maçlarını anlatan yabancı spikerler acaba bu takımlara Türk takımı mı yoksa Türkiyeli takım mı demektedirler?

 

Fatih Terim’e Türkiyeli eski milli takım antrenörü mü diyeceğiz? Tabii ki hayır! (The former Turkish national team coach)

 

Burak Yılmaz’a  Türkiyeli forvet mi diyeceğiz?  Tabii ki hayır!

(Turkish international striker)

 

Yabancı kaynaklarda Orhan Pamuk  kısaca ünlü “Türk romancısı ” olarak  anılmıyor mu?

 

Almanya’da Hitler’in iktidara gelmesiyle  Nazilerden kaçan, aralarında ünlü hukukçu Prof. Dr. Ernst Hirsh ve  ünlü maliyeci Prof. Dr. Frizt Neumark’ın da  bulunduğu Yahudi asıllı Almanlar ve aileleri, “Türk vatandaşı” olmaları ve “Türküm” dedikleri için  hayatta kalmışlardır.

Kürt liderler Mesud Barzani ve Celal Talabani geçmişte  kullandıkları pasaport dolayısıyla  “Türk vatandaşı”  olarak görünmekten, kayıtlara “Türk” olarak geçirilmekten rahatsızlık duymamışlardır.

 

1992 yılında, Arjantin’in o dönemdeki Cumhurbaşkanı  Carlos Menem  Ankara’ya geldiğinde  Arjantin’deki lakabının  El Turco olduğunu  açıklamıştır.

 

Anne ve babasının Osmanlı devleti zamanında Suriye’de doğup büyüdükleri ve sonradan Arjantin’e göç ettikleri için  Arjantin’de  El Turco  olarak adlandırıldıklarını söylemiştir.

 

Amerikalı “Amerikanım”,  Fransalı “Fransızım”, Almanyalı “Almanım” derken, Türkiye’de  “Türküm” demeyip, “Türkiyeliyim” demek,  gaflet ve dalalet değil de nedir?

 

Cemil Çiçek’ten Kırım Türklerine Destek

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, Ukrayna’daki temaslarında Kırım Türklerinin  sorunlarını gündeme getirerek Ukraynalı mevkidaşına, “Kırım Türkleri kimlik ve kültürlerini koruyarak toplumun ayrılmaz bir parçası olmalı” demiştir.

Çiçek, sürgünden dönen halkların statüsü ile ilgili yasanın imzalanmasını da istemiştir.

Ukrayna Parlamento Başkanı Volodimir Rybak da, “Ukrayna vatandaşı olan Kırım Türklerinin  sosyo-ekonomik ve entegrasyon sorunlarının çözülmesi devletimiz için en hassas, öncelikli konudur” cevabını vermiştir.

Cemil Çiçek, Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu’nun 1915 olaylarıyla ilgili olarak Türkiye aleyhinde aldığı kararın kaldırılmasını da talep etmiştir.

 

 

 

__._,_.___

 

 

 

 

 

 

Okumaya devam et  İkna edilen PKKlı teslim oldu

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir