Türkiye Genç İşadamları Derneği: Aramızdaki ticareti de ittifakı da çok daha üst düzeylere çıkarabiliriz

tugiad

tugiad“Aramızdaki ticareti de ittifakı da çok daha üst düzeylere çıkarabiliriz”

Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Ali Yücelen’le röportaj
– Türkiye-Azerbaycan’da karşılıklı yatırım politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Türkiye ve Azerbaycan karşılıklı olarak iki ülkede yatırımlarının artmasını teşvik etmedir. Karşılıklı yatırımların korunması ve desteklenmesi anlaşması bu konuda önemli bir işlev görmektedir. Ayrıca hem Türkiye’nin hem de Azerbaycan’ın yeni yatırım teşvikleri iki ülkenin yatırımcılarını karşılıklı olarak yeterli ölçüde teşvik etmektedir. Bu itibarla iki ülkenin karşılıklı yatırımlar için uyguladıkları politikaları özendirici nitelikte değerlendirilmektedir.
Azerbaycan’la Türkiye arasında 2012 yılında gerçekleştirilen toplam ticaret hacminin 4 milyar dolar seviyesine ulaştı. 2012 yılında ülkelerimiz arasında karşılıklı yatırım tutarı yaklaşık 10 milyar dolar oldu. Türk işadamları ve Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bu rakamı yakın gelecekte 20 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Ticaret hacmimiz 2011 yılında 3,5 milyar dolardı. Bu rakamın 2023 yılına kadar en az 4 katına çıkması gerekiyor. 2012 itibariyle 4 milyar doları aşan bir ticaret hacmine ulaşmamız, hedeflerimizi gerçekleştirebileceğimizi ortaya koyuyor. Fakat hem tarihsel hem de kültürel kardeşliğimiz çerçevesinde incelendiğinde yetersiz bir rakam. Ülkeler, ticaretin en iyisini komşusuyla yapar. Dünya ticaretinin yüzde 25’i komşularla yapılıyor. Gelişmiş ülkelerde bu oran daha yüksek. Bizim bu durumda kardeşimiz, soydaşımız olan, kendimizi bir millet gördüğümüz Azerbaycan ile ticari ilişkilerimizi kesinlikle geliştirmemiz ve çeşitlendirmemiz gerekiyor. Ticari ilişkiler, kültürel ve sosyal bağların gelişmesinin olmazsa olmazıdır. Mevcut ticari ilişkimizin omurgası enerji. Oysa bu farklı sektörlerle zenginleştirilmelidir. Bununla birlikte yaklaşık bir ay önce Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Korunması ve Teşvikine İlişkin Anlaşma”nın onaylanması oldukça sevindirici bir gelişmedir.
– Son yıllarda Azerbaycan iş adamlarının Türkiye’de yatırımları nasıl gidiyor?
– Azerbaycan işadamlarının yatırımları dört alanda yoğunlaşmaktadır. Bunların başında enerji yatırımları ilk sırayı almaktadır. İkinci yatırım alanı turizm sektörüdür. Bu alanda da yeni yatırımlar ve satın almalar görülmektedir. Üçüncü alan ise taşımacılık ve lojistik alanıdır. Dördüncü alan ise gayrimenkul yatırımlarıdır. Azerbaycan şirketleri kendi ülkelerinde daha çok enerji alanında kazandıkları birikimleri Türkiye’de farklı sektörlere girerek çeşitlendirmektedir. SOCAR Türkiye’de Petro-kimya ve petrol ürünleri alanında çok önemli bir yatırımcı konumuna gelmiştir. SOCAR’ın PETKİM yatırımı, Star petrol rafinerisinin temelinin atılması ve TANAP projesi önem taşıyor. SOCAR’ın yeni yatırım teşvikleri içinde yer alan “stratejik yatırımların teşvikini” yeni rafineri projesi ile almış olması da ayrı bir önem taşımaktadır.
Türkiye’de resmi olarak sicil kaydı yapılan 1000 Azeri şirketin Türkiye’ye yatırım yaptığını, yatırımların 4,15 milyar dolar seviyesine ulaştığını ve giderek artacağını düşündüğümü söyleyebilirim. Azerbaycan’ın ekonomik kapasitesi ile karşılaştırıldığında Türkiye’ye önemli ölçüde yatırım yapıldığı görülmektedir.
– Karşılıklı yatırımların hızlandırılması için ne yapılması gerekmektedir?
– Azerbaycan ekonomisinin temelini enerji sektörü oluşturuyor. Petrol ve doğalgaz kaynakları, ülkedeki ekonomik büyümenin motoru konumunda. Ülkeye giriş yapan yabancı sermayenin büyük kısmı bu sektör için geliyor; ihracatın yüzde 90’lık kısmı yine bu sektörden gerçekleşiyor. Buna karşılık, tek sektöre bağımlı büyüme stratejisinin beraberinde getirdiği riskleri farkında olan Azerbaycan ülke ekonomisinin sadece petrol ve doğalgaz gelirlerine bağımlı bir durumdan çıkarılması konusunda kararlı gözüküyor. Hükümet, diğer sektörlerin geliştirilmesine ve ekonomik yapının çeşitlendirilmesine öncelik veriyor ve bunu da teşvik etmeye çalışıyor. Bu noktada Türkiye’nin birikimi ve imkanları da, bu sürece katkı yapmasına uygundur. Özellikle, tarım, gıda imalatı, inşaat, kimya sanayii, tekstil, turizm gibi petrol dışı sektörlerde ortak çabaların arttırılması ve işadamlarımızın güçlü ortaklıklar temelinde bu alanlarda daha fazla yatırım yapmaları olumlu ve isabetli bir gelişme teşkil edecektir. Bu alanlarda özel ve ikili projelerin geliştirilmesi, özel işbirliklerinin oluşturulması yararlı olacaktır.
Bununla birlikte, Azerbaycan hükümeti Türk işadamlarına yönelik özel fırsatlar sağlayabilir. Yapılması gerekenler daha çok yatırılmacılara yönelik pazar bilgilerinin aktarılması ve finansman olanaklarının genişletilmesidir. Bir diğer önemli konu ise Azerbaycan’ın vize uygulamasının Türk vatandaşları için en kısa süre kalkmalıdır. Bir kökün bedenleri, bir ağacın dalları olduğumuzu unutmadan birbirimize güvenerek, her iki toplumun da Türklük bilincinin artmasıyla elde edilecek işbirliği arzusunu kuvvetlendirerek aramızdaki ticareti de ittifakı da çok daha üst düzeylere çıkarabiliriz inşallah.
– Türkiye’nin Güney Kafkasya ekonomik politikasında bölge için ne vaat ediliyor?
– Güney Kafkasya bölgesinde siyasi riskler oldukça yüksektir. Nahçıvan kapısı yetersizdir. Sadece Azerbaycan ile ikili ilişkiler kuvvetlidir. İran ile ticaret ilişkileri de uluslararası yaptırımların ve ambargoların gölgesinde kalmaktadır. Bölgede sorunların çözülmesi ve kalıcı siyasi istikrarın sağlanması ekonomik girişimleri zenginleştirecektir.
Türkiye’nin Hazar Denizi’nin statüsünün belirlenmesi ile Güney Kafkasya enerji rezervlerinin batı pazarlarına ulaştırılması için izlediği yapıcı politikalar güney Kafkasya ekonomi politikasının önemli parçalarını oluşturmaktadır. Ayrıca ipek yolunun ulaştırma alanında yeniden canlandırılması girişimi de öncelikli politika alanıdır.
Türkiye’nin izlediği güney Kafkasya ekonomi politikası bölge ülkeleri arasında ekonomik ve ticari işbirliğinin arttırılmasını hedeflemekle birlikte siyasi sorunlar potansiyelin yeterince kullanılmasını engellemektedir. Türkiye ile Azerbaycan mevcut potansiyeli kendi aralarında daha çok kullanılabilmektedir.
Elnur ELTÜRK

Okumaya devam et  Güney Kafkasya’da dengeler Türkiye lehine gelişiyor

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir