VE TALAT VE PAPAZ VE KIBRIS..

VE TALAT VE PAPAZ VE KIBRIS.. - 67014

 

 

 

 

VE TALAT VE PAPAZ VE KIBRIS.. - th

VE TALAT VE PAPAZ VE KIBRIS..

HÜSEYİN MÜMTAZ

 

                Allah rahmet eylesin; “Ben Türkiyesiz mezara bile gitmem” diyen Rauf Bey’in vefatından sonra Talât meydanı iyice boş buldu..

                Salladıkça sallıyor, desteksiz atıyor.

                Modaya uydu, kendini “akil adam” zannediyor..

Haddini bildirecek kimseler var da, nedense konuşmuyorlar..

“Süreç”i mi baltalamaktan çekiniyorlar?

                Süreç mi, ne süreci?

                Hangi “açılım”, neyin “açılımı”?

                Talat bir soru üzerine “Rum tarafında gelişen olaylardan -Kıbrıslı ve insan olarak- memnun olmanın mümkün olmadığını, ayrıca Rum ekonomisinin gerilemesinin bizi de olumsuz etkilediğini kaydederek, her şeye rağmen olumsuzluklardan olumluluk çıkarmak gerektiğini” anlatmış.

Talat, “..çözüm olsaydı örneğin, Maraş’a yatırımın önünün açılmış, birçok başka alanlara yatırım olanağının doğmuş olacağını” ifade ederek, ekonominin kriz yaşamaması ve gelişmeye devam etmesi için çözümün önemine yeniden dikkat çekmiş.

Başka bir soruyu değerlendiren Talat, Eroğlu’nun görüşmeleri kendisinin bıraktığı yerden başlayarak sürdürdüğünü, ancak sürükleyemediğini kaydetmiş ve  “Süreç, bugün çökmüştür” diyerek “şimdiki kriz ortamında Rum tarafını olumlu yönde etkilemenin daha kolay olabileceğini de” sözlerine eklemiş.

                Talât da “konjonktürel” konuşuyor,  “Türk” demiyor, “Türk”ten hiç bahsetmiyor.

                -Kıbrıslı ve insan olarak- konuşuyor, fikir beyan ediyor.

                Sanki adada sadece “Kıbrıslılar ve insanlar” yaşıyor.

                Mişaroları, eşekleri, yaseminleri, altıntopları saymıyor..

                Rauf Bey dememiş miydi; “Kıbrıs’ta Kıbrıslı olarak yalnız eşek vardır”..

                Aslında Talât “Türklüğü” hiçbir zaman benimsememişti. “Benim anavatanım Türkiye’dir” lâfını hiç duymamıştık ondan.

                Ne de İstiklâl Marşı’nı..

“Türk”e yabancı olduğu için Türk gibi düşünemiyor; Türkçe düşünemiyor, düşündüklerini Türkçe ifade edemiyor.

“Yoldaş”ı Hristofiyas’la resmi toplantılardan önce (ve sonra) onun için mi başbaşa, tanıksız/tutanaksız saatlerce yapayalnız konuşmuştu?

Hristofiyas Türkçe bilmediğine göre nece konuşmuşlardı?

                Talat Türkçe bilmiyor, bakın ne diyor;

Bir soru üzerine “Kıbrıs sorununun çözümü ile ilgili dışarıdan gelecek yardım ve destekleri memnuniyetle karşılamak gerektiğini söylüyor ve ekliyor;

“Çözüme ölümcül derecede ihtiyaç vardır”..

Arkadaş “hayatî” demek istiyor ama uydurukça merakı var ya; ayni kendi icat ettiği “bütünlüklü çözüm” uydurmacası gibi “ölümcül” çıkıyor ağzından.

Şuur altını fâş ediyor..

Böylelikle sadece “Kıbrıslılar” için düşündüğünü söylediği “çözüm”ün Türkler için “ölümcül” olacağını kaçırıveriyor ağzından..

Meselâ “ilk olarak” Maraş’ın tesliminden söz ediyor…

Yahu insan, “Bu dert iflâh etmez, ölümcüldür”, “Bu yolun sonu ölümcül bir uçuruma çıkar” der de, hiç, “Çözüme ölümcül ihtiyaç vardır” der mi?

Hiç hastaya “İyileşmeniz için bu ilaca ölümcül derecede ihtiyacını vardır” denir mi?

Türkçe düşünemeyenlerin; Türk gibi, Türkçe düşünüp de düşündüklerini Türkçe ifade edemeyenlerin Türklere faydası olmayacağı âşikârdır..

Talat böyle de, öbür “Kıbrıslı” şikâr mı?

Papaz’dan bahsediyoruz..

a)İkinci Hrisostomos, Euro Grubu’nun “Kıbrıs Bankası”nın Yeniden Yapılandırılmasıyla İlgili Kararı Aleyhine Ara Emri İçin Yüksek Mahkeme’ye Başvurdu… Mahkeme Ara Emri Aldı. Vaz geçmek için papaz, Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı’nın istifasını şart koştu..

b)İkinci Hrisostomos, Avrupa Birliği’nin gelecekte olmayabileceğini, ülkesinin birlikten ayrılması gerektiğini söyledi.

Rusya’nın Birinci Kanal’ına açıklamada bulunan Hrisostomos, “İspanya, Portekiz ve İtalya ekonomileri halen tehlikede. Eğer İtalya ekonomisi bizim ekonomimiz gibi çökerse, Avrupa Birliği kalmaz…” iddiasında bulundu.

“İnsanlar troykanın aldığı kararları anlamıyor. Bunların büyük çoğunluğu birliğin yıkılmasına neden olacak yaklaşımlar…” eleştirisi getiren papaz, bunun için birlik yıkılmadan önce Kıbrıs’ın AB’den çekilmesi gerektiğini söyledi.

c) Alithia gazetesi ve diğer gazetelere göre Başpiskopos II.Hrisostomos, Strovolo’daki “Ay.Vasiliu” Kilisesi’ndeki ayinden sonra yaptığı açıklamada, ülkedeki bu uğursuzluğun, ekonomik sorun olmadığını, öyle görüldüğünü ancak bunun temelinde bir günahın bulunduğunu söyledi.

Hrisostomos açıklamasının devamında tüm konunun manevi olduğunu belirterek “hepimiz engelsiz bir hayat yaşadık, kendimiz için büyük şeyler istedik zira paraya, makam ve bir konuma sahipsen o zaman mutlu ve mesut olacağımıza inandık. Parası ve makamı olanlar mutlu olabilir, ancak bu mutluluk, zenginlik gibi daimi değildir” şeklinde ifade kullandı.

Hrisostomos, “Eğer elimizde ne varsa harcamasaydık bugün bu sonuçlara sahip olmazdık” dedi.  Hrisostomos, hiç kimsenin aç kalmaması için her şeyi yapacaklarını belirtirken, Kilise mallarının ne Başpiskoposun ne papazların ne de metropolitlerin olduğunu ifade etti.

Hrisostomos “Kıbrıslıları” düşünüyor. Doğal olarak kastettiği “Rumlar”..

Ama Talât’ın “Kıbrıslılar” derken neyi kast ettiği “müphem”..

Fakat birleştikleri tek ortak noktaları, “Kıbrıslılık” …

Haydi o zaman “ölümcül” ÇÖZÜM’e..

Elbirliği ile.. 4 Nisan 2013

 

 

 57’İNCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ

 

 

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir