DECCAL’İN İŞLERİ

3.4.2013 - trump nukleer

Birleşmiş Milletler’in merkezinde yer aldığı uluslararası sistemin temel ilkesi “hukukun üstünlüğü” nün varoluş krizi yaşanıyor.
O yüzden güç kullanımına başvuruluyor,insanın temel hak ve özgürlükleri çiğneniyor,gerilimlere hukuk işbirliği ve müzakere ile çözüm bulunamıyor.
Barış, güvenlik ve esenlik kalmıyor, totaliter rejimler yeşeriyor ve evrensel değerler zayi oluyor…

*
Kuzey Kore nükleer denemeleri nedeniyle BM’in uyguladığı yaptırım kararını reddetmektedir.
Bir nükleer güç olarak tanınmayı ve barış için kendi şartlarının kabulünü istiyor.
Aksi takdirde, Güney Kore ve ABD’den deniz ya da kara bölgelerine caydırıcı bir merminin dahi düşmesi halinde derhal kapsamlı bir savaşla yanıt vereceğini duyuruyor!

*
İran’ın nükleer silahı geliştirme çalışmalarında son aşamaya geldiği, İsrail’in yeterli miktarda gerekli malzemeyi üretmeden önce İran nükleer tesislerini vuracağı psikolojisi oluşmuştur.
İran programının barışçıl olduğundan yanadır ve BM’in uyguladığı yaptırımları reddediyor, uluslararası hukukun üstünlüğünün gözetilmesini istiyor -aksi takdirde, ABD ya da İsrail’den gelecek bir tehdit karşısında -mesela,Tel Aviv’i 3 saatte dümdüz ederim, diyor!

*
Bütün küresel tehditlerin ardında ABD’nin küresel hegemonyasını sınırsızlaştırmak üzere uluslararası hukuku hegemonyasının bir aracı olarak kabul ettirme çabası bulunmaktadır.
Dünyanın gerilimi yalnızca K.Kore ya da İran’dan değil ABD’nin tavrına itirazda kalan Rusya’nın Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşmasını ihlalleri paralelinde her yerden artıyor.
ABD-Rusya, ABD-Çin arasında füze-savar sistemleri, taktik füze grupları ve uzay- hava savunma sistemleri kuruluyor,deniz güçleri birbirleriyle yarışıyor -giderek, “Güçlü Amerika için Küresel Güvenlik, İstikrar ve Gelişme” konsepti yara alıyor,dünyanın bu dehşet tablosundan bir an önce kazasız-belasız çıkması gerekiyor…

*
Bu çerçevede ABD’nin küresel lider -çaresiz, diğerlerinin bölgesel lider olacağı bir küresel paylaşım sürecinin işletilmesine mi sıra gelmiştir?

*
ABD -nasılsa, İsrail’in etrafındaki ülkelerde ulusal,etnik,mezhepsel,sınıfsal farklılıkları bir güzel kaşımıştır.
Eskinin yasaklı ve İsrail tehditkârı Müslüman Kardeşler örgütü ve türdeşlerine kardeşlik, dayanışma hissi ve fütüvvet ilkesiyle rejimlerini devralma fırsatı verilmiş,
Değişim sırasında ekonomik,sosyo- politik yıkıma uğratılan ülkelerin -işte, Afrika’nın en büyük petrol rezervlerinin sahibi Libya’nın ve en büyük petrol rafineri sektörü, Nil Deltasında büyük petrol ve doğal gaz rezervi, Süveyş-Akdeniz Boru Hattı ve Süveyş Kanalıyla Mısır’ın hegemonya önünde diz çökmesi sağlanmıştır.

*
Suriye biri Hazar Denizi’nden başlayıp Türkiye ve İsrail üzerinden Kızıl Deniz’e uzanan,diğeri Irak’ı Akdeniz’e bağlayan iki önemli enerji koridorunun ortasında yer almaktadır.
Üstelik Doğu Akdeniz’in Dalit, Leviathan,Tamar basenlerinde İsrail ve Güney Kıbrıs Cumhuriyetinin birlikte bulduğu petrol ve doğal gaz rezerv alanına da komşu olması önemini bir kat daha arttırıyor.
O nedenle ABD Suriye’yi enerji güzergahıyla birlikte kontrolde tutmanın, Rusya ve Çin bu müthiş güzergah ve devasa rezerv alanında olmak için Suriye’de tutunmanın savaşımını veriyor -ki,

*
ABD’nin -işte,Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz kaynaklarına sahip olması kârının ardından,”Güçlü Amerika için Küresel Güvenlik, İstikrar ve Gelişme” konseptinin -artık, daha fazla yara almasını önlemek üzere Rusya ve Çin ile ortaklaştığı,
Her sahada ortaklıkla küresel ekonomi krizinin aşılması,İran ya da K.Kore emsali tehditlerin bertaraf edilmesi -nihayet,BM Teşkilatında uluslararası hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi sürecinin mi başlatıldığına,dikkat gerekiyor!

*
Mesela, Rusya’nın ABD’den füze savunma sisteminin nükleer altyapısına karşı kullanılmayacağına dair doğru stratejik seviyede,eşit şartlarda,içişlerine karışmadan ve karşılıklı çıkarlara saygı çerçevesinde hukuki garanti istemesi,
Aksi halde yılların birikimi,güçlükleri deneyimiyle küresel ölçekte sağlanmış saldırı ve savunma silahları dengesinin bozulacağı öngörüsünden doğan kriz;
ABD’nin hem NATO’nun hem de Rusya’nın korunacağı, ortak istihbarat,planlama ve koordinasyon ile komuta yapılarının yüksek seviyede entegrasyonlarında birbirinden ayrı çalışan füze savunma sistemleriyle sağlanması önerisiyle yumuşuyor mu?

*
Ya da Güney Kıbrıs’ta Başbakan Hiristofyas iktidarında münhasır ekonomik sahası netleşmemiş Doğu Akdeniz alanlarında Fransız ve İtalyan şirketleriyle arama çalışmaları yapılmış ve Türkiye ile çatışmacı bir politika izlenmiş -iken,
Neden Yeni Başbakan Nikos Anastasias çözüm doğrultusunda mesajlar veriyor ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu;
Ya Birleşik Kıbrıs Devletinin kurulması ve doğal kaynakların birlikte kullanılması -ya, çözüm süreci için müzakereler sürerken ortak bir komisyonun doğal kaynakları pazarlaması -ya da, iki devletli çözüm önerisinde bulunuyor?

*
Neden Güney Kıbrıs ekonomik krizinde mali açığını karşılayacak para bulma çabasını sürdürürken,
Doğu Akdeniz’de arama çalışmalarına destek veren Rusya’dan hidrokarbon yataklarından yararlanması karşılığı AB’den çıkacak kurtarma paketine iştirak etmesini istiyor?
Neden Rusya, ABD ve diğer büyük güçlerin çıkarlarının inanılmaz şekilde birbirine bağımlı hale geldiğini, Güney Kıbrıs’ta gelişmeleri Türkiye’nin ve İsrail’in politikalarının belirleyeceğine işaretle reddediyor?

*
Neden ABD, Obama’nın 2.Başkanlığı ile birlikte -elbette, İsrail politikaları paralelinde Türkiye’yi; su,tarım toprağı ve zengin hidrokarbon kaynakları üzerinde ve dört devlet arasında bölüşülmüş Kürdistan’ın çeşitli gruplar yönünden kendisinden başka egemen gücü, kendi üstünde de başka egemenliği kabul etmeyen Kürdistan ulus devletini oluşturmaya yönlendiriyor?
Neden İsrail aniden Türkiye’den özür dilemiştir?

*
Köhne önyargıları,hayalleriyle AKP iktidarı Osmanlı’nın egemen olduğu İslam toplumlarındaki siyasal kültürün kadim kurumları ve kültürel kodlarının değişimi ya da sözde çağdaşlaşmasının Türkiye’den lideri olduğuna inanmaktadır.
Neden Kürdistan üzerindeki Türk emperyalizmin etkilerine son vermek, bunların Kürdistan’daki etkilerini en son kalıntısına kadar tasfiye etmek, bağımsız ve birleşik bir Kürdistan’da demokratik bir halk yönetimi kurmak ve sınıfsız bir topluma doğru ilerlemek düşüncesinde Abdullah Öcalan’ın Kürdistanı’na memur ediliyor?
Asla bağdaşmaz,uzlaşmaz iki yanlıştan bir doğrunun çıkarılması haklı bir beklenti midir?

*
Yoksa,bunlar her an kirlenen dünyada Libya, Mısır kaynakları üzerine Doğu Akdeniz’de ortalama 1.7 milyon varil kurtarılabilir petrol ve 122 trilyon feet küp kurtarılabilir doğal gaz rezervi kazancı ardından hem ABD hem İsrail’in jeopolitik planlarının değişimini mi gösteriyor?
Giderek Rusya ve Çin’in desteğine girecek Büyük Kürdistan kaynaklarının Türkiye’yi by-pass ederek Kuzey Irak ve Kuzey Suriye enerji koridoru üzerinden Doğu Akdeniz’e akıtılmasının yolu mu açılıyor?
Böyle ise Büyük Ermenistan sırasını mı bekliyor?

*
Belki Ortadoğu ve Türkiye paylaşılmak istenmekte -iken,Türk Milleti bir kez olsun Türk olduğunu söyleyemeyen Erdoğan kafasından sıkıntıdadır.
Ona yanıtı MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş veriyor, “Sayın Başbakan, günü geldiğinde ‘Milliyetçiliği ayağımın altına alırım’ diyor. Senin o bacağını kırarlar” diyor.
Ne ki “Ben bu işe ser’imi koydum” diyen Başbakan’a karşı dili sürçmüştür, yanlış şey söylüyor…

3.4.2013


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir