Genelkurmay Başkanı Özel’in istifası istendi

Hapisteki İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in istifasını istediği Aydınlık’taki yazısı şöyle: - 295537 340907182685842 502636592 n

Hapisteki İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in istifasını istediği Aydınlık’taki yazısı şöyle:

295537_340907182685842_502636592_n

“Eski Kara Kuvvetleri Komutanı E. Org. Erdal Ceylanoğlu’nun ve E. Tümg. Yücel Özsır’ın tutuklanmaları, bir yargı olayı değildir. Tutuklamanın 28 Şubat yıldönümüne denk düşürülmesinden belli. Burada hukuk yok, ABD’nin Türk Ordusuna operasyonunun son uygulaması var.

ABD’nin BOP Eşbaşkanı Tayip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisi, Abdullah Öcalan’ı ayarlayarak Türkiye’yi bölme operasyonuna girerken, ‘Herkes başını eğsin’ tehdidinde bulunuyorlar. Yardımcıları Bülent Arınç, “Soruşturmayı açan savcılığın yerinde olsam, uygulamayı daha kapsamlı yapardım” sözleriyle Damat Ferit sopası gösteriyor. Buradan da anlaşılmaktadır ki, İmralı Sürecinde vatanseverliğe yöneltilen tehdidin ucu açıktır.

Milleti “ayak altına almak” için

Öncelikle ordu ayak altına alınmalıdır

Türkiye, “Yargı çözer” ve “Darbecilerin kökünü temizliyoruz” yalanları eşliğinde bölünüyor.

“Türk milletini ayak altına alma” girişimi başlamıştır. Milleti ayak altına almak için önce Orduyu “ayak altına almak” gerekiyor.

Millet, onları ayak altına alacaktır.

Yenilen Türk Ordusu değildir kumandandır

Evet, dünya tarihinde komutanlarını düşmana teslim eden ordular olmuştur. Yenilmiş ordulardan söz ediyoruz.

Biz, Türk Ordusunun yenildiğini kabul etmiyoruz. Yenilen Türk Ordusu değildir, kumandandır.

Kumandan, daha 2004 yılının 23 Nisan günü teslim olmuştu. Zamanın Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, hem de Harp Akademileri’nde Türk subayının önünde, “Millî güvenlik kavramının eskidiğini” ilan ediyordu. Komutan millî olmaktan o gün çıkmış ve Atlantik sistemi tarafından ele geçirildiğini ilan etmişti.

Millî güvenlik ve millî egemenlikten vazgeçerek, ne vatan savunulabilirdi, ne Cumhuriyet, ne de Ordu. 2007 yılında uygulamaya konan Ergenekon-Balyoz operasyonu hakkında en doğru tanımlamayı Bismil Cumhuriyet Köyü Muhtarı, İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi Mehmet Tanrıkulu yaptı: “Genelkurmay Başkanı, kendisini savunamıyor, Bismil köylüsünü mü savunacak!”

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yakışan ve yakışmayan

Eski Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner, iç cephenin yıkılmasına karşı 2011 Ağustosunda bir direnme örneği yaratmış ve yayınladığı tarihî bildiriyle ölçüleri koymuştu.

Okumaya devam et  Özel: Başbakan saflığımdan yararlandı

İşçi Partisi olarak, milletimize sesleniyoruz!

Bu manzaradan karamsar sonuç çıkarmayın, bu manzara kesinlikle değişecektir, ancak şu anın gerçeği, komutan teslim durumundadır.

Org. Necdet Özel, daha tutuklanmadan makamında esir alınmıştır. Ergenekon davası dosyasına konan uydurma belgelerle ve Uludere tertibiyle esir durumuna düşmüştür. Bu saptamada abartı yok, acı gerçek var. Türk Ordusunun görevini yapması için, öncelikle bu gerçeğin saptanması gerekiyor.

Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Silivri, Sincan ve Şirinyer kalelerine hapsedilen yüzlerce komutan, ”Biz esir alındık” diyorlar. Söyledikleri ne yazık ki hakikattir. Silah arkadaşlarını düşmana teslim eden, onlardan önce türlü tertiplerle esir alınan komutanlardır.

Düşman fişliyor, operasyon yürüyor

Hedefte olanlar, ABD emperyalizminin daha 1990’lı yıllardan beri “Hizadan çıktı” diye fişlediği komutanlardır. CIA’nın, Pentagon’un, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın denetimindeki Foreign Reports, Foreign Affairs, Joint Forces Quarterly, Mediterranean Quarterly gibi organları, 1990’lı yıllardan başlayarak komutanların “büyük suçlarını” kayda geçirmişlerdir (Bkz. Hasan Bögün, ABD ve AB Belgeleriyle Türk Ordusu, Kaynak Yayınları, Nisan 2007).

Binyıllık hesaplaşma yürürlüktedir

Binyıllık hesaplaşma yürürlüktedir. Cumhuriyet Komutanının “28 Şubatı binyıl sürdürme kararlılığına”, ABD Ordusu, “Binyıllık Meydan Okuma”yla cevap vermişti. ABD Ordusu, 2002 yılının 24 Temmuzunda (Lozan’ın yıldönümünde) Millenium Challenge adıyla Türkiye’yi işgal tatbikatı yaptı. Şu anda Türkiye, içerden, Ankara Kalesi ele geçirilerek işgal edilmektedir. Türkiye’de hükümet yoktur, ABD’nin BOP Eşbaşkanlığı vardır.

Görevini yapan hapisaneye

Çok sayıda subayımız istifa etmektedir. Çünkü Türk subayının şerefiyle görev yapması, suç olarak tanımlanmıştır. Görevini yapan, hapse atılmaktadır ve komutan bu manzarayı seyretmektedir.

Zindanlara atılan komutanların ortak özellikleri, Mustafa Kemal’in askerleri olmalarıdır. Türk subayı, ya Kemal’in subayıdır, ya da subay değildir. Türk Ordusunun subaysız bırakılması planı yürürlüktedir.

Bölücülüğü etkisiz hale getirmek, Cumhuriyet Devrimini korumak, Batı destekli irticayı bastırmak, Türk Ordusunun anayasal görevidir. Bu görevlerden utanarak kem küm edenler, çözülme sürecine destek olmaktadırlar.

Düşman harekâtı

Ancak bir düşman ordusunun yapacağı uygulama, öz yurdunda Türk subayına yapılmaktadır.

Okumaya devam et  Ülkücüler Tayyip Erdoğan’a neden oy veriyorlar?

Bu bir düşman harekâtıdır. Düşmanın savaşmadan yenme stratejisine, 2002 sonrasının komutanları savaşmadan yenilme stratejisiyle cevap vermişlerdir.

ABD merkezli operasyon şu an hedefine ilerlemektedir. Hedef, Türk Milletinin anayasadan silinmesi, Türkiye’nin bölünmesi ve Cumhuriyetin yıkılması sürecinin tamamlanmasıdır.

Damat Ferit disiplini

Hiçbir komutan şartların olumsuzluğuna sığınamaz. Türk Ordusuna yakışan komutan, ülkenin kalelerinin yıkıldığı, tersanelerine girildiği, orduları dağıtıldığı durumlarda teslim olmayan Türk subayıdır. Görevini yapama cesareti yoksa, yerini görev yapacak askere bırakmak, bugünkü halinden yeğdir.

Mütareke yıllarının Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği dahi, İngiliz işgalcilerinin ve Damat Ferit Paşa’nın disiplinine bu kadar bağlı değildi. Çünkü onların beyinlerinde hâlâ teslim olmamış merkezler vardı. O nedenle İstanbul’da kalsalar bile, Mustafa Kemal Paşa ile bağlantılarını sürdürdüler.

Bir komutan, Cumhuriyet yıkılırken ve ülke bölünürken, Ordunun direnç kaynaklarının birer birer tahrip edilmesine onay veremez.

Damat Ferit Paşa’ya toplu alkış eylemi

Siz İstiklâl Savaşı sırasında Damat Ferit Paşa’yı memnun etmek için, Harp Akademisi’nde toplu alkış eylemi düzenleyen bir komutan hatırlıyor musunuz?

Veya İngiliz işgalcilerinin Sözleşmeli Personelini merasimle karşılayan bir komutan?

Yabancı devlet operasyonuna hukukî kılıflar üreten komutanlar biliyor musunuz?

İmralı Süreciyle uygun adım

Org. Necdet Özel, öyle gözüküyor ki, ABD planıyla uyum halindedir, İmralı süreciyle uygun adım yürümektedir. Umutlarını, PKK ile yapılacak sözde “barış” anlaşmasına bağlamıştır. ABD emperyalizminin dayattığı bölünmeye karşı vatanı savunma kararlılığından yoksun bir görüntü vermektedir. Türk Milletinden vazgeçilmesi, dolayısıyla Türk Ordusunun varlık nedeninin bitirilmesi olayına seyirci durumundadır veya bu tertibin içindedir.

Org. Özel’in yapacağı tek iş

Hiçbir komutan, silah arkadaşlarının birer birer esir alınmasına boyun eğemez. O zaman bu vatanı, bu milleti nasıl savunacaktır?

Gnkur. Bşk. Org. Necdet Özel’in artık şerefiyle yapacağı tek iş kalmıştır: Derhal istifa etmek.

Org. Özel, yerini görev yapacak bir kumandana bırakmalıdır.

Damat Feritlere topuk selamı vermek, görev yapmak değildir.

Okumaya devam et  İlker Başbuğ, Kozmik Oda’dan belge çıkmasına izin vermedi, belgeler Necdet Özel döneminde teslim edildi

Türk Ordusunda sayısız Mustafa Kemaller vardır.

Göreceksiniz, Türk Ordusu komutanını bulacaktır.

Türk Ordusu İstiklâl Savaşı değerlerini keşfediyor

Düşmanın bu hayasız akını durdurulana kadar direnme sürecektir ve Ergenekon-Balyoz harekâtları karşı saldırıyla bozguna uğratılacaktır.

Bu manzara Türk Ordusunun manzarası değildir.

NATO’ya bağlılık döneminin çürüme manzaralarıdır bunlar.

Ancak büyük bir gelenek vardır ve büyük bir millet vardır.

En tepeye bakarsanız, moralinizi bozarsınız.

Mustafa Kemal’in Ordusuna bakın, o siperindedir.

Silivri Kalasında, Hasdal’da, Hadimköy’de, Maltepe’de, Sincan’da kalebent olan Kemal’in askerlerine, E. Org. Çetin Doğanlara, Hv. Org. Balanlılara, E. Org. Komanlara, E. Tüma. Ilgarlara, Tüma. Semih Çetinlere, Alb. Çıngılara, Alb. Önsellere bakarsanız, Türk subayının teslim alınamayacağını görürsünüz. Türk Ordusu gerçeği budur.

En son E. Korg. İsmail Hakkı Pekin ve E. Tümg. Ahmet Yavuz’un 21 Şubat 2013 günlü Aydınlık’ta yayımlanan bildirgeleri, Türk subayının Atlantik sürecinin tahlilini yaptığını ve demokrasi harbini kazanma kararlılığını belgelemektedir.

Türk Ordusu Mustafa Kemalleşiyor

Türk Ordusu, çetin koşulların ordusudur. Türk subayı, hapislere tıkıldıkça, ihanete uğradıkça, düşmanın süngüsü vatanın bağrına dayanınca, İstiklâl Savaşı değerlerini keşfeder ve keşfediyor.

Sakın iyimserlik olarak yorumlamayın. Milletimize gerçeği bildiriyorum: Türk Ordusu Mustafa Kemalleşiyor.

Göreceksiniz: Türk Ordusu bu bunalımdan kendisini yenileyerek, NATO çürümelerini kesip atarak, çelikleşerek, Türk Milletinin Ordusu olarak çıkacaktır.

Bugün yürürlükte olan süreç, İmralı süreci değil, Türk Milleti sürecidir.

Hiç kimse bu sürecin önünde duramayacaktır.

Bugün bütün mesele, Türkiye halkı ile Ordusunun bağlarını pekiştirmektir.

Millet Ordusunu kurtaracak

Ayağa kalkan Türkiye halkı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni bu esaretten kurtaracaktır. Millet, Ordusunu düşmana teslim etmeyecektir.

İşçi Partisi, millî güçlerle birlikte, 19 Mayıs’tan başlayarak, 29 Ekim Ulus Meydanı, 16 Eylül Antakya, 10 Kasım Tandoğan, 13 Aralık Silivri Kalası, 22 Aralık Menemen Kubilay yürüyüşü ve 22 Aralık Antalya Öncü Kadın eylemleriyle milleti ayağa kaldırmıştır ve BOP Eşbaşkanlığı’nı yıkacak, Millî Hükümetin kuruluşu için görevini yapacaktır.” (Doğu Perinçek / Aydınlık)


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir