Site icon Turkish Forum

Başbakan Erdoğan’ın Afrika Çıkarması

Başbakan  Erdoğan, 6-11 Ocak tarihlerinde Gabon, Nijer ve Senegal'i ziyaret etmiştir. Türk dış politikasında uzun yıllar geri planda kalan Afrika ülkeleriyle ilişkiler 2000'li yıllarda önem kazanmaya başlamıştır. 10 yıl önce Afrika Kıtası'nda  8 büyükelçiliğimiz varken bugün bu sayı 37'ye yükselmiştir. - Basbakanin araci

Başbakan Erdoğan’ın Afrika Çıkarması

Başbakan  Erdoğan, 6-11 Ocak tarihlerinde Gabon, Nijer ve Senegal’i ziyaret etmiştir. Türk dış politikasında uzun yıllar geri planda kalan Afrika ülkeleriyle ilişkiler 2000’li yıllarda önem kazanmaya başlamıştır. 10 yıl önce Afrika Kıtası’nda  8 büyükelçiliğimiz varken bugün bu sayı 37’ye yükselmiştir.

Türkiye uzun yıllar Afrika’yı uzak bir kıta olarak değerlendirmiştir.

Türkiye’nin Afrika açılımı,  sömürgecilik, açlık, yoksulluk  çeken  Afrika  ülkelerinin  kalkınmalarına katkı sağlama ve karşılıklı işbirliği anlayışı üzerine kuruludur.

Son yıllarda gerçekleştirilen açılımlar,  Afrika ülkelerinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliği için rekor sayıyla Türkiye’yi desteklemelerini sağlamıştır.

 

2009-2010 döneminde Türkiye’nin 151 oyla BM Güvenlik Konseyi üyeliğine seçilmesinde Afrika ülkelerinin büyük  rolü olmuştur.

İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye 57 devletin  24’ü Afrika kıtasındadır.

Türkiye,  Kuzey Afrika  ile  ortak bir tarihe, dine ve siyasi geçmişe sahiptir. Bugün bağımsız birer devlet olan Magrip (Tunus, Cezayir, FasveLibya ) ve bazı Maşrık (Mısır, Ürdün, Lübnan ve Suriye)  ülkeleri, uzun yıllar  Osmanlı  Devleti’nin Afrika’daki vilayetlerinin  parçası olmuştur.

Afrika’daki  15 ülke geçmişte Osmanlı toprağı idi. Bu ülkeler Mısır, Libya, Cezayir, Tunus, Sudan,  Eritre,  Cibutu,  Somali, Fas, Doğu Fas, Doğu Etopya, Nijer, Çad, Kenya ve Uganda’dır.  Ülkelerden ilk sekizi  300 yıldan fazla Osmanlı Devleti’nin sınırları içinde idi.

Başbakan’ın ziyaret ettiği Nijer,  Osmanlı’nın  eski  Fizan Sancağı/Kavar kazasıdır. (1875-1906)

 

Güney Afrika’ya, Cape Town’a gittiğimde, Osmanlı’nın buralara 150 yıl önce  geldiğine şahit oldum. Sultan Abdülaziz 26 Mayıs 1862‘de  Ebubekir Efendi‘yi, Güney Afrika Müslümanlarının eğitim ve dini sorunlarını  yerinde görmek ve onlara rehberlik yapmak üzere bu topraklara göndermiştir.

 

Ebubekir Efendi öğrencisi Ömer Lütfi ile birlikte  17 Ocak 1863‘te Cape Town’a varmış ve buradaki Müslümanların arasındaki sorunları çözmüştür.

Türkiye, Cumhuriyet kurulduktan kısa bir süre sonra 1926 yılında Afrika Kıtası’ndaki ilk büyükelçiliğini Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da açarak Afrika’ya olan ilgisini  göstermiştir.

1990’lı yılların ikinci yarısında Türkiye’nin öncülüğünde kurulan D-8 ülkeleri  arasında  Nijerya ve Mısır gibi iki güçlü Afrika ülkesinin bulunması ve Afrika’ya Açılım Eylem Planı oluşturulması ilişkilere ivme kazandırmıştır.

2003 yılında  Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi hazırlanmış,  2005 Afrika Yılı ilan edilmiştir. Bu dönemde Afrika Birliği, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu, Doğu Afrika Topluluğu, Afrika Kalkınma Bankası ve Afrika Kalkınma Fonu gibi bölgesel oluşumlarla  ilişkiler kurulmuş, var olanlarla da geliştirilmiştir.

Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı, 37 Afrika ülkesinde proje gerçekleştirmiştir.   2000 yılından bu yana Afrika ülkelerinden 2500’ü aşkın öğrenciye yükseköğrenim bursu  sağlanmıştır.

Türk Havayolları Afrika Kıtası’nda 23 ülkede 33 ayrı hatta  doğrudan uçuş gerçekleştirmektedir.

Son 3 yılda Türkiye’nin Afrika’daki büyükelçilik sayısı 12’den 31’e ulaşmıştır. Sayı  yakında  37’e çıkacaktır.  Birçok ülke Afrika’daki elçiliklerini kapatırken Türkiye’nin çeşitli Afrika ülkelerinde elçilik açması, Türkiye’nin kıtada etkin olma girişiminin  göstergesidir.

Türkiye’nin Gabon ile ikili ilişkilerinde özellikle 2008’de düzenlenen Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi’nden sonra  artış yaşanmıştır.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Gabon’a yaptığı ziyaretle ivme kazanan ilişkiler çerçevesinde Gabon Cumhurbaşkanı Ali Bongo Ondimba geçen yıl  Türkiye’yi ziyaret etmiş,  bu yıl da büyükelçiliğimiz açılmıştır.

Fransa tarafından kolonileştirilen ilk Orta Afrika ülkesi olan ve 1960 yılında bağımsızlığına kavuşan Gabon’da  yüzde 65-75 Katolik, yüzde 10-20  Protestan, yüzde 5-10 oranında da Müslüman  vardır.

Ülkede kişi başına düşen milli gelir, Dünya Bankası 2011 verilerine göre (satınalma gücü paritesi) 15,852 dolardır.  180 ülke arasında 58’nci sıradadır. (Türkiye 17.110 dolar ile 55’nci)

Gabon 1967 yılından bu yana Müslüman olan Ondimba ailesi tarafından seçimle başa gelmek suretiyle yönetilmektedir. 1967’de  Cumhurbaşkanı olan Albert-Bernard Ondimba, 1973’te Müslüman olmuş, Omar ismini almış ve 2009 yılındaki vefatına kadar ülkeyi yönetmiştir.

Aynı yıl yapılan seçimlerde  oğlu Ali Bongo Ondimba Cumhurbaşkanı seçilmiş, 2012 Temmuz ayında  Türkiye’yi ziyaret etmiştir.

Başbakan Erdoğan’ın Afrika’daki ikinci durağı  Nijer olmuştur.  1,27 milyon kilometre kare yüzölçümüne sahip Nijer’in nüfusu 16 milyon,  resmi dili Fransızca’dır.

Gabon’dan farklı olarak  nüfusunun yüzde 80’i Müslüman olan ülke Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na göre dünyanın en yoksul  ülkeleri arasındadır. 2011 yılında kişi başına düşen geliri 727 dolardır. 180 ülke arasında 176’ncıdır.

Başbakan Erdoğan’ın ziyaretinin son durağı ise Kuzey Atlantik Okyanusu’na kıyısı bulunan 13 milyon nüfuslu Senegal idi. Nüfusunun yüzde 94’ü Müslüman olan  Senegal’de  kişi başı   gelir  satın alma gücü paritesine göre 1.967 dolar olup 180 ülke arasında 147’nci sıradadır.

İngiliz SocButtons v1.4Financial Times gazetesi 7 Ocak’ta “Afrika’da nüfuzunu artırma arayışındaki Türkiye”  başlığı altında yayınladığı  yorumda,  2011 yılında Somali’yi neredeyse 20 yıl aradan sonra Afrika dışından bir ülkeden ziyaret eden ilk yabancı liderin Tayyip Erdoğan olduğuna vurgu yapmıştır.

Times yorumunda, Türkiye’nin son üç yıl içerisinde Afrika’da 19 yeni elçilik açtığına dikkat çekmiş, Türk Hava Yolları’nın Sahra Çölü altında sefer düzenlediği kent sayısını 24’e çıkardığını, diplomasi ve ulaşım bağlarıyla desteklenen ticaret hacminin buna paralel olarak  arttığına dikkati çekmiştir.

Gazeteye göre Türkiye’nin Orta ve Güney Afrika ülkeleriyle 2000 yılında yaklaşık 750 milyon dolar olan ticaret hacmi 2011’de 7,5 milyar dolara ulaşmıştır.

Yazıda, Türkiye’nin Afrika ile güçlenen ilişkilerinde Fethullah Gülen okullarının ve Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu TUSKON‘un da rolü olduğu yorumunda bulunulmuştur.

Times, 55 ülke ile Afrika’nın, Birleşmiş Milletler’de temsil edilen devletlerin dörtte birden fazlasını barındırdığını, bunun  uluslararası  ilişkilerde ciddi bir oy potansiyeli anlamına geldiğini özellikle belirtmiştir.

Eski Türk diplomat Sinan Ülgen, Türkiye’nin Afrika’ya olan ilgisinin 2009-2010 yıllarında Ankara’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğine seçilmek için yürüttüğü ve başarıyla sonuçlanan kampanyası esnasında önemli şekilde arttığını Times’a  açıklamıştır.

Son 1,5 yılda Afrika’ya gerçekleştirilen heyet gezisi 12’ye ulaşmıştır.18 Ağustos’ta Somali’ye, 12 Eylül’de Mısır, Tunus ve Libya’ya (Arap Baharı ) giden Başbakan Erdoğan, 3-5 Ekim 2011 tarihleri arasında da Güney Afrika Cumhuriyeti  ziyaretini  gerçekleştirmiştir.

Aslında Türkiye’nin Afrika açılımı merhum Özal döneminde başlamıştır. Özal, Afrika ülkelerine önemli ölçüde insani yardımda bulunmuştur.

Bu süreçte 12 Afrika ülkesiyle (Kenya, Tanzanya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Moritanya, Fildişi Sahili, Madagaskar, Burkina Faso, Malavi, Ekvator Ginesi, Komorlar, Angola ve Botsvana) Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmaları imzalanmıştır.

Mozambik, Namibya, Morityus, Orta Afrika Cumhuriyeti, Zambiya, Liberya ve Sierra Leone ile birçok temel anlaşmanın müzakereleri başlamış, 2010 yılında  Burkina Faso, Cezayir, Kenya, Nijerya, Senegal ve Uganda ile Karma Ekonomik Komisyon, Tunus ile Ortaklık Konseyi toplantısı yapılmıştır.

Afrika’da 2004 yılına kadar yalnızca 4 ülkede faaliyet gösteren ticaret müşavirliği sayısı, 2011 sonunda  15’e çıkmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman Afrika’ya  Batılılar gibi  sömürgeci zihniyet ile yaklaşmamıştır.

Afrika  kıtasındaki ülkelerle gelişen ilişkiler, Türkiye’nin stratejik önemini arttıracaktır. Fakat bu durum, hiçbir zaman AB’ye  alternatif olmamalıdır.

 

Exit mobile version