HABEMUS ” BAŞKAN “

* - mossad agent

Eski başbakan Silvio Berlusconi,önceki akşam Michele Santoro’nun TV programı Servizio Pubblico’ya (Kamu Servisi) katıldı.
İktidarında ekonomik krizi ciddiye almadığı için suçlanırken,ekrana Almanya Başbakanı Angela Merkel’i dakikalarca ayakta bekleterek telefonda konuştuğu 2009 NATO zirvesinden görüntüler geldi.
“Merkel belki sizi bu yüzden sevmiyordur” sorusuna,”O sırada yakın dostum Tayyip’i, Rasmussen’in NATO genel sekreterliğine itirazını kaldırması için iknaya çalışıyordum ve sonunda da buna başarıp ‘Habemus Papem’ dedim” dedi!
Berlusconi’nin İtalyan ekonomisi/Angela Merkel ile  Başbakan Erdoğan/ NATO bileşkesinde tercihini, katoliklerin papa seçimleri sonucunu bir kardinalin Aziz Petrus Bazilkası balkonundan  halka duyurusu “annuntio vobis qaudium magnum:habemus Papem -nur gibi yeni bir papamız oldu” cümlesiyle belirlemişliği dikkat çekiyor!

*
Çünkü ABD ve müttefikleri hilafetin temsilcisi Osmanlı’nın ardından oluşan devletlerde İslam Birliğinin Vatikan benzeri güç olmasını hedeflemektedir.
Bu suretle geliştirilen ilişkiler,değişim ve yeni organizasyonla sağlanan maksimum kârın  küresel ekonomilere entegre edilmesi ve İsrail’e ebediyen güvenlikli bir bölge oluşturulması öngörülüyor.
Teminen Türkiye’nin model ülke olması için AKP/Cemaat’in Arap İslam ülkelerine yayılmacı merkezi,yerel, özerk idareler,yargı,CHP,üniversiteler,medya,sermaye ve TSK üzerinden henüz anayasası eksik 2.Cumhuriyeti oluşturduğu biliniyor.

*  
Bu süreçte Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) içindeki NATO unsurlarının Türk askeri gücünü pasifize ettiği ve operatif fonksiyon yerine istihbarat fonksiyonu kuvvetlendirilmiş yeni merkezdir.
MİT;Türkiye’de demokratikleşmeyi öngören ABD/CIA unsurlarının,demokratikleşme için Kürt Sorununun çözülmesini öngören İsrail/MOSSAD’ın,TSK’ya strateji belirleyen NATO ve yerli işbirlikçi unsurların  bileşkesinde yeni Türkiye’yi belirliyor,hem siyaseti hem askeri yönetiyor.
Berlusconi’nin,Türkiye’nin askeri gücünü NATO’ya devşirmesindeki başarısını ve bunun geleceğin İtalyan ekonomisine yansısını “Habemus Papem”mutluluğunda alkışladığı anlaşılıyor…

*
Bugün Arap coğrafyasında İslam Birliğinin  güç olması,İsrail’e bölgesinde ebedi güvenlikli bölge oluşturulmasında model Türkiye 2.Cumhuriyet’inin -olmazsa olmazı, yeni Anayasa, Meclis Uzlaşma Komisyonunda Başkanlık sistemi nedeniyle tıkanmıştır.
Bu kadar da değil, İran’ın rejim niteliklerinden kaynaklandığına inanılan nükleer programı hızla ilerliyor ve bu sürecin önüne geçilmesi -o sırada, Suriye’de,Irak’ta Şii iktidar güçlerinin de hizaya getirilmesi gerekiyor.

*
Bu yüzden sorunlu Türkiye,Suriye,Irak ve İran ortak bileşeninde Büyük  Kürdistan kartı ileri sürülüyor.
Tıkanıklıkların açılmasını teminen ABD ve müttefiklerinin desteği,toplumsal güvenin sağlanması için kamuoyuna açık,CHP’nin kredisi ve Başbakan Erdoğan’ın inisyatifinde -bizzat,İmralı’da Abdullah Öcalan muhataptır ve Kandil’de örgütle temas kuruluyor.
Türkiye’de yeni anayasayı referanduma taşımak ve Başkanlık yolunu açmak kaydıyla Kürtlere daha fazla hak tanınması, tutuklu Kürtlerin serbest bırakılması,Anayasa’da Kürt milletinin tanınması yönünde adımlarla motive edilecek askeri kapasitesi üstün PKK örgütünün; silah bırakması,Kandil’e çekilmesi,Kandil’den hareketle gerek İran’ın ayrıştırılmasına gerek Irak Şii yönetiminin  hizaya getirilmesine sürüleceği anlaşılıyor.
Daha görüşmelerin başında Öcalan’a hakim, onun üstünden politika kuran ve süreci ivmeleyen, yüksek operatif ve istihbarat yeteneğinde MOSSAD Paris’te kararlılık ve dayatmacılığını sergiliyor.

*
Ne ki Orta Doğu dünyada tüm ülkelerin kendi ekonomik çıkarlarında göz diktiği bölgedir -o yüzden,ABD,İsrail ve müttefiklerinin öngörüleri eşdeğer karşılıklar buluyor.
Suriye’de sonsuza kadar savaş dengesinde bölgede taraflardan birinin dengeyi değiştirmesi ya da taraflardan birinin  bölgede askeri çözüm yönünde mesafe alması halinde kopacak dehşeti giderek bir pamuk ipliği tutuyor.

*  
Çünkü bu karşıtlıkta -mesela,Suriye krizinin çözümü için yeniden Cenevre’de ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ve  BM Suriye Özel Temsilcisi Lahdar Brahimi  görüşmesinden herhangi bir ilerleme sağlanamamıştır.
Brahimi görüşme ile ilgili Suriye krizinin kısa vadede siyasi olarak çözülme ihtimalinin düşük olduğunu söylüyor-ki,sanki taraflar “silahın sabrını” test ediyor.
Ya da Irak’ta Federal Hükümet ve toplum giderek şiddet taşıyan yöntemlerle Sünni-Şii ayrışmasına sürükleniyor,Türkiye’yi arkasına alan Irak Kürdistan’ı bu karmaşada bağımsızlık ilanını geciktiriyor -ama,her an değişen dengelere Irak’ın daha ne kadar dayanacağıendişelendiriyor.

*
Taraflar bölgede siyasi çözümde ayak diredikçe bir yanda da ülkeleri güçlerinin ötesinde silahlandırıyor.
Rusya en çok silah sattığı Suriye’de yeniden silah sevkiyatını hızlandırmıştır -işte,Rus Karadeniz Donanması’ndan Saratow ve Nowotscherkassk gemilerinin Tartus limanına 24 adet 10 kilotonluk nükleer başlık taşıyan İskender tipi,programı hem karadan hem havadan temasla sağlanan güdümlü füze indirdiği,füzelerin Suriye personelince kullanılacağı ve Türk,ABD ve İsrail askeri tesislerini hedef alacak biçimde konuşlandırıldığı  biliniyor.
Yine Rusya’dan temin edilen SS-300 füzeleri, Hama ve Halep’te üretilen 700 km.menzilli ve 500 kg.savaş başlığı taşıyan en az 200 adet Scud-D füzesi Suriye’yi bölgede farklı bir konuma getiriyor.
Irak merkezi hükümeti Rusya’dan  30 adet Mi-28NE savaş helikopteri ve 50 adet Panstir-S1E uçak savar ve füze sistemi satın alırken -en azından,Irak Kürdistan’ına fark koyuyor
İran konvansiyonel silah sistemlerindeki eksiklerini stratejik öneme sahip muhtelif tipte füzelerle kapatıyor,bir kaç gün önce Hürmüz Boğazında yaptığı tatbikat uzmanlara göre bölgenin en güçlüsü olduğunu gösteriyor!

*

ABD ve müttefiklerinin İslam toplumlarında geliştirdiği değişimle sağlanan maksimum kârın  küresel ekonomilere entegre edilmesi ve İsrail’e ebediyen güvenlikli bir bölge oluşturulması öngörüsünde;
Sıranın bölgenin su, toprak potansiyeli ve hidrokarbonlarının  Büyük Kürdistan’dan Doğu Akdeniz’e ve İsrail’e akıtılmasına geldiği anlaşılıyor.
PKK silahlı unsurlarının Kandil’den sonra bölgenin kargaşa dengesini oynatabilir olası aktivitelerinin asla hoş karşılanmayacağı bir döneme giriliyor.
Süreç yeni Türkiye anayasasının referanduma sunulmasına imkan veriyor ama Başkan’ın kim ,Türkiye’nin,Suriye’nin,Irak’ın,İran’ın nasıl oluşacağını  içinde  PKK’nında olduğu bir çerçeveden belirleneceğinin görülmesi gerekiyor.

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir