Özbekistan’ın Hukuki-Yargı Sisteminde Gerçekleştirilen Reform Sürecinin Devam Etmesinin Temel Yönleri

R. Davletov, Özbekistan Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi Araştırma Merkezinin Müdür Yardımcısı - imagesCABQ6IH0
,

R. Davletov, Özbekistan Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi Araştırma Merkezinin Müdür Yardımcısı

Özbekistan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan ettiği 1991 yılından bu yana, yürütülen diğer reformlarla birlikte, yargı ve hukuk sisteminin reformları Cumhurbaşkanı İslam Karimov’un devlet politikasında önceliğe sahiptir.

İlk etapta (1991-2000 yılları) hukuk ve yargı sisteminin değiştirilmesinin ulusal stratejisi belirlenmiştir, anayasal-hukuki temelleri oluşturulmuştur, mahkemelerin ihtisaslaşması gerçekleştirilmiştir, bunun yanı sıra da her şeyden önce kendi görevini yasalara uygun olarak gerçekleştiren yargının güçlü bir devlet organı olması için önlemler alınmıştır.

Bir sonraki etapta (2000-2010 yılları) yargı sisteminin kurumsal olarak güçlendirilmesine, özellikle ekonomi alanındaki cezalandırmanın liberalleşmesine yönelik adımlar atılmıştır.

Bu dönemde getirilen yeni bir uygulama da Uzlaşma müessesidir. Bu uygulamaya göre, eğer bir kişi önemsiz bir suç işlediyse, bu suçtan dolayı cezalandırılmıyor ve bu durum sabıka kaydına işlenmiyor, dolayısıyla “sabıkalı” olmasından dolayı yaşayacağı muhtemel sorunlardan da kurtulmuş oluyor. Bu uygulama çerçevesinde(sayesinde) geçen dönem içerisinde 131 binden fazla vatandaş tahliye edildi (cezai sorumluluktan kurtuldu).

Önemli bir şey daha belirtmek gerekir; hukuk ve yargı alanının geliştirilmesi yönünde yapılan çalışmalar arasında Özbekistan Cumhuriyetinde idam cezasının kaldırılması önemli bir yer almaktadır, bununla birlikte “Habeas Corpus” uygulaması da getirildi, yani tutuklama emrini eskisi gibi savcılık değil mahkemeler vermektedir.

Şu anda gerçekleştirilmekte olan hukuk ve yargı sisteminin reformunun çağdaş döneminde sanığın görevden alınması ve bunun yanı sıra suçlanan kişinin zorla hastaneye yatırılması gibi kararlarının hâkim tarafından verilen izne dayandırılması gibi yönleriyle de “Habeas Corpus” uygulaması daha geniş alanlarda hayata geçirilmektedir.

Yabancı ülkelerdeki deneyime bakıldığında araştırmalar şunu gösteriyor; ABD, Almanya, Fransa, Japonya, Kore Cumhuriyeti v Rusya Federasyonu gibi ülkelerde sanığın görevden alınması ve zorla hastaneye yatırılması gibi tedbir hükümleri sadece mahkeme kararıyla uygulanabilir.

Bu yenilikle beraber sanığın hastanede/sağlık kurumunda bulunma süresi de yine mahkeme kararıyla uzatılabilir.

Özbekistan Cumhuriyetinde 2010 yılında kabul edilen “Demokratik Reformların Derinleştirilmesi ve Sivil Toplumun oluşturulması Konseptine” uygun olarak “Ceza Kanunu”na göre suç sayılan bazı suç çeşitlerinin Özbekistan Cumhuriyeti “İdari Yargılama Usulü Kanunu” çerçevesinde değerlendirmek suretiyle suçtan arındırılması teklif ediliyor. Bu uygulama, yasaları hafif ihlal ederek önemsiz suç işleyen kişilerin cezai yükümlülükten ve “sabıkalı” damgasını almaktan kurtararak, ekonomik caydırma yönteminin daha geniş olarak kullanmasına imkan sağlayacaktır.

Bu Konseptte özellikle “Operatif arama faaliyetleri” hakkında Kanun çıkartılması gerekliliğine dikkat çekiliyor. Belirtilen alanda yasaların geliştirilmesi, operatif arama faaliyetlerini gerçekleştiren devlet kurumlarının çalışmalarının düzenlenmesine yardım edeceği düşünülmektedir. Bu ise hukuk sisteminin normal işlevselliğinin önemli bir şartıdır.

Adaleti tevzi etmede önemli rolün insan faktörü olduğunu dikkate alarak hukuk sisteminin kadro potansiyelinin iyileştirilmesi yönünde önlemler alınmaktadır. Bu yönde kabul edilen yasal düzenlemeler, hâkimlerin sosyal olarak korunması için bir dizi önlem alınmasını ve ilk kez hâkimliğe atanan (seçilen) kişilerin mutlaka hazırlanmasını (eğitilmesi/yetiştirilmesi) ve bu kişilere staj yaptırılmasını öngörmektedir. Bunun yanı sıra bu düzenlemeler, mahkemelerin faaliyetlerine bilgi ve iletişim teknolojilerinin dahil edilmesi için bir Programın geliştirilmesini ve kabul edilmesini, ve mahkemelerin bünyesinde bilgi teknolojileri konusunda özel birimlerin oluşturulmasını da öngörmektedir.

Hukuk ve yargı sisteminin karşısında bulunan engellerin adım adım ve tutarlı bir şekilde aşılması, hukuk üstünlüğünün güçlenmesine ve güçlü bir sivil toplumun oluşmasına mutlaka hizmet etmektedir.

imagesCABQ6IH0

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir