Ne yiyip,ne içeceğimize şaşırdık…

NECDET BULUZ - sugar beet seker pancari fabrika gida

NECDET BULUZ

 

                                                   Türkiye’de sağlığımız gerçekten “Allah’a emanet” diyoruz. Her geçen gün yediğimiz içtiğimiz gıda maddeler ile ilgili yeni iddialar ve bulgular ortaya çıkıyor. GDO’lu gıda maddeleri “Sağlığa zararlı, kanser yapıyor” denilmesine rağmen rahatça satılabiliyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ard arda hileli ve sağlığa zararlı gıda maddesi üreten firmaları açıklıyor. AB standartlarına aykırı bazı gıda maddelerini ithal edip ülkemize sokmaya devam ediyoruz.

                                                    Daha açık bir ifade ile ne yiyip, ne içeceğimizi şaşırdık.

                                                    Daha önce defalarca dile getirildi, yazıldı, çizildi. Mısır şurubu, GDO’lu madde içeriyor. Biz, mısır şurubunu her yerde kullanıyoruz. Her türlü çikolata, pasta, tatlı, receli bu maddeden yapıyoruz. Arılara bile mısır şurubu suyu verip, bal yaptırıyoruz. Kafamızı nereye dönsek karşımıza bu tehlikeli madde çıkıyor.

                                                   KANSER VE KALP HASTALIĞI ARTTI

                                                    İçtiğimiz sularda ortaya çıkan mikrobik durum ve sağlığa zararlı maddeler nedeniyle kapatılan su depolarının yeniden çalışmaya başladığını söylersek acaba ne yaparsınız? Hani plastik damacanalar kanserojen madde taşıyordu, hani artık plastik damacanalarla satış yasaklanacaktı ne oldu? Bu plastik damacanaların çoğu mikrop taşıyor ve biz bu damacanaların içindeki suları içiyoruz.

                                                    Türkiye’de üretilen şeker pancarından elde edilen şeker bize yettiği gibi ihraç bile ediyorduk. Şimdi ise şeker pancarı ekimini sınırladık. Şeker fabrikaları da kapatılıyor. Uzmanlar ise mısır şurubu maddesi NBŞ istilasına karşı uyarıyorlar ve “kanser ve kalp hastalığı yapıyor” diyorlar.

                                                     Son yıllarda Türkiye’de şeker hastalığı, kalp ve kanser hastalığında neden patlama yaşanıyor sanıyorsunuz? Bu hastalıkların çoğunun yediğimiz ve içtiğimiz gıda maddelerin kaynaklandığı her tarafta dile getiriliyor ve uyarı yapılıyor. Buna rağmen, bu zararlı gıda maddeleri konusunda hükümet olanlar hala önlem almıyorlar.

                                                    HAYVAN YEMLERİ DE GDO’LU

                                                     GDO’lu ürünler hayvan yemi olarak da kullanılıyor. Uzmanlar “Tavuklarda, yumurtalarda, süt ve süt ürünlerinde, et ve et ürünlerde de bu tehlikeli madde bulunuyor” diyorlar. Diyorlar da hiç kimsenin bu çok önemli konu ile ilgilendiği yok.

                                                       Anımsanacağı üzere, mısır şurubu üretimi ve ithalatı için Amerika, bugünkü hükümete baskı yapmış, adı geçen firmanın Bursa Karaçabey’de üretim yapmasının ve ithal mal alımı gerçekleşmişti. Göz göre göre zehirleniyoruz, haberiniz olsun.

                                                       Ne yapacağımızı, ne yiyeceğimizi şaşırdık.

                                                       Piyasa neden bu kadar başıboş? Bakanlık, bazı gıda maddelerindeki sağlığa zararlı ürünleri tespit edip açıklıyor. Bu yeter mi? Merdiven altı üretim tüm hızı ile sürüyor. Kaldı ki, çok büyük firmaların bile ürettiği gıda maddelerinde GDO yok mu? Kaç kez soruldu, kaç kez gündeme getirildi. Büyük üreticiler tatlı gıda maddelerine mısır şurubu kullanmıyorlar mı? Bunlar niye açıklanmıyor ya da önlenmiyor?

                                                      GÖZ GÖRE GÖRE ZEHİRLENİYORUZ

                                                       Hayvanlara GDO’lu yem veriliyor. Seralarda ya da tarlalarla üretilen sebzelere yine hormonlu ilaç veriliyor. Bunlar bile önlenemiyor. Göz göre göre millete sağlığını tehdit eden gıda maddeleri yediriliyor. Bunların ciddi olarak önüne geçemezsek, şeker hastalığı, kalp ve kanser hastalığında önümüzdeki 10 yıl içinde patlama yaşanacak. Bunu konunun uzmanları ve doktorlar söylüyor.

                                                       Şeker-iş Başkanı İsa Gök, geçenlerde açıklama yaptı. Türkiye’de kişi başına 6, AB’de 1,5 kilo NBŞ’nin düştüğünü söyledi. Açıklamasında “İki yıl önce 500 milyonluk AB’de 690 bin ton, 70 milyonluk Türkiye’de ise 406 bin ton NBŞ üretimi oldu. Ailen şeker pancarı politikasını oluşturalım” dedi.

                                                        Şimdi seralarda meyve ve sebze üretimi yapılıyor. Her yıl gündeme gelen kanser yapan ilaçların aşırı dozda kullanılması ve hormonlu gıda maddeleri yine çok konuşulacaktır. Ancak, bunlar hep konuşulduğu kadarı ile kalıyor, önlem alınmıyor, kontroller sağlanmıyor. Bilindiği gibi ihraç ettiğimiz birçok ürün de kapılardan geri çevriliyor. Gerekçe olarak da gıda ürünlerinde aşırı derecede ilaç kalıntısının olduğunun tespit edilmesi gösteriliyor.

                                                          Sonra ne oluyor biliyor musunuz?

                                                           Bu geri gönderilen gıda maddeleri hemen iç piyasaya sürülüyor ve bizler de bunları alıp afiyetle yiyoruz.

e.mail: [email protected]

 

                                                     

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir