Erdoğan cumhurbaşkanlığına hazırlanıyor ama…

NECDAT BULUZ - erdogan

NECDAT BULUZ

 

                                                      Başbakan Erdoğan’ın hedefinde cumhurbaşkanlığı bulunuyor. Başkanlık, yarı başkanlık ya da bugünkü sistemdeki gibi bir cumhurbaşkanı olarak Çankaya’yı gözüne kestiren Erdoğan’ın önünde şu an için iki pürüzden söz edebiliriz. Zaman içinde bu pürüzlere yenilerinin de eklenebileceğini gözlerden uzak tutmamak gerekiyor.

                                                      Birinci pürüz, şimdiki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dür. Gül, Anayasaya göre yeniden Cumhurbaşkanlığı için adaylığını koyabilir. Böyle bir durum karşısında Erdoğan’ın durumu çıkmaza girmeyecek mi? Kaldı ki, CHP başta olmak üzere, diğer partiler de adaylarını açıklayacak. Bağımsız adaylığını koyan da olabilir. Böyle bir tabloda Erdoğan’ın durumu düşündürücü olacaktır.

                                                      GÜL TEK BAŞINA KARAR VERMEZ

                                                       Gül, daha önce hakkında yapılan spekülasyonlara “Zamanı gelince oturur konuşuruz” diyerek geçiştirdi. Hâlbuki koltuğu bırakmaya niyetli olsa daha farklı bir açıklama yapabilirdi, yapmadı. Biz de Gül’ün koltuğu kolay kolay bırakacağına inanmıyoruz. Çünkü Gül’ün arkasında cemaat var. Milli Görüşçüler var. Böyle bir kararı Gül’ün tek başına vereceğini sanmıyoruz.

                                                        Cumhurbaşkanlığı konusunda Gül ile Erdoğan arasında yapılan kamuoyu araştırmalarında Gül’ün daha çok tercih edilmesi de Erdoğan cephesini derinden düşündürüyor. Özetle, Gül çekilmezse Erdoğan’ın seçilmesi mümkün görülmüyor.

                                                        Erdoğan, dikkat edilecek olursa, cemaatle sıkıntı yaşamamaya özen gösteriyor. Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarını partiye katarak Milli Görüşçülerin de desteğini sağlamayı hedefliyor. Aslında bugünlerde yapılan bu operasyonlar Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğunu garantiye alma girişimleri olarak ad değerlendirebiliriz. Bir noktada Gül’ün etrafı boşaltılıyor. Bu tutar mı geçen süreç içinde bekleyip birlikte göreceğiz.

                                                         Erdoğan’ın önündeki ikinci pürüz, durdurulamayan PKK terörüdür. Başbakan Erdoğan ve kurmayları, terörün durdurulamaması halinde sıkıntı yaşanacağını çok iyi biliyorlar. O nedenle de önümüzdeki süreç içinde terörün durmasını sağlayacak önlemleri alma çabasındalar.

                                                         YENİ BİR TEZGAH MI?

                                                          Bunlar arasında terörist başı Öcalan ile görüşülmesi başta olmak üzere, ilgili herkesle görüşüleceğinin söylentilerinin artması boşuna değildir. Şimdiden kamuoyu hazırlanıyor ve bunlar hazmettirilmeye çalışılıyor. AKP kurmayları her yaptıkları açıklamada buna vurgu yapıyor.

                                                           Son genel seçimleri anımsadığımızda da böyle bir konu gündeme gelmiş ve AKP kurmayları Oslo görüşmeleri ile seçim süresi içinde silahların susmasını sağlamışlardı. Dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı şimdiki MİT Müsteşarı Hakan Fiden ve diğer MİT yetkililerinin bu görüşmeleri gerçekleştirdiği biliniyor. Şimdi aynı senaryo yeniden sahneye mi konulacak bunu herkes gibi biz de merak ediyoruz.

                                                            Seçimlerin silahsız bir ortamda yapılması nasıl sağlandıysa, cumhurbaşkanlığı seçiminin de aynı ortamda yapılması girişimleri hiç kuşkusuz “günü kurtarmak” olarak değerlendiriliyor. Muhalefet partileri de böyle bir girime şiddetle karşı çıkıyor ve “Yeni bit tezgâh hazırlanıyor. Terörle mücadele için varız ama, sırf Erdoğan cumhurbaşkanı seçilecek diye, geçici olarak silahların susmasına razı olmayız. Biz bu senaryoyu genel seçimler öncesi gördük ve yaşadık” diyorlar.

                                                             DAHA ÇOK PÜRÜZ VAR

                                                              Bunlar, sadece Erdoğan’ın önündeki iki pürüz olarak görülüyor. Ancak, pürüzlerin bu kadar olmadığını da söyleyelim:

                                                              Suriye konusunda atılan adımların hedefine ulaşmamış olması ve Suriye’deki gelişmelerin neler olacağı da Erdoğan’ın kaderini etkileyecektir. Hali ile Suriye konusu, bölgesel bir konu olarak karşımızda duruyor. Bu da bir çözümsüzlüktür. Kaldı ki Suriyeli Kürtlerin durumu da henüz netleşmiş sayılamaz.

                                                               Ekonomide sallantı sürüyor. Ard arda gelen zamlar ve bundan sonrası da düşündürücüdür. Her ne kadar ekonomi kurmayları ekonominin rayında olduğunu söylüyorlarsa da bu konuda da bir belirsizliğin var olduğunu kabul etmek gerekiyor. Bize göre de ekonomideki durum hiç de öyle söylendiği gibi görünmüyor. Sıcak para akışı durdu, daralma başladı, cari açık kapatılamıyor.

                                                               Bir başka sıkıntı da AKP’de Erdoğan sonrasının nasıl şekilleneceğidir. Aslına bakılacak olursa parti içi sıkıntı uzun süredir yaşanıyor ama bu dışa vurulmuyor. Bu durum, Erdoğan’dan sonra daha da netleşecek ve parti içi çekişmeler bir noktada cumhurbaşkanlığı seçimini de etkilemiş olacaktır.

e.mail: [email protected]

 

                                                              

                                               

 

                                                       

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir