İZMİR’İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR

<p>İZMİR’İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>Bu gün 9 Eylül… İzmir’in dağlarında çiçeklerin açtığı gün..
Düşmanın yel gibi kaçtığı gün..
Kemal Paşa’nın adının mücevher taşa yazıldığı gün..
Bu yıl 26 Ağustos’la başlayıp 9 Eylül’le biten Zafer Günlerimizi yaşayamadık.. Buruk yaşadık..
Gaziantep’ten, Beytüşşebap’a, Afyon’a şehitlerimiz vardı.
Şehitlerimiz vardı ve türlü münasebetsizlikler vardı..
9 Eylül, 30 Ağustos’un tabii sonucudur.
30 Ağustos olmasaydı; 19 Mayıs’ın, 23 Nisan’ın hiçbir anlamı olmazdı.
30 Ağustos olmasaydı, 29 Ekim olmazdı.
Biz bu yıl bu muhteşem zaman dilimini ne yazık ki ıska geçtik.
Hüseyin Çelik, Afyonkarahisar’da 25 askerin şehit olduğu patlamayla ilgili konuşurken, “Necdet Özel zamanında biliyorsunuz bu konuyla ilgili genelgeler yayınlandı. Bu anlamda Türk Silahlı Kuvvetleri kendi içerisinde eski kazuletleri temizlemeye çalışıyor” demiş.</p>
<p>“Kazulet”i hangi anlamda kullandı bilmiyorum ama sözlükteki yazılış şekli ve karşılığı, olayı ve ilgili cümleyi anlamsız kılıyor.
Olsun.. Lâfa Hüseyin Çelik’in bıraktığı yerden girersek, kazdıkça altından “kazulet” çıktığını görüyoruz…
Vali; “Ziyaretimize gelen tanıtım potansiyeli olan popüler kişilere yöre halkına ekonomik katkı için lokum, sucuk gibi ürünlerden hediye ediyoruz. Amacımız tanıtım yapıp yöredeki yoksul insanlara gelir kapısı sağlamak. Genelkurmay Başkanı gibi popüler bir isim gelmiş. Küçük maddi değeri olmayan bir hediye verdik. Genelkurmay Başkanımız çevresi olan bir insan. Bir yere o kilimi koysa, biri de 'Nereden aldınız' diye sorup Afyon'a gelip satın alsa fakir insanlar nasiplenecek. Emrivaki yapıp eline tutuşturmuşuz. Hayır mı diyecekti. Hayat devam ediyor. Bir acımız varken buna ara mı verelim?” diyor.</p>
<p>Paşa da, “Depo mahallinde yaptığım incelemeden sonra, Afyonlu vatandaşlarımıza 'geçmiş olsun' dileklerimi, Sayın Vali aracılığıyla iletmek ve elim olayda mülki ve yerel yöneticilerin gösterdikleri duyarlılık ve destek için 'teşekkür etmek' amacıyla Sayın Vali'yi ziyaret ettim. Rutin bir faaliyet olarak Valilik Şeref Defteri'ni imzaladım ve 'ziyaret anısı' olarak kendisine bir şilt takdim ettim. Makam odasındaki kısa ziyaretim esnasında ise Sayın Vali tarafından benzer bir uygulama yapıldı.
Ziyaretim esnasında Sayın Vali'nin sergilediği tutumun devletimizin bir geleneği olduğunu ve sergilenen davranışın elim olayla hiçbir ilişkisinin olmadığını düşünüyorum.
Ancak Sayın Vali'nin makam odasında sergilenen davranışın görüntülenmesi ve görüntünün Valilik sitesinde yayımlanması ve bu yayım üzerine medya kuruluşlarında yer alan yorumlar beni son derece rahatsız etmiş ve zaten varolan üzüntüme üzüntü katmıştır. Sayın Vali'nin şahsına ve makamına nezaketsizlik olmasın düşüncesiyle ani gelişen davranış karşısında herhangi bir reaksiyon gösteremedim” diyor.</p>
<p>İzmir’in Dağları’nda çiçeklerin açacağı güne beş kala, hem de Afyon’da çok basit bir konuda “reaksiyon gösteremeyen” bir paşa’ya sahip olmamız bizim büyük talihsizliğimizdir.
Paşa Vali’ye şilt vermiş, Vali de Paşa’ya “Afyon mermerinden yapılmış bir satranç takımı, el dokuması Bayat kilimi ve üzerinde Kurtuluş Savaşının simgelerinden olan Utku Anıtı figürünün bulunduğu plaket” takdim etmiş.
Paşa daha önce Vali’ye “birtakım yargıların, düşüncelerin manşete taşınmasından rahatsız olduğunu” iletmişti,</p>
<p>…şimdi de “medya kuruluşlarında yer alan yorumlar”dan son derece rahatsız olduğunu ifade ediyor.
Vallahi ben de çok rahatsız oldum…
Ortada 25 şehit varken, kimlikleri daha belirlenememişken, cenazeleri kaldırılmamışken…meselenin aslı ile değil de teferruatla uğraşmanızdan/teferruatla meşgul edilmemizden son derece rahatsız oldum.
Şehitlerimiz ne diyor?
“İzmir’in dağlarında oturdum kaldım
Şehit olanları deftere yazdım.
Öksüz yavruları bağrıma bastım.
Kader böyle imiş ey garip ana
Kanım feda olsun güzel vatana</p>
<p>Türk oğluyum ben ölmek isterim.
Toprak diken olsa yatağım yerim.
Allah’ından utansın dönenler geri
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, yaşa
Adın yazılacak mücevher taşa”</p>
<p>Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz…
“9 Eylül” Türk Milleti’ne kutlu olsun…. 9 Eylül 2012</p>
<p>57′NCİ ALAY HER YERDE HEPİMİZ 57′İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ</p> - untitled

<p>İZMİR’İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>Bu gün 9 Eylül… İzmir’in dağlarında çiçeklerin açtığı gün..
Düşmanın yel gibi kaçtığı gün..
Kemal Paşa’nın adının mücevher taşa yazıldığı gün..
Bu yıl 26 Ağustos’la başlayıp 9 Eylül’le biten Zafer Günlerimizi yaşayamadık.. Buruk yaşadık..
Gaziantep’ten, Beytüşşebap’a, Afyon’a şehitlerimiz vardı.
Şehitlerimiz vardı ve türlü münasebetsizlikler vardı..
9 Eylül, 30 Ağustos’un tabii sonucudur.
30 Ağustos olmasaydı; 19 Mayıs’ın, 23 Nisan’ın hiçbir anlamı olmazdı.
30 Ağustos olmasaydı, 29 Ekim olmazdı.
Biz bu yıl bu muhteşem zaman dilimini ne yazık ki ıska geçtik.
Hüseyin Çelik, Afyonkarahisar’da 25 askerin şehit olduğu patlamayla ilgili konuşurken, “Necdet Özel zamanında biliyorsunuz bu konuyla ilgili genelgeler yayınlandı. Bu anlamda Türk Silahlı Kuvvetleri kendi içerisinde eski kazuletleri temizlemeye çalışıyor” demiş.</p>
<p>“Kazulet”i hangi anlamda kullandı bilmiyorum ama sözlükteki yazılış şekli ve karşılığı, olayı ve ilgili cümleyi anlamsız kılıyor.
Olsun.. Lâfa Hüseyin Çelik’in bıraktığı yerden girersek, kazdıkça altından “kazulet” çıktığını görüyoruz…
Vali; “Ziyaretimize gelen tanıtım potansiyeli olan popüler kişilere yöre halkına ekonomik katkı için lokum, sucuk gibi ürünlerden hediye ediyoruz. Amacımız tanıtım yapıp yöredeki yoksul insanlara gelir kapısı sağlamak. Genelkurmay Başkanı gibi popüler bir isim gelmiş. Küçük maddi değeri olmayan bir hediye verdik. Genelkurmay Başkanımız çevresi olan bir insan. Bir yere o kilimi koysa, biri de 'Nereden aldınız' diye sorup Afyon'a gelip satın alsa fakir insanlar nasiplenecek. Emrivaki yapıp eline tutuşturmuşuz. Hayır mı diyecekti. Hayat devam ediyor. Bir acımız varken buna ara mı verelim?” diyor.</p>
<p>Paşa da, “Depo mahallinde yaptığım incelemeden sonra, Afyonlu vatandaşlarımıza 'geçmiş olsun' dileklerimi, Sayın Vali aracılığıyla iletmek ve elim olayda mülki ve yerel yöneticilerin gösterdikleri duyarlılık ve destek için 'teşekkür etmek' amacıyla Sayın Vali'yi ziyaret ettim. Rutin bir faaliyet olarak Valilik Şeref Defteri'ni imzaladım ve 'ziyaret anısı' olarak kendisine bir şilt takdim ettim. Makam odasındaki kısa ziyaretim esnasında ise Sayın Vali tarafından benzer bir uygulama yapıldı.
Ziyaretim esnasında Sayın Vali'nin sergilediği tutumun devletimizin bir geleneği olduğunu ve sergilenen davranışın elim olayla hiçbir ilişkisinin olmadığını düşünüyorum.
Ancak Sayın Vali'nin makam odasında sergilenen davranışın görüntülenmesi ve görüntünün Valilik sitesinde yayımlanması ve bu yayım üzerine medya kuruluşlarında yer alan yorumlar beni son derece rahatsız etmiş ve zaten varolan üzüntüme üzüntü katmıştır. Sayın Vali'nin şahsına ve makamına nezaketsizlik olmasın düşüncesiyle ani gelişen davranış karşısında herhangi bir reaksiyon gösteremedim” diyor.</p>
<p>İzmir’in Dağları’nda çiçeklerin açacağı güne beş kala, hem de Afyon’da çok basit bir konuda “reaksiyon gösteremeyen” bir paşa’ya sahip olmamız bizim büyük talihsizliğimizdir.
Paşa Vali’ye şilt vermiş, Vali de Paşa’ya “Afyon mermerinden yapılmış bir satranç takımı, el dokuması Bayat kilimi ve üzerinde Kurtuluş Savaşının simgelerinden olan Utku Anıtı figürünün bulunduğu plaket” takdim etmiş.
Paşa daha önce Vali’ye “birtakım yargıların, düşüncelerin manşete taşınmasından rahatsız olduğunu” iletmişti,</p>
<p>…şimdi de “medya kuruluşlarında yer alan yorumlar”dan son derece rahatsız olduğunu ifade ediyor.
Vallahi ben de çok rahatsız oldum…
Ortada 25 şehit varken, kimlikleri daha belirlenememişken, cenazeleri kaldırılmamışken…meselenin aslı ile değil de teferruatla uğraşmanızdan/teferruatla meşgul edilmemizden son derece rahatsız oldum.
Şehitlerimiz ne diyor?
“İzmir’in dağlarında oturdum kaldım
Şehit olanları deftere yazdım.
Öksüz yavruları bağrıma bastım.
Kader böyle imiş ey garip ana
Kanım feda olsun güzel vatana</p>
<p>Türk oğluyum ben ölmek isterim.
Toprak diken olsa yatağım yerim.
Allah’ından utansın dönenler geri
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, yaşa
Adın yazılacak mücevher taşa”</p>
<p>Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz…
“9 Eylül” Türk Milleti’ne kutlu olsun…. 9 Eylül 2012</p>
<p>57′NCİ ALAY HER YERDE HEPİMİZ 57′İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ</p> - untitled

İZMİR’İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR
Hüseyin MÜMTAZ

Bu gün 9 Eylül… İzmir’in dağlarında çiçeklerin açtığı gün..
Düşmanın yel gibi kaçtığı gün..
Kemal Paşa’nın adının mücevher taşa yazıldığı gün..
Bu yıl 26 Ağustos’la başlayıp 9 Eylül’le biten Zafer Günlerimizi yaşayamadık.. Buruk yaşadık..
Gaziantep’ten, Beytüşşebap’a, Afyon’a şehitlerimiz vardı.
Şehitlerimiz vardı ve türlü münasebetsizlikler vardı..
9 Eylül, 30 Ağustos’un tabii sonucudur.
30 Ağustos olmasaydı; 19 Mayıs’ın, 23 Nisan’ın hiçbir anlamı olmazdı.
30 Ağustos olmasaydı, 29 Ekim olmazdı.
Biz bu yıl bu muhteşem zaman dilimini ne yazık ki ıska geçtik.
Hüseyin Çelik, Afyonkarahisar’da 25 askerin şehit olduğu patlamayla ilgili konuşurken, “Necdet Özel zamanında biliyorsunuz bu konuyla ilgili genelgeler yayınlandı. Bu anlamda Türk Silahlı Kuvvetleri kendi içerisinde eski kazuletleri temizlemeye çalışıyor” demiş.

“Kazulet”i hangi anlamda kullandı bilmiyorum ama sözlükteki yazılış şekli ve karşılığı, olayı ve ilgili cümleyi anlamsız kılıyor.
Olsun.. Lâfa Hüseyin Çelik’in bıraktığı yerden girersek, kazdıkça altından “kazulet” çıktığını görüyoruz…
Vali; “Ziyaretimize gelen tanıtım potansiyeli olan popüler kişilere yöre halkına ekonomik katkı için lokum, sucuk gibi ürünlerden hediye ediyoruz. Amacımız tanıtım yapıp yöredeki yoksul insanlara gelir kapısı sağlamak. Genelkurmay Başkanı gibi popüler bir isim gelmiş. Küçük maddi değeri olmayan bir hediye verdik. Genelkurmay Başkanımız çevresi olan bir insan. Bir yere o kilimi koysa, biri de ‘Nereden aldınız’ diye sorup Afyon’a gelip satın alsa fakir insanlar nasiplenecek. Emrivaki yapıp eline tutuşturmuşuz. Hayır mı diyecekti. Hayat devam ediyor. Bir acımız varken buna ara mı verelim?” diyor.

Paşa da, “Depo mahallinde yaptığım incelemeden sonra, Afyonlu vatandaşlarımıza ‘geçmiş olsun’ dileklerimi, Sayın Vali aracılığıyla iletmek ve elim olayda mülki ve yerel yöneticilerin gösterdikleri duyarlılık ve destek için ‘teşekkür etmek’ amacıyla Sayın Vali’yi ziyaret ettim. Rutin bir faaliyet olarak Valilik Şeref Defteri’ni imzaladım ve ‘ziyaret anısı’ olarak kendisine bir şilt takdim ettim. Makam odasındaki kısa ziyaretim esnasında ise Sayın Vali tarafından benzer bir uygulama yapıldı.
Ziyaretim esnasında Sayın Vali’nin sergilediği tutumun devletimizin bir geleneği olduğunu ve sergilenen davranışın elim olayla hiçbir ilişkisinin olmadığını düşünüyorum.
Ancak Sayın Vali’nin makam odasında sergilenen davranışın görüntülenmesi ve görüntünün Valilik sitesinde yayımlanması ve bu yayım üzerine medya kuruluşlarında yer alan yorumlar beni son derece rahatsız etmiş ve zaten varolan üzüntüme üzüntü katmıştır. Sayın Vali’nin şahsına ve makamına nezaketsizlik olmasın düşüncesiyle ani gelişen davranış karşısında herhangi bir reaksiyon gösteremedim” diyor.

Okumaya devam et  İZMİR MARSI – Bilkent Senfoni Orkestrası

İzmir’in Dağları’nda çiçeklerin açacağı güne beş kala, hem de Afyon’da çok basit bir konuda “reaksiyon gösteremeyen” bir paşa’ya sahip olmamız bizim büyük talihsizliğimizdir.
Paşa Vali’ye şilt vermiş, Vali de Paşa’ya “Afyon mermerinden yapılmış bir satranç takımı, el dokuması Bayat kilimi ve üzerinde Kurtuluş Savaşının simgelerinden olan Utku Anıtı figürünün bulunduğu plaket” takdim etmiş.
Paşa daha önce Vali’ye “birtakım yargıların, düşüncelerin manşete taşınmasından rahatsız olduğunu” iletmişti,

…şimdi de “medya kuruluşlarında yer alan yorumlar”dan son derece rahatsız olduğunu ifade ediyor.
Vallahi ben de çok rahatsız oldum…
Ortada 25 şehit varken, kimlikleri daha belirlenememişken, cenazeleri kaldırılmamışken…meselenin aslı ile değil de teferruatla uğraşmanızdan/teferruatla meşgul edilmemizden son derece rahatsız oldum.
Şehitlerimiz ne diyor?
“İzmir’in dağlarında oturdum kaldım
Şehit olanları deftere yazdım.
Öksüz yavruları bağrıma bastım.
Kader böyle imiş ey garip ana
Kanım feda olsun güzel vatana

Türk oğluyum ben ölmek isterim.
Toprak diken olsa yatağım yerim.
Allah’ından utansın dönenler geri
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, yaşa
Adın yazılacak mücevher taşa”

Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz…
“9 Eylül” Türk Milleti’ne kutlu olsun…. 9 Eylül 2012

57′NCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57′İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir