İKİ BUÇUKTA YENİCHP

Neoliberalizm Türkiye'den Gülen Hizmet Hareketi ve AKP iktidarı, Arap ülkelerinde Müslüman Kardeşler Örgütü ve benzerleriyle, - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

Neoliberalizm Türkiye’den Gülen Hizmet Hareketi ve AKP iktidarı, Arap ülkelerinde Müslüman Kardeşler Örgütü ve benzerleriyle,

İslam’ın siyasal sistem dışına itilmiş olması halinin toplumsal istikrarı sağlamadığı,otoriter yönetimlerin varlıklarını sürdürmek için ülke dinamiklerini tükettiği ve hep Batı’ya dayanmak zorunda kaldıkları konusunda işbirliğindedir.
Bu işbirliğinin karşılığında da siyasi ve ekonomik usullerle o ülkelerle net bağımlılıklar kuruyor ve ortaklaşa denetim sürecinde güvenlik,istikrar ve büyüme sağlanacağı sözde vaadi ile -aslında,İslam dünyasından maksimum kârın yapılmasını ve İsrail’in itikâdi-siyasi,askeri güvenliğini sağlıyor.

*
Nitekim Gülen’in Hizmet Hareketi yıllarca insanların eğitim,sağlık gibi alanlarda kalitelerini oluşturmayla insan sermayesi yatırımı ve kişiler arası ilişkilerin,güvenin,duyarlılıkların sağlanması ve hedefe yönelişlerinden sağlanan sosyal sermaye yatırımından,
AKP hükümetinin katkısıyla küresel sermayeye entegre edilen islami sermaye birikimi oluşturmuştur ve – şu noktada,Marmara sermayesinin de küresel sermayeye bağlılığından istifadeyle,
Türkiye Cumhuriyeti devletinin icra-yürütme-yargının tüm kurumları ve silahlı kuvvetleri üzerinden hem toplumun mimarı hem de toplumun sigortası olarak kabul ediliyor!

*
Hizmet Hareketinin toplumun sigortası olmasının garantisini teminen gelecek 2.5 siyaset yılına sıkışan belediye,cumhurbaşkanı, anayasa,meclis seçimleri olmak üzere gidilecek 4 sandıkta da istikrar,güvenlik,kalkınma stratejisine uygun sonuçlar sağlaması gerekiyor.

*
Güçlü ve istikrarlı yürütme arayışında parti sisteminin parçalanmışlığı sonucunda ortaya çıkan koalisyon deneyimlerinden alınan dersle,
Hizmet Hareketinin bütüne eşit mesafede olacağı,Başbakan Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanı partili olmalı”işaretiyle güçlü bir Başkanlık sistemi ve Türk siyasi yaşamının 2 buçuk partiden oluşacağı bir sürece girilmiştir-bu sistem, Türkiye’ye “İleri Demokrasi-Eksiksiz Temsiliyet” olarak sunuluyor.

*
Numan Kurtulmuş,Neoliberalizmin İslam Birliği çatısı altında doğudan-batıya islamcı-liberal yeniTürkiye konfigürasyonunda, hareketin onayladığı yeni işbirlikçidir.
Şimdi Türkiye Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’la hem-zaman, AKP’nin sonraki yetkilisi olmaya hazırlanıyor!

*
O halde AKP portresinin gelecek dönemde bugünkü yapısına ek Numan Kurtulmuş’un siyasi karakterini oluşturan;
Milletin vicdanı ve kimlikleri üzerinden politika yapma anlayışında pekişme,Atatürkçü ideoloji ile daha çok mücadele,Kürt Sorunun çözümünde faili meçhullerin aydınlatılmasıyla özür dileyen ve affeden bir devlet anlayışı -bu suretle,dini ve kimlik ayrımcılığının sona erdirme iddiası ve hayır-hasenat-sadaka-zekat sistemini sosyal devlette sistematikleştirerek istihdamı geliştirici hedefte ve yapıda olacağını belirtmek gerekiyor.

Okumaya devam et  CHP Genel Merkezinde Eylem

*
Öte yanda Atatürk ilke ve inkilaplarından yetişen ulusalcı,ülkelerarası ve sınıfsal eşitsizliklere karşı isyankâr tutumundan gelişen bağımsızlıkçı,devrimci,halkçı karakterin siyasi temsilcisi CHP,yeni Türkiye düzeninin belirleyeni Hizmet Hareketinin işaretiyle seçilmiş Kılıçdaroğlu ile yeniCHP’ye başkalaştırılmıştır.
Şimdi yeni düzenin iki buçuk siyasi partili sisteminde,AKP’nin yanında ikinci tam olmak üzere sosyal demokratlar,sosyal liberaller ve sosyalistlerle “Değişim ve Demokrasi” sloganıyla 34.olağan kurultayını topluyor.

*
Bir kere daha altı çizilmeli -ki,yeni Türkiye’nin yeni düzenini,”Doğu’nun İslamcılığı,Batı’nın Liberalizmi Konsepti” belirliyor.
Yani temel hak ve özgürlükleri, yargının bağımsızlığını,hukukun üstünlüğünü ve güçler ayrılığı esaslarını -işbu,konsept belirliyor.
Bu konsept ile başkalaşmış yeni CHP Kurultayında Sosyal Demokrat, Sosyal Liberal ve Sosyalist kanatlar demokratikleşme hedefi önüne temel hak ve özgürlükler,yargı bağımsızlığı,hukukun üstünlüğü ve güçler ayrılığı ilkelerinin lâyığı ile uygulanmasını koyuyor!

*
Bakınız,küresel serbest piyasa bir ülkeden diğerine sermayenin ya da malın geçisi anlamındadır.
Bu sistematiğe Türkiye’den yalnızca hukuk açısından bakıldığında dahi,Türkiye’nin hukuk alanında kayıplarıyla yeni kapitülasyonlara yol açıldığını ve egemenlik haklarının büyük zarar aldığı görülüyor.
Yerleşim, oturma yeri, işyeri ayrı devletlerde olan tarafların anlaşmazlıklarının çözülmesinde, 2001’de çıkarılan” Uluslararası Tahkim Yasası”ndan yola çıkılıyor.
İmtiyaz sözleşmelerinde Danıştay ön denetiminin kalkması, kamu hizmetlerinin özele teslimiyle birlikte üzerinden denetim ve idari yargının kalkması gibi sonuçlar; ulusal yargı ağırlığının yok edilmesi ve egemenlik alanının daralması anlamına geliyor.
Egemenlik alanının daralması temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasıdır.
Ne ki YeniCHP’de Sosyal Demokrat,Sosyal Liberal ya da Sosyalist kanattan Türkiye’nin bağımsızlığını iğdiş eden -bu, Hukuk sorunuyla ilgili hiç bir çıt çıkmıyor!

*
Kılıçdaroğlu,kurultay öncesi “sosyal demokrat, sosyal liberal, sosyalist ve Atatürkçülük nasıl bir arada olacak, Atatürkçülük dört eğilimden birine mi indirgenecek” eleştirilerine,
Atatürkçülüğü belli bir statik çerçeve içinde görmek yanlıştır. Atatürkçülük de temel hedef, çağdaş uygarlıktır. Dünya geliştikçe çağdaş uygarlık da gelişir.Ayrıca Atatürkçülük sosyal demokrasiyle çatışmaz, çelişmez. İkisinin de temelinde insan var”diyor.

Okumaya devam et  VATANDAŞ KİRADAN FAZLA GELEN FATURALARDAN BIKTI

*
Halbuki Atatürkçülük bu topraklarındır!
Sosyal Demokratlar kapitalizmin işbirlikçisi,reformistlerdir,ulus yapılarını tahrip eden sermayenin sınırsız gelişmesi karşısında sus-pus’turlar, oluşan eşitsizlik ve adaletsizliğe çözüm getirebileceklerini hayal ederler.
Ya da Sosyal Liberaller insan hakları,sosyal adalet,hoşgörü, piyasa ekonomisi,serbest ticaretle refah devletinin savunulmasında ulusal unsurlara yer vermezler.
Sosyalistler ise enternasyonelisttir.

*
O ne alâ!Yeni CHP, 2 buçuklu parti düzeninde AKP yanında diğer tamı oluşturuyor.
Ne’ye rağmen?Artık etnik kimlik Türkiye’de ulus devleti güçlendiren bir unsur değildir, vatandaşların bireysel özgürlük alanını, yaşam kalitesini ve ülkelerine olan sadakatlerini de güçlendirmiyor.
Artık Türkiye’de kendilerini demokratik alanın bir oyuncusu olarak takdim eden din eksenli cemaatler devletin sosyal,ekonomik,siyasi ve hukuki temel düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırıyor ve yeniCHP’yi de belirliyor.

*
Fakat Suriye’den dünyanın ve Türkiye’nin belirleneceği günler de yaklaşıyor.
18.7.2012


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir