Fethullah Gülen’e, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 10. Türkçe Olimpiyatları’nın kapanış programında ‘Bu gurbet bitsin’ çağrısı soruldu. İşte kendisinin cevabı.
SORU: Sayın Başbakanımızın “hüzünlü gurbeti bitirme daveti” ile alâkalı mülahazalarınızı lütfeder misiniz?
CEVAP: Ben şahsım adına hiç endişe duymadım, hatta “44 yaşındayken belki beni asarlar” diyordum, “44’te asmadıklarına göre 55, o da 11’in katı..” dedim, “Belki o zaman asarlar!” 66 oldu, “Belki o zaman asarlar” dedim, asmadılar. Ben hep o hülyalarla yaşadım. Rabbim buna şahit. Ancak, eğer sizin bir gaye-i hayaliniz varsa, bir mefkûreniz varsa; o da o Türkiye’de yeni yeni problemlerin olmaması, bir kısım huzursuzlukların olmaması, bir kısım huzursuzlukların çıkmaması, bir kısım kazanımların -hafizanallah- kaybedilmemesi için yüzde bir ihtimalle oraya gitmeniz bu hususlara zarar verecekse, işte ben o endişeyle, şahsım adına değil de o endişe ile gitmek istemem. O endişemi de izale edebilecek bir tablo görürsem.. o zaman fakirin bileceği şey. Fakirin bileceği şey.. “Benim bileceğim şey” demek yine benlik kokuyor, “Benim bileceğim şey” demeyeceğim, fakirin bileceği şey.
Gittiğimde oraya, birileri, işin rövanşı peşinde koşan birileri, bazı müesseselere zarar vermek suretiyle, idareyi zor durumda -yüzde bir ihtimalle- bırakacaklarsa şayet, Türkiye’deki olumlu şeylerde bir duraklama olacaksa şayet, ben bir müddet daha ömrüm vefa ederse burada kalmayı; ülkeme, milletime, ülkemde olan o şeylere zarar vermemek için dau’s-sıla deyip sıla sevdasıyla, kahve içtiğim kahveleri bile böyle hatırlayarak ve sonra ondan kaçarak, burnumun kemikleri sızladığı anda ondan uzaklaşarak, burada kalacak, yaşayacağım…
Bütün bu endişeler zail olduğu zaman, oturur, kendi arkadaşlarımla, kader birliği yaptığım arkadaşlarımla meseleyi detaylı görüşürüm, ondan sonra…
Ben de arzu ediyorum. Burada öldüğüm zaman bile buraya gömülmeyi istemiyorum, kendi ülkeme, kendi toprağıma gömülmeyi arzu ediyorum. Gelirken biraz, burada ölürüm kalırım diye arkadaşlara demiştim, “Paranızla bir yer alın, bize ait olsun, Türk milletine ait olsun, oraya gömersiniz” demiştim; fakat sonradan vazgeçtim; daü’s-sıla duygusu öyle düşünmeme fırsat vermedi.
Kendi ülkemde ölmeyi ve mübarek annemin ayaklarının dibine gömülmeyi arzu ederim. Bunu da benim vasiyetim sayın!.. Ama yaptığım şeylerde, düşüncelerimde, planlarımda, gayretlerimde, milletime, ülkeme zerre kadar zarar gelmesine razı olamam. Yüzde bir ihtimalle de olsa razı olamam ona.
O talep eden arkadaşlarımız, devlet büyüklerimiz kusura bakmasınlar!.. Talep etmeleri onların civanmertlikleri, ama benim bu mevzuda düşünmem de, onlara karşı, onların yaptığı şeylere karşı saygımın gereği…
Kusura bakmayın diyecek başka..
Yazıları posta kutunda oku