Müslüm Gündüz Çevik Bir lehine müdahil mi oluyor!?

“Diş kirası” deyiminin ne demek olduğunu bilmeyen sanırım yoktur. Kısaca “sarayda ve zengin konaklarında iftardan sonra konuklara verilen armağan veya para” şeklinde tarif edebiliriz bu kavramı. Yani bu, bir anlamda konukların ziyafeti şenlendirmelerinden ve şereflendirmelerinden duyulan sevincin maddeye bürünmüş bir hali veya konukların ziyafet mahalline gelip giderken yaptıkları ulaşım masraflarının kendilerine iadesi anlamına gelen bir incelik, bir nezaket ve zarafet gösterisidir. Gerçekten de çok güzel bir gelenektir “Diş kirası” geleneği…

28 Şubat Süreci’nin aktörlerinden birisi olan Müslüm Gündüz’ün, birkaç gün önce 28 Şubat Davası’na müdahil olmak için cemaatiyle birlikte (cümbür cemaat) Ankara’ya geldiğini görünce ne yalan söyleyeyim, “Müslüm Gündüz, galiba devletten diş kirası istemeye geldi…” diye düşündüm! Malum; Müslüm Gündüz, 28 Şubat Süreci’nde anlı şanlı bir hemşerisinin evinde pilav üstü (F.Ş. Marka) piliç ziyafetinde yakayı ele vermişti. Onun ıslak uzun saçları, uzun sakalı ve belinden üstü çıplak vaziyete “Ne oluyorsunuz yahu?” diyerek polis kamerasına vermiş olduğu poz, hâlâ gözümün önünden gitmez. Kaderin cilvesine bakın ki; o gün evinde Müslüm Gündüz’e piliç ziyafeti çeken hemşerisi de, daha sonraki yıllarda kümesteki (B.Ç.marka) bir civcivi yemeye heves ettiği gerekçesiyle tutuklanıp hüküm giymiştir! Neyse biz yine dönelim Müslüm Gündüz ve Aczimendiler olayına…

Müslüm Gündüz bence saygıyı hak ediyor!

Müslüm Gündüz liderliğindeki Azcimendilerin, 28 Şubat Davası’na müdahil olma taleplerinin söz konusu davanın savcısı tarafından geri çevrilmesi(1) üzerine, CNN Türk TV’de Cüneyt Özdemir’e konuk olan Müslüm Gündüz, gerçekten de ilginç şeyler söyledi. Söyledikleri ise tam da 28 Şubat Post Modern Darbesi’ni yapanların işine yarayacak, karşıtlarını ise hüsrana uğratacak cinsten şeylerdi. Bu sözlerinden sonra bir kere daha kabul ettim ki; her şeye rağmen şu Müslüm Gündüz, Türkiye’de “benim” diyen anlı şanlı pek çok adamdan çok daha namuslu ve çok daha dürüst ve çok daha saygı değer bir adamdır.

Bu konuda tıpkı Merhum Mehmet Akif Ersoy gibi düşünüyorum ben de. Merhum bir ara “Bu devirde ikiyüzlü insanlara saygım vardır” diye bir laf etmiş. Kendisine Hayırdır üstat, neden böyle konuşuyorsunuz?” diye sorduklarında şu cevabı vermiştir; “Çünkü bu zamanda yirmi yüzlü insanlar türedi. Onları gördükçe ikiyüzlülere saygı duyuyorum!”

Müslüm Gündüz’ün 16 Nisan akşamı CNN Türk TV’de Cüneyt Özdemir’in sormuş olduğu sorulara vermiş olduğu cevaplar, gerçekten de kendisini “Din adamı değildir. Ssıradan emekli bir işçi, bir şarlatandır” diye hakir gören pek çok adamın suratında bir şamar gibi patlayacak sözlerdir. 28 Şubat Davası için yapmış oldukları müdahillik başvurusunun kabul edilmemesini “Biz 28 Şubatçıları kullandık, onlar da bizi kullandı. Ancak herkesin pislikleri ortaya çıkacak diye buna (müdahillik başvurumuza) izin vermediler. Amacımız, adalete yardımcı olmaktı” şeklinde açıklayan Müslüm Gündüz başka ilginç laflar da etti.

En ilginç sözlerinden birisi de Cüneyt Özdemir’in Onbaşı Sarmusak diye biri var. Aczmendilerin yüzde 40’ı askerdir diye bir iddia attı ortaya ne diyeceksiniz bu iddia hakkında?” şeklindeki sorusuna vermiş olduğu cevaptır. Bu soruya vermiş olduğu cevap şöyledir Müslüm Hoca’nın:

“Bu Sarmısak soğan çıktı ortaya. Bu sarmısak o zaman da köstebeklik yaptı. Yani karakteri buna müsait. Askerin haberini Çiller’e Çiller’in haberini askere vererek ikili oynadı. Karakteri bu… Ben de biri hakkında her şeyi diyebilirim. Ortada bir ispatı var mı? Bu nasıl tespit edilebilir ki? Böyle bir şey asla yoktur. Ayrıca bir adam asker olunca vatan haini mi oluyor? Bunu neşreden gazeteci arkadaşlarımız neden delilin var mı diye sormuyorlar? Vicdan, merhamet ve insaf bunu gerektirmez mi? Benim evime kameralar eşliğine yapılan baskından sonra da bunlar dendi. Polise kendimi ihbar ettiğim söylendi. Biz bunları mahkemeye verdik ve mahkûm ettirdik. Sarımsak böyle demiş… Der ama ispatı var mı? Yok…”

Müslüm Gündüz’ün Risale-i Nur ve Fadime Şahin konusunda söylemiş olduğu enteresan sözleri ise şöyledir:

“Bakın ben açık söyleyeyim. Biz onları kullanmaya çalıştık, onlar bizi kullanmaya çalıştı. Çok kati konuşuyorum. Biz Risaleyi Nur talebeleriyiz. Bu işin gönüllüsüyüz. Ben basını ve bu manüplatörleri kullanarak Risalei Nur’un tanınmasını, Aczmendi hakikatinin anlaşılmasını, Risale-i Nur’un memleketin kaderinde söz hakkı olduğunu ispat etmek için bunu bir fırsat olarak kullandım…

Ben bir Müslüman’ım İslam’da belediye nikâhı yoktur zaten. Fadime Şahin benim nikâhlı ailemdi İslam’a göre. Hani Nasreddin Hoca demiş ya ‘bana damdan düşen biri varsa onu getirin’… Siz Fadime Şahin’in o günlerin anaforunda neler yaşadığını, nasıl baskılarla, zorluklarla, nelerle karşı karşıya olduğunu biliyor musunuz? O günlerde bir adalet bakanı bir binbaşının ağzından çıkacak talimatı bekliyordu. Hükümetin hiç bir gücü ve fonksiyonu yoktu…”

28 Şubat’ın kudretli Generali Çevik Bir ve 28 Şubat süreci hakkındaki görüşleri ise şöyle Gündüz’ün:

“Hayır, ben ‘kullanıldık’ demiyorum. Diyorum ki; onlar(Çevik Bir ve arkadaşları)  kendilerine göre (bizi)kullandıklarını düşündü, biz de onları kullandığımız düşündük. Bu durumlarda sonuçta kimin nakavt olduğuna bakılır. Biz burada yolumuzda yürüyoruz hala Allaha Şükür ama Çevik Bir nakavt olmuştur. Benim yargılandığım hapis yattığım davaların hepsinde Çevik Bir’in imzası vardır. Allah onları mağlup etti bizi galip etti… Benim İslam’a ve vicdana aykırı bir davranışım olmadı ki pişman olayım. Herhangi bir kimsenin evine basın ordusuyla kapısı kırılıp girilirse neler çıkacaktır. Bana bu yapıldı…”(2).

 28 Şubat karşıtları olayları çarpıtıyorlar ve mecraından saptırıyorlar!

 Söz konusu programı dikkatle izledim. Müslüm Gündüz, bağlantı sırasında dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın, kendileri için “Yakaladık içeri attık daha ne yapacaktık” şeklinde erkeklik gösterisinde ve efelenmelerde bulunduğunu, Oğuzhan Asiltürk’ün kendisini “Eski bir asker” olarak tanımlayarak sözüm ona istihbaratçılık yaptığını, oysa kendisinin “Karabük Demir çelik fabrikasından emekli bir işçi olduğunu” ve “28 Şubat sürecinde Ankara Kocatepe Camii’nde okunan bir mevlide katılmak için geldiklerini, içlerinde asker-polis gibi provokatörler bulunmadığını, grubun bütünüyle Türkiye’nin muhtelif yerlerinden gelen Aczimendiler olduğunu” da söyledi.

Şahsen Müslüm Gündüz’ün yukarıdaki sözlerinin doğru olabileceğini ve bu sözlerin, tam da Çevik Bir ve arkadaşlarının işine yarayacak ve savunmalarında kullanabilecekleri ifadeler olduğuna inanıyorum ben. Yani eğer Müslüm Gündüz ve arkadaşlarının müdahillik başvuruları kabul edilmiş olsaydı (ki; bence edilmek zorundadır), onların verecekleri bilgiler, muhtemelen Refahyol hükümetinin zafiyetlerini ve kusurlarını da ortaya koyacaktı. Müslüm Gündüz’ün, bazı RP’li bakanları itham etmesi ve “…Ancak herkesin pislikleri ortaya çıkacak diye buna (müdahillik başvurumuza) izin vermediler. Amacımız, adalete yardımcı olmaktı” şeklindeki sözlerini bu bakımdan son derece önemli ve anlamlı buluyorum ben.

Bilindiği gibi; 28 Şubatçıları suçlayanların argümanlarından birisi, bu süreçte yaşananların tamamıyla bir tertip olduğu üzerine kuruludur ki; tertip iddialarından birisi de, 28 Şubat Müdahalesi arifesinde ellerinde uzun asaları, siyah cübbe ve uzun sakallarıyla Ankara Kocatepe Camii’nde görüntülenen 40-50 kişilik grubun, gerçek Aczimendiler olmayıp asker ve polislerden oluşan provokatör bir grup olduğu şeklindeki iddiadır. Müslüm Gündüz, Cüneyt Özdemir’e vermiş olduğu mülakatla işte bu iddiayı kökünden çürütmüş bulunuyor ve Çevik Bir’in avukatlarının elini güçlendirmiş oluyor.

Gluglu Dansı’na karşı Haka Dansı!

Evet, 28 Şubat 1997 Post Modern Darbesi bana göre de gereksizdi ve haksızdı. Ancak dönemin siyasal iktidarını tamamıyla sütten çıkmış ak kaşık olarak görmek de safdilliktir, ahmaklıktır.  Erbakan’ın İran, Malezya ve Libya’ya yapmış olduğu tartışmalı geziler, tarikat ve cemaat liderlerine Başbakanlıkta vermiş olduğu iftar yemeği, Sincan’da sadece İran Büyükelçisi’nin iştirak ettiği Kudüs Gecesi, hiçbir işlevselliği olmayan D-8 girişimi, Susurluk olayı üzerine “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” gösterisine yapılan “Glu glu dansı yapıyorlar” ve “Mum söndü oynuyorlar” nitelemeleri, “10 Kasım törenlerine resmi sıfatımız gereği içimiz kan ağlayarak gidiyoruz” çıkışları, daha neler neler…

Üstelik bütün bunlar, daha önce yapmış olduğu konuşmalarda Türkiye Refah Partisi’yle Adil Düzen’e geçecek, bu kesin. Geçiş dönemi yumuşak mı olacak, sert mi olacak; tatlı mı olacak, kanlı mı olacak; 60 milyon buna karar verecek”, “Rektörler türbana selam duracaklar” ve “Çocuklar okula besmeleyle başlardı. Bunu ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’ diye değiştirdiler. Okullarda ‘Türküm doğruyum çalışkanım’ diye söyletirseniz, başkaları da ‘Ben Kürd’üm daha çalışkanım, daha doğruyum deme hakkını kendinden görür” şeklinde laflar eden bir kişinin iktidarında yaşanan şeylerdi.   

Bütün bunlardan bağımsız olarak ve bunlardan soyutlanarak yapılacak bir 28 Şubat yargılaması, gerçekten de “İNTİKAM” havasına bürünecektir. O gün için Erbakan’ın “Glu glu dansı yapıyorlar” şeklinde nitelediği, Şevket Kazan’ın ise “Mum söndü oynuyorlar” diye alay ettiği olayda gelinen nokta, dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın kodese tıkılması olmuştur. Sayın Ağar için şimdi fellik fellik yüksek güvenlikli cezaevi aranıyor, acaba neden?

28 Şubat 1997 günü alınan MGK kararları, bu kararları aldıranlar tarafından “Post Modern darbe” ve “Demokrasiye yapılan balans ayarı” olarak nitelendirilmiş ve siyasi literatürümüze de bu isimlerle girmiştir. Bu olayı siz nasıl nitelendirirsiniz bilmiyorum ama ben biraz da siyaset dansözlerinin yapmış oldukları dans rekabeti olarak nitelendiriyorum. Gluglu Dansı yapanlarla Haka Dansı yapanların yarışması olarak. Neticede yarışmanın bir birincisi olacaktı ve bu yarışmayı Haka Dansı yapanlar kazanmışlardır o tarihlerde. Umarım yapılan yargılamalar CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun(3) ve TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek’in (4) “İntikam” kaygılarını bertaraf edecek biçimde yürür ve neticelenir.

Ancak Sayın Başbakan’ın iki de bir  28 Şubat sürecinde hapse atıldığını vurguluyor olması ve Başbakan Yardımcısı  Bülent Arınç’ın 28 Şubat süreciyle ilgili iddianın ne olduğunu, delillerin nelerden ibaret olduğunu, kimlerin sanık olduğunu etraflıca belki değerlendirerek hem bireysel olarak hem de Bakanlar Kurulu olarak bu konuda nasıl bir davranış içerisinde olacağımızı ancak o zaman görebiliriz”(5) şeklindeki sözleri;  28 Şubat Davası’nın, rövanşist bir gözle ele alındığı konusunda kafalarda şüpheler uyanmasına sebep olmaktadır. Sayın Arınç’ın sözlerinden, biraz da “Nereden çıktı bu dava, bu davaya ne gerek vardı” anlamı çıkmaktadır bence. Sanki hükümet bu konuda biraz gönülsüz gibi davranmaktadır. Sanki bu davanın açılmasına kerhen destek veriyor gibidir. Kafası net değildir, iki arada bir derede kalmış gibi gözüküyor. AKP hükümetinin bu net olmayan gönülsüz tavrı, bir anlamda “AKP’nin 28 Şubat’ın ürünüdür. AKP’nin 28 Şubatı yapanlara minnet borcu duyması gerekir” şeklinde dile getirilen iddiaları güçlendirir niteliktedir… 

_________________________

1-bkz. 17.04.2012 tarihli Hürriyet, “28 Şubat devam ediyor” başlıklı haber, s, 17,

2-http://www.gazeteciler.com/medya-kosesi/muslum-gunduzden-sasirtan-28-subat-itirafi-50578h.html,

3-http://www.habervitrini.com/haber/kilicdaroglu-28-subat-operasyonuna-intikam-dedi-597949/,

4-,

5-.

 

 

 

Haberi paylaşın
“Diş kirası” deyiminin ne demek olduğunu bilmeyen sanırım yoktur. Kısaca “sarayda ve zengin konaklarında iftardan sonra konuklara verilen armağan veya para” şeklinde tarif edebiliriz bu kavramı. Yani bu, bir anlamda konukların ziyafeti şenlendirmelerinden ve şereflendirmelerinden duyulan sevincin maddeye bürünmüş bir hali veya konukların ziyafet mahalline gelip giderken yaptıkları ulaşım masraflarının kendilerine iadesi anlamına gelen bir incelik, bir nezaket ve zarafet gösterisidir. Gerçekten de çok güzel bir gelenektir “Diş kirası” geleneği… - muslum gunduz

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. Tek ve vazgeçilmez insanların olduğu yer Sultanlıktır… *** Aynısı AKP’de var zaten… *** Hayranlık güzeldir ama sürü psikolojisinin de temel…

  2. Sevgili Erdoğan çok ağır yazmışsınız,keşke beni yakından tanıyabilseydiniz.Ben dededen,babadan CHP liyim,ama artık yeter sanki sadece muhalefet yapmak için oturmuş o…

  3. ALLAH-TANRI; Kitabı KUR’AN! Ve, Akıl!? (1) (Yunus,34)”Allah! Yaratışı başlatır, sonra onu çevirip yeniden yaratır-her şeyi yoktan var eden ve sonra…

  4. Eleştirdiğiniz kısımları belirtmeniz tek tek güzel bir şey ama kanıta dair herhangi bir şey göremiyorum ayetlerini ve surelerini yazarsanız çok…

  5. Siyasi Partillesme ve Milli bir Örgütlenme ile siyasi ve ekonomik isgale karsi savasmaktan baskacaremiz hic bir yok.

  • “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    Kıbrıs’ta sular durulmuyor. Kıbrıslı Rumlar AB’nin desteği ile iyice şımardı. Önemli haklar elde etmeye çalışıyor. Ancak karşılarında KKTC’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı buluyorlar. Tatar, hiç taviz […]


  • Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu görüşmeleri bu yıl geçmişlerden farklı ve yeni bir dönemin başlayacağının habercisi konumunda zira 2023 yılında dünya […]


  • Altın Koza’ya Altın Program

    Altın Koza’ya Altın Program

    30. yılını kutlayan Adana Altın Koza Film Festivali’nin 18-24 Eylül tarihleri arasında Esas 01 Burda AVM, Cinema Pink salonlarında gösterime sunulacak uluslararası programı; Berlin, Cannes, […]


  • Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan, Rus göçü, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşa daha fazla vatandaşın katılmasını gerektiren kısmi seferberlik kararından sonra […]


  • BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    Son aylarda birbiri ardı sıra gündeme gelen uluslararası kongreler ve toplantılar sürüp giderken ,bugünkü dünya siyaseti normal koşulların ötesinde gelişmeler göstermektedir .Ülkeler ve devletler arası […]


  • SADAKA

    SADAKA

    Bir dakika durup düşünün, ne kadar aşağılayıcı bir durum içindeyiz bu günlerde. Emekli vatandaşların emekli maaşlarına 3 liramı verelim yoksa 5 liramı verelim konusu, bütün […]


  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu görüşmelerine  katılmak için  New York’a  gitmeden  önce Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB ile yolları ayırabiliriz” diyerek önemli bir açıklamada bulunmuştur: ”Avrupa Birliği, […]


  • BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    Enflasyon altında ezilen yurttaş bütçeyi de finanse etti. Merkezi yönetim bütçe sonuçlarına göre yılın ilk sekiz ayında başta ÖTV ve KDV’de olmak üzere vergi gelirlerinde […]


  • O YILLAR

    O YILLAR

    O YILLAR                 HÜSEYİN MÜMTAZ                 Biz eskidik ama yazılar hiç eskimiyor galiba…                 Tam on yıl önce, Falih Rıfkı Atay’dan şu kısa alıntıyı yapmışız; […]


  • Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Halkımız aptal değil, tehlikenin farkında. Yıllardır „sivil işgal kuvvetleri“ ülkemize dolduruluyor. „Barış süreci“ diye, binlerce PKK askeri, davul-zurna eşliğinde silâhları ile birlikte ülkemize sokuldu. Onları […]


  • Siyasette “aptal sözcüğü”

    Siyasette “aptal sözcüğü”

    Sosyal medyada aptal sözcüğünün çok sık kullanıldığını görmüşünüzdür. Siyasi ya da ideolojik tartışmayı aptalsın, akıllısın gibi yere indirgemek, aslında “entelektüel yeteneğin” sınırlı olduğuna işaret eder, […]


  • ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ÇEDES PROJESİ İLE AKP KARŞI DEVRİM’İNİN ŞEYHÜLİSLAMLIK AYAĞI DA KURULMUŞ OLUYOR Çağdaş bir devlet yurttaşlarına din dayatmaz. DİB bütçeden aldığı bakanlıklar üstü ödenek ile toplumun […]


  • Beklentiler Boşa Çıktı

    Beklentiler Boşa Çıktı

    Prof. Dr. Ata Atun Rumlar, yıllardır arkalarını Hristiyan birliği olan batılı emperyalist güçlere dayayıp, BM’den Kıbrıs konusunda, insanlık dışı ve akıl almaz kararları çıkarttırmayı başarmışlardı. […]


  • Turizmde tanıtım hamlesi…

    Turizmde tanıtım hamlesi…

    Turizmde bütün çabamız istikrarı yakalamak ve liderliğe oturmak.. Bunun kolay olmayacağı biliniyor. Tanıtım faaliyetlerine ağırlık verilecek. Turizm demek, tanıtım demektir. Bunu iyi yapabilirsek önümüze hiçbir […]


  • İklim değişikliği göçleri hızlandırdı…

    İklim değişikliği göçleri hızlandırdı…

    İklim değişikliği ve artan küresel sıcaklıklar dünyanın pek çok bölgesinde çeşitli doğal afetlerin yaşanmasına yol açıyor. Afetler ve aşırı hava olaylarının yıkıcı sonuçları ise insanları […]


  • “Kışın Çinli turist bekliyoruz…

    “Kışın Çinli turist bekliyoruz…

    Başlığı okuduğunuzda şaşırdığınızı görür gibiyiz. Kış aylarında turist gelir mi? Bir de bu Çinli turist olursa. Nevşehir Turist Rehberleri Odası (NERO) Başkanı Özay Onur, Covid-19 […]


  • Japon uzmandan İzmir için deprem uyarısı…

    Japon uzmandan İzmir için deprem uyarısı…

    Hep yazıyor ve uyarıyoruz: Tülrkiye deprem kuşağında bir ülke. Özellikle deprem beklenen yerlerde gereken tedbirlerin alınması gerekiyor. Bu konuda yerli ve yabancı uzmanlar sürekli uyarılarda […]


  • Keşke mafya birkaç kişi olsaydı

    Keşke mafya birkaç kişi olsaydı

    Bülent ESİNOĞLU Piyasa ekonomisinin anlayış kökleri; bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler olduğunu hatırlatalım. Bu anlayışın günümüz uygulaması, servet sınıfının önündeki tüm “kuralları kaldırın” şeklinde yaşanır. Kuralların […]


  • Altın Koza Sahiplerini Buldu

    Altın Koza Sahiplerini Buldu

    “En İyi Film Ödülü”nü, Umut Subaşı’nın yönettiği “Sanki Her Şey Biraz Felaket” filmi aldı. “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Senaryo” ödüllerinin sahibi de yine […]


  • Avrupa’nın En İyi Türk Üniversiteleri ve Bir Gerçek

    Avrupa’nın En İyi Türk Üniversiteleri ve Bir Gerçek

    İngiltere merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu QS (Quacquarelli Symond)  Avrupa Konseyi’ne üye 42 ülkedeki 688 üniversiteyi değerlendirdiği “Dünya Üniversite Sıralaması: Avrupa 2024″  araştırmasında ilk defa  Avrupa […]