SİVRİSİNEK SAZ

SİVRİSİNEK SAZ - imagesCAJWJ5VR

SİVRİSİNEK SAZ - imagesCAJWJ5VR

SİVRİSİNEK SAZ

Hüseyin MÜMTAZ

ABD eski hazine müsteşarı Paul Craig Roberts geçen yılın Ağustos ayında yayınladığı “Kıyamete Giden Yol” adlı makalesinde, ABD’nin yaşadığı ekonomik krizi masaya yatırmış ve “2011 içinde ekonomik iyileşme umutları ortadan kalkınca, savaş ihtiyacının daha kaçınılmaz hale geldiğini”, ABD ekonomisinin Aralık 2007’de başlayan “Büyük Resesyon”un etkilerinden “hala” kurtulamadığını yazmıştı. ABD’nin “özgürlük ve demokrasi götürmek”, “terörle savaşmak veya sivil halkı korumak” gibi gerekçeleri bahane ederek askeri operasyonlar yaptığı Irak, Afganistan, Pakistan, Yemen ve Somali’ye ilaveten Mart ayında Libya’ya NATO şemsiyesi altında gerçekleştirdiği harekatın gerçek amacının Çin’in Doğu Libya’daki petrol yatırımlarına engel olmak olduğunu söyleyen Roberts makalesinde, Arap Baharı diye nitelenen protestolardan farklı olarak Libya’daki isyanlarda CIA’nin parmağı olduğunun da altını çiziyordu ..

Yani Amerikan Eski Hazine Müsteşarına göre “Amerikan ekonomisinin iyileşmesi için savaş kaçınılmaz”dı.

ABD Savunma Bakanı Leon Panetta da 30 Ocak günü “atom bombası yapımında gerekli zenginleştirilmiş uranyum üretmek için İran’a yaklaşık bir yıl sürenin yeterli olacağını” öne sürüyordu. Amerikan CBS televizyonuna açıklama yapan Panetta, “İran’ın nükleer silah elde etmeye karar vermesi durumunda, bu ülkenin bomba üretebilecek kapasiteye sahip olmasının muhtemelen yaklaşık bir yıl alacağı, ardından bunu füze gibi bir taşıyıcıya yerleştirmelerinin de bir veya iki yıl daha alabileceği konusunda görüş birliğinin bulunduğunu” kaydettikten sonra ABD’nin bunu engellemek için “gerekli olan her şeyi” yapacağını, “ABD ve Başkanının bu konuda tavrının açık olduğunu, İran’ın atom bombası yapmasını istemediklerini” ilave ediyordu.

Bu “çorba”da İsrail’in de kaçınılmaz olarak tuzu bulunmalıydı, öyle de oldu.. Ünlü gazeteci Ronen Bergman, İsrail’de karar mekanizmalarının başındaki bakanlar, ordu komutanları ve istihbarat şefleriyle yaptığı röportajlar sonucunda kaleme aldığı ve New York Times Magazine’de yine Ocak sonu yayınlanan 13 sayfalık makalesinde, net bir sonuca ulaşıyordu: “Evet, İsrail, 2012’de İran’ı vuracak.” Bergman diyor ki; “İsrailli liderlerle, ordu ve istihbarat komutanlarıyla görüştükten sonra, İsrail’in gerçekten 2012’de İran’ı vuracağına inanmaya başladım. Belki de elimizde hala küçük ve küçülmekte olan bir fırsat var; o da ABD’nin müdahale etmesi. Ancak İsrail’de bu çok zayıf bir ihtimal olarak görülüyor. Yaygın kanı İsraillilerin başka ülkelere ihtiyaç duyduğu inancından doğan korku ile İsraillileri sadece İsraillilerin koruyabileceğinden doğan kararlılığın bir karışımı”.

Okumaya devam et  İran, Türkiye’ye saldırgan

Sykes-Picot’tan bu yana bölgede dengeler oturmamıştır.

Bush’un 11 Eylül’le beraber ilan ettiği “Crusade”, Türkiye’nin de huzursuz olması, uykularının kaçması için yeterli bir sebeptir.

Ve “süreç”, yani “Crusade” kesintisiz devam etmektedir. 11 Eylül’de Bush ne demişti, “Ya benden yanasın, ya teröristten”..

Hillary bugün, (1 Şubat 2012) ne dedi?

“BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye konulu toplantısında konuşan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, dünyaya, ‘Ya bizimle, Suriye halkının yanındasınızdır ya da şiddetin devam etmesinde suç ortağı olursunuz’ diye rest çekti”.

Demek “süreç” hakikaten devam ediyor.

Farkında mısın bilmiyorum ama ey okuyucu bahsedilen coğrafya hem Türkiye’nin bin yıldır yaşamakta olduğu coğrafyadır, hem bir anlamda Sykes/Picot’un devamı niteliğindeki Rice/Ralph Peters haritasının “en hayati” bölgesidir.

Peki siz şu çıkışların, “konjonktür”ün getirdiği rüzgârdan faydalanmamak, fırsattan istifade etmemek, su akarken küpünü doldurmamak, yangından mal kaçırmamak olmadığını mı zannediyorsunuz?

“BDP Cizre ilçe binası önündeki ‘Öcalan’a özgürlük, siyasi soykırıma son’ adlı mitingde konuşan BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, PKK’nın şehir yapılanması KCK soruşturmasında tutuklama ve gözaltılara tepki gösterdi. Aydoğan, ‘İstedikleri kadar operasyonlar yapsınlar, istedikleri kadar insan tutuklasınlar, bütün Cizre’yi mi tutuklayacaklar. Bizde diyoruz ki gücünüz yeterse gelin serhildanlar kenti Cizre’de herkesi tutuklayın bizde sizi görelim. Şırnak’ı bilindiği gibi hükümet özel bölge ilan etmişti. Şırnak’a yönelik özel planlamaları vardı ve planlarını hayata geçirdiler. Tek bir belediye başkanını dışarıda bırakmayarak. Bizde Şırnaklılar olarak diyoruz ki, topumuzu da alsanız başaramayacaksınız. Çünkü Şırnak özerk Cumhuriyettir ve bu cumhuriyeti ele geçiremeyecekler’ dedi. Aydoğan, bütün yaşananların bileşkesi olduğunu, son noktanın da İmralı’da Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit olduğunu iddia etti. Bu baharın ne getireceği, ne götüreceğinin bilinmediğini söyleyen Aydoğan, şöyle dedi: ‘Eğer bu baharda bütün Türkiye halkları gerçekten mutlu yaşamak istiyorsa, çatışmasız bir bahara girmek istiyorsa, Meclis’e getirmeye çalıştıkları kanun tasarısını genel kurula getirmesinler. Getirdikleri durumda yani İmralı’ya yönelik bu tecride hukuksal bir kılıf uydurmaları takdirde bu bahar çok kötü geçecek, çok çatışmalı geçecek. Ölen, yaşamını yitiren sadece Kürt gençleri olmayacak, Türkiye gençleri, Türkiye halklarının emekçi çocukları da bu baharda bu çatışmalarda yaşamını yitirecek’.”

Okumaya devam et  Wikileaks ABD’nin hassas noktalarını açıkladı

“Şırnak özerk bir cumhuriyet”miş, duydun mu ey millet?

Duyduysan ve yukarıdaki verileri sırayla bir kere daha gözden geçirdikten sonra Balkan Harbi-Kurtuluş savaşı zaman aralığında kaybettiğimiz topraklara tekrar gitmekten bahsetmeden önce, 1923’le sahip olabildiklerimizin elde tutulması gerektiğini düşünmen lâzımdır bence.

İlk olarak Kudüs Osmanlı iken meşhur Kamame Kilisesi’in anahtarının Osmanlı Zaptiye çavuşunun belinde asılı olduğunu, kilisede düzenin ancak o sayede sağlanabildiğini hatırlaman gerekecek..

Balkanlar, Kafkaslar, Kudüs çarşıdaki pirinç ise “siyasi temsilci”nin ifade ettiği “Şırnak Özerk Cumhuriyeti” evdeki bulgurdur ey millet.

Geçen yüzyılın başında Kamame Kilisesi’nde düzeni sağlayan çavuşunki kadar otorite, yaptırım gücü ve sosyal saygınlığa bir yüzyıl sonra sahip değilsen bence hiç pirinç pilavı yemeye kalkmamalısın.

Mutfaktaki bulgurla idare et.

Yoksa sen de davul zurnanın az geldiklerinden misin?

57’NCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ

[email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir