Yargı Bu Sakat Kararı Neden Aldı!

Neden Yargılanıyor ve Neden Öldürülüyoruz

Yaklaşık 2 yıl önce “Cemaat Polisi mi” Başlıklı bir haberi şimdilerde kapalı olan gazeteusak.com internet gazetesi aracılığıyla yapmıştık. Haberin içeriğinde o günlerde referandum ile birlikte eski Eskişehir İl Emniyet Müdürü’nün yazdığı “Haliçteki Simonlar” kitabına atıfta bulunularak klasik bir polis yoklamasının (aramasının) maksatlı bir saldırıya nasıl dönüştüğünü anlatıyor ve o tarihlerde Referanduma Hayır diyenlerden birinin işyerine polis tarafından “İşyeri açma ve çalıştırma ruhsatı” soruluyordu. Zabıta memurluğu ile polis memurluğunu birbirine karıştırması mümkün olmayan polis teşkilatına bizde bu soruya dair “Cemaat Polisi mi” sorusunu sorduk… Hani neredeyse “Gözünün üzerinde kaş var” deyip sudan bahanelerin üretilmeye çalışıldığı o kadar aşikardı ki bizimde aklımıza bu başlığı atmak geldi. İşte o tarihlerden bu güne kadar

YARGILANIYORUZ!…

Sayın Savcı, Uşak Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından hakkımda şikayette bulunulurak açılmış soruşturmada  “Cemaat Polisi” demişsin “Bu bir suçtur” desede bunu sadece biz demiyorduk ki zaten!. Üstelik biz “Cemaat Polisi” demedik sonuna “Mi” ekledik. O da o tarihlerde adı sıkça duyulan ve bahsedilen “Haliçteki Simonlar” ismindeki kitaba atfen yazılmıştı ki o kitaptaki iddialar yenilir yutulur cinsten değildi. Emniyet içindeki Cemaatten bahseden kitapta Emniyette kimlerin nasıl faaliyet gösterdiğini gizli servislerin emniyet içinde, cemaatin eliyle nasıl bir örgütlenmeye gidildiğinden bahsediyordu.  Bizde buna işaret etmek istedik ki emniyet teşkilatının işyeri açma çalıştırma ruhsatı sorma alışkanlığını anlayamadık? Az önce de dediğimiz gibi kendilerini zabıta memurlarıyla mı karıştırdılar yoksa maliye ile mi karıştırdılar sorusuna yanıtı siz bulun!..

Dink Cinayeti ve Gerçekler!.

2007 Yılında işlenen ve faili her ne kadar da birkaç kişiden ibaret gösterilerek geçtiğimiz günlerde “ÖRGÜT YOK” deyip basit bir cinayetmiş gibi sonuca bağlayan mahkemeye ve bugün bizi yargılayan Sayın Savcılara izletmek istiyorum.

Aklıma takılan başka bir soru da şu? Nasıl oluyor da dönemin Emniyet Müdürü bugün Osmaniye Valiliği yapıyor ve nasıl oluyor da dönemin İstanbul Valisi Ak Parti sıralarında Milletvekilliği yapıyor? Bu örgüt nasıl bir örgüt ki kendini mevcut iktidara dahi benimsetebilmiş? İktidar üzerinde dünya kamuoyunun durduğu ve izlediği bu tür bir cinayet vakıası çözülmeden o dönemde İstanbul’da idari makamlarda oturan bu kişileri bir yerde terfi ettirerek Dink Cinayetinin sorumluluğunu üzerine mi alıyor?

Bu dava daha bitmedi diyenler davayı çözmekle mükellef ve kilit isimleri bir yerde koruma altına almış olmuyor mu?

Örgüt Yok mu?

Ertuğrul Özkök yönetiminde Hrant’la sürekli uğraşan Hürriyet gazetesini mi istersiniz? Hrant’a “Cumhuriyet ve Türkiye düşmanı bir Ermeni” diyen Milliyet’in duayeni Hasan Pulur’u mu? Hrant’ı, “Damardan kan temizleme operasyonu” yapmakla suçlayıp “Adolf Hitler’in bile ilerisinde bir faşist” olarak tanımlayan “sol” gazete Cumhuriyet’in Deniz Som’unu mu? Hrant’ı, “Türk kanının zehirli olduğunu ileri sürmekle” suçlayıp,  “Şeriatçı özlemi olanlar, Türkiye’nin bölünmesini isteyenler, Apo’ya özgürlük isteyenler”le bir arada suçlu olarak sunan Emin Çölaşan’ı mı? 2004 Şubat’ında Hrant’ın “maymun genleri taşıdığını”, ondan “orangutan maymununun bile tiksindiğini” yazan,“Türklüğe hırlayan Hrant’ın kafasına dank edecek bir kanun olmalı”, “insan suretindeki Ermeni tarihçi sürüngenlere de Türk kanının zehirli vasfını içtimai şifa niyetine göstermek lâzım” diyen Önce Vatan gazetesinin başyazarı Orhan Kiverlioğlu’nu mu? 2006 Şubat’ında “Ermeni asıllı Gazeteci Hrant Dink, bildiğiniz gibi Türklüğe alenen hakaretten yargılanıyor. (…) Atatürk’ün ‘Muhtaç olduğun kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur’ sözünün Türkiye düşmanlarına hatırlatılması yeterlidir sanırım.” diyen AKP yağdanlığı Star gazetesi yazarı Faruk Mangırcı’yı mı? “Hrant uslanmadı” başlığını atan Yeniçağ başyazarını mı? 2006 Mart’ında, “Ya sev ya terk et” ve “Kovun bunları” başlıkları atan Ortadoğu gazetesi başyazarını mı? 18 Şubat 2006’da Hrant’ın söylediklerini çarpıtarak ve cımbızlayarak “Agos yazarı Hrant Dink’e göre İstiklal Marşı bölücü” başlığı atan AKP borazanı  Zaman gazetesi başyazarını mı?

Şimdi bu davanın kararının neden  böyle çıktığını daha iyi anlayabiliyorum!.

ASIL FAİLLER HALA ARAMIZDA!… 

Hakan Koruk