Türkiye-İsrail ilişkileri tarihinin en kötü dönemini yaşarken, hükümetten Musevilerle bir sorunu olmadığını gösteren iki önemli adım geldi. Dışişleri Bakanlığı’nın 3 Ocak’ta gönderdiği yazı üzerine TRT, Musevi asıllı pop sanatçısı Can Bonomo’yu Türkiye’yi temsil etmek üzere Eurovision’a gönderme kararı aldı.
6 Ocak’ta Can Bonomo kararının açıklanmasının ardından yine Dışişleri’nin talebi üzerine Fransız yönetmen Claude Lanzmann’ın çektiği Yahudi soykırımını anlatan “Shoah” belgeseli de TRT’de yayınlanmaya başlandı.
Belgesel, dün Neve Şalom Sinagogu’nda düzenlenen Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü’nün arifesinde, 26 Ocak’ta yayınlandı.
Bu yıl ikincisi düzenlenen törene; İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Dışişleri Bakanlığı adına Büyükelçi Ertan Tezgör, Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva, Türk Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve cemaat mensupları katıldı.
Törene Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de mesaj gönderdi. 26 Ocak’ta ilk bölümü yayınlanan 9.5 saatlik Shoah (Soykırım) belgeseli, ilk kez bir Müslüman ülkede ekranlara getirildi. 6 bölüm halinde yayınlanacak belgeselin şiddet içeren bazı bölümleri kesilecek.
TRT’nin belgesel kanalında her perşembe saat 23.00’te gösterilecek olan 1985 yapımı belgesel 11 yılda tamamlandı. Türkçe altyazıları, ırkçılığa karşı eğitimle mücadele etmeyi hedefleyen uluslararası bir organizasyon olan Aladdin Projesi’nin katkılarıyla gerçekleştirildi.
“Akılsızca kanun yaptılar”
SHOAH’ın Fransız yönetmeni Cla ude Lanz mann ise belgeselin Türkiye’de TRT tarafından yayınlanacak olmasını “tarihi bir olay’ olarak nitelendirdi ve “Öncü bir çalışma gerçekleştiren Türkiye’nin cesaretini ve kararlılığını takdir etmek gerekiyor” dedi. Lanzmann Fransa’daki soykırım yasasını ise “akılsızca” diye niteledi, Türklerin enseye tabanca tehdidinden etkilenecek insanlar olmadığını, kendi geçmişleriyle yüzleşmeye karar verdikleri zaman bunu yapacaklarını belirterek “Yılmaz Güney’in bir başyapıtı karşısında ağlayabiliyorsam, Türklerin de kendi tarihleriymiş gibi, Shoah karşısında ağlayamamaları için bir neden görmüyorum, çünkü bu insani yönümüze hitap ediyor” dedi.
“Yahudi Fransızlar bizi destekledi”
Fransa Senatosu’nda kabul edilen Ermeni soykırımını inkârı suç sayan yasa ile ilgili Fransa’da yaşayan Yahudilerin Türkiye’yi desteklediğini belirten yetkililer, “Bu belgeselin ilk kez bir Müslüman ülkede yayınlanıyor olması da çok önemli. Bu bir devlet projesi. Türkiye’nin mevcut İsrail yönetimiyle anlaşmazlıkları olsa da İsrail halkıyla hiçbir sorunu yok ve bu ilişkiler çok eskiye dayanıyor” değerlendirmesini yaptı.
Ovadia: “Güzel iş, kutlamak lazım”
Eski Türk Musevi Cemaati Başkanı Silvio Ovadia, Holokost anma gününe denk gelen iki kararla ilgili olarak Habertürk’e şunları söyledi: “Shoah’ın TRT’de gösterilmiş olması çok yerinde. İsrail’le ilişkilerle hiç bir ilgisi yoktu. Can Bonomo’nun seçilmesinin de bununla bir ilgisi yok. Her halde uygun görüldüğü için seçilmiştir. Özellikle seçildiysede daha pozitif bir imaj seçilmiştir. Siz ayrımcılık yapmıyorsanız, bunun ispatı olabilir. Türkiye’nin imza atmış olduğu 27 Ocak’ın Holokost Kurbanlarını Anma Günü olarak kabul edilmesiyle ilgili bugüne kadar pek bir şey yapılmamıştı. En güzel yapılan iştir, gerçekten kutlamak lazım.”
Dışişleri’nden Holokost mesajı
Dışişleri Bakanlığı BM Holokost Kurbanlarını Anma Günü’nde birde yazılı açıklama yaptı, mesaj özetle şöyle:
“Bu anma günü ayrıca, karşılıklı anlayış, hoşgörü ve bir arada yaşama kültürünü içerecek bir geleceğe doğru bize rehberlik etmekte, bu doğrultuda ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve antisemitizmle mücadele konusunda doğru dersler çıkarmanın önemini hatırlatmaktadır. Bu vesileyle, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi rejimi tarafından hedef alınan, çok sayıda hayatı kurtaran ve böylece tarihimizle gurur duymamızı sağlayan diplomatlarımızıda saygı ve rahmetle anıyoruz.
Kaynak: Habertürk
Yazıları posta kutunda oku