KAMYON ARKASI YAZILARI

KAMYON ARKASI YAZILARI - kaktus

KAMYON ARKASI YAZILARI

Hüseyin MÜMTAZ

 

                Erbabı bilir, kamyon şoförleri sol ve sağ dış dikiz aynalarını kullanırlar geriyi kontrol ederken. İç dikiz aynası ise işlevsizdir, çünkü kamyon yüklüdür, arka camın arkası kapalıdır, şoför koltuğunun gerisini ancak görebilirsiniz..

                Sol dikiz aynasından geriyi kontrol ettim.

  1. Associated Press’in haberine göre, Başbakan Ahmed Uyahya, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Türkiye’deki dostlarının Cezayir’in kolonileştirilmesinin ticaretini yapmaktan vazgeçmesini” istedi. Uyahya, “Hiç kimsenin Cezayirlilerin kanından faydalanmaya hakkı yoktur” dedi.[i]
  2. Ortodoks Noeli vesilesiyle düzenlenen dini ayinlere katılmak üzere Kosova’ya gelen Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç, Sırp gazetecilere ”Kosova bizimdir” açıklaması yaptı. Tadiç’in bu sözü büyük tepki topladı. Tadiç, Deçan’dan ayrılışı sırasında, Sırp gazetecilere, “Kosova bizimdir. Kosova’nın bağımsızlığını hiçbir zaman tanımayacağız. 15 Ocak’taki Sırp belediyelerindeki referandumda vatandaşlar, Kosova’ya dâhil olmak isteyip istemeyeceklerini açıklayacak” dedi.[ii]
  3. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Fransız Senatosu’na sunulan “soykırımı inkâr” tasarısının tüm AB ülkelerinde uygulanması için düğmeye bastı. Tasarı yasalaşırsa, “Ermeni soykırımını inkâr edenlerin” AB genelinde 1 ile 3 yıl hapis cezasına çarptırılmasının yolu açılacak.[iii]

Sağ dış dikiz aynasından ise şunları gördüm;

  1. Barzani’den “bağımsız Kürdistan” sinyali. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Kürtlerin Şiileri ya da Sünnileri dışarıda bırakan bir hükümetin parçası olmayacağını söyledi. Barzani, Başbakan Nuri el Maliki liderliğindeki ittifakın Irak’ın sorunlarını çözememesi durumunda, “bütün seçenekleri değerlendireceklerini” söyledi. [iv]
  2. Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, ülkesindeki olayları bir yangına benzeterek söndürülmediği takdirde bu yangının Türkiye’ye de sıçrayabileceği uyarısında bulundu. Esad, “Evin bir odasında yangın çıkarsa, diğer odalara da sirayet eder. Bundan diğer odalarda bulunan kardeşler de zarar görür. Yangının o odalara sirayet etmemesi için o yangını hep birlikte söndürmemiz lazım” dedi.[v]
  3. IRNA haber ajansının bildirdiğine göre, İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi “Eğer yaptırımlar kabul edilirse, Hürmüz Boğazı’ndan bir damla bile petrol geçişine izin vermeyiz” dedi. Rahimi, “Düşmanlık ya da şiddet istemiyoruz ancak Batı da yaptırım planından geri adım atmak istemiyor” dedi.[vi]
  4. ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey’le birlikte, CBS televizyonunda soruları yanıtladı. Panetta, İran’ın şu anda bir nükleer silah inşa etmediğini, ancak bunun zeminini hazırlayacak nükleer kapasiteyi geliştirmeye çalıştığını ifade ederek, ”Bizi kaygılandıran da bu. İran’ın nükleer silah geliştirmemesi kırmızı çizgimiz” dedi. ”Peki ya İran, Hürmüz Boğazı’nı kapatırsa?” sorusu üzerine Panetta, ”ABD olarak, Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasına göz yummayacağımızı çok net şekilde ortaya koyduk. Bu bizim diğer bir kırmızı çizgimiz ve böyle bir durumda gereken yanıtı vereceğiz” diye konuştu. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey de aynı programda yaptığı açıklamada, İran’ın eğer isterse Hürmüz Boğazı’nı ‘bir süreliğine’ kapatabilecek askeri kapasiteye sahip olduğunu belirtirken, ancak böyle bir şey olursa ABD olarak boğazı tekrar açmak için harekete geçecekleri uyarısında bulundu. [vii]
  5. ABD Savunma Bakanı Panetta ayrıca, ülkesinde gelecek 10 yıl içinde askeri harcamalarda yapılması planlanan kesintilere rağmen, ABD’nin dünyanın en güçlü ordusuna sahip olmaya devam edeceğini ve bu hususta dünyada bir yanlış anlama olmaması gerektiğini vurguladı. Panetta, ”Dünyanın anlaması gereken mesaj şu; Amerika dünyadaki en güçlü orduya sahip ülke ve böyle kalmayı sürdürmeye de niyetliyiz” dedi. [viii]
    1. “Rusya savaşa hazırlanıyor!” Rusya’nın saygın gazetelerinden Nezavisimaya, Kremlin’in askeri kaynaklardan edindiği bilgiye göre İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini vurmaya hazırlandığı ve bunun ani bir saldırı şeklinde olacağı belirtilerek, “Tahran’ın bu ani saldırıya karşılığı sonuçları tahmin bile edilemeyecek geniş ölçekli bir savaşa yol açabilir “değerlendirmesinde bulundu.[ix]
    2. Rusya’nın St. Petersburg Limanı’ndan yüklediği 60 ton ağırlığındaki mühimmatı Suriye’ye götüren CHARIOT isimli Rus bandıralı gemiye, üç hafta Akdeniz’de dolaştıktan sonra, yakıt ikmali için yanaştığı Kıbrıs Rum Kesimi’nin Limasol Limanı’nda el konuldu.[x]
    3. Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, “Kıbrıs sorunu bir fincan kahveyle, bir yemekle veya dostane bir görüşmeyle çözülmez. Ulusal davalarımızın peynir ve armut arasında çözüleceğine inanamayız” dedi. Rum radyosunun haberine göre II. Hrisostomos, Ortodoks Rumların, Theofania Yortusu olarak kutladıkları dün Larnaka’da “haç atarak suları kutsama” töreni sonrasında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın önceki akşam Pile’de BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’a verdikleri yemeği değerlendirdi. II. Hrisostomos, “Dün gece bize, Kıbrıslı Türkler’den memnun olduğumuz, kardeşçe yaşadığımız, Kıbrıslı Türkler’in Rumlar’dan ayrılmadığı eski zamanlarımızı hatırlattı. Halkımız, arayıp da bulamadığı barışı, sevgiyi ancak o eski güzel günler geri gelirse hissedecek” dedi. “Milli sorunun tezler gerektirdiğine” inandığını söyleyen II. Hrisostomos sözlerini şöyle sürdürdü: “Milli davamız şu anda bir istila ve işgal sorunudur, Türkler bunu anlamalıdır ki Türk ordusu gitmeden, yerleşikler gitmeden, garantiler; özellikle de istilayı yapan Türkiye’nin garantisi gitmeden bu ülkede mutluluk, başarı ve çok istenilen barış olmayacaktır. Biz, barış için üzerimize düşen ne ise yapmaya hazırız.” [xi]
    4. İsrail’in gizli KKTC planı. Takvim Gazetesi’nde yer alan habere göre Yahudi işadamları, KKTC’deki bazı avukatlar üzerinden paravan şirketler kurup, arazi toplamaya girişti. Özellikle Karpaz’da her yere villalar inşa edildi. Habere göre; “Kıbrıs Çıkarması”na hazırlanan İsrail hükümeti, ilk önce Yahudi işadamlarına finansal destek verdi. Hükümet yetkilileri, “KKTC ve Türkiye’nin güney kıyılarına yakın arazileri toplayın” dedi.[xii]
Okumaya devam et  ‘Demokrasi’ mi dediniz?

Bir de iç dikiz aynasına baktım ki, ne göreyim;

  1. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, (Kürtçe eğitimi uygun görmüyorum) diyen Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e tepki gösterdi. Demirtaş, “Senin rütben orgeneral de olsa bizim nazarımızda onbaşısın. Senin kıymetin o kadardır. Bunu böyle bil. Bizim nazarımızda ha bir onbaşı konuşmuş ha Genelkurmay başkanı. Bizim nazarımızda zerre kadar değerin, kıymetin yok yanımızda.” dedi.[xiii]
  2. Anayasa Mahkemesi eski raportörü Doç. Dr. Osman Can, Kayseri’de yayın yapan TV Kayseri’de ‘Yeni Anayasa Yeni Türkiye’ isimli programda, okullardaki Milli Güvenlik dersini yorumladı. Bu dersin, politik bir bilim ya da vatandaşlık bilgilerinin bir parçası olarak verilebileceğini savunan Can, şöyle konuştu: “Her ülkenin kendisine göre var olma düşüncesi vardır ve bunu ders olarak okutabilir. Ancak, bu dersin bir asker tarafından bu içerikte verilmesi yanlıştır. Hepimiz, Milli Güvenlik dersi gördük. Orada hepimiz askeri rütbeleri tanıyoruz. Komutanların isimlerini teker teker sıralıyoruz. Jandarma Genel Komutanı kimmiş ve benzeri. Bunlar benim emrimdeki hizmetçiler. Yani devlet memurları onlar. Bana ne onlardan. Onlar beni, değerimi, taleplerimi, özgürlüklerimi bilsin. Bunlara değer göstersin. Ben niye onları tanımak zorunda kalıyorum. Bunlar öğrencilere dikte ettiriliyor.”[xiv]
  3. Baydemir ‘farklı bir bayrak’ istedi. Başkanlığını Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in yaptığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği, yeni anayasa önerilerini Meclis’e gönderdi. Bölgesel yönetim isteyen birlik, oluşturulacak bölge yönetimlerinin de, bölgenin tarihi kimliğine göre isim, merkez ve sembol belirleme hakkı olmasını önerdi.[xv]
  4. TBMM Uzlaşma Komisyonu bünyesinde sivil toplum örgütlerinin görüşlerini dinlemek üzere oluşturulan alt komisyon dünkü toplantısının sabah oturumunda Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) temsilcilerini dinledi. Türkiye genelinde 60 derneğin çatı örgütü olan KAFFED temsilcileri, Türkiye’yi vatan olarak kabul ettiklerini, her zaman devletin yanında üniter yapıyı savunan bir kesim olduklarını belirterek, Anayasa tamiminde yer alan 5 kişiden 4’ünün Çerkez olduğunu anlattı. Çerkez dilinin asimilasyona uğradığını anlatan Genel Başkan Yardımcısı Seymen, “7 yaşındaki çocuğum ana dilini konuşamıyor. Akrabalarımızı görmeye gittiğimizde neden onlarla kendi dilinde konuşamadığını soruyor” derken gözyaşlarına hâkim olamadı. Seymen’e, MHP’li Oktay Öztürk “Dilinizi kaybetmişsiniz ama bir vatan kazandınız” dedi. KAFFED temsilcileri yeni anayasa ilişkin beklentilerini dile getirirken, Çerkez Ethem olayına gönderme yaparak, “Tek bir olay ya da şahıstan hareketle etnik kültürleri rencide eden, ayrımcılığa uğratan ifadeler kullanılmamalı. Bunlara itibarları iade edilmeli” talebinde de bulundular.[xvi]
  5. Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, hükümetin politikalarına destek veren bazı basın organlarında tartışılan “tek taraflı ateşkes ilan etme” olasılığı konusunda, “Artık silahlı mücadele bir noktaya geldi. Ben silahların bırakılmasını asla tartışmıyorum. O Kürtlerin sigortasıdır. Bu sorun var olduğu müddetçe o silahlar Kürtlerin güvencesidir” dedi.[xvii]
  6. Otonomi yetmez. Kürtlerin kendi geleceklerine referandumla karar vermesi gerektiğini savunan Zana, iki kere bağımsızlık referandumu yapılan Kanada’nın Quebec bölgesini örnek gösterdi. BDP milletvekili Leyla Zana Almanya’da katıldığı bir konferans sırasında Kürt haber sitesi Rudaw’a verdiği röportajda, Türkiye Kürtlerinin beklentilerini anlattı. Kürtlerin kendi geleceklerine referandumla karar vermesi gerektiğini savunan Zana, Kanada’nın Quebec bölgesini örnek gösterdi.[xviii]
Okumaya devam et  Türkiye bu rezaleti de gördü

Direksiyonda sen olduğuna göre kıymetli okuyucu, hangi aynaya bakıp da 10 tonluk ve tamamen yüklü, üstelik “doludizgin” gitmekte olan kamyonuna nasıl davranacağın tamamen sana kalmış bir şey.

Yalnız aracın el kitabında dış dikiz aynaları için şöyle bir not yazılır; “Aynadan baktığınızda, arkanızdan gelmekte olan aracı optik bir yanılsama sonucu aslından daha uzaktaymış gibi görürsünüz”.

Sol aynaya mı, sağ aynaya mı, yoksa iç dikiz aynasına mı bakıp ondan sonra ne yaparsın, senin bileceğin bir iş.

Ufak bir hatırlatma: kapılar dışarıdan kilitlenmiş. Demek ki “Atlayıp ben kendimi kurtarırım, kamyonun ne hali varsa görsün” şıkkı yok..

Kolay gelsin..

Kamyonun arkasına ne yazdığına/yazacağına da sonra bakarız..12 Ocak 2012

 

57’NCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ

[email protected]

[i]

[ii]

[iii]

[iv]

[v]

[vi]

[vii]

[viii]

[ix]

[x]

[xi]

[xii]

[xiii]

[xiv]

[xv] istedi/siyaset/siyasetdetay/07.01.2012/1485492/default.htm

[xvi]

[xvii]

[xviii]

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir