Neo-Nazi teröründe istihbarat uyudu mu?

Almanya, radikal dinci teröre yoğunlaşan gizli servislerin, Neo-Nazi hücrelerini hafife almış olabileceğini konuşmaya başladı. - Irkci teroristler
, ,

Almanya, radikal dinci teröre yoğunlaşan gizli servislerin, Neo-Nazi hücrelerini hafife almış olabileceğini konuşmaya başladı. - Irkci teroristlerTürkiye’den göçün 50’nci yılında Almanya, neo-nazi terörüyle tanışmanın şokunu yaşıyor. 8’i Türk, biri Yunanlı yabancı esnafla bir kadın polisin yıllar önce polis takibine girmiş bir hücre tarafından öldürülmüş olması ihtimali büyük infial uyandırdı.

Almanya, radikal dinci teröre yoğunlaşan gizli servislerin, Neo-Nazi hücrelerini hafife almış olabileceğini konuşmaya başladı.

Alman basınındaki senaryoya göre, Uwe M. (38), Uwe B. (34) ve Beate Z. (36) isimli kadın teröristen oluşan hücre, 1990’lı yıllarda doğu eyaletlerinden Thüringen’de kurulan “Vatanı Koruma” adlı grubun üyesi oldu. Örgüt, 1998 yılında yeraltına indi. İşte tam da bu dönemde hücre, polisin radarına yakalandı. Polis, patlayıcı düzenek bulundurdukları şüphesiyle grubun garajına baskın düzenledi. Operasyon öncesinde erkek üyeler kaçmıştı, Beate Z.’nin ise gözaltına alınmasına gerek görülmedi.

Hep aynı silah kullanıldı

Daha sonra üçlü hücre, polise izini kaybettirmeyi başardı. Başka bir kişinin kimliğiyle ev tutup, karavan kiraladılar. Bu arada 2000 Eylül’ü ile 2006 Nisan’ı arasında zincirleme cinayetlerde sekizi Türk, biri Yunanlı esnaf vurulup öldürüldü. Suç aleti hep aynıydı. 7,65 kalibrelik Çek yapımı Ceska 83. Seri cinayetlerin çözülmesi için büyük emek harcayan, Bosphorus diye özel birim kuran polis pek de bir ilerleme sağlayamadı. Taa ki, 4 Kasım 2011’e kadar.

Çifte yangın, sırrı çözdü

Polise göre, üçlü aynı zamanda yakın da arkadaştı. Anlaşmışlardı. Polise yakalanmaktansa kendi canlarına kendileri kıyacaktı. 4 Kasım’da Thüringen eyaletinin Eisenach kentinde iki adam, bir bankada maskeli soygun düzenlediler. Bisikletle karavanlarına kaçan silahlı adamlar, polisin yaklaştığını gördüğünde, Saksonya eyaletinin Zwickau kentindeki Beate’yi aradılar. “Evdeki herşeyi imha et” dediler. Sonra aracı kundaklayıp intihar ettiler.

Hücrenin kadın üyesi de aynı saatlerde evi ateşe verdi. İtfaiye kısa sürede evdeki yangını kontrol altına alırken Beate avukatıyla teslim oldu. Evde yapılan aramada 2007 yılında rutin bir kontrol sırasında öldürülen polis memuru Michele K’yı öldüren silahla o meşhum Ceska 83 tipi silah ele geçirildi. Hücre,
çok sayıda cinayet, 14 banka soygunu ve gaspın ardından nihayet çökertilmişti.

Okumaya devam et  Almanya’nın ırkçılıkla mücadele planı

7 yılda 10 cinayet

Almanya’da iki erkek ve bir kadından oluşan Neo-Nazi hücresinin, 8’i Türk, biri Yunanlı 9 yabancı esnafla, bir Alman kadın polisi öldürdüğü iddiası bu ülkede şok etkisi yarattı.

Almanya, radikal dinci teröre yoğunlaşan gizli servislerin, Neo-Nazi hücrelerini hafife almış olabileceğini konuşmaya başladı. - Irkcilarin karavanTürk toplumunda infial

Polisin 1990’ların sonundan bu yana bildiği aşırı sağcı bir hücrenin yakalanmadan kanlı eylemler düzenleyebilmesi, “istihbarat skandalı” diye yorumlandı. Türk toplumunun sözcüsü Kenan Kolat, “Irkçılık teröre dönüştü” dedi.

Öldürüp kurbanlarını videoya çekmişler

Aşırı sağcı teröristler, geride bıraktıkları 15 dakikalık DVD’de dönerci cinayetleriyle, Türk caddesi olarak bilinen Köln’deki Keup Caddesi’nde 2004’de düzenlenen çivili bomba eylemini de üstlendiler. Görüntü kayıtlarında, Keup Caddesi’ne iki kişi tarafından bırakılan bir bisikletin üzerine bağlanan çivili bombayı, infilak ettirmeden önce kameraya gösterdikleri bildirildi. Kendilerine “Nasyonel Sosyalist Yeraltı Grubu” adını takan hücre aynı zamanda öldürdükleri bazı Türk esnafa ait görüntüleri de kayda almış. Alman yetkililer, bulunan görüntülerinin gerçek olduğunu tahmin ediyor.

Bu bir gizli servis skandalıdır

Alman polisi seri cinayetlerin çözüldüğünü belirtirken, geriye açıklanması gereken birçok soru kaldı. Alman haber kanalı N-tv, “Katiller, gizlenmeden toplumun içinde aramızda yıllarca yaşadı. Araba kiraladı, cep telefonu kullandı, ev kiraladı ve bunları yaparken de hiç yakalanmadı. Şimdi herkes anayasayı koruma teşkilatından açıklama bekliyor” dedi.

Hıristiyan Sosyal Parti’nin (CSU) İçişleri Politikası Sözcüsü Hans-Peter Uhl, iddiaların doğru olması halinde, bunun bir istihbarat skandalı olacağını söyledi. Uhl, Eyalet Anayasa Koruma Teşkilatı’nın neo-nazi grubu hakkında tahmin edildiğinden daha fazla bilgi sahibi olduğunu savunuyor.

Irkçılık teröre dönüşmüştür

Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, Almanya’daki “Dönerci cinayetleri”nin arkasında aşırı sağcı bir grubun çıkması karşısında şoke olduğunu söyledi. Özdemir, “Söz konusu cinayetleri, Thüringen’de bulunan aşırı sağcı terör hücresinin gerçekleştirdiği ortaya çıkarsa, bu sağcı terörde yeni bir aşama geldiğimizi ve Almanya’yı ciddi şekilde tehdit ettiği anlamına gelir” dedi.

Okumaya devam et  Berlin’de Neonazi saldırı

Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Kenan Kolat ise “Çünkü artık çok daha organizeler ve terör tehdidi var. Irkçılık merkeze kayıyor ve önlem alınmazsa sonuçları çok tehlikeli olacak. Şimdi tehlikeyi görüyoruz” dedi.

Hürriyet


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir