Hayırdır, 1 Mart Niçin “Hata” Olmaya Başladı?

Mehmet Seyfettin Erol - TA3 1905 pp1

Mehmet Seyfettin Erol - TA3 1905 pp1Mehmet Seyfettin Erol

Meşhur Koro”nun şimdiki nakaratı:

“Bir hata ettik 1 Mart’ta,

Kazık atmamalıydık Büyük
Amerika’ya!

Atınca kazığı Sam Amca’ya,

Bulduk PKK’yı kucağımızda.

Girseydik Tonilerle, Conilerle Irak’a,

Şimdi piknik yapıyor olacaktık Kandil’de, Bağdat’ta…”

**

“Efendileri’nin Sesi”, son günlerde “non-stop” atışlar ve yere-göğe sığdırılamayan o çok orijinal fikirleriyle bir kez daha gündemi meşgul etmekteler.

Ramazan falan demeden, aşkla şevkle bir oradan, bir buraya ha bire koşturuyorlar…

Hayırdır inşallah!

**

Fakat, bu arada çok ilginç bir durum da söz konusu…

Bunu ben söylemiyorum, “Hz. Google” böyle buyuruyor, internet deryasında şöyle kısacık bir sörf yaptığınızda…

Hem de neler neler diyor, gözlerinize inanamazsınız!

**

Ağzınız şaşkınlıktan bir karış açık kalır…

Nesrin Topkapı bile böylesine kıvıramazdı diye…

Ama onlar açısından bir sorun yok, ne de olsa o muhteşem hareketler için daima yan ceplerinde bir kurtarıcı “ama”ları
vardır, bugün de kullandıkları gibi…

**

Artık gelelim bizim şu meşhur saadete…

Ne oldu da düne kadar 1 Mart Tezkeresi’nin reddine methiye düzen bu “gündem tetikçileri”, bir anda ağız değiştirip, aslında o karar bir hataydı demeye başladılar?

Onlar değil miydi, “yeni” ile başlayan her konuşmalarında, satırlarında bu kararı yere göğe sığdıramayan ve
Türkiye’nin “yeni” Ortadoğu politikasının önemli kilometre taşlarından biri olarak devamlı satışını yapan. Bu şakşakçılar değil miydi, ret
kararını “Yeni Türkiye”nin bağımsız, tutarlı, kararlı ve onurlu bir dış politikası olarak nitelendirenler…

Sahi, ne oldu?

**

Yeni bir reklam mı söz konusu? Nedir bu yeni ihalenin adı, sizi aziz-mübarek günlerde çalışmaya-fazla mesai yapmaya zorlayan…

Ne kadar doğru yazmış Ömer Seyfettin…

Diyet ödemek, işte böyle bir şeymiş demek!

**

Eminim, yarın bir gün bu zat-ı muhteremler efendileri buyurduğunda; “Aslında Davos’ta İsrail’in de azarlanması bir hataydı, “One Minute” de bir şovdu diyecekler”…

Okumaya devam et  Aleviler Müslüman degildir-Aleviten sind keine Muslime

Ve ardından “İsrail’e de meydan okunur mu hiç canım, gelin bir an önce tövbe edin, kutsal Kudüs’ün duvarlarında hep birlikte ağlayalım” derlerse de, hiç şaşırmayın.

Ne de olsa, “arkaları” baya bir kuvvetli!

**

Bakmayın siz onların şu, bu olduklarına ve bazı koltuklara paraşütle indirildiklerine…

Onlar güzelim Anadolu insanının tabiriyle, vezir olmuşlar, ağa, bey, paşa hatta padişah olmuşlar…

Ama adam olamamışlar, adam!

**

“Yes, Sir!” demeye alışkın bu devşirme ruhlara göre Türkiye yolgeçen hanı olmalı, önüne gelen her belgeye “… Noteri” gibi onay vermeli, tam anlamıyla bir emme-basma tulumba olmalı!

**

Bu muhteremler, aslında “1 Mart günah çıkartması” üzerinden şu mesajları vermeye çalışıyorlar:

  1. Türkiye, ABD’ye bir kez daha “yamuk” yapmamalı;
  2. Suriye-İran konusunda tam destek vermeli, tezkere-mezkere Meclis-i Âli’den jet hızıyla geçmeli;
  3. Türk askeri seferber edilmeli, soluğu önce Şam’da, ardından da Tahran’da almalı.

Aksi takdirde:

  1. PKK, sadece kandil’den değil, İran’dan, Suriye’den de giriş yapar (ki zaten bu muhteremlere göre aslında PKK terör örgütünü Suriye ve İran destekliyormuş);
  2. Arap Baharı, senin başına da patlar;
  3. Silivri’dekiler hava değişimine çıkar, onların yerini, “tarihten ders almasını bilmeyen birileri” doldurur.

**

Sözün özü…

Türkiye’ye yönelik “onursuzlaştırma”, “kişiliksizleştirme” ve “diz çöktürme” operasyonunda yeni bir safhaya daha girilmiş durumda.

Ankara, adeta tarihindeki doğrularla bir hesaplaşma sürecine sokulmak ve hata denizinde boğulmak isteniliyor.

Milli siyasi irade ve Türk kamuoyu bu devşirme ruhlarla bir kez daha kandırılmak isteniliyor, medya denilen ikna odalarında-kutularında…

**

Ama daha da acısı…

Bütün bunlar, bu toprakların ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, havasını solumuş, bizden olduğunu iddia eden, kıblesi farklı, satılık ruhlar tarafından yapılıyor.

Öyle olmasa, hemen dönüş yapıp, dün “ak” dediklerine bugün nasıl “kara” diyebilirler büyük bir pişkinlikle…

Okumaya devam et  TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİYSE,

Yazıklar olsun!

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir