ABD’NİN DÜŞÜ UĞRUNA

Hem Arap toprakları,Balkanlar,Kafkaslarda hem de Anadolu piyasalarında büyük yoğunlukta sermaye hareketlerinin rekabette  istikrarı ve güvencesinin temininde,Osmanlı Devletinin  uyguladığı  çok kültürlülük politikası esin kaynağı oluyor. - washington 1212917 640

ABD’NİN  DÜŞÜ  UĞRUNA
Bilgi ve iletişimde gelişmeler, ticaretin gelişmesi,yatırımların artması  ülkeler arasındaki sınırları kaldırıyor ve karşılıklı bağımlılıkları arttırıyor.

Gelişmekte olan ülkeler alt yapı ya da  özel yatırımlarının gerekli finansman ihtiyaçlarını kendilerine belirlenmiş sınırlar dahilinde Yanki,Samuray ve Euro piyasalarından borçlanarak karşılamaktadır,belirli sınır üzerindeki ihtiyaçlar ise yüksek kâr amacı güden kısa vadeli sermaye hareketlerine cazibe oluşturmakla sağlanıyor.
*

Hem Arap toprakları,Balkanlar,Kafkaslarda hem de Anadolu piyasalarında büyük yoğunlukta sermaye hareketlerinin rekabette  istikrarı ve güvencesinin temininde,Osmanlı Devletinin  uyguladığı  çok kültürlülük politikası esin kaynağı oluyor.

Osmanlının başarısında İslam dininin diğer dinlere zorlayıcı olmayan,millet sistemini din üzerinden yapması algısı ile  küresel sermaye hareketlerinin karşılıklı bağımlılıkları oluşturma karakteri almaşığından -bugün, yapay milliyetçi politikalarla oluşturulmuş İslam coğrafyasında çok kültürlülük hızla zemin buluyor.
*

Yıllardır ABD desteğiyle Gülen cemaati  tebliğle,davetle ve birçok okul,hastane, vakıflar vasıtasıyla toplumsal ve ekonomik faaliyetlerde  zenginleşmiştir  ve insanları
Allah’ın birliğine inanmaları yalnız Allah’a ibadet ederek tüm yaşamda Allah’ın hükmünden başka hüküm tanımamaları söylemiyle islamı siyasallaştırmış bulunuyor.
Atatürk’ün dünyaya nesnel bakışı güncelleştiren,dine karşı olmak yerine ondan bağımsız olmayı öneren Ulusal ve Lâik Cumhuriyet Devrimi zihniyetinin içine işlediği Türk Yargısı,CHP,TSK, tüm kurum- kuruluşlar ile sermayenin yapısı tümden dönüştürülmüş;yeni manzaraya uygun bir anayasa   Türk halkına rağmen alesta beklemektedir!
*
Yıllardır  Amerikan  CIA  ve İsrail’in  MOSSAD’ ı tarafından çekip çevrilen,İsrail’in politik çıkarları nedeniyle ülkelerinde yasaklı İslami kimliğin  kendiliğinden temsilcisi Müslüman Kardeşler örgütü de tebliğle,davetle ve bir çok okul,hastane, vakıflar vasıtasıyla toplumsal ve ekonomik  faaliyetlerde zenginleşmiş-şimdi,halk ayaklanmalarının ardından Arap toplumlarında yasallaşıp,islamı siyasallaştırmaya yelken açmış bulunuyor.
*
Tam bu noktada AKP liderliğinde din’in bağ oluşturma ve ortak duyarlılıkları yaratma hassasıyla büyüyen Türkiye ekonomisi ve refahının  giderek Arap  İslam ülkelerinin demokrasi ve ekonomik reformlarına  sunduğu fırsatlarla tıpkı Osmanlı Devletinin çok kültürlülüğü yeniden canlandırılıyor ve  topyekün  toplumsal davranışların ve sosyal düzenin değişimi hedeflenerek,büyük yoğunlukta sermaye hareketlerinin istikrarı ve güvencesinin temin edilmesi isteniyor.

 

*

Şimdilerde Libya ve Suriye’nin rejimleri reform ya da özgürlükle ilgisi olmayan, kaos ve silahlı eylemlerle  rejimi tehdit eden çağdışı ve dış bağlantılı ,islamcı ve komplocu birikimin  kalkışmasıyla kritik bir süreçten geçiyor

Mesela islam ülkeleri içinde özgün karakteriyle  ABD,İsrail ve müttefiklerinin korkulu rüyası İran’ı Doğu Akdeniz’e açan o nedenle rejiminin değiştirilmesi halinde İran’ın köşesinde sıkışacağı kurgusunun amili  Suriye;  islamcı ve komplocu muhaliflerinin isyanına karşı  rejimini savunuyor, bir çok konuda  reformlar vaadediyor fakat savunması insanlığa karşı cinayet işlemekle suçlanıyor!
*

Ne ki küresel rekabet işlemektedir- üstelik, ABD ve AB’nin yalnızca Arap İslam toplumlarındaki  pahalı hedefleri dahi zaten bozuk olan ekonomilerinde  sorunları daha da  arttırıyor.

O hedefler uğruna biteviye artan hammadde ve gıda fiyatlarının ve küresel enflasyonun faturasını başta Çin ve  Rusya olmak üzere-mesela;Venezuella, Hindistan,Brezilya,Güney Afrika Cumhuriyeti,Tacikistan,Sudan,Moritanya,Ermenistan ödemek istemiyor.

Uluslararası finansal sistemin değiştirilmesi için ekonomik işbirliğini arttırma kararını alınıyor.
*

Suriye Cumhurbaşkanı  Beşşar el-Esad  İran Dini Lideri Hamaney’e yazdığı mektupta ülkesinde islamcı ve komplocu birikimin ardında  Türkiye desteğini şikayet ediyor.

Türkiye’nin ABD ile anlaştığını,Suriye ile askeri gerilimi arttıran adımlar attığını ve birlikte Suriye’deki rejimi 4 ay içinde bitirmeyi amaçladıklarını yazıyor.

Suriye Ordusu sözcüsü General Riyad Haddad olaylar sonrasında 700 teröristin aileleriyle birlikte Türkiye’ye sığındığını açıklıyor.

İddiaların ardından Lübnan gazetesi El Akbar,İran’ın NATO’nun Suriye’ye saldırması halinde Türkiye’de ABD ve NATO hedeflerini vuracağını yazıyor!
*

Suriyeli mülteciler akın akın Türkiye’ye gelmektedir. Türk generallerin Suriye’ye birkaç tabur göndererek,mülteciler için güvenli bölge oluşturacak bir operasyon hazırlamakta olduğu söyleniyor.

The Telegraph gazetesine açıklama yapan bir yetkili “Sınırı kapatmalıydık, ancak geri adım atamıyoruz. Eğer kaos ortamı oluşursa Suriye sınırında bir güvenlik bölgesi ya da tampon bölge oluşturacağız” diyor…

Öte yanda  Türkiye’de islamcı kesim Türkiye’nin tampon bölge kurmaya niyetlenmesi durumunda Suriye ordusu içinde çözülme ve bölünmelere neden olacağı  propagandasını açıktan açığa yürütüyor!
*

Suriye gerginliği ötesinde YSK’nın Diyarbakır bağımsız milletvekili seçilen KCK davası tutuklusu Hatip Dicle’nin TBMM üyeliğini, “terör örgütü propagandası” gerekçesiyle kesinleşen cezası nedeniyle düşürmesi,
Milletvekili seçilen 5 KCK davası tutuklusu ile 3 Ergenekon Davası tutuklusunun tahliye istemlerinin reddi;Türkiye’yi AKP ve yeniCHP kontrollü bir kaos ortamına sokmuştur.

Giderek gerginlik had safhaya çıkarken AKP  dış politikasının bütününde  hakkında çıkarılan iddiaları haklı çıkarıyor, adı üzerinde yeniCHP açık düşmeme gayretindedir.

Sanki  Türkiye  yoğun medya propagandasıyla bir yandan Suriye diğerinde PKK terör örgütünden  tehlikede olduğu hissiyle çarpılan Türk toplumu üzerinden  askeri güç siyasetine ve ardından savaş ekonomisine hazırlanıyor!
*

Son dakikada Rusya, Türkiye’nin Suriyeli muhaliflerin Antalya’da  gerçekleştirdikleri ve asla Suriye yönetimi ile herhangi bir görüşme yapmayacakları esasında  gerçekleştirdikleri toplantılara izin vermesiyle  çok yanlış yaptığını açıklıyor.

Rusya Suriye’de Libya senaryosunun tekrarlanmasını istememektedir ,Türkiye’nin dikkatini çekiyor ve Suriyeli muhalefeti silahlı cepheleşmeye değil diyaloğa çağırıyor!
*

Türkiye  neden bunca krizi  yaşıyor?


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir