Türkiye Teröristler ile Aynı Masaya Oturamaz

RAFAEL SADİ - TurkiyeHalki

RAFAEL SADİ

Hamas  terör örgütünün  bir terör  örgütü olduğu  dünyadaki bir çok ülke tarafından kabul edildiğini tartışmak anlamsızdır. Gazze  bölgesinde  seçim ile  yönetime gelmiş olması bu terör örgütünü siyasallaştıramamış  ve ilk iş olarak kendi milletinin  siyasi rakiplerini  El Fetih üyelerini sokak ortasında kurşuna dizmiş ve devlet  dairelerindeki görevlerinden  binaların damlarından aşağı atarak azletmişlerdir.

Görüntüler halen hafızalardadır.

İsrail’in 68  adet  ikili anlaşma ile müttefik konumundaki  dostu olan ülke Türkiye  aradaki ittifak ve dostluk anlaşmalarını hiç’e  sayarak Hamas Terör Örgütü ile  AKP parti binasında görüşmekten ve bu cinayet şebekesine  resmen destek olmakta  beis  görmemiştir.

Sayın  Dış İşleri Bakanı  Ahmet Davutoğlu  ise  sözkonusu örgütün sürgün deki lideri Halit Maşal ile buluşmakta  da herhengi bir  diplomatik sakınca göremektedir. PKK liderlerini ve katillerine  diplomatik sığınma hakkı veren bazı Avrupa ülkelerinin  bu terör destekçisi tutumu en ağır şekilde  eleştirirken ve kızgınlıktan hop oturup hop kalkarken  PKK ile benzer  meslek grubunda olan HAMAS  ve hatta  HİZBULLAH terör örgütleri ile  dünyanın en eski  devletçilik anlayısına sahip bir  Türkiye’nin  Dış İşleri Bakanının  buluşması ve alenen bu örgüt’e destek verebilmesini  ben 57 yaşında bir Türk  Vatandaşı olarak anlayamıyor kabullenemiyorum.

Tabiiki bu rahatsızlığı 20 senedir İsrail’de  yaşıyor ve aynı zamanda israil Vatandaşı olmam hasebi ile  belkide bir  çok Türk vatandaşından daha şiddetli bir şekilde  algılıyor  rahatsız oluyorum.
Ama  benim doğduğum ve büyüdüğüm Türkiye Cumhuriyeti devleti ne teröristler ile nede katiller ile aynı masaya oturmaz. Hele hele  bu birlikteliği  DİN kardeşliğine de bağlamaz. AKP  hükümeti Devlet işlerine DİN kavramını karıştırmakta ve bunu resmen alenen yapmaktadır. Bu hem Türkiye  anayasasına  hem de  Atatürk ilkelerine aykırıdır.

Okumaya devam et  İsrailli gazetecinin itirafı

Daha da önemlisi  dostluk anlaşması imzalanmış ve yıllardır  Türkiye  Cumhuriyetine  karşı  bir  yanlışı bulunmamış olan bir müttefik’e kazık atmak anlamı taşıyan bir  eylemde bulunması TÜRK  geleneklerinin tamamen dışında  bir tutumdur.

Sayın Başbakanımız   temcit  pilavı gibi ısıtıp ısıtıp   her foruma taşıdığı ve kendisinin ve hükümetinin İNSANCIL duygular ile Gazze savunuculuğu  yaptığını ve her daim mazlum’un  yanında olduğu ifadelerinin  altının boş olduğu ve  aslında bunun gerçek olmadığı  her geçen gün  daha fazla ve belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Dostum dediği Kaddafi’ye karşı oluşturulan Nato gücünde yer almaktan geri durmamış ,  Devrilmekte olan Mübarek’e  sırtını dönebilmiş  , Sudan’da katledilen 300 bin  Sudanlıyı mazlum olarak görememiş, Sudan Tiran’ı Beşir için ”O  Müslümandır  katliam yapmaz”  diyebilmiş ve kankası Suriye  İmparator’u  Beşir  Esad  kendi  vatanşdalarından 500 kişiyi  öldürürken  sesiz  kalabilmiştir. Bu  Türkiye’yi güvenilmez  ortaklık yapılamaz bir  konuma sürüklemektedir.

Sayın Erdoğan içim mazlum olmanın ön şartı İsrail tarafından öldürülmüş olmaktır(ne şekilde olursa olsun  önemli değildir).

Bakın bugün Hamas ile  El Fetih  barış anlaşması imzalıyorlar.

Ve  AKP  hükümetinin desteklediği Hamas  ne diyor:

“Topraklarımızda İsrailin varlığı kabul edilemez”

Hangi  topraklar  Hamas’ın? İddia  edilen  bütün  İsrail  topraklarıdır. Başka bir deyiş ile  İsrail’in yok edeceğiz veya etmeye çalışacağız  demektir bu.

Hamas FKÖ’nün İsrail’i tanıma kararını iptal etmesini istedi. Haniye İsrail’in Filistinin birleşmesine ve doğal haklarına karşı çıkmasıyla İsraili tanımanın yersiz olduğunu söyledi.

Kısaca  Türkiye  hükümeti  BARIŞ istemeyen ve değil uzlaşmaz  aynı zamanda İsrail devletini kendi  toprağı gören ve İsrail’i  bu coğrafyadan silmek isteyen bir zihniyet ile  varlığını  sürdürme  çabasındadır. FKÖ bu zihniyet ile ortak olabilirmi olamaz mı zaman gösterecek.Ama Türkiye  Hükümetinin  bu zihniyet ile bir sorunu olmadığı  açıktır.

Okumaya devam et  Mossad Operasyonlarının Efendisi

Ama beni ilgilendiren  Türkiye Cumhuriyeti Devletinin  yönetiminin  bu tür  bir  zihniyet ile  bütünleşebilmesi ve DİN kavrami bağlamında katil  ve terörist te olsalar  bu canileri  kardeş sayabilmesidir. Barış istemeyen bir  yönetine  destek  verenler yarın savaş esnasında  bu caniler öldürüdüğünde  yaygara koparmasınlar.

Şayet gerçekten mazlum’un yanında  olduklarına inanılmasını istiyorlarsa  Barış istemeyenleri uyarsınlar ,  Mavi Marmara’nın gitmesini önleyemeyiz  gibi komiklikler  yapmasın kimse.

BU tutum Türkiye’ye yakışmıyor. Kimse   yemiyor  bu numaraları , yarın öbürgün  AB ve ABD  bu  konuda  uyarılarda bulunursa  kimse şaşırmasın. Türkiye bugün  bölgenin  saygın bir ülkesidir ,bu konumunu bozmaya  kimsenin hakkı yoktur. Başbakan veya Dış İleri bakanı olsa bile.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir