Laiklik nemenem bir şeydir?

Demokrasi kelimesi gibi Avrupa’lılardan devraldığımız bu kavramın ne anlama geldiğini anlatmadan önce, bu terimin Avrupa’daki özgeçmişine, daha doğrusu o zaman dilimi içerisindeki din ile olan ilişkisine bakmakta yarar görüyorum. - laiklik

Demokrasi kelimesi gibi Avrupa’lılardan devraldığımız bu kavramın ne anlama geldiğini anlatmadan önce, bu terimin Avrupa’daki özgeçmişine, daha doğrusu o zaman dilimi içerisindeki din ile olan ilişkisine bakmakta yarar görüyorum.

 

Hiristiyanlık geleneğinde mezheplerin olması caiz değildir.yani ya katoliksin veya protestansındır

 

.Avrupa’nın çoğu ülkesinde bu şu anda aşılmış ğibi görünse de, günümüzün kuzey İrlanda’sında, Protestanların Katoliklerin mahallesinden geçmeleri hala ölümle sonuçlanabiliyor.

 

Koca Roma imparatorluğu dahi o zamanlar mezheplere liberal bakılmadıgından, doğu Roma ımparatorluğu (başsehri Konstantinapol= İstanbul) ve başsehri Roma olan, batı Roma imparatorluğu olarak ikiye ayrıldılar. İmparatorlugu bu ayırıma götüren ölümcül tartışma konusu ise, Hz.İsa’nınmı, annesi Hz. Meryem’inmi yoksa, Hz.Meryemi hamile bırakan kutsal ruh’unmu daha çok kutsal olduğu tartışması idi.(Drei einigkeit Theorie)..(Türkler ise 1453 yılında doğu Roma imparatorluguna son vereceklerdir, Karl Marx bu fetih olayını, sınıfların tahlili eserinde, Türklerin Köleci toplumu yıkıp, feodal topluma geçişi sağlayıp, bununla devrim yaptıklarını ve yeni bir çağ açtıklarını yazacaktır.

 

Karl Marx’ın bu teşhisinden haberi olmadan,

 

çağ atlamış bir milletin torunlarıyız ‘ diye övünen acemi Miiliyetcilerle, yine bu teşhisden haberi olmayan çakma solcuların, onlarla (Türk’lüğü aşağılama anlamında) nasıl dalğa geçtiğine defalarca şahit olmuşunuzdur.

 

Türk”ler değil de başka bir Avrupalı Millet bu çağı açıp insanlığa çağ atlatsaydı, bilmiyorum Hollywood’da, Ben Hur gibi Oskar ödüllü filimleri ona katlayan nice filimler yaparlardı).

 

İster inanın ister inanmayın ama, eski yuğoslavya mezhep kavğasından dolayı parçalanmıştır.

 

Bir hırvat’a siz milliyetiniz nedir diye sorduğunuzda, alacağınız cevap, ben Hırvatım yerine, ben ‘katoliğim’, sırp’lının cevabı ise ben Sırb’ım yerine, ben Otadoks’um olacaktır.

 

 

(Katolikler Roma’daki papa ya –Halifeye-, Ortadokslar Rusya’daki papa’ya-halifeye- bağlı olup, Protestanların ise papa’sı-halifesi- yoktur.) (Ortadoks=kökten dinci)

Okumaya devam et  Avrupa Adalet Divanı Kararı

 

Avrupa bu mezhep kavgalarından dolayı yüzyıllarca birbirlerinin oluk oluk kanını akıttı Örneğin, devleti eline geçiren katolik ise, o devlet dairesinde diğer mezhebden olanlar kıyıma uğruyor, halka hizmet de yalnız katoliklere oluyordu.Diğer mezhebten olanlar da, fırsat kendilerine geçince aynı şeyi yapıyorlardı.

 

1789 yılında olan fransız devrimi (Rönesans) buna bir çözüm getirmiş ve devlet memuru olan kişiye LAİK (Tarafsız) olma, yani din ile devlet işlerini birbirinden ayırma şartı getirmiştir.

 

 

Yani LAİKLİK, bir memurun görevini tarafsız olarak ifa ederek halka hizmet etmesi olayıdır diyebiliriz.

 

Memur olan bir kişi, bu başbakan da olabilir, paydos yapıp devlet dairesini terkettiğinden itibaren laik değildir. Yani devlet memuru, sunni, alevi, katolik, veya ateist olsa dahi, özel hayatında o kişi laik değildir ve laik olamaz.

 

 

 

HERHANĞİ BİR KİŞİDEN

DEVLET MEMURLUĞUNUN KAPSAM ALANI DIŞINDA LAİK OLMASINI İSTEMEK, FANATİK ATAİSTLİĞİN (Tanrıtanımazlığın) SAVUNUCULUĞUNU YAPMAKLA EŞDEĞERDİR.

 

Diğer bir deyişle, devlet memuru olan bir sunni’den veya Alevi’den, paydos yaptıktan sonra:

 

kardeşim, sen cami’ye veya cem evine tarafsız kal, oralara gitme, demek olur.

 

Onun içindirki, ilk,orta ve lise hariç, üniversitelerde okuyan kız çocuklarının okulu bitirdikten sonra kamu hizmetlerinde memur olarak çalışmaması sartı ile, baş örtüsüne-türbanına-karışılmamalıdır. Aksi takdirde türban takan memura karşı, diğer memur da de boynuna haç’ı veya Hazreti Ali’nin kılıncını simge olarak takıp birilerine sinyal verirse, devletin tarafsızlığının altına dinamit konmuş olur. İşte tam da o zaman Yugoslavya’laşırız. Ama özel hayatta herkes her şeyi zaten istediği gibi takıp giyinmektedir.

 

İslam dininde kutsal ve caiz sayılan, beş mezheb vardır.

 

Örneğin, bunlardan hanefi mezhebinde, parmagınız hafif kanamış olsa, abdestiniz bozulduğu halde, Caferi mezhebine göre, postalınızdan kan dolup dışarıya taşmadığı müddetce abdestiniz bozulmaz. Bu ŞEKİLSEL farklılığı İslam caiz-normal- görür. Ama islam dini buna rağmen, yeterki sen allaha ulaşmaya çalış deyip, zorlaştırmayıp kolaylaştırmıştır.. Bu ‘ayrılık’ İslamda kabul görürken hiristiyanlıkta (Antagonist) uzlaşmaz ölümcül bir çelişkidir.Onun içindirki, İslamda mezhepler,

Okumaya devam et  Sincar Bombalaması, PKK ASALA İşbirliği ve Sykes-Picot Anlaşması

 

o zamanın-ortaçağın- adeta demokratik meşru partileri (Fraksiyonları yani grupları) gibidirler.

 

Ve bu zamana kadarki İslam alemi, Türklerin-Osmanlının- önderliğindeki o zamanın Avrupasına kıyasla çok çok demokratik, ilerici ve devrimcidir.(Bu Karl Marx”ın iddiasıdır).

 

Yalnız 18.ci yüzyıldan itibaren insanların ümmetlikten (Dünya din kardeşliğinden) millet şuuruna ermeye başlamasından sonra Avrupa bunu, 400-500 senelik kanlı kardeş kavğasından sonra, adım adım çok partili demokratik düzeni kurarak, din ile devlet işlerini de birbirinden ayırarak, iç çekişmeyi yenip, ilerlemeye başlamıştır.İslam alemi maalesef bunu,

 

yani mezheplerin yerine çok partili düzeni uyarlamayı ıskalamıştır.

 

Bu ğünkü toplumsal sancı, esasen buradan kaynaklanmaktadır.

 

Bizlerin, daha 80’li yılların sonuna kadar; ‘solcu’ isek, sağcıları domuz ahırında eğiterek, ‘sağcı’ isek, komünistlerin kökünü kurutmakla ancak selamete ereceğimizi zannetmemiz çok manidardır.

Şimdi ise bazılarının, tarihden ve geçmişdeki bu karanlık emperyalist oyunlardan hiç nasibini almamışcasına, kalkıp, Türk milletini yok sayıp, ümmetcilik yaparak, şeriatı, militarizmi veya Marxist-Leninist bir rejimin türevlerini, demokrasinin-Cumhuriyetin- alternatifi olarak dile getirmesi ise çok anlamlıdır.

 

Ve bu anlamda, kavram kargaşasına son verilerek, zihniyet değişikliğine evet diyorum.

 

İyi günler dileklerimle

 

Refik Mor

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir