Rusya ve dünya ekonomisi için nasıl bir inovasyon stratejisi?

Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanlığı yanında Milli Ekonomi ve Kamu Yönetimi Akademisi, Ekonomi Politikası Enstitüsü ve Egor Gaidar Vakfı, Sovyetler Birliği çöktükten sonra Rusya’nın ilk Başbakanı olan Yegor Gaidar’ın doğumunun 55. yılının anımına 16-19 Mart 2011 tarihlerinde Moskovada “Rusya ve dünya: inovasyon stratejileri arayışı (Gaidar Forum 2011)” isimli uluslararası forum düzenledi. - 7593
, , , , , , , , ,

Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanlığı yanında Milli Ekonomi ve Kamu Yönetimi Akademisi, Ekonomi Politikası Enstitüsü ve Egor Gaidar Vakfı, Sovyetler Birliği çöktükten sonra Rusya’nın ilk Başbakanı olan Yegor Gaidar’ın doğumunun 55. yılının anımına 16-19 Mart 2011 tarihlerinde Moskovada “Rusya ve dünya: inovasyon stratejileri arayışı (Gaidar Forum 2011)” isimli uluslararası forum düzenledi.

Rusya’nın önemli devlet adamlarının, iş ve bilim camiası önderlerinin, dünyanın dört bir yanından akademisyenlerin katıldığı Forumda ekonomik büyümede inovasyon amilinin konumu etraflıca ve uzun-uzun tartışıldı. İnovasyon derken bilimsel ve teknolojik açıdan yeni olan ürünler, hizmetler, yönetim şekilleri, piyasalar ve prosesler ele alındı.

“Soğuk savaş” sonrasında Polonya’nın ekonomik politikasının mimarı sayılan eski Maliyye Bakanı Leszek Balcerowicz başta Rusya olmakla eski Sovyet devletlerinin uzun vadeli ekonomik büyüme göstermeleri açısından önemli olan sistemli inovasyon için dört koşulu belirtti: Özel sektorun inovativ gelişmenin lideri konumunda olması, mülkiyet haklarının sıkıca korunması, serbest rekabetin güçlendirilmesi ve hükümetin tartılı bütce ile vergi siyaseti yürütmesi. En önemli bulgulardan biri de şu ki, inovasyon yeni fikirler ve dolayısıyla insan beyni ile ilişkili ve burada insanın hür hayat süre bilmesi ve düşünce özgürlüğü son derece önemli unsurlardır. İnovasyon politikası uygulayan hükümet tarafından ilgili projelerin denetlenmesi gerçekleştirilmeli, insanlar ve kurumlar değişiklikler için hazırlanmalı, inovasyonlar için gerekli altyapı kurulmalıdır.

Finlandiya’nın eski Başbakanı ve Nokia’nın şimdiki Başkan Yardımcısı Esko Aho inovasyon projelerinin risk (RIG–risk is great) ve kriz anlamları ile iç içe olduğunu tespit etti. Bunun için inovasyonlu yapıya geçmek isteyen kurumlarda daha çok riskleri üstlenmek becerisini (risk-taking capacity) geliştirmek önemli. Araştırma ve geliştirme harcamaları (R&D) yalnız başına inovasyon göstergesi olarak yeterli değildir. İnovasyonlar insani ilişkiler, insan özgürlükleri, genel eğitim düzeyi ve ekosistem ile de bağlıdır. Dolayısıyla inovasyon projelerinin finansmanı (venture capital) etkenlerden yalnız biridir. İnovasyona dayalı gelişmenin ana unsuru olan başarılı üniversiteler ise yalnız bilgi transferi yapmakla yetinmemeli, aynı zamanda bilgiyi üretmelidir. Ekonomik açıdan kümelenme (clusterization) ve uygun vergi politikaları da innovativ gelişmeni tetikleyen etkenler ola bilir. Küçük ve orta ölçülü işletmelerin (“KOBİ”ler) innovasyon politikalarındaki pozitif konumu da unutulmamalıdır.

Rusya’nın ünlü “Alfa-Group” Holdingin Genel Başkanı Mikhail Fridman ise önümüzdeki yıllarda ekonomilerdeki teknolojik inovasyonların elektron ortamla ve bizzat internet üzerinden yapılan sosyal ağlarla bağlı olacağını ön gördü. Kanıtlayıcı bulguları ise şunlar oldu: 2014 yılına kadar dünyada 3 milyar insan elektron işlem yapa bilicek; Dağıtım ve marketing şirketleri ortalama 250 bin müşteriye doğrudan öneri götüre bilicek; 2013 yılında 2.58 milyar insan cep telefonu üzerinden, 1.78 milyar insan ise bilgisayar üzerinden internete erişecektir; 2012 yılının sonuna kadar Facebook üyelerinin sayı 1 milyarı geçecektir; Böylelikle, önümüzdeki yıllarda bir tek insan bile internet aracılığıyla yeni fikirleri 2 günde milyondan fazla kişiye ulaştıra bilecektir.

Milli ekonomilerde inovasyon stratejileri geliştirilirken bilimsel ve teknolojik yeniliklerin her zaman yeni iş imkanı yaratmadığı, bazen de mevcut iş imkanları için dağıtıcı nitelikte olduğu göz ardı edilmemelidir. Rusya ekonomisinde ve ihraçta ham madde bağımlısı olan diğer ekonomiler için ihracı çeşitlendirme için inovasyona dayalı yeni ürünlerin geliştirilmesi ve bunun için de belli miktar dış sermaye hayati anlam taşıyor. İnovasyonlar esas olarak piyasa tarafından talep gören nitelikte (market-driven) olmalıdır, aşırı olarak devletin siparişlerinden bağımlılık (state-driven) uzun vadeli dönemde etkisiz ola bilir. Tekelcilik (monopol) olan ortamda ise genelde inovasyondan konuşmak fazla ciddi değildir.

Kamu Yönetimi Akademisi (Bakü) Öğretim Üyesi
Azerbaycan-Türkiye İş Adamları Birliği Bölüm Başkanı Kenan Aslanlı
[email protected]

kaynak -http://www.1news.com.tr/yazarlar/20110401122855066.html


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir