SİBER İŞGAL

<p>SİBER İŞGAL
2O09'da Polis Meslek Yüksek Okulu giriş sınavı soruları cemaate yakın bir dershaneye verildi.
Wikileaks belgeleri soruları alan adayların Gülen cemaatine yakın öğrenciler olduğunu gösteriyor-ki,yalanlanmadı!
Yaklaşık 10 ay önce Kamu Personeli Sınavı (KPSS) soruları da aynı evlerde yaşayan  bazı adaylara sızdırılmıştı- ki,yargıda araştırılması hâlâ sürüyor!
Şimdi de Yüksek Eğitime Geçiş Sınavında (YGS) şifreyle soruların çözülebildiği iddiası -çok haklı olarak,ortalığı karıştırıyor...
*
Neoliberalizm; ekonomik, teknolojik ve sosyo-kültürel gelişimleri içinde küresel piyasalardan bir rantın kazanılması ve aslan payı esasına göre bölüşümüne işaret ediyor.
Piyasa rekabetinin unsurunu Yahudi-Hristiyan Medeniyeti,İslam Medeniyeti,Uzakdoğu Medeniyetleri toplumlarının oluşturduğu algısındadır.
Ona göre zaman "İnformasyon ve Komünikasyon Çağı"nda bulunuluyor ve bu çağın gereklerinin en iyi temsilcisi olarak;
Rantını kazanabilmek üzere-mesela,İslam coğrafyası pazarlarına Büyük Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı bağlamında yanaşıyor.
*
İnformasyon işlenmiş,anlam katılmış,alıcısında fark yaratan yeni etkilere zemin hazırlayan veridir,sonuca çıktığında ya da anlam kazandığında bilgi adını alıyor.
Neoliberalizm karakterde kamuoyunun aydınlatılmasında onların bilgilenme özgürlüğünün gerçekleşmesinde dezenformasyonu esastır.
Olay ve olgulara ilişkin bilgiler kamuoyuna aktarılmadan evvel denetleniyor, kurgulanıp yeniden düzenleniyor ve kamuoyunun oluşturulması için hizmete sokuluyor!
*
Neoliberalizm için Türkiye,gelişmişliği ve sosyo-kültürel yapısıyla İslam Medeniyetleri toplumları içinde en güzide konumda,
Üstelik yıllar boyu Kemalist ideolojiye husumet duyan ve İslami Uyanış'ın  kendi kendine temsilcisi olan ve aktiviteleri yüksek  kimi dini cemaatleri de barındırıyor.
Cemaatler yükseldikleri çarpık felsefeleriyle Neoliberalizmin  dezenformasyon ekmeğine yağ-bal sürüyor!
*
Anlayışları  İmamet (yol gösterme), hilafet (temsil etme) ve imaret (başkanlık yapmak) kavramları esasından yükseliyor!
Baştaki mürşid  imamet,hilafet ve imareti kendi sultasında kabul ediyor-ki, Allah sevgisi içinde o'na kavuşmak arzusunda olan murid;ilim,irfan ve manevi zenginlik kazanabilmek için halis bir  muhabbetle  murşidine bağlıdır.
Mesela Fethullah Gülen; cemaatinde İslam devleti kurmak için okullarında beyinlerini yıkadıkları gençlik ile oluşturacağı toplumu planlayan mürşiddir.               
Muridler muhabbeti teminen mürşidinin suretini ya da hayalini  sür-git tasavvur etmeli,o  hayalin yol göstericiliğinde ilim-irfan denizine ermelidir!
Murşidi  tasavvurla kulluk ya da aklın bir objeye sıkıştırılmasıyla beynin uydurmasına yol açılıyor!
Sonra uyduran beyinler çoğalıyor, çoğalıyor,çoğalıyor ... bilime sırtı dönük hastalıklı bir toplum oluşuyor...
*
Böylesine çarpık bir algı ve Kemalist ideolojiye husumet içinde kimi din mürşidinin gayretlerinden birini cemaati genişletmek oluşturuyor.           
Cemaatin  işbu delice  potansiyeli elbette Neoliberalizmin dezenformasyon karakterine uyuyor ve doğal müttefiğini oluşturuyor.
Bırakınız,Türkiye'den İslam Medeniyeti toplumlarına  dezenformasyonu  onlar da yaysın deniyor!
*
Komünikasyon haberleşme anlamındadır- ne ki, anlamı açıldığında bir dehşetle karşılaşılıyor.
Haberleşme,birlikte bilmek ve birlikte öğrenmek içindir.Hep birlikte  birlik ve ortaklık için anlayış yaratılıyor.
Haberleşme teknolojilerinin devasa gelişimi kullanılarak birlik ve ortaklık yapmak üzere muazzam bir örgüt oluşuyor!
Nitekim cemaat Türkiye'de özerk kuruluşlarda,merkez ve yerel yönetimlerde,yargıda,emniyet,istihbarat,TSK ve medya'da genişlemiş,oralarda haberleşme teknolojilerin kumandasında çok etkinleşmiş bulunuyor.
Çünkü haberleşme teknolojilerinin gelişmesiyle dünya küçülüyor ve herşeye egemen olunuyor!
*
O nedenle Yüksek Eğitime Giriş Sınavında  soruların şifreyle çözülmesi ve ardında ki komplikasyonlar - doğrusu,şaşırtmıyor!
Benzer bir sistem;YSK'da Elektronik Seçim Değerlendirme Sistemi (SECSİS) olarak bulunuyor ve sisteme girip düzenlemeler yapılabildiği hep söylene-geliyor.
 
*
Tam da bu noktada model ülke Türkiye'nin Başbakanı- üstelik defaatle  şunları söylüyor.
"Aylarca sonuçlanmayan seçim olmaz. Bizde 24 saatte seçim oluyor. Bir haftada YSK kesin neticeleri açıklıyor. Ama bazı ülkeler var ki; Mısır gibi aylarca netice açıklamıyor. Böyle olmamalı! Aynı desteği Tunus'a verelim. Tunus'ta da bu sağlansın"diyor!
Nasıl bir destek,kim neyi nasıl versin?
Türkiye'de sınav soruları üzerinde manüpülasyonlarla gençliğin ötesinde nesiller değiştiriliyor kuşkusu derinleşirken,
Başbakan'ın gelişmişliğini Tunus'a, Mısır'a ihracı  göz yaşartıyor.
*
Radikal Gazetesi YGS sınavında soruların şifreyle çözülmesi haberini;"Türkiye'de aşağıdaki kurumlardan hangisine güveniyorsunuz"sorusuyla veriyor:
"A-ÖSYM   B-Emniyet  C-TSK   D- Yargı  E-Hiçbiri , almaşıkları içinde  Doğru Yanıt=E'dir" diyor!</p> - fetullah gulen

SİBER İŞGAL
2O09’da Polis Meslek Yüksek Okulu giriş sınavı soruları cemaate yakın bir dershaneye verildi.
Wikileaks belgeleri soruları alan adayların Gülen cemaatine yakın öğrenciler olduğunu gösteriyor-ki,yalanlanmadı!
Yaklaşık 10 ay önce Kamu Personeli Sınavı (KPSS) soruları da aynı evlerde yaşayan  bazı adaylara sızdırılmıştı- ki,yargıda araştırılması hâlâ sürüyor!
Şimdi de Yüksek Eğitime Geçiş Sınavında (YGS) şifreyle soruların çözülebildiği iddiası -çok haklı olarak,ortalığı karıştırıyor…
*
Neoliberalizm; ekonomik, teknolojik ve sosyo-kültürel gelişimleri içinde küresel piyasalardan bir rantın kazanılması ve aslan payı esasına göre bölüşümüne işaret ediyor.
Piyasa rekabetinin unsurunu Yahudi-Hristiyan Medeniyeti,İslam Medeniyeti,Uzakdoğu Medeniyetleri toplumlarının oluşturduğu algısındadır.
Ona göre zaman “İnformasyon ve Komünikasyon Çağı”nda bulunuluyor ve bu çağın gereklerinin en iyi temsilcisi olarak;
Rantını kazanabilmek üzere-mesela,İslam coğrafyası pazarlarına Büyük Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı bağlamında yanaşıyor.
*
İnformasyon işlenmiş,anlam katılmış,alıcısında fark yaratan yeni etkilere zemin hazırlayan veridir,sonuca çıktığında ya da anlam kazandığında bilgi adını alıyor.
Neoliberalizm karakterde kamuoyunun aydınlatılmasında onların bilgilenme özgürlüğünün gerçekleşmesinde dezenformasyonu esastır.
Olay ve olgulara ilişkin bilgiler kamuoyuna aktarılmadan evvel denetleniyor, kurgulanıp yeniden düzenleniyor ve kamuoyunun oluşturulması için hizmete sokuluyor!
*
Neoliberalizm için Türkiye,gelişmişliği ve sosyo-kültürel yapısıyla İslam Medeniyetleri toplumları içinde en güzide konumda,
Üstelik yıllar boyu Kemalist ideolojiye husumet duyan ve İslami Uyanış’ın  kendi kendine temsilcisi olan ve aktiviteleri yüksek  kimi dini cemaatleri de barındırıyor.
Cemaatler yükseldikleri çarpık felsefeleriyle Neoliberalizmin  dezenformasyon ekmeğine yağ-bal sürüyor!
*
Anlayışları  İmamet (yol gösterme), hilafet (temsil etme) ve imaret (başkanlık yapmak) kavramları esasından yükseliyor!
Baştaki mürşid  imamet,hilafet ve imareti kendi sultasında kabul ediyor-ki, Allah sevgisi içinde o’na kavuşmak arzusunda olan murid;ilim,irfan ve manevi zenginlik kazanabilmek için halis bir  muhabbetle  murşidine bağlıdır.
Mesela Fethullah Gülen; cemaatinde İslam devleti kurmak için okullarında beyinlerini yıkadıkları gençlik ile oluşturacağı toplumu planlayan mürşiddir.               
Muridler muhabbeti teminen mürşidinin suretini ya da hayalini  sür-git tasavvur etmeli,o  hayalin yol göstericiliğinde ilim-irfan denizine ermelidir!
Murşidi  tasavvurla kulluk ya da aklın bir objeye sıkıştırılmasıyla beynin uydurmasına yol açılıyor!
Sonra uyduran beyinler çoğalıyor, çoğalıyor,çoğalıyor … bilime sırtı dönük hastalıklı bir toplum oluşuyor…
*
Böylesine çarpık bir algı ve Kemalist ideolojiye husumet içinde kimi din mürşidinin gayretlerinden birini cemaati genişletmek oluşturuyor.           
Cemaatin  işbu delice  potansiyeli elbette Neoliberalizmin dezenformasyon karakterine uyuyor ve doğal müttefiğini oluşturuyor.
Bırakınız,Türkiye’den İslam Medeniyeti toplumlarına  dezenformasyonu  onlar da yaysın deniyor!
*
Komünikasyon haberleşme anlamındadır- ne ki, anlamı açıldığında bir dehşetle karşılaşılıyor.
Haberleşme,birlikte bilmek ve birlikte öğrenmek içindir.Hep birlikte  birlik ve ortaklık için anlayış yaratılıyor.
Haberleşme teknolojilerinin devasa gelişimi kullanılarak birlik ve ortaklık yapmak üzere muazzam bir örgüt oluşuyor!
Nitekim cemaat Türkiye’de özerk kuruluşlarda,merkez ve yerel yönetimlerde,yargıda,emniyet,istihbarat,TSK ve medya’da genişlemiş,oralarda haberleşme teknolojilerin kumandasında çok etkinleşmiş bulunuyor.
Çünkü haberleşme teknolojilerinin gelişmesiyle dünya küçülüyor ve herşeye egemen olunuyor!
*
O nedenle Yüksek Eğitime Giriş Sınavında  soruların şifreyle çözülmesi ve ardında ki komplikasyonlar – doğrusu,şaşırtmıyor!
Benzer bir sistem;YSK’da Elektronik Seçim Değerlendirme Sistemi (SECSİS) olarak bulunuyor ve sisteme girip düzenlemeler yapılabildiği hep söylene-geliyor.
 
*
Tam da bu noktada model ülke Türkiye’nin Başbakanı- üstelik defaatle  şunları söylüyor.
“Aylarca sonuçlanmayan seçim olmaz. Bizde 24 saatte seçim oluyor. Bir haftada YSK kesin neticeleri açıklıyor. Ama bazı ülkeler var ki; Mısır gibi aylarca netice açıklamıyor. Böyle olmamalı! Aynı desteği Tunus’a verelim. Tunus’ta da bu sağlansın”diyor!
Nasıl bir destek,kim neyi nasıl versin?
Türkiye’de sınav soruları üzerinde manüpülasyonlarla gençliğin ötesinde nesiller değiştiriliyor kuşkusu derinleşirken,
Başbakan’ın gelişmişliğini Tunus’a, Mısır’a ihracı  göz yaşartıyor.
*
Radikal Gazetesi YGS sınavında soruların şifreyle çözülmesi haberini;”Türkiye’de aşağıdaki kurumlardan hangisine güveniyorsunuz”sorusuyla veriyor:
“A-ÖSYM   B-Emniyet  C-TSK   D- Yargı  E-Hiçbiri , almaşıkları içinde  Doğru Yanıt=E’dir” diyor!


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir