LİBYA HATA VERİRSE

<p>        LİBYA  HATA VERİRSE 
        Uluslararası toplum Libya'da gerginliğin devam etmesinin toplumsal gelişme ve ekonomik büyümenin korunmasında ortak ve ulusal çıkarlara  zarar verdiğini tartışıyor.
        Kimi Türk dış politika uzmanı da bölge lideri olmak hedefinde Türkiye'nin hükümetinden Libya'ya yönelik  ilkesel tavrın gösterilmesini istiyor.</p>
<p>        *          
        Tam bu sıralarda; ABD, Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper'in,"Kaddafi'nin uzun vadede galip geleceğini düşünüyorum" açıklaması -haberlere göre, Kaddafi’ye sadık birliklerin kara, hava ve denizden yaptıkları saldırılarla muhalefet güçlerinin geri çekilmek zorunda kalmasını doğruluyor.
        Üstelik dışarıdan askeri müdahale seçeneğine AB,NATO,Rusya,Arap Birliği,Güney Afrika,Uruguay derken karşı çıkanların sayısı giderek çoğalıyor.
        Eh,bu durumda  Amerikalı yetkililerin de bu tür bir müdahale konusunda kaygıları artıyor!
        Libya'da gerginlik sürerken Afrika'da ekonomik  profilini yükseltme çabasında Fransa'nın Libya Geçici Ulusal Konseyini tanıması dışında  ülkelerin  karar alması giderek zorlanıyor.
 
        *
        Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde yoksulluk ve yolsuzluk söyleminde-umulur ki; bu dertlerinden kurtulacakları inancında halkın, isyanı  ardında başlıca üç temel beklenti bulunuyor.
        İlki,yasaklı siyasal islamın meşrulaşmasına yol açılarak islam üzerinde ABD ve İsrail'in kontrolünün sağlanması, bu suretle siyasal islamdan  dışlanan radikal islami terör örgütlerinin açığa çıkartılarak terörün kuşatılması,
        O esnada demokratikleşmeyle standartların yükseleceği,ekonominin kalkınacağı,bu suretle   hak ve özgürlüklerin genişleyeceği beklentisi,
        İkincisi, İran'da demokratikleşme hevesinin  muhalefete sirayetiyle hükümetin sarsılacağı ve  İran'ın nükleer gelişimine engel olunacağı,
        Üçüncüsü,artacak emtia fiyatları ve enflasyonla  ABD ekonomisinin canlanmasına engel olan kur manipülasyoncusu,korumacı politikalarıyla Çin ekonomi politikasının  hizalanmasıdır.
        *
        Ne ki  süreç ilerlerken ABD'nin;ne Libya'da Kaddafi'nin yeşil devrimini ne de İran'ın Şii Devrimini algılamamış olması da 3 sonuç veriyor.
        İlkinde Kaddafi; 40 yıllık yeşil devriminin cemahiriye  örgütlenmesi gücüyle  halk isyanına karşı azami süre direnebileceğini gösteriyor. Sürenin uzaması Kaddafi lehinde fakat toplumların gelişmesinin ve ekonomik büyümesinin aleyhinde uluslararası  ayrışmalara yol açıyor.
        Nitekim Libya'daki şiddet ortamının tırmanması küresel ekonomide endişeleri büyütüyor ve hisseler değer kaybediyor.
        İkincisi İran;halk ayaklanmalarından etkilenen muhalefetini engellerken Şii Devrimini;halk ayaklanmaları vasıtasıyla Yemen'de, Bahreyn,Ürdün'de yaymaya ve genişlemeye çalışıyor.
        Üçüncüsü yoksulluk,yolsuzluk söyleminde ayaklanan Arap halkları;olayların da etkisiyle artan fiyatlar ve enflasyon nedeniyle şaşkındırlar.Kısa bir vadede umduklarını bulamayan  halkların ABD'ye nefreti endişe yaratıyor.
        *
        Bu hesaplardan Türkiye,İran,Suriye ve Kuzey Irak'ta sözde Kürdistan Devleti peşinde KCK Yürütme Komitesi Başkanı Murat Karayılan vazife çıkarmaktadır.
        Türkiye öncülüğünde MİT, Suriye'de Muhaberat ve İran'da İtlaat vasıtasıyla  yürütülen yeni bir saldırı konseptinin oluştuğunu,Kürt halkının ezildiğini,baskı altında tutulduğunu ,açlıkla terbiye edilmek istendiği iddiasını yayıyor.
        Türkiye'de ki Demokratik Özerklik talebini Suriye'de de yineliyor;Kürtler isyana çağırılıyor!
        *
        Libya'da gerginliğin uluslararası topluma nazaran Türkiye'ye yansıması etkisinin daha da dehşet verici olabileceği anlaşılıyor.
        Türkiye'nin yükselen emtia fiyatları ve enflasyon nedeniyle toplumsal gelişiminin ve ekonomik kalkınmasının engellenerek fazlasıyla  cereme çekeceği görülüyor.   
        Türk müteahhit firmalarının 100'ün üzerindeki şantiyede 15.3 milyar dolarlık projelerinin geleceği, 25bin çalışanın istihdamında belirsizlik büyüyor.
        Ayrılıkçı Kürt Hareketi  Demokratik Özerk Kürdistan talebinde  Libya'dan da halk isyanı emsalinden hareketle uluslararası hukuku da yanlarına alma çabasındadır-ki,bu fırsatı vermemek gerekiyor.
        *
        ABD'nin küresel beklentilerini karşılamak üzere-üstelik halk ayaklanmalarının da finansmanı için sür-git karşılıksız para basması  dolara  olan güven  iyice zedelenmiştir.
        Yüksek dolar rezervine sahip ülkelerden  Rusya ve Çin yeni bir rezerv para için doların güvenirliliğinin tartışmasını hep yapıyor.
        Çin Merkez Bankası Başkanı "Rezerv para bir ülkeden bağımsız olmalı ve istikrar sağlamalıdır"derken,bölgesel para birimlerine geçilmesi yönünde çalışmaları geliştiriyor.
        Bir yanda ABD isteği yönünde para birimi Renminbi  kurunda adım adım reform yaparak kur esnekliğinin arttıracağını bildirilirken,öte yanda Renminbi'nin uluslararası ticarette kullanılması ve yabancı şirketlerin Çin'de Renminbi'yle yatırım yapmasının yolu genişletiliyor.
        *
        Libya gerginliği  giderek ABD'nin  acemi avcının kendini ayağından vurmasına mı dönüşüyor?
        Japonya'da depremin tahribatı  çok acıdır!
        Türkiye'nin  Libya konusunda böylesine puslu  uluslararası ekonomik ve siyasi ortamda sessiz kalmasında yarar bulunuyor.</p> - 7593

        LİBYA  HATA VERİRSE 
        Uluslararası toplum Libya’da gerginliğin devam etmesinin toplumsal gelişme ve ekonomik büyümenin korunmasında ortak ve ulusal çıkarlara  zarar verdiğini tartışıyor.
        Kimi Türk dış politika uzmanı da bölge lideri olmak hedefinde Türkiye’nin hükümetinden Libya’ya yönelik  ilkesel tavrın gösterilmesini istiyor.

        *          
        Tam bu sıralarda; ABD, Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper’in,”Kaddafi’nin uzun vadede galip geleceğini düşünüyorum” açıklaması -haberlere göre, Kaddafi’ye sadık birliklerin kara, hava ve denizden yaptıkları saldırılarla muhalefet güçlerinin geri çekilmek zorunda kalmasını doğruluyor.
        Üstelik dışarıdan askeri müdahale seçeneğine AB,NATO,Rusya,Arap Birliği,Güney Afrika,Uruguay derken karşı çıkanların sayısı giderek çoğalıyor.
        Eh,bu durumda  Amerikalı yetkililerin de bu tür bir müdahale konusunda kaygıları artıyor!
        Libya’da gerginlik sürerken Afrika’da ekonomik  profilini yükseltme çabasında Fransa’nın Libya Geçici Ulusal Konseyini tanıması dışında  ülkelerin  karar alması giderek zorlanıyor.
 
        *
        Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde yoksulluk ve yolsuzluk söyleminde-umulur ki; bu dertlerinden kurtulacakları inancında halkın, isyanı  ardında başlıca üç temel beklenti bulunuyor.
        İlki,yasaklı siyasal islamın meşrulaşmasına yol açılarak islam üzerinde ABD ve İsrail’in kontrolünün sağlanması, bu suretle siyasal islamdan  dışlanan radikal islami terör örgütlerinin açığa çıkartılarak terörün kuşatılması,
        O esnada demokratikleşmeyle standartların yükseleceği,ekonominin kalkınacağı,bu suretle   hak ve özgürlüklerin genişleyeceği beklentisi,
        İkincisi, İran’da demokratikleşme hevesinin  muhalefete sirayetiyle hükümetin sarsılacağı ve  İran’ın nükleer gelişimine engel olunacağı,
        Üçüncüsü,artacak emtia fiyatları ve enflasyonla  ABD ekonomisinin canlanmasına engel olan kur manipülasyoncusu,korumacı politikalarıyla Çin ekonomi politikasının  hizalanmasıdır.
        *
        Ne ki  süreç ilerlerken ABD’nin;ne Libya’da Kaddafi’nin yeşil devrimini ne de İran’ın Şii Devrimini algılamamış olması da 3 sonuç veriyor.
        İlkinde Kaddafi; 40 yıllık yeşil devriminin cemahiriye  örgütlenmesi gücüyle  halk isyanına karşı azami süre direnebileceğini gösteriyor. Sürenin uzaması Kaddafi lehinde fakat toplumların gelişmesinin ve ekonomik büyümesinin aleyhinde uluslararası  ayrışmalara yol açıyor.
        Nitekim Libya’daki şiddet ortamının tırmanması küresel ekonomide endişeleri büyütüyor ve hisseler değer kaybediyor.
        İkincisi İran;halk ayaklanmalarından etkilenen muhalefetini engellerken Şii Devrimini;halk ayaklanmaları vasıtasıyla Yemen’de, Bahreyn,Ürdün’de yaymaya ve genişlemeye çalışıyor.
        Üçüncüsü yoksulluk,yolsuzluk söyleminde ayaklanan Arap halkları;olayların da etkisiyle artan fiyatlar ve enflasyon nedeniyle şaşkındırlar.Kısa bir vadede umduklarını bulamayan  halkların ABD’ye nefreti endişe yaratıyor.
        *
        Bu hesaplardan Türkiye,İran,Suriye ve Kuzey Irak’ta sözde Kürdistan Devleti peşinde KCK Yürütme Komitesi Başkanı Murat Karayılan vazife çıkarmaktadır.
        Türkiye öncülüğünde MİT, Suriye’de Muhaberat ve İran’da İtlaat vasıtasıyla  yürütülen yeni bir saldırı konseptinin oluştuğunu,Kürt halkının ezildiğini,baskı altında tutulduğunu ,açlıkla terbiye edilmek istendiği iddiasını yayıyor.
        Türkiye’de ki Demokratik Özerklik talebini Suriye’de de yineliyor;Kürtler isyana çağırılıyor!
        *
        Libya’da gerginliğin uluslararası topluma nazaran Türkiye’ye yansıması etkisinin daha da dehşet verici olabileceği anlaşılıyor.
        Türkiye’nin yükselen emtia fiyatları ve enflasyon nedeniyle toplumsal gelişiminin ve ekonomik kalkınmasının engellenerek fazlasıyla  cereme çekeceği görülüyor.   
        Türk müteahhit firmalarının 100’ün üzerindeki şantiyede 15.3 milyar dolarlık projelerinin geleceği, 25bin çalışanın istihdamında belirsizlik büyüyor.
        Ayrılıkçı Kürt Hareketi  Demokratik Özerk Kürdistan talebinde  Libya’dan da halk isyanı emsalinden hareketle uluslararası hukuku da yanlarına alma çabasındadır-ki,bu fırsatı vermemek gerekiyor.
        *
        ABD’nin küresel beklentilerini karşılamak üzere-üstelik halk ayaklanmalarının da finansmanı için sür-git karşılıksız para basması  dolara  olan güven  iyice zedelenmiştir.
        Yüksek dolar rezervine sahip ülkelerden  Rusya ve Çin yeni bir rezerv para için doların güvenirliliğinin tartışmasını hep yapıyor.
        Çin Merkez Bankası Başkanı “Rezerv para bir ülkeden bağımsız olmalı ve istikrar sağlamalıdır”derken,bölgesel para birimlerine geçilmesi yönünde çalışmaları geliştiriyor.
        Bir yanda ABD isteği yönünde para birimi Renminbi  kurunda adım adım reform yaparak kur esnekliğinin arttıracağını bildirilirken,öte yanda Renminbi’nin uluslararası ticarette kullanılması ve yabancı şirketlerin Çin’de Renminbi’yle yatırım yapmasının yolu genişletiliyor.
        *
        Libya gerginliği  giderek ABD’nin  acemi avcının kendini ayağından vurmasına mı dönüşüyor?
        Japonya’da depremin tahribatı  çok acıdır!
        Türkiye’nin  Libya konusunda böylesine puslu  uluslararası ekonomik ve siyasi ortamda sessiz kalmasında yarar bulunuyor.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir