PATRON İŞBAŞINDA

Mustafa Kemal Atatürk

       PATRON İŞBAŞINDA
      
        On yıllarca Arap halklarının yönetiminde  bulunan Amerika ve İsrail’in gözdesi  diktatörler  devriliyor.
        Entellektüeli ve kurumlaşması merkezinde aşiretlerin, mahalle- kent komitelerinde devrim muhafızları olduğu örgütlenmeden oluşan Libya Cemahiriyesinde de Albay Kaddafi’nin yönetimine karşı isyan giderek büyüyor.
    
        *           
        Oğul Saif al-Islam Kaddafi ülkenin  dış güçlerce kışkırtıldığını ve iç savaşın eşiğinde olduğunu açıklıyor.
        “Son adamımıza hatta son kadınımıza kadar savaşacağız.Libya’yı İtalyanlara ya da Türklere bırakmayacağız”diyor.
        İsyanda Türklerin de parmağı olduğu yolunda açıklamalar üzerine ülkede 25 bin Türk  işçisinin çalıştığı sayısı 200’ün üstünde taahhüt firmasının birçoğunun şantiyesine saldırılar yoğunlaşıyor.

        *
        Türkiye  işçilerin güvenliğini, 5 milyar dolarlık taahhütleriyle firmaların  geleceğini, Başbakan Erdoğan’ın Kaddafi’den aldığı İnsan Hakları ödülünü iade edip etmeyeceğini tartışıyor.
        Bu noktada Libya isyanına destek veren muhtemel kimi Türk  islami örgütün varlığında “Ilımlı İslam Hareketi” sorgulanıyor.
        Elbette muhteşem İslam dininin kendini bilmez müşrik ve işbirlikçi kimi İslami örgütçe -üstelik organize ve yurtdışında, demokratikleşme görüntüsü altında kirletilmesine razı gelinemiyor!
        Atatürk Türkiye’sinin bu tür bir amaca yöneltilmiş olması şüphesi derin kaygıya neden oluyor.

        *                       
        Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında,”Libya’da durum bu kadar hassasken, buradan siyasi rant elde etme çabalarına girişmek, en hafif tabiriyle fırsatçılıktır, sorumsuzluktur, seviyesizliktir. Libya’da olaylar vuku bulur bulmaz, birilerinin işi gücü bırakıp ödül meselesine takılması bu kadar küçük hesapların içine girmesi dikkat çekicidir” diyor.
        *
        Algısı “vaad edilmiş Ortadoğu topraklarından” doğan İsrail’de 7 milyon,New York’ta 5,dünyada 25 milyon  yahudi yaşıyor.
        Dünyadaki sermayenin yüzde 60-70’i , en üste 200 dev şirketin 130’u,en büyük 10 bankanın 6’sı Yahudi sermayesidir.
        Bu algı ve güçlü sermayenin küresel egemenliğinde Yahudi;İsrail’i,güvenliğini ve birliğini sağlamak istiyor.
        Çünkü İsrail başta İran olmak üzere Arap ülkeleri halk tabanında islami uyanışın temsilcisi İslami Örgütlerin  kuşatmasındadır.
        O yüzden Ortadoğu’yu yeniden yapılandırıyor.

        *
        Yeniden yapılandırılmanın Türkiye’den talibi AKP; yeniOsmanlı  vizyonu, Büyük Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı Projelerinin Eşbaşkanlığını yürütüyor.
        İktidarı sürecinde merkezi ve yerel yönetimleri,yargıyı,orduyu,emniyeti,istihbaratı, iletişimi ve sermayeyi kontrolü altına almıştır.
        Türkiye’de güçlü konumundan hareketle vizyonu ve misyonu yönünde  dış politikasını İran’ın bölgede egemenliğini sağlayacak nükleer silaha sahip olmasını önlemek amacıyla kuruyor,HAMAS ve Hizbullah örgütlerini destelemekle İran’ın  bunlar üzerindeki tesirini kısıtlıyor.

        *
        AKP iktidarı kanatları altında;referansı “kan,ihtilal,gözyaşı ve cihad” olan radikal ve “yaratılanı severiz,yaratandan ötürü” felsefesinde bir çok islami örgüt bulunduğu düşünülüyor.
        Hepsi devletin koyduğu kısıtlamaları aşarak dünya görüşlerini,kimliklerini sadece Ortadoğu değil dünyaya anlatmak,İslamı yaymak, İslam devleti kurmayı amaçlıyor ve bu uğurda iktidarın  her anlamda korumacılığını yapıyor.
        Mesela, İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Türkiye-İsrail arasında Mayıs 2010’da Gazze filosu krizindeki rolünde bu amaçta olduğu,
        Ya da dün, Yüksekova’da bombalı provokasyonu yapan Mezit Örgütünün AKP’nin güneydoğu’daki çıkarları yönünde çalıştığına inanılıyor.
        AKP bu organizasyonlardan -elbette,bağımsız olduğunu iddia ediyor.

        *
        Ortadoğunun yeniden yapılandırılmasında İsrail’i kuşatan hepsi kendi ülkesinde yasaklı “islami uyanış”ın temsilcisi örgütlerin,  diktatörlüklere karşı  isyanı demokrasinin zaferi olarak takdim  ve teşvik  ediliyor.
        İslami örgütlerin devasa ekonomik,sosyal sorunlarla bulundukları ülkelerin siyasetlerine katılmaları,ateşi tutmaları, bu suretle ehlileştirilmeleri düşünülüyor.
        İsrail;kuşatanlarına karşı üstünlük sağlıyor!

        *
        Libya isyanı İtalyanlara karşı bağımsızlık mücadelesi veren doğu illeri aşiretlerinden çıkıyor.
        Müslüman milletleri ekonomik,sosyal ve kültürel sevilerinde uyandırıp,kalkındırmak ve birleştirmek isteyen yeraltında Senussi tarikatı isyanı ivmeliyor.
        Oğul Saif al-Islam Kaddafi “Son adamımıza hatta son kadınımıza kadar savaşacağız.Libya’yı İtalyanlara ya da Türklere bırakmayacağız” ifadesi ardından Albay Muammer al- Kaddafi ,”ABD’nin kölesi olmak mı istiyorsunuz? Onlara karşı sokaklara çıkın!”çağrısında bulunuyor.
        Libya’nın kabileleri sokaktadır ve iç savaştan korkuluyor.
  
        *
        Libya’da 25 bin Türk işçisi içine ilişiklenmiş  Türkiye’den organize  islamcı bir örgüt!
        Türkiye’de oyları karşılığı Libya’da istihdam edilmiş,Türkiye’den organize islamcı örgütün mensubu işçiler?
        Bağımsızlık Savaşıyla kurulmuş lâik Türkiye’nin kanını kurutmaya yetiyor.
        Böyle bir ilgi Türk iktidarının Yahudi hizmetinde olduğunu ya da muhteşem İslam dininin ılımlılaştırılması gibi bir şarlatanlıkta bulunulduğu düşüncesini gösterir-ki, Türkiye  kutsallığı bunu asla kabul edemez.
        İran’ın,Suriye’nin  ardından  Asya’nın öfkesi kabarır!
        Taahhüt sektörüyle birlikte Türk ekonomisi zarar görür.
        O yüzden Başbakan Erdoğan ödülünü  iade etmesi konusunda tartışanları  siyasi rant çıkarmakla  itham ediyor!
        Elbette Libya’nın ileri demokrasi yolunda demokratikleşmesini, Kaddafi’nin de düşmesini istiyor…
        Bize de “Bu nedir,yahu”demenin ötesi düşüyor!


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir