DERİNDE SOĞUK SAVAŞ

Mustafa Kemal Atatürk

          DERİNDE SOĞUK SAVAŞ
        Abdullah Öcalan’ın Kürt sorunu çözümünde  olağanüstü bir durum gelişmemesi, bir engel çıkmaması halinde önemli gelişmeler olabileceği konulu avukatlarıyla görüşme notları yayımlandı.
        Öcalan Kürt sorunu çözüm hedefinde  hem engelleri gösteriyor hem engel olunması halinde tehdit ediyor!
        *
        Öcalan; “Seçimden sonra AKP veya iktidara gelecek olanlar çözüm projelerini açıklarlar -ki,bu şuna bağlıdır;
        Kürtler kendilerini geliştirirlerse,oylarını artırırlarsa  o ölçüde demokratik çözümün öznesi olurlar,bu şekilde kabul edilirler.
        Fakat AKP ne kadar Kürtlerden daha fazla oy alır ve Kürtlerin oyu ne kadar azalırsa,
        O zaman AKP  “Kürtleri ben temsil ediyorum.Kürtler bir şey istemiyor”diyecektir.
        Bu durumda Kürtlerin talepleri,statüleri büyük tehlikeye girer. Kürtler geriler ve yok olma noktasına gelirler” diyor.
        Bu ifade Öcalan’ın temel şartını belirliyor: “BDP Haziran 2011 seçimlerinden güçlü bir oyla çıkmalıdır!”
        *
        Yüzde10 seçim barajı ve yüzde 6 oy oranında BDP’nin  oylarını nasıl arttıracağı ya da Öcalan’ın  temel şartının nasıl gerçekleşeceği,
        Aksi takdirde tehditin ne olduğu  sorularına yanıt; Türkiye’nin yaşadığı felâketi gösteriyor!
 
        *
        AKP; Cumhuriyetin 100’üncü yılında da iktidar kalmayı hedeflemektedir.
        2011 seçiminde %50 oy planlıyor-ki, doğrusu hiçte hayal  sayılmıyor!
        Çünkü AKP oyları; mahalle ağabeyi,ablası nezaretinde  “Seçmen Listelerinden Seçim Sandığa”  temelinden gelişiyor.           
        Dernekler,okullar,öğrenci yurtları,dershaneler,camiiler; “gönüllüler” yetiştirirken,
        Devlet Kurumlarından islami sermaye şirketlerine “sermaye” akıtılıyor; sağladıkları “istihdam”,
        “Hayır,hasenat ve sadaka”larıyla milyonlarca garanti oy  sağlanıyor.
        Sistem adına herşey;yargı, emniyet,istihbarat,iletişim,maliye,ulaştırma ve enerji  kurumlarından gelişen ve taa seçim sandıklarına uzanan;       
        AKP’leşmiş devletin deriniyle an be an kontrol ediliyor.
        Fethullah Gülen Cemaati bu organizasyonun çekirdeğini oluşturuyor!
        *
        Abdullah Öcalan  AKP nin bu organizasyonla ilgili;
        “Kafamda Başbakanın durumu tam net değildir;acaba AKP Gladio’yu etkisizleştirdi mi,yoksa Gladio’ya teslim mi oldu?
        Bu dönemde AKP ile Gladio’nun uzlaştığından bahsediyorum.Kürtlere karşı tabi ki.Yeni dönemde AKP den habersiz bir şey olmaz,gerçekleşmez.”diyor.
 
        *
        Öcalan’ın tarafında PKK; Kürtçü hareketin önderliğinden sorumludur.
        KCK sisteminin ideolojik ve felsefik gücünü oluşturuyor.
        KCK-ki, Kürdistan derin devletidir,Kürdistan coğrafyasında halkın iradesini komün,ocak,meclis ve kongrelerle gündeme getiriyor.
        Her düzeyde katılımla Demokratik Özerk Kürdistan hedefleniyor…
        *
        O halde yüzde 10 Seçim barajı uygulamasında BDP nin yüzde 6 oranında olan oyunu geliştirmesi,
        2011 seçimleri ardından Kürt Sorunu çözümünde kimin sözünün geçeceğinin belirlenmesi,
        Ya da AKP nin hedefi  %50 oy oranına erişebilmesinde;          
        AKP’leşmiş Devletin derini ve Kürdistan Derin Devletinin savaşımını görmek gerekiyor.
        *
        Abdullah Öcalan Fethullah Gülen’e uzlaşma teklif etmiştir.
        Uzlaşmanın anlamını -başka ne olabilir? Doğu ve güneydoğu’da Gülen cemaati kontrolünde bulunan seçmen oylarının BDP ye yansıtılması oluşturuyor.
        Nitekim Öcalan tam bu noktada,
        “Bu dönemde iki boyutta bir durum gelişebilir.Çözüm derinleştirilebilir,buna bağlı olarakta diyaloglar daha derinleşerek devam edebilir.
        Ya da kendi tecrübelerimle de biliyorum ki bu diyalog süreçlerinde provakasyonlarda gelişebilir.
        Bu nedenle Mart ayında yeni bir değerlendirme yapılabilir ben de bir değerlendirme yapacağım.
        Bu provakasyonlar her yönden de gelebilir”diyor.
        *
        Devam ediyor:
        “Her an her şey olabilir! Yarın ne olacağı hiç belli olmaz.
        Burada benim ölümüm sonsuz bir savaş nedeni olur,sonsuz bir savaş başlatır.
        Yarın öbür gün deprem olsa ve ben ölsem  ya da bana birisi saldırsa da ölsem ya da bir hastalıktan da ölsem burada her türlü ölüm,öldürmek olarak algılanır.
        Dolayısıyla yarın ne gelişeceği belli değil,hatta başbakana da yönelebilir.Yarın Erdoğan’da öldürülebilir,yarın darbe de olabilir.
        Bu nedenle Mart diyorum”diyor!
        Mart;Fethullah Gülen’le uzlaşma teklifinde verilen termini gösteriyor!
        *
        Öcalan uzlaşma teklifi perspektifinde; AKP ve BDP’nin parti-devletinin  derin mücadelesinde kimi provakasyonlar olabileceğine işaret ediyor.
        Ne ki öldürülmesi savaş nedenidir, uzlaşma teklifinin reddi yine savaş!
        *
        Biri dinci diğeri etnik milliyetçi iki marjinal grup Atatürk Türkiye’sine  felaket yaşatıyor.
        Türkiye’nin  derin ana damarının  fazla yemekten hasta olduğu anlaşılıyor…


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir