EMPERYAL MİLLİYETÇİLİK ve TÜRK BİRLİĞİ

Türkiye Cumhuriyeti , 600 küsur yıllık bir imparatorluğun küllerinden doğmuş , karakteri bağımsızlık olan ve kendisinden sonraki birçok özgürlük hareketine öncülük etmiş , yeni bir devlettir . Atatürk’ün önderliğindeki Cumhuriyet’in kurucuları , savaşlardan perişan  ve yoksul düşmüş bir millete yeniden direniş ruhu kazandırarak , haklarını söke söke  alarak , bu devleti kurmuşlardır ; dolayısıyla , en azından , minnet ve saygı duygularımızı hak etmektedirler . (İçimizdeki Amerika ve Batı hayranları , Amerikalıların kendi kurucularına “kurucu babalarımız” diyerek nasıl saygı gösterdiklerini görebilseler , utanma belasına , bizim kurucularımıza da zoraki bir saygı göstereceklerdir diye umuyorum.)

Bugün geldiğimiz noktada , bana göre , Devletin yönetiminde olan kadrolar , Cumhuriyetin kuruluş amaçlarını tamamen unutturmak ister gibi , tamamen pasif bir dış politika izlemektedirler . Bu yanlıştır ve bize sürekli kan kaybettirmiştir . Bu politika , bizi , başka ülkelerin dümen suyundan götürmekten başka işe yaramaz . Bizim , çok daha aktif ve inisiyatif alacak politikalar izlememiz gerekmektedir . Onun için , ben , Cumhuriyetin  kuruluş ilkelerinde yer alan MİLLİYETÇİLİK kavramının , EMPERYAL MİLLİYETÇİLİK olarak düşünülmesi gerektiğine inanıyorum . Yani , Türkiye , bugün yaşadığı ve bugüne kadar varolduğu ve hatta varolmayı düşlediği tüm topraklarda , gücünü ve ağırlığını hissettirecek , görmezden gelinemiyecek bir konumda olacaktır . Bu konum da , bugüne kadar yapıldığı gibi , laf üreterek değil , uzun ve sabırlı bir politika sürecinin sonunda elde edilir . Yalnız , herkesin anlaması gereken husus şudur : Aktif , diğer bir ifade ile kişilikli politikalar izlemenin daima bir bedeli vardır , tıpkı özgürlüğün bedeli olduğu gibi … Fakat , yaklaşık 90 yıl önce , dedelerimizin , ninelerimizin yaptıklarını yapmaya cesaretimiz yoksa , bırakın savaşı , en azından basımızı dik tutmaya cesaret edemiyorsak , bence , mezarlarına dahi ziyarete gitmeyelim , çünkü utanmamız gerekir .

 Öncelikle , temel bir yaradılış gerçeğinden başlamak istiyorum : Evrende var olan  her türlü varlığın , bir enerjisi vardır ve bu enerjinin gücü , sahip olduğu kütle ile doğru  orantılıdır .

 Şimdi , bunu siyasete uygulayacak olursak , dünya siyasetinde güç sahibi olabilmenin  yolu , birlik oluşturmaktan geçmektedir , tıpkı atalarımızın “birlikten güç doğar”  dedikleri gibi … Örnekler çok : ABD , AB , Osmanlı , vb.

 Yukarıdaki temel gerçeğin ışığında , Türkiye Cumhuriyeti’nin de , gerçekten büyük ve  etkin olabilmek için , birleşmeye ihtiyacı vardır . Birleşme için öngörülmesi gereken  adaylar ise , yanıbaşımızda durmaktadırlar : Azerbaycan , Kazakistan , Türkmenistan , Özbekistan , Kırgızistan ve coğrafi ve tarihsel bağlar nedeniyle Tacikistan ve  Gürcistan … İkisi hariç , hepsi , Türk kökenli devletler !

Sahip olduğu tarihsel tecrübe ve devlet kurmadaki etkinliği nedeniyle , Türkiye’nin  önderliğinde , söz konusu sekiz devletten oluşan bir Avrasya Federasyonu kurulmalıdır . Bu , yaklaşık 5 milyon kilometrekare alanı kapsayan ve 150 milyonun üzerinde nüfus barındıran bir Birlik demektir ki , görmezden gelinmesi düşünülemeyecek bir güçtür . Böyle bir gücün oluşturulmaması için , rakiplerimizin , ellerinden geleni artlarına  koymayacakları ve her türlü bozucu politika ve faaliyetin içinde olacakları , kaçınılmaz  bir gerçektir . Ayrıca , bu devletlerde , gücü elinde bulundurup bunu sınırsız ve sorumsuz bir şekilde kullanan yöneticilerin , bu güçlerinden vazgeçmek istemeyecekleri de , bir başka gerçektir . Ama , kolay olacağını kimse iddia edemez ki … Bu devletleri oluşturan  milletlerin , böyle bir oluşuma soğuk duracaklarına inanmıyorum (tabii aksini  göstermek isteyenler çok olacaktır) . Bu durumda , söz konusu Devletleri yöneten siyasi kadroların , bu oluşuma yeşil ışık yakmaları gerekir ki , buna da önderlik edebilecek tek ve birinci organizasyon , Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir . Bunun için de , Devletimizin , bazı ön  koşulları , bir “gerçekleşme planı” içinde oluşturması ve bazı ortak kurumların kuruluş organizasyonlarını gerçekleştirmesi gerekmektedir . Plan oluşturulduktan sonra , bütün bu ülkelerin Devlet ve Hükümet Başkanları , Türkiye’nin yapacağı bir  organizasyona davet edilerek , resmi teklif haline dönüştürülmelidir . Bu adımı takiben ve hemen ardından , bu sekiz ülkedeki basın kuruluşları bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmeli ve nihayet konu yoğun bir şekilde tartışmaya açılarak kamuoyları bilgi ve fikir sahibi yapılmalıdır .

Daha sonraki adım ise , konuyu sürekli gündemde tutarak , kamuoylarını işleyecek  olan sivil toplum kuruluşlarının kurulması olacaktır . Kurulması gerekli ortak kurumlara  gelince … Öncelikle , bu sekiz ülkeyi ortak bir dil platformunda birleştirecek araştırma  ve geliştirme calışmalarını yapması için , Türk Dil Kurumu  yenilenmeli ve  geliştirilmelidir . Aynı tarz bir re-organizasyon calışması , Türk Tarih Kurumu için de yapılmalıdır . İlaveten TRT , ortak amaca uygun olarak örgütlenmelidir . Daha sonra , ortak ekonomi , maliye , enerji , ulaştırma , savunma , eğitim , dışişler , vb. politikalar konusunda calışmalar yapmak üzere , Devlet Planlama Teşkilatı genişletilmeli ve re-organize edilmeli ve  nihayet TDK / TTK / TRT / DPT’nin yürüttükleri calışmaları sunacakları makam olarak  Bakanlıklar arası Koordinasyon Kurulu olusturulmalıdır . Doğal olarak , tüm bu  faaliyetlerin siyasi sahibi Hükümet olacaktır . Türkiye’de bu çalışmaların  yürütülmesinden sonra , hazırlanan öneri paketi , diğer yedi ülkenin Devlet  Başkanlarına sunularak , kabul görmesi halinde , ortak çalışma komisyonları kurulmalı  ve mümkün olan en kısa sürede ortak çalışmaların tamamlanarak , siyasi karar aşamasına getirilmelidir …

Türkiye Cumhuriyeti , 600 küsur yıllık bir imparatorluğun küllerinden doğmuş , karakteri bağımsızlık olan ve kendisinden sonraki birçok özgürlük hareketine öncülük etmiş , yeni bir devlettir . Atatürk’ün önderliğindeki Cumhuriyet’in kurucuları , savaşlardan perişan  ve yoksul düşmüş bir millete yeniden direniş ruhu kazandırarak , haklarını söke söke  alarak , bu devleti kurmuşlardır ; dolayısıyla , en azından , minnet ve saygı duygularımızı hak etmektedirler . (İçimizdeki Amerika ve Batı hayranları , Amerikalıların kendi kurucularına “kurucu babalarımız” diyerek nasıl saygı gösterdiklerini görebilseler , utanma belasına , bizim kurucularımıza da zoraki bir saygı göstereceklerdir diye umuyorum.) - 17197454 Abstract word cloud for Imperialism with related tags and terms Stock Photo

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Turkish Forum Editör, İngilizce, Almanca, Türkçe. Sitemizde Medya takibi ve editörlük yapmak isteyenler bizimle irtibata geçebilirler.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Babam Uğur Otluçimen de o anda ekmek alıyormuş fırıncıdan o da hakkın rahmetine kavuşmuş. Allah rahmet eylesin.

  2. Benimde annemin amcası Abdullah Soylu dedemiz bu olayda şehit olmuştur. Kendisi o tarihte bölgede fırıncılık yapmaktadır ekmek dağıtımı yaparken o…

  3. Peygamber(ler)in ALLAH’a Ortaklığı?! Hadisler? KUR’AN!? Din’den beslenenler-sömürücüler-din satıcıları; ‘Tanrı-Allah-Kitap-Kur’an’ söylemiyle bireysel olması gerekirken, kurumsallaştırdıkları ‘inancı’ önce; Yahudilik-Hıristiyanlık-Budizm gibi farklı dinlere,…

  4. pavarotti de güzel söyler Oçi Çorniye’yi

  5. Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!? Tasavvuf konusu; ilk başlarda KUR’AN merkezli nefsi terbiye etme amaçlı ortaya çıkmışsa da; sonralarda kişileri yüceltme,…

  6. KUR’AN! Fal?-Nazar?-Büyü? (Mâide,3)”Fal oklarıyla-kehanet yoluyla gelecekte sizleri neyin beklediğini öğrenmeye çalışmak fısktır-kötü bir eylemdir; çünkü bu yoldan çıkmaktır.” Fal ile…

  • BAKMAK ve GÖRMEK

    BAKMAK ve GÖRMEK

                Kimi yazılarımda ‘ben söze bakarım’ dediğim için eleştiriler almıştım.             Bu uzsözün tamamı; “ben söze bakarım söz mü diye, bir de söyleyene bakarım adam […]


  • “Can güvenliği her şeyin önünde…”

    “Can güvenliği her şeyin önünde…”

    Yaşanan depremler olası İstanbul’da beklenen depremi gündeme taşıdı. Uzmanlar İstanbul’da yıkıcı depremin olabileceğini söylüyor ve tedbir almada geç kalınmaması gerektiğinin altını çiziyorlar. Prof. Dr. Naci […]


  • Bir Günah Gibi

    Bir Günah Gibi

    Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının […]


  • Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!?

    Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!?

    Tasavvuf konusu; ilk başlarda KUR’AN merkezli nefsi terbiye etme amaçlı ortaya çıkmışsa da; sonralarda kişileri yüceltme, söylediklerini buyruk kabul etme zaafı ile kutsallaştırılmışlara-kullara tapınma haline […]


  • SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    Türkiye’de önümüzdeki dönemde yapılacak seçimler için, herkesinde gördüğü gibi, ABD bilerek kendine bağlı işbirlikçilerle beraber R.T.E. -K.K. üzerinden Türkiye’ye anti demokratik ve totaliter içerikli iki […]


  • PROTEİN EKSİKLİĞİ

    PROTEİN EKSİKLİĞİ

    Ülkelerin gelişmesini, proteinli gıdalarla beslenen gençler ve kuşaklar sağlar. Her Japon çocuğu mutlaka yumurta yer, et, balık, fındık, badem yer, süt içer. Her Alman çocuğu […]


  • Kocaseyit

    Kocaseyit

    1929’da Havran’a gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ,Nahiye Müdürüne , ” Havran köylerinden birinde bir Seyit Onbaşı olacaktı onu bulup getirin” der. Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmeyen Nahiye Müdürü “Emriniz olur.Buluruz […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Kuşlar yılın farklı zamanlarında besin kaynaklarının mevcudiyetine ve iklim koşullarına bağlı olarak kışı geçirecekleri alanlara veya üreme alanlarına göç ederler. Göç eden kuşların çoğu Avrupa, […]


  • Orta Asya’da Türkler

    Orta Asya’da Türkler

    Türkmenistan’daki ‘Türk’ ile Türkiye’deki ‘Türk’ aynı insanları mı ifade ediyor? Eğer öyleyse, neden ikisinin arasında isimleri başka insanlara atıfta bulunan ülkeler var? İran, Irak, Suriye […]


  • Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    “Yavaş yavaş ölürler okumayanlar” diyor şair. Yaşam Tercihimizde Yavaş Yavaş Ölümü Mü? Yoksa Yaşamı Anlayarak Ölmek mı? Brezilyalı şair Martha Medeiros’un 1961 yılında yazdığı “Ağır […]


  • HANGİ TATAR?-HÜSEYİN MÜMTAZ

    HANGİ TATAR?-HÜSEYİN MÜMTAZ

    HANGİ TATAR? HÜSEYİN MÜMTAZ KKTC Cumhurbaşkanı Tatar bir gazetecinin; “14 Mayıs sonrası Türkiye politikasını değişirse siz aynı çizgide kalmaya devam edecek misiniz?” sorusuna, “Böyle doğdum, […]


  • Marmaris, İngilizler için daha maliyetli…

    Marmaris, İngilizler için daha maliyetli…

    Turizm sezonunda bu yıl daha çok İngiliz Türkiye’ye gelecek. Özellikle Marmaris, Bodrum gibi tatil yörelerinde bu yaz daha çok İngiliz göreceğiz. Marmaris, Dalaman ve Bodrum’a […]


  • Yine bir deprem uyarısı…

    Yine bir deprem uyarısı…

    Depremler tehlikesi halen devam ediyor. Uzmanlar yeni depremler konusunda yeni uyarılarda bulunuyor. Şimdi de Bingöl masaya yatırıldı. Bingöl’de de deprem olabileceği konusunda yeni uyarılar geldi. […]