ZAMANIN RUHUNDA YENİ CHP

<p>        ZAMANIN RUHUNDA  YENİ CHP
        CHP 15.Olağanüstü Kurultay'ı Parti Meclisi'nde Deniz Baykal ve Önder Sav felsefelerinin silinmesi,
        Sosyal demokrat kimlikle yeniCHP'nin doğuşunu sonuçlandırdı.
        Genel Başkan Kılıçdaroğlu  bir dizi sosyal demokrat vaadle yükümlediği yeniCHP'nin kefilidir.
        Vaadlerinin hangi kaynaktan  karşılanacağı  merakında olanlara;
        Benim adım Kemal Kılıçdaroğlu!Parayı bulacağım diyorsam ben bulurum!" diyor!
        *
        Kurultay ardından iki söylem yeniCHP'de anlayışın ve beklentinin karakteristiğine işaret ediyor.
        Bir gazeteci Gürsel Tekin'e duygularını sorduğunda,
        Tekin'in "dışardan ve içerden her türlü muhalefete rağmen CHP iktidar olacaktır" yanıtı;
        Bunca yıldır CHP yönetimindeki  misyona  karşı verilen mücadeleyi ve değişimi de açıklıyor.
        YeniCHP  karanlık komplonun ardından  adam satmacılıkla  kendini gösteren bir felsefenin reddiyle  konjonktürel oportunist ve liberal sosyal demokrat hareketten gelişiyor...
        İkinci söylemde  gazeteci Aslı Aydıntaşbaş "hiç iş yapmayan,yıllardır sadece 'lâiklik de lâiklik' diye rakı-balık memleketi kurtaran,
        O boş adamlar yerine cıva gibi adamlar geldi yeni yönetime" diye beklentisini yazıyor!
        Bayan Aydıntaşbaş değişimi "zamanın ruhu"nu algılamakla eşdeğer tutuyor.
         *         
        Zamanın ruhu?
        Mayıs 2010'da ABD Ulusal Güvenlik Stratejisinin ilanından az sonra  Dışişleri Bakanı Hilary Clinton;
        "Ey Amerikalılar! Ülkenizde ve yurtdışında emniyetiniz noksanlıkları olan uluslararası sisteme rağmen,
        'Küresel işbirliği' sayesinde yaratılacak barışçıl ve istikrarlı dünya ile sağlanacaktır.
        Bu gücün kaynağını; ABD' nin askeri kapasitesi,dünya çapında erişim olanakları ve üstün kaynakları,
        Diplomasi ve angajmanları, ekonomik kalkınma ve etki sağlamaya yönelik yöntemleri oluşturuyor!"diyor.
        *
        Sanki Ulu Atatürk'ün "Bir Türk Cihana Bedeldir"ülküsünü ABD almış gibidir!
        Şimdi  küresel işbirliğiyle emniyetini sağladığımız "Amerikalı!" yüzlerce yılın yılmaz mücadelesiyle zamanın ruhunu biçimliyor.
        Mesela ABD'nin Türkiye  ilgisinde -bırakınız eskiyi;yakın bir tarihten 1980 den yeniCHP'ye geçen zamana   bir bakış;
        "Amerikalı"nın zamanın ruhunu nasıl biçimlediğine güzel bir örnek oluşturuyor!    
        *
        1960-70'lerde ABD; yeniDünya düzeni adıyla liberal politikalarını devletçi uluslara dayatırken,
        Liberal politikalar uygulaması için Türkiye'ye de ekonomik ve siyasal baskı uyguluyordu. 
        24 Ocak 1980 ekonomik kararları  küresel sermayeye açılmanın miladıdır.
        Özgün Türkiye'nin  cumhuriyetçilik,lâiklik,devrimcilik,halkçılık,devletçilik ve milliyetçilik ilkeleriyle,
        Ulus-üniter devlet yapısının,       
        Ağır liberal kararların kurumsallaştırılması ve giderek küreselleşmeye entegrasyonla birlikte yok edileceği besbelliydi.       
        O nedenle  Atatürkçü Düşünce'nin aydınlarının ve çalışanlarının  sindirilmesini teminen,
        12 Eylül 1980'de TSK'ya  darbe yaptırılıyordu!
        *
        O günlerin Yeni Dünya Düzeni bugün Büyük Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı projelerine dönüşmüştür.
        ABD' den el alan AKP iktidarının hiçbir ulusal kaygı ve sorumluluk taşımayan iktidarı sürecinde;
        Bölgesine de rehber edilen Türkiye'nin ekonomisi,siyaseti,sosyo-kültürel yapısı Batı Medeniyetinin sömürüsündedir.
        Özelleştirmeler, devletin askeri sorumluluğundan arındırılması,kamu hizmetlerinin partileştirilmesi, yargının siyasallaştırılması sağlanmıştır.
        Mesela  Demokratik Özerk Kürdistan savaşımında  BDP; TBMM'de Kürtçe kararlılık  gösterirken,
        Ulusalcı kadroları tasfiye edilmiş TSK; ulus-üniter devlet ilkesinde kararlılığını göstermek istediğinde,
        Hem BDP hem AKP milletvekillerinden fırça yiyor!
        Ya da TSK cemaatlerin asla siyaset içinde olmamalarını lâikliğin teminatı olarak saymaktadır,
        Rağmen gözler önünde Gülen cemaati ile Kürt Hareketi arasında  siyasi ve ekonomik   uzlaşma çabalarını anlamazdan geliyor!
        TSK;12 Eylülde gösterdiği ve bünyesini sarmış iradesiyle ektiğini biçmektedir.        
        *              
        Tam bu noktada AKP iktidarının işsizliği  işsize, yoksulluğu yoksula havale eden politikası  sosyal devlet ihtiyacını doğuruyor.
        Doğrusu, Türkiye 75 milyonluk potansiyeliyle  biraz huzuru ve istikrarı için  "sosyal devleti" hak ediyor!
        Sosyal demokrat kimliğiyle yeniCHP;sürecin  işbu sonucundan doğuyor!
        *
        Cumhuriyetin tüm ilkeleri  kağıt üzerinde kalmış ya da liberalleşmiştir.
        O ilkelerle bireyin ulusal mücadelesi ya bir ejdarha ile savaşıma ya da bir mucizeye kalıyor!
        Mucize kutsal kitaplarda Firavun ve Musa kıssasını hatırlatıyor.
        "Firavun Hz.Yusuf'tan sonraki nesillerden korkudadır.Tümünü köle ederken,
        Erkek çocukların büyüyüp asker olması ve kendine savaş açmasından korktuğundan öldürülmelerini emrediyor.
        Musa'nın annesi 3 aylıkken onu bir sepette Nil nehrine bırakarak Rabb'ine emanet ediyor.
        Firavunun kızı nehirde banyo yapmaktadır, çocuğu evlat ediniyor.
        Sonra Hz.Musa kavmini firavunun şerrinden kurtarıyor"       
        Madem zamanın ruhu ithal edilebiliyor ya da -off! Amerikalı  benim ya da  senin zamanına egemen oluyor,
        Kölelik ne güne duruyor?
        Büyük Atatürk," Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun,istiklâlden mahrum bir millet,medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılmaz."diyor.
        Yine de Atatürkçü ilkelerinde bireylerin CHP'nin tetiği  olması gerekiyor.
        Bu  Türkiye için "Zamanın Ruhu" dur.</p> - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

        ZAMANIN RUHUNDA  YENİ CHP
        CHP 15.Olağanüstü Kurultay’ı Parti Meclisi’nde Deniz Baykal ve Önder Sav felsefelerinin silinmesi,
        Sosyal demokrat kimlikle yeniCHP’nin doğuşunu sonuçlandırdı.
        Genel Başkan Kılıçdaroğlu  bir dizi sosyal demokrat vaadle yükümlediği yeniCHP’nin kefilidir.
        Vaadlerinin hangi kaynaktan  karşılanacağı  merakında olanlara;
        Benim adım Kemal Kılıçdaroğlu!Parayı bulacağım diyorsam ben bulurum!” diyor!
        *
        Kurultay ardından iki söylem yeniCHP’de anlayışın ve beklentinin karakteristiğine işaret ediyor.
        Bir gazeteci Gürsel Tekin’e duygularını sorduğunda,
        Tekin’in “dışardan ve içerden her türlü muhalefete rağmen CHP iktidar olacaktır” yanıtı;
        Bunca yıldır CHP yönetimindeki  misyona  karşı verilen mücadeleyi ve değişimi de açıklıyor.
        YeniCHP  karanlık komplonun ardından  adam satmacılıkla  kendini gösteren bir felsefenin reddiyle  konjonktürel oportunist ve liberal sosyal demokrat hareketten gelişiyor…
        İkinci söylemde  gazeteci Aslı Aydıntaşbaş “hiç iş yapmayan,yıllardır sadece ‘lâiklik de lâiklik’ diye rakı-balık memleketi kurtaran,
        O boş adamlar yerine cıva gibi adamlar geldi yeni yönetime” diye beklentisini yazıyor!
        Bayan Aydıntaşbaş değişimi “zamanın ruhu”nu algılamakla eşdeğer tutuyor.
         *         
        Zamanın ruhu?
        Mayıs 2010’da ABD Ulusal Güvenlik Stratejisinin ilanından az sonra  Dışişleri Bakanı Hilary Clinton;
        “Ey Amerikalılar! Ülkenizde ve yurtdışında emniyetiniz noksanlıkları olan uluslararası sisteme rağmen,
        ‘Küresel işbirliği’ sayesinde yaratılacak barışçıl ve istikrarlı dünya ile sağlanacaktır.
        Bu gücün kaynağını; ABD’ nin askeri kapasitesi,dünya çapında erişim olanakları ve üstün kaynakları,
        Diplomasi ve angajmanları, ekonomik kalkınma ve etki sağlamaya yönelik yöntemleri oluşturuyor!”diyor.
        *
        Sanki Ulu Atatürk’ün “Bir Türk Cihana Bedeldir”ülküsünü ABD almış gibidir!
        Şimdi  küresel işbirliğiyle emniyetini sağladığımız “Amerikalı!” yüzlerce yılın yılmaz mücadelesiyle zamanın ruhunu biçimliyor.
        Mesela ABD’nin Türkiye  ilgisinde -bırakınız eskiyi;yakın bir tarihten 1980 den yeniCHP’ye geçen zamana   bir bakış;
        “Amerikalı”nın zamanın ruhunu nasıl biçimlediğine güzel bir örnek oluşturuyor!    
        *
        1960-70’lerde ABD; yeniDünya düzeni adıyla liberal politikalarını devletçi uluslara dayatırken,
        Liberal politikalar uygulaması için Türkiye’ye de ekonomik ve siyasal baskı uyguluyordu. 
        24 Ocak 1980 ekonomik kararları  küresel sermayeye açılmanın miladıdır.
        Özgün Türkiye’nin  cumhuriyetçilik,lâiklik,devrimcilik,halkçılık,devletçilik ve milliyetçilik ilkeleriyle,
        Ulus-üniter devlet yapısının,       
        Ağır liberal kararların kurumsallaştırılması ve giderek küreselleşmeye entegrasyonla birlikte yok edileceği besbelliydi.       
        O nedenle  Atatürkçü Düşünce’nin aydınlarının ve çalışanlarının  sindirilmesini teminen,
        12 Eylül 1980’de TSK’ya  darbe yaptırılıyordu!
        *
        O günlerin Yeni Dünya Düzeni bugün Büyük Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı projelerine dönüşmüştür.
        ABD’ den el alan AKP iktidarının hiçbir ulusal kaygı ve sorumluluk taşımayan iktidarı sürecinde;
        Bölgesine de rehber edilen Türkiye’nin ekonomisi,siyaseti,sosyo-kültürel yapısı Batı Medeniyetinin sömürüsündedir.
        Özelleştirmeler, devletin askeri sorumluluğundan arındırılması,kamu hizmetlerinin partileştirilmesi, yargının siyasallaştırılması sağlanmıştır.
        Mesela  Demokratik Özerk Kürdistan savaşımında  BDP; TBMM’de Kürtçe kararlılık  gösterirken,
        Ulusalcı kadroları tasfiye edilmiş TSK; ulus-üniter devlet ilkesinde kararlılığını göstermek istediğinde,
        Hem BDP hem AKP milletvekillerinden fırça yiyor!
        Ya da TSK cemaatlerin asla siyaset içinde olmamalarını lâikliğin teminatı olarak saymaktadır,
        Rağmen gözler önünde Gülen cemaati ile Kürt Hareketi arasında  siyasi ve ekonomik   uzlaşma çabalarını anlamazdan geliyor!
        TSK;12 Eylülde gösterdiği ve bünyesini sarmış iradesiyle ektiğini biçmektedir.        
        *              
        Tam bu noktada AKP iktidarının işsizliği  işsize, yoksulluğu yoksula havale eden politikası  sosyal devlet ihtiyacını doğuruyor.
        Doğrusu, Türkiye 75 milyonluk potansiyeliyle  biraz huzuru ve istikrarı için  “sosyal devleti” hak ediyor!
        Sosyal demokrat kimliğiyle yeniCHP;sürecin  işbu sonucundan doğuyor!
        *
        Cumhuriyetin tüm ilkeleri  kağıt üzerinde kalmış ya da liberalleşmiştir.
        O ilkelerle bireyin ulusal mücadelesi ya bir ejdarha ile savaşıma ya da bir mucizeye kalıyor!
        Mucize kutsal kitaplarda Firavun ve Musa kıssasını hatırlatıyor.
        “Firavun Hz.Yusuf’tan sonraki nesillerden korkudadır.Tümünü köle ederken,
        Erkek çocukların büyüyüp asker olması ve kendine savaş açmasından korktuğundan öldürülmelerini emrediyor.
        Musa’nın annesi 3 aylıkken onu bir sepette Nil nehrine bırakarak Rabb’ine emanet ediyor.
        Firavunun kızı nehirde banyo yapmaktadır, çocuğu evlat ediniyor.
        Sonra Hz.Musa kavmini firavunun şerrinden kurtarıyor”       
        Madem zamanın ruhu ithal edilebiliyor ya da -off! Amerikalı  benim ya da  senin zamanına egemen oluyor,
        Kölelik ne güne duruyor?
        Büyük Atatürk,” Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun,istiklâlden mahrum bir millet,medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılmaz.”diyor.
        Yine de Atatürkçü ilkelerinde bireylerin CHP’nin tetiği  olması gerekiyor.
        Bu  Türkiye için “Zamanın Ruhu” dur.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir