ERDOĞAN DÖNEMİ BİTİYOR MU

<p>           ERDOĞAN DÖNEMİ BİTİYOR MU
        Hiçbir ülke ABD'nin kurucusu olduğu  "global serbest piyasa sistemi" dışında yeni  bir sistem kuramıyor!
        O halde heves devam etse de mevcut sistemin karşılıklı bağımlılık ilkesi ve işbirliği içinde korunması gerekiyor.
        Global sistemin korunmasında  demokrasi  siyasi kriteri oluşturuyor.       
        *
        Ortadoğu hem musevi-hristiyan felsefesinin bileşkesinde "siyonizm"in,
        Hem o felsefeye dinamizm sağlayan enerji kaynaklarının coğrafyasıdır.
        Bölgenin korunması  global serbest piyasaların da korunması anlamına geliyor.
        O nedenle bölgede lider rolüyle Türkiye'nin  ekonomisi ve siyasetinin stokiyometrik dengede tutulması gerekiyor.
        *
        Bu temada Türkiye;geliştirilen ve uygulanacak politikaların halk tarafından onaylanacağı seçime gitmektedir.
        -Ki, Başbakan Erdoğan liderliğinde AKP; seçimin  büyük favorisi görülüyor.
        Denenmiş Erdoğan liderliğinde yeni anayasa, Kürt sorunu, Kıbrıs ve daha bir çoğunun çözümü kolay zannedilse de,
        Bu yöntem; global serbest piyasaların siyasi kriteri olan demokrasiyi karşılamıyor,
        Türkiye için şeffaflık,güvenirlik,dayanışma ve özgürlükler ya da barışa ihtimal vermiyor.
        Çünkü:
 
        *
        Ortadoğu Türkiye'sinin ekonomik ve siyasal stokiyometrik dengesinde sorunların ortak çözülebilmesi için,
        Bugün Kurultayında yenilenen ve "Umudun Adı Kemal" sloganıyla iktidar yürüyüşü başlatan  CHP'nin,
        Kürt Hareketinin siyasal partisi BDP'nin; seçimlere ortak olması  gerekmektedir.
        İki parti içinde Tayyip Erdoğan faktörü  mutlaka aşılması gerekli engeldir.
        O nedenle CHPve BDP'nin  kabul edilebilir seçim başarısı; Erdoğan faktörünün zayıflatılmasından,
        Doğrudan doğruya  Erdoğan ile Fethullah Gülen birlikteliğinin kırılmasından geçiyor.</p>
<p>        *
        Fethullah Gülen cemaati-ki; İslam dinini materyalist boyuta indirgeyen ve diğerleriyle eşitleyen  öğretisi etrafında 8 milyon cıvarında  muridi,
        Milyarlarca dolarlık ekonomik gücü,
        Hükümette, siyasi partilerde,bürokraside,yargıda,emniyette,istihbaratta,medyada veTSK da muazzam örgütlülüğü,
        Türk halkının %80 lere varan sempatisiyle; AKP' tabanında ana damarı teşkil ediyor.
 
        *
        CHP'nin seçim sürecinde  Tayyip Erdoğan liderliğinde  AKP'yi  aşındırabilmesi;
        Tayyip Erdoğan ve çevresini  hedefleyen yolsuzluk belgeleriyle olacağı anlaşılmaktadır.
        Yolsuzlukların deşifre edilmesiyle  AKP tabanının güçlü damarı Gülen cemaatinde;hassasiyetler uyandırmak   hedefleniyor.
        Perde -işte Kayseri Büyükşehir Belediyesinde yolsuzluk iddialarıyla açılmıştır.
        Eğer böyleyse seçim kampanyasının  çok yakıcı olacağı görülüyor.
        *
        Abdullah Öcalan'ın çizdiği rotada BDP; Kürt sorununda  müzakere elini güçlendirmenin peşindedir.   
        O nedenle önce seçimde başarı için Tayyip Erdoğan hükümetinin  tökezletilmesi,
        AKP tabanında söz sahibi Gülen cemaatiyle de  uzlaşılması  gerekiyor!
        *
        PKK; Demokratik Özerklik talebinde "ikili dilli yaşam" kararını her alanda uygulamaktadır.
        BDP sözcüleri TBMM Genel Kurulunda dahi Kürtçe konuşuyor!
        Milletvekili Hasip Kaplan,"Biz başkaldırıyoruz.Bu meşru hak,bu kimlik,bu kültür için biz başkaldırıyoruz."diyor.
        Biliyor ki, her itaatsizlik eylemi seçime giden Türkiye'de Tayyip Erdoğan ve hükümetini  müşkil duruma sokuyor.
        AKP tabanının ana damarı  Gülen Cemaati sarsılıyor!
        *
        Seçim öncesi hükümet ve çevresi sür-git sarsılan imajının telaşıyla,        
        Anayasa'nın  değiştirilmeyecek "Türkiye devleti,ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.Dili Türkçedir." hükmünü hatırlıyor! 
        Cumhurbaşkanı,Meclis Başkanı,hükümet çevreleri ve  TSK'dan ardarda  ilkelere bağlılık mesajı veriliyor.
        BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş,"Siyaset üzerinde vesayet anlamına gelecek hiç bir açıklama bizim açımızdan demokratik bir yaklaşım olamaz"diyor!
        *
        BDP partisinin kapatılmasını,askeri önlemleri Kürt halkını motive edici unsurlar olarak algılamaktadır.
        Hasip Kaplan;"Yeter artık!Biz meşru hak olarak sivil inisyatifimizi kullanıyoruz.Hem Meclis Başkanlığı'na hem Avrupa Komisyonuna bunları ileteceğiz" diyor.
        Hasip;arkasında PKK terörü ve küresel serbest piyasalar sisteminin siyasal kriterleriyle Türkiye'yi tehdit ediyor!
        *</p>
<p>        Abdullah Öcalan'ın Fethullah Gülen'e  açık  tehditi de sürmektedir.
        "Çok önemli bir 6 aya giriyoruz.Herkesin dikkatli olması gerekir." diyor.
        Öcalan AKP'ye verilen  her oyu savaşa verilen oyla eşdeğer tutuyor!
        Hem seçimde AKP'nin tabanından almak  hem de  Gülen cemaatinin  ekonomik ve siyasal pastasına ortak olmayı teklif ediyor.
        Ne yani? Mesela siyaseten cemaatin ekonomik gücünü kullanarak Orta Anadolu'da  MHP tabanını yanına çekmesi,
        Ya da cemaatin kök saldığı her yerde ihalelerde ortaklıklar da  teklif kapsamını oluşturuyor.
        Onun jargonuyla'"ittifak değil,uzlaşma" isteniyor...
        "Aksi taktirde kimsenin hesaplayamayacağı kadar korkunç bir savaş gelişebilir."diye tehdit ediyor.
 
        *
        Ulu Atatürk önderliğinde  kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti;
        Bir cemaat ve bir etnik grup ile  çok sayıda gaflet ve delalette sivil ve askerle  doludizgin sonuna gidiyor.
        Anlaşıldı Türkiye'yi bu noktaya getiren Tayyip gitsin fakat Mayyip'ler geliyor!</p> - 95665342 433e0fd8 59d4 4dfb 9c10 6b314b43f886 1

           ERDOĞAN DÖNEMİ BİTİYOR MU
        Hiçbir ülke ABD’nin kurucusu olduğu  “global serbest piyasa sistemi” dışında yeni  bir sistem kuramıyor!
        O halde heves devam etse de mevcut sistemin karşılıklı bağımlılık ilkesi ve işbirliği içinde korunması gerekiyor.
        Global sistemin korunmasında  demokrasi  siyasi kriteri oluşturuyor.       
        *
        Ortadoğu hem musevi-hristiyan felsefesinin bileşkesinde “siyonizm”in,
        Hem o felsefeye dinamizm sağlayan enerji kaynaklarının coğrafyasıdır.
        Bölgenin korunması  global serbest piyasaların da korunması anlamına geliyor.
        O nedenle bölgede lider rolüyle Türkiye’nin  ekonomisi ve siyasetinin stokiyometrik dengede tutulması gerekiyor.
        *
        Bu temada Türkiye;geliştirilen ve uygulanacak politikaların halk tarafından onaylanacağı seçime gitmektedir.
        -Ki, Başbakan Erdoğan liderliğinde AKP; seçimin  büyük favorisi görülüyor.
        Denenmiş Erdoğan liderliğinde yeni anayasa, Kürt sorunu, Kıbrıs ve daha bir çoğunun çözümü kolay zannedilse de,
        Bu yöntem; global serbest piyasaların siyasi kriteri olan demokrasiyi karşılamıyor,
        Türkiye için şeffaflık,güvenirlik,dayanışma ve özgürlükler ya da barışa ihtimal vermiyor.
        Çünkü:
 
        *
        Ortadoğu Türkiye’sinin ekonomik ve siyasal stokiyometrik dengesinde sorunların ortak çözülebilmesi için,
        Bugün Kurultayında yenilenen ve “Umudun Adı Kemal” sloganıyla iktidar yürüyüşü başlatan  CHP’nin,
        Kürt Hareketinin siyasal partisi BDP’nin; seçimlere ortak olması  gerekmektedir.
        İki parti içinde Tayyip Erdoğan faktörü  mutlaka aşılması gerekli engeldir.
        O nedenle CHPve BDP’nin  kabul edilebilir seçim başarısı; Erdoğan faktörünün zayıflatılmasından,
        Doğrudan doğruya  Erdoğan ile Fethullah Gülen birlikteliğinin kırılmasından geçiyor.

        *
        Fethullah Gülen cemaati-ki; İslam dinini materyalist boyuta indirgeyen ve diğerleriyle eşitleyen  öğretisi etrafında 8 milyon cıvarında  muridi,
        Milyarlarca dolarlık ekonomik gücü,
        Hükümette, siyasi partilerde,bürokraside,yargıda,emniyette,istihbaratta,medyada veTSK da muazzam örgütlülüğü,
        Türk halkının %80 lere varan sempatisiyle; AKP’ tabanında ana damarı teşkil ediyor.
 
        *
        CHP’nin seçim sürecinde  Tayyip Erdoğan liderliğinde  AKP’yi  aşındırabilmesi;
        Tayyip Erdoğan ve çevresini  hedefleyen yolsuzluk belgeleriyle olacağı anlaşılmaktadır.
        Yolsuzlukların deşifre edilmesiyle  AKP tabanının güçlü damarı Gülen cemaatinde;hassasiyetler uyandırmak   hedefleniyor.
        Perde -işte Kayseri Büyükşehir Belediyesinde yolsuzluk iddialarıyla açılmıştır.
        Eğer böyleyse seçim kampanyasının  çok yakıcı olacağı görülüyor.
        *
        Abdullah Öcalan’ın çizdiği rotada BDP; Kürt sorununda  müzakere elini güçlendirmenin peşindedir.   
        O nedenle önce seçimde başarı için Tayyip Erdoğan hükümetinin  tökezletilmesi,
        AKP tabanında söz sahibi Gülen cemaatiyle de  uzlaşılması  gerekiyor!
        *
        PKK; Demokratik Özerklik talebinde “ikili dilli yaşam” kararını her alanda uygulamaktadır.
        BDP sözcüleri TBMM Genel Kurulunda dahi Kürtçe konuşuyor!
        Milletvekili Hasip Kaplan,”Biz başkaldırıyoruz.Bu meşru hak,bu kimlik,bu kültür için biz başkaldırıyoruz.”diyor.
        Biliyor ki, her itaatsizlik eylemi seçime giden Türkiye’de Tayyip Erdoğan ve hükümetini  müşkil duruma sokuyor.
        AKP tabanının ana damarı  Gülen Cemaati sarsılıyor!
        *
        Seçim öncesi hükümet ve çevresi sür-git sarsılan imajının telaşıyla,        
        Anayasa’nın  değiştirilmeyecek “Türkiye devleti,ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.Dili Türkçedir.” hükmünü hatırlıyor! 
        Cumhurbaşkanı,Meclis Başkanı,hükümet çevreleri ve  TSK’dan ardarda  ilkelere bağlılık mesajı veriliyor.
        BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş,”Siyaset üzerinde vesayet anlamına gelecek hiç bir açıklama bizim açımızdan demokratik bir yaklaşım olamaz”diyor!
        *
        BDP partisinin kapatılmasını,askeri önlemleri Kürt halkını motive edici unsurlar olarak algılamaktadır.
        Hasip Kaplan;”Yeter artık!Biz meşru hak olarak sivil inisyatifimizi kullanıyoruz.Hem Meclis Başkanlığı’na hem Avrupa Komisyonuna bunları ileteceğiz” diyor.
        Hasip;arkasında PKK terörü ve küresel serbest piyasalar sisteminin siyasal kriterleriyle Türkiye’yi tehdit ediyor!
        *

        Abdullah Öcalan’ın Fethullah Gülen’e  açık  tehditi de sürmektedir.
        “Çok önemli bir 6 aya giriyoruz.Herkesin dikkatli olması gerekir.” diyor.
        Öcalan AKP’ye verilen  her oyu savaşa verilen oyla eşdeğer tutuyor!
        Hem seçimde AKP’nin tabanından almak  hem de  Gülen cemaatinin  ekonomik ve siyasal pastasına ortak olmayı teklif ediyor.
        Ne yani? Mesela siyaseten cemaatin ekonomik gücünü kullanarak Orta Anadolu’da  MHP tabanını yanına çekmesi,
        Ya da cemaatin kök saldığı her yerde ihalelerde ortaklıklar da  teklif kapsamını oluşturuyor.
        Onun jargonuyla’”ittifak değil,uzlaşma” isteniyor…
        “Aksi taktirde kimsenin hesaplayamayacağı kadar korkunç bir savaş gelişebilir.”diye tehdit ediyor.
 
        *
        Ulu Atatürk önderliğinde  kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti;
        Bir cemaat ve bir etnik grup ile  çok sayıda gaflet ve delalette sivil ve askerle  doludizgin sonuna gidiyor.
        Anlaşıldı Türkiye’yi bu noktaya getiren Tayyip gitsin fakat Mayyip’ler geliyor!


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir