Türkiye: Ortadoğu’nun En Yeni Gücü

ABD'deki düşünce kuruluşu German Marshall Fund'ın uzmanlarından Dr. Joshua Walker, "ABD'nin Türkiye ile ilgili 'eksen kayması' tartışmalarını geride bırakıp, önemi giderek artan bu ortağıyla köklü ittifakını geliştirme yolunda ilerlemesi gerektiğini" söyledi. - walker

ABD’deki düşünce kuruluşu German Marshall Fund’ın uzmanlarından Dr. Joshua Walker, “ABD’nin Türkiye ile ilgili ‘eksen kayması’ tartışmalarını geride bırakıp, önemi giderek artan bu ortağıyla köklü ittifakını geliştirme yolunda ilerlemesi gerektiğini” söyledi.

ABD'deki düşünce kuruluşu German Marshall Fund'ın uzmanlarından Dr. Joshua Walker, "ABD'nin Türkiye ile ilgili 'eksen kayması' tartışmalarını geride bırakıp, önemi giderek artan bu ortağıyla köklü ittifakını geliştirme yolunda ilerlemesi gerektiğini" söyledi. - walkerWalker, merkezi Atlanta’da bulunan İstanbul Center ve Georgia Teknoloji Enstitüsüne bağlı Sam Nunn Uluslararası İlişkiler Okulu Strateji, Teknoloji ve Politika Merkezi’nin Atlanta’da ortaklaşa düzenlediği “Türkiye: Ortadoğu’nun En Yeni Gücü Hakkında Stratejik Bir Değerlendirme” başlıklı konferansta konuştu.

Konuşmasında, Gazze’deki filo krizi ve Türkiye’nin BM’deki İran’a yaptırım oylamasında “hayır” oyu kullanmasını örnek veren Walker, Türkiye’nin transatlantik dostlukları bakımından 2010 yılının bir “model yıl” olmadığını ifade etti. Walker, ancak Türkiye’nin çoğu genç, eğitimli ve çalışmaya hazır 75 milyonluk nüfusuyla bölgesindeki en büyük ekonomi olmaya devam ettiğine dikkati çekti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarı altında Türkiye’nin “muazzam” dış politika hedeflerinin olduğunu kaydeden Walker, Türkiye’nin Avrupa değerlerinden uzaklaşarak Doğu’ya yöneldiği ve “eksen kayması” yaşadığına dair Amerikalı politikacılar ve uzmanlarca dile getirilen kaygıları yersiz bulduğunu belirtti.

Walker, Türkiye’nin Batılı ve Avrupalı kimliğinin 1952 yılında NATO’ya katılmasıyla sağlamlaştığını, ayrıca Türklerin demokrasi ve kapitalizmden bir kayma hissetmediğini söyleyerek, bu tür endişeleri şekillendiren ve seslendirenlerin Batılılar olduğunu ifade etti. Walker, uzun vadede Türk ve Amerikan çıkarlarının “birbiriyle uzaklaşmaktan çok, yakınlaşacağı” öngörüsünde bulundu.

AK Parti’nin, daha önceki tüm hükümetlerden daha fazla sayıda Avrupa tarzı reformları hayata geçirdiğine işaret eden Walker, Türkiye’nin İslamı yorumlayış şeklinin, Suudi Arabistan ya da Afganistan’dakinden belirgin biçimde farklı olduğuna da değindi.

Walker, Türkiye gibi genç ve girişimci bir nüfusa sahip bir ülkenin sağlayabileceği büyük potansiyele rağmen, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan Avrupalı liderleri eleştirerek, “AB bir ekonomik anlaşma mı, yoksa bir Hristiyan kulübü mü? Eğer Türkler, ikincisi olduğunu düşünüyorlarsa, AB’ye karşı duydukları coşkudaki azalma anlaşılabilir. Sonuç olarak, AK Parti hükümetinin, çabalarının daha fazla sonuç verdiği Ortadoğu ve diğer etki alanlarında gücünü hissettirmesi akla uygun geliyor” diye konuştu.

Okumaya devam et  AB’nin Çifte Standardı Kabul Edilemez Ama Türkiye Şanghay’a da Katılamaz

Hükümetin uluslararası örgütlerde daha aktif olduğunu da kaydeden Walker, “Türkiye’nin büyük bir bölgesel oyuncu olarak yeni ulaştığı konum, haklı ve iyi bir gelişme. ABD’nin ‘eksen kayması’ tartışmalarını geride bırakarak, önemi giderek artan bu ortağıyla köklü ittifakını geliştirme yolunda ilerlemesi iyi olur” dedi.

AA


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir