“Kutsal Çaydanlık”

<p>"Kutsal çaydanlık"
Filozof Bertrand Russell,60 yıl önce şu değerlendirmeyi yapmıştı :
“Eğer ben;
Dünya ve Mars arasındaki eliptik bir yörünge üzerinde güneş etrafında dönen seramik bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim. Bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli davransaydım. Kimse bu çaydanlığın varlığı konusundaki görüşümün tersini kanıtlayamazdı.
Ama devam edip de, bu savımın aksi ispatlanamaz oluşundan dolayı, insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü.
Ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı antik kitaplarca onaylansaydı. Her Pazar günü kilisede “kutsal çaydanlık” gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı. Onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülürdü. O kuşkuyu duyan kişiye yakınçağda bir ruh doktoruyla ya da daha önceki çağlarda bir Engizisyon yargıcıyla bir randevu alarak görüşmesi gerektiği önerilirdi.”.
Bugün dünyada bir “kutsal çaydanlık” konusuna inandırılabilecek insanlar olsa da, bunların sayısı herhalde çok az olurdu. Büyük çoğunluk bu iddiaya inanmazdı. Olmadığı bilimsel olarak kanıtlanamasa dahi inanmazdı. Yani, eğer konu “kutsal çaydanlık” tanrısına iman ise, “insanların neredeyse tümü "ateisttir” diyebiliriz.
Aynen “kutsal çaydanlık” örneğinde olduğu gibi, var olmadıklarını bugüne kadar kimse bilimsel olarak kanıtlayamamış olsa dahi, geçmişte insanların inanmış oldukları tanrılara da, örneğin, Gök Tanrı Tengri’ye, Odin’e ya da Thor’a, Amon-Ra’ya, Zeus’a, Afrodit’e de günümüzde inanılmaz olduğu gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla, bu eski tanrılar bağlamında da tüm dünya nüfusunun ‘ateist’ (dini olmayan) olmadığını akla getirir.
Günümüzde agnostik(bilinmeze inanma) ve ateist sayılanlar, kuşkuculuklarını bir adım öteye götürmüşler, cinlerin, şeytanın, meleklerin olmadığını, gökten emirler yağmadığını, peygamberlerin göğe uçmadığını bilimsel yöntemlerle de asla kanıtlayamamışlardır. Bunu herhalde hiç bir zaman da yapamayacaklar olmaları, halen popüler olan tanrıların da varlığına kuşkuyla bakmamalarını gerektirmemektedir..
Özetle, insanlık serüvenindeki tanrıların büyük çoğunluğuu iman açısından değerlendirildiğinde, herkes ‘ateist’. Ama, bazıları “biraz daha” ateist. Ya da en azından ‘agnostik’tir.…
Durum bu kadar basit ve yalın.
Sorun, bir “görecelik” sorunu.
İnsanlık tarihi boyunca hemen her toplumun kültüründe, “tanrının / tanrıların kurban istediği” inancı hep olmuştur. Hatta, bu nedenle insan kurban etme âdeti de görülmüştür. Gün gelmiş, kurban olarak insan öngören söz konusu inanç bağlamında agnostik/ateist bir tutum benimsenmiş, hayvan kurban etmekle yetinme aşamasına geçilmiştir. Bugün, “Oğlumuzu kesemedik… Bir genç kız bile kurban edemedik” diye eziklik duyan, bu eksikliği nedeniyle inancının gereğini yerine getirmemiş gözüyle bakılan kimse yoktur.
Sorun, bir görecelik sorunudur.
Kurban bayramınız hayırlı olsun.</p> - bayram.6

“Kutsal çaydanlık”
Filozof Bertrand Russell,60 yıl önce şu değerlendirmeyi yapmıştı :
“Eğer ben;
Dünya ve Mars arasındaki eliptik bir yörünge üzerinde güneş etrafında dönen seramik bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim. Bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli davransaydım. Kimse bu çaydanlığın varlığı konusundaki görüşümün tersini kanıtlayamazdı.
Ama devam edip de, bu savımın aksi ispatlanamaz oluşundan dolayı, insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü.
Ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı antik kitaplarca onaylansaydı. Her Pazar günü kilisede “kutsal çaydanlık” gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı. Onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülürdü. O kuşkuyu duyan kişiye yakınçağda bir ruh doktoruyla ya da daha önceki çağlarda bir Engizisyon yargıcıyla bir randevu alarak görüşmesi gerektiği önerilirdi.”.
Bugün dünyada bir “kutsal çaydanlık” konusuna inandırılabilecek insanlar olsa da, bunların sayısı herhalde çok az olurdu. Büyük çoğunluk bu iddiaya inanmazdı. Olmadığı bilimsel olarak kanıtlanamasa dahi inanmazdı. Yani, eğer konu “kutsal çaydanlık” tanrısına iman ise, “insanların neredeyse tümü “ateisttir” diyebiliriz.
Aynen “kutsal çaydanlık” örneğinde olduğu gibi, var olmadıklarını bugüne kadar kimse bilimsel olarak kanıtlayamamış olsa dahi, geçmişte insanların inanmış oldukları tanrılara da, örneğin, Gök Tanrı Tengri’ye, Odin’e ya da Thor’a, Amon-Ra’ya, Zeus’a, Afrodit’e de günümüzde inanılmaz olduğu gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla, bu eski tanrılar bağlamında da tüm dünya nüfusunun ‘ateist’ (dini olmayan) olmadığını akla getirir.
Günümüzde agnostik(bilinmeze inanma) ve ateist sayılanlar, kuşkuculuklarını bir adım öteye götürmüşler, cinlerin, şeytanın, meleklerin olmadığını, gökten emirler yağmadığını, peygamberlerin göğe uçmadığını bilimsel yöntemlerle de asla kanıtlayamamışlardır. Bunu herhalde hiç bir zaman da yapamayacaklar olmaları, halen popüler olan tanrıların da varlığına kuşkuyla bakmamalarını gerektirmemektedir..
Özetle, insanlık serüvenindeki tanrıların büyük çoğunluğuu iman açısından değerlendirildiğinde, herkes ‘ateist’. Ama, bazıları “biraz daha” ateist. Ya da en azından ‘agnostik’tir.…
Durum bu kadar basit ve yalın.
Sorun, bir “görecelik” sorunu.
İnsanlık tarihi boyunca hemen her toplumun kültüründe, “tanrının / tanrıların kurban istediği” inancı hep olmuştur. Hatta, bu nedenle insan kurban etme âdeti de görülmüştür. Gün gelmiş, kurban olarak insan öngören söz konusu inanç bağlamında agnostik/ateist bir tutum benimsenmiş, hayvan kurban etmekle yetinme aşamasına geçilmiştir. Bugün, “Oğlumuzu kesemedik… Bir genç kız bile kurban edemedik” diye eziklik duyan, bu eksikliği nedeniyle inancının gereğini yerine getirmemiş gözüyle bakılan kimse yoktur.
Sorun, bir görecelik sorunudur.
Kurban bayramınız hayırlı olsun.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir