TÜSİAD HUZURDA

<p> 
          TÜSİAD HUZURDA
          Başbakan Erdoğan Habertürk'te referandumla ilgili bir söyleşide TÜSİAD'tan  açık olmasını istemiş,
          "Bitaraf olan bertaraf olur.Desteklemeyenler yarın huzurumuza geldiklerinde bizde sessiz kalmayız." demişti!
          Söyleşinin hemen ardından TÜSİAD'ın "Biz gönüllü bir sivil toplumuz,hiçbir vesayet altında karar vermeyiz."
          Yanıtı; doğrusu çok sesli demokrasiye güzel bir örnek oluşturmuş,          
          Rağmen  Başbakan Erdoğan ileri demokrasi söylemiyle kampanyasını da sürdürmüştü...
 
          *
          TÜSİAD, Yüksek İştişare Kurulu toplantısı yapıldı.
          Yine daha müreffeh,daha huzurlu,daha özgür bir Türkiye hedefi belirtildi.
          Hedef için toplumsal farkındalık yaratmak ve uygulamasında olmak misyonuyla;
          Demokratikleşme,hukuk,yargı sistemi ve anayasa konularında  fikir üretmek,
          Lâik demokratik hukuk devleti yapısınının sağlamlaşması yönünde irade beyanında bulunuldu.</p>
<p>          *
          Başkan Ümit Boyner'in,
          "Kişiler ve kurumlar zaman içinde tecrübe kazandıkça ortak akıl üretebilecek kapasiteye kavuşuyorlar.
          Bir ülkenin kurumsal ve insan sermayesi kolay şekillenmiyor.
          Bize hayli anlamsız gelen Anadolu sermayesi,İstanbul sermayesi karşılaştırması yapılıyor.
          Sizce sermayenin coğrafyası,ideolojisi ya da samimiyeti tartışmalarına dalmış,
          Sermayenin el değiştirmesinden bahseden bir Türkiye;
          Bu türden bir gelecek kurma projesinin neresindedir?" söylemi;
          TÜSİAD'ın  küresel piyasalar için önderliğini,güvenini ve  demokratik olgunluğunu  gösteriyor.
          Boyner açıklamasını ete-kemiğe büründürüyor:
          "Asıl büyük ayrışma kayıtlı iş yapan sermaye ile kayıt dışı sermaye arasındadır." diyor...
 
          *
          Ardını Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç getiriyor.
          "Türkiye'de büyümenin ağırlıklı olarak dış borçla,sıcak parayla finanse edilmeye devam ettiği sürece,
          Hükümetin,ekonomik ve yapısal politikalarda asla hata yapma lüksü yoktur" ikazında bulunuyor...</p>
<p>          *
          Gangster Al Capone,yasa dışı elde ettiği gelirden değil gelirinin vergisini ödememekten yakalanmış,
          Mahkemede "yasal olmayan gelirin yasal vergisi olmaz" veciziyle de kayıtdışı sermayeyi açıklamıştı!
          Kayıtdışı sermaye vergisi verilmemiş gelir getiren ekonomik faaliyetleri  oluşturuyor.
          Uyuşturucu,kalpazanlık,hırsızlık,rüşvet gibi yasadışı faaliyetlerinden oluşanının kayıt altına alınması değil yasaklanması,
          Ekonomik faaliyetlerde vergi,ruhsat,iş standartlarından kaçınılması,kaçak mal ya da işçi kullanımı,ikinci işler ve nicesinin,
          GSMH içinde hesaplanmayan gelirlerinin kayıt içine alınması gerekiyor.</p>
<p>          *
          Çünkü kayıtdışı sermayeyi; tarım ve hizmetler sektörüne dayalı faaliyetlerin ağırlıkta olması ve küçük işletmeler,
          Nüfus artışı, göç ve çarpık kentleşme,
          Giderek küresel rekabet piyasalarında gerileme,vergi sistemi adaletsizliği oluşturuyor.           
          Elbette  düşük maliyet, genişleyici malî politikaları olumlu olarak etkiliyor.
          Fakat vergi gelirleri düşmeye başladıkça,
          Bütçe finansmanının sağlanması için  giderek borçlanmaya neden olunuyor.
          Yeni vergiler konuluyor, gelir adaleti temelden bozuluyor.
          Borçlanma faizlerin artışını, faiz artışı yatırımlarda düşüşü,birlikte milli geliri ve istihdamı olumsuz etkiliyor.
          Kamu borçlanma maliyetleri artışı, bütçe açığını oluşturuyor!
          Bu temel üzerinde ekonomi politika oluşturulamıyor...
          Ekonomik bağımlılık ülkenin kanını içiyor!
          Elbette demokrasi,insan hakları ve özgürlükler gelişmiyor...</p>
<p>          *
          Türkiye ekonomisinin 250-300 milyar dolar değeriyle  %40 tan fazlasının kayıt dışı olduğu düşünülüyor.
          Çalışanların  ancak % 8 inin kayıtlı!
          Maliye Gelir Kontrolörleri vergi mükelleflerinin her 100 liranın 72 lirasını devletten sakladığını,
          MASAK,1997-2006 da 1.3 katrilyon liralık kara paranın aklandığını açıklıyor.
          TBMM de en çok işletilen fakat en az ciddiye alınan kurumun denetim olduğu ifade ediliyor.
          Uluslararası Saydamlık Örgütü yolsuzlukta Türkiye'yi 159 ülke içinde 65.sırada gösteriyor.</p>
<p>          *
          Muhafazakar demokrat iddiasında iktidar;
          Kayıt dışılık,iş hayatında yaygın gizlilik,devletin gizli uygulamaları,
          Kalpazanlık,yolsuzluk,vergi kaçakçılığı,hayalicilik,sahte faturacılık,ihalelerde keyfilik ve daha nicesiyle,
          En tepeden en alt'takine bir piramit örgütlülüğüyle,
          Yüksek ve haksız gelire göz yumuyor ve altta  oluşturulan sadaka toplumu üzerinde siyaset üretiyor.  
          Sadece milletvekilli dokunulmazlık zırhıyla değil,
          İşte referandumla kazanılan yüksek yargıya sahiplikle de ;
          Kayıtsız sermayenin koruyuculuğunu yapıyor...
          Hayret! Bu düzlemde  asla olmayan demokrasi,insan hakları ve özgürlüklere,
          Rağmen ileri demokrasinin bayraktarlığınına elden bırakmıyor!</p>
<p>          *
          O nedenle TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, işte huzurdadır;
          İleri demokrasi söyleminde ağzından bal damlayanlara,
          "Bu yeni dünyada piyasaların düzgün şekilde,yersiz ve faullü müdahalelerle engellenmeden çalışabilmeleri için,
          İyi işleyen bir demokrasi ve hukuk sistemi vazgeçilmez şarttır.
          Tüm bu konularda tarafız,taraf olmaya devam edeceğiz." diyor.</p>
<p>          *
          Sınırı Mustafa Kemal belirlemiştir.
          Diyor ki,
          "Prensip olarak devlet ferdin yerine kâim olmamalıdır.
          Ferdin şahsi faaliyeti iktisadi terakkinin esas membaı olarak kalmalıdır.
          Fertlerin inkişâfına mani olmamak,onların her nokta-i nazardan olduğu gibi bilhassa iktisadi sahadaki hürriyet ve teşebbüsleri önünde;
          Devletin kendi faaliyetleriyle bir mâni vucuda getirmemesi,
          Demokrasi prensiplerinin en mühim esasıdır."
 
          *
         Ey! İleri demokrasinin evlatları...</p> - referandum

 
          TÜSİAD HUZURDA
          Başbakan Erdoğan Habertürk’te referandumla ilgili bir söyleşide TÜSİAD’tan  açık olmasını istemiş,
          “Bitaraf olan bertaraf olur.Desteklemeyenler yarın huzurumuza geldiklerinde bizde sessiz kalmayız.” demişti!
          Söyleşinin hemen ardından TÜSİAD’ın “Biz gönüllü bir sivil toplumuz,hiçbir vesayet altında karar vermeyiz.”
          Yanıtı; doğrusu çok sesli demokrasiye güzel bir örnek oluşturmuş,          
          Rağmen  Başbakan Erdoğan ileri demokrasi söylemiyle kampanyasını da sürdürmüştü…
 
          *
          TÜSİAD, Yüksek İştişare Kurulu toplantısı yapıldı.
          Yine daha müreffeh,daha huzurlu,daha özgür bir Türkiye hedefi belirtildi.
          Hedef için toplumsal farkındalık yaratmak ve uygulamasında olmak misyonuyla;
          Demokratikleşme,hukuk,yargı sistemi ve anayasa konularında  fikir üretmek,
          Lâik demokratik hukuk devleti yapısınının sağlamlaşması yönünde irade beyanında bulunuldu.

          *
          Başkan Ümit Boyner’in,
          “Kişiler ve kurumlar zaman içinde tecrübe kazandıkça ortak akıl üretebilecek kapasiteye kavuşuyorlar.
          Bir ülkenin kurumsal ve insan sermayesi kolay şekillenmiyor.
          Bize hayli anlamsız gelen Anadolu sermayesi,İstanbul sermayesi karşılaştırması yapılıyor.
          Sizce sermayenin coğrafyası,ideolojisi ya da samimiyeti tartışmalarına dalmış,
          Sermayenin el değiştirmesinden bahseden bir Türkiye;
          Bu türden bir gelecek kurma projesinin neresindedir?” söylemi;
          TÜSİAD’ın  küresel piyasalar için önderliğini,güvenini ve  demokratik olgunluğunu  gösteriyor.
          Boyner açıklamasını ete-kemiğe büründürüyor:
          “Asıl büyük ayrışma kayıtlı iş yapan sermaye ile kayıt dışı sermaye arasındadır.” diyor…
 
          *
          Ardını Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç getiriyor.
          “Türkiye’de büyümenin ağırlıklı olarak dış borçla,sıcak parayla finanse edilmeye devam ettiği sürece,
          Hükümetin,ekonomik ve yapısal politikalarda asla hata yapma lüksü yoktur” ikazında bulunuyor…

          *
          Gangster Al Capone,yasa dışı elde ettiği gelirden değil gelirinin vergisini ödememekten yakalanmış,
          Mahkemede “yasal olmayan gelirin yasal vergisi olmaz” veciziyle de kayıtdışı sermayeyi açıklamıştı!
          Kayıtdışı sermaye vergisi verilmemiş gelir getiren ekonomik faaliyetleri  oluşturuyor.
          Uyuşturucu,kalpazanlık,hırsızlık,rüşvet gibi yasadışı faaliyetlerinden oluşanının kayıt altına alınması değil yasaklanması,
          Ekonomik faaliyetlerde vergi,ruhsat,iş standartlarından kaçınılması,kaçak mal ya da işçi kullanımı,ikinci işler ve nicesinin,
          GSMH içinde hesaplanmayan gelirlerinin kayıt içine alınması gerekiyor.

          *
          Çünkü kayıtdışı sermayeyi; tarım ve hizmetler sektörüne dayalı faaliyetlerin ağırlıkta olması ve küçük işletmeler,
          Nüfus artışı, göç ve çarpık kentleşme,
          Giderek küresel rekabet piyasalarında gerileme,vergi sistemi adaletsizliği oluşturuyor.           
          Elbette  düşük maliyet, genişleyici malî politikaları olumlu olarak etkiliyor.
          Fakat vergi gelirleri düşmeye başladıkça,
          Bütçe finansmanının sağlanması için  giderek borçlanmaya neden olunuyor.
          Yeni vergiler konuluyor, gelir adaleti temelden bozuluyor.
          Borçlanma faizlerin artışını, faiz artışı yatırımlarda düşüşü,birlikte milli geliri ve istihdamı olumsuz etkiliyor.
          Kamu borçlanma maliyetleri artışı, bütçe açığını oluşturuyor!
          Bu temel üzerinde ekonomi politika oluşturulamıyor…
          Ekonomik bağımlılık ülkenin kanını içiyor!
          Elbette demokrasi,insan hakları ve özgürlükler gelişmiyor…

          *
          Türkiye ekonomisinin 250-300 milyar dolar değeriyle  %40 tan fazlasının kayıt dışı olduğu düşünülüyor.
          Çalışanların  ancak % 8 inin kayıtlı!
          Maliye Gelir Kontrolörleri vergi mükelleflerinin her 100 liranın 72 lirasını devletten sakladığını,
          MASAK,1997-2006 da 1.3 katrilyon liralık kara paranın aklandığını açıklıyor.
          TBMM de en çok işletilen fakat en az ciddiye alınan kurumun denetim olduğu ifade ediliyor.
          Uluslararası Saydamlık Örgütü yolsuzlukta Türkiye’yi 159 ülke içinde 65.sırada gösteriyor.

          *
          Muhafazakar demokrat iddiasında iktidar;
          Kayıt dışılık,iş hayatında yaygın gizlilik,devletin gizli uygulamaları,
          Kalpazanlık,yolsuzluk,vergi kaçakçılığı,hayalicilik,sahte faturacılık,ihalelerde keyfilik ve daha nicesiyle,
          En tepeden en alt’takine bir piramit örgütlülüğüyle,
          Yüksek ve haksız gelire göz yumuyor ve altta  oluşturulan sadaka toplumu üzerinde siyaset üretiyor.  
          Sadece milletvekilli dokunulmazlık zırhıyla değil,
          İşte referandumla kazanılan yüksek yargıya sahiplikle de ;
          Kayıtsız sermayenin koruyuculuğunu yapıyor…
          Hayret! Bu düzlemde  asla olmayan demokrasi,insan hakları ve özgürlüklere,
          Rağmen ileri demokrasinin bayraktarlığınına elden bırakmıyor!

          *
          O nedenle TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, işte huzurdadır;
          İleri demokrasi söyleminde ağzından bal damlayanlara,
          “Bu yeni dünyada piyasaların düzgün şekilde,yersiz ve faullü müdahalelerle engellenmeden çalışabilmeleri için,
          İyi işleyen bir demokrasi ve hukuk sistemi vazgeçilmez şarttır.
          Tüm bu konularda tarafız,taraf olmaya devam edeceğiz.” diyor.

          *
          Sınırı Mustafa Kemal belirlemiştir.
          Diyor ki,
          “Prensip olarak devlet ferdin yerine kâim olmamalıdır.
          Ferdin şahsi faaliyeti iktisadi terakkinin esas membaı olarak kalmalıdır.
          Fertlerin inkişâfına mani olmamak,onların her nokta-i nazardan olduğu gibi bilhassa iktisadi sahadaki hürriyet ve teşebbüsleri önünde;
          Devletin kendi faaliyetleriyle bir mâni vucuda getirmemesi,
          Demokrasi prensiplerinin en mühim esasıdır.”
 
          *
         Ey! İleri demokrasinin evlatları…


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir