Fetullah korkusu mu, Allah korkusu mu?

Kutuplaşma sendromunun zirve yaptığı bu günlerde Türk Amerikan Dernekleri Başkanı Kaya Boztepe haftalık yazısında Gülen Cemaati gerçeğini ve cemaatin ne kadar gündemin içinde olduğunu anlattı. - fethullahgulen
Kaya Boztepe, Gülen Cemaati gerçeğini anlattı

Kutuplaşma sendromunun zirve yaptığı bu günlerde Türk Amerikan Dernekleri Başkanı Kaya Boztepe haftalık yazısında Gülen Cemaati gerçeğini ve cemaatin ne kadar gündemin içinde olduğunu anlattı.

Biz de çömezdik o zamanlar.
Adam ne kadar modern görünüşlü, güzel bir hatip diyorduk.
Amerika’nın Rusya içerisinde yer alan Türki Cumhuriyetlere sızması için desteklediği oyunlardan habersiz dinlerdik Fetullah Hoca’yı.
Devlet makamlarında kabul gören, yumuşak başlı, olumlu bir zat kanısıyla.

Amerika’da güzel organize oluyorlardı.
Düzgün giyinen, güzel konuşan gençlik ağırlıklı bir ekip.
Birkaç kez işimiz düştü, Türk Dernekleri için, pek yüz vermediler.
Burada hayatını kaybetmiş müslüman vatandaş ve soydaşlarımız için mezar yeri, cenaze işleri ve benzeri sorunlarımız vardı.
Başa gelmeyince bilinmiyor.
Hele gurbette olunca.
Sizlerin aklınıza dahi gelmeyecek nice problemlerle karşılaşıyor insan.
İş, güç sahibi olup para kazanmaya başladıktan sonra çağırdılar bir kaç kez sohbet toplantılarına.
Anladık ki parası olmayan müslüman pek makbul değil bunlarca.
Zenginlerin duası, fakirlerin para yardımlarıyla aştık problemleri.

Cemaat’in Kuralları

Yine de içerisinde çok saygı değer, iyi arkadaslarımız vardı bu cemaat’in.
Belki toplum için asgari müstereklerde buluşur, beraberce bazı faaliyetlerde bulunabiliriz diye düşündük.
Düsündük ama bu cemaatin bazı kuralları var.
1) Cemaat ne derse o olacak.
2) Diğer konular için bakınız madde 1.

Hangi Asgari Müşterek? Mutluluk zinciri mi?

Hiç olmazsa yurt dışında yapılacak faaliyetlerde birlik olunsun, siyaset çatışması olmadan beraber calısılsın dedik ama nafile.
Ya benimsin, ya da toprağın edebiyatı gerçek olmuş burada.
Çok laf yalansız, fazla mal haramsız olmazmış derler ya.
Hele bu amaçlara ulaşmak için herşey mubah gibi bir mantık olursa işin içinde…
Tabii işin içine para girince işlerin rengi de değişiyor.
Gerçekten Allah sevgisi, inandıkları için çalışanlar var mutlaka.
Paralar çoğaldıkça gözlerinde dolar işareti olanlar da çoğalıyor.
Allah adına yabancı bir ülkenin kucağına oturulur mu?
Oturan oturur işte.

Okumaya devam et  SALAK İLE AVANAK .. ALTAN ARISOY

Ilımlı İslam Politikası

Nedir bu ılımlı İslam?
Bizim bildiğimiz İslam çok şükür gayet ılımlıdır zaten.
Ilımlı olmasa bugün bütün Avrupa Türkçe konuşur, çoğu da müslüman olurdu.
Zoraki kılıçtan geçirip, zalimce baskı yapılırdı.
En fazla 3 jenerasyon sonra da hepsi asimile edilirdi.
Mutlakiyet ve Monarşi ile idare edilen bütün Avrupa ülkeleri teker, teker bir meclis aşamasına geçmeye başlamıştı. Fransız İhtilali sonra kacınılmaz olan bir bilinçlenme her geçen gün daha da kuvvetlenerek büyüyordu.
En son Osmanlı kalmıştı bu cografya içerisinde.
Dışarıdan yıkmak isteyenlerle, içeriden altını kazanlara rağmen iyi de dayanmısti aslinda.
Her seferinde dilleri yandigi halde israrla Ilimli Islam sifatiyla yandas kazanmaya calisan dis cephelere de anlatmak lazim bu konuyu.

Tarihten Ders Almak

Ders almazsak tarihten işte böyle olur, bu durumlara düşeriz.
Osmanlı’nın son demlerinde yaşananlardan farklı bir ruh hali yok şu anda.
Padişah’ın vatanı kurtarmak için mecburen bazı davranışlar içerisinde olduğuna ve vatanı kurtarmak için mutlak ve mutlak bazı gizli planları olduğuna inanan, sadık ve vatanseverler olduğu gibi, vatan ve millet umurunda olmayıp, gemisini kurtaran kaptan şeklinde hareket eden menfaatçilerde vardı aynı saflarda.
Aynı cemaat içerisinde olduğu gibi.
Bu mutluluk zinciri içerisinde rant sağlayan, para kazanan, itibar gören, bu rahatı hiç bozmadan sonsuza dek yaşayacağına inananlar olduğu gibi.
Öte yandan Padişah’tan ve hışmına uğramaktan ödleri patlayan bir zümre olduğu gibi bugün cemaat’ten de korkan, aman neme lazım, bize bulaşmasınlar diyenler yok mu?
Var, olmaz olur mu?
En üst düzey yöneticiler, iş adamları, tatlı su demokratları, politikacılar, sözde sanatçılar.

Aman ha diye bizi dostça uyaran dostlarımız eksik olmasınlar.
Korkunun ecele faydası yok, biz böyle söyleyelim.
Doğru’dan saparak, temel prensiplerden özveride bulunarak çağdaş olunmaz.
İste bu yüzden şapka çıkarıyorum Hanefi Avcı’ya.
Söyledikleri araştırılmalı, açıklanmalı.
Koskocaman bir “Helal Olsun” Hanefi Avcı’ya.

Okumaya devam et  AMERIKA’NIN DIS POLITIKASIYLA ILGILI BASIMDAN GECEN ILGINC BIR ANI

Laik’ler din düşmanı mı?

Laik’leri inancsız, inançlı kimseleri de Cumhuriyet, Laik’lik düşmanı gibi göstermeye çalışanların çabalarını gözlemliyoruz yıllardir.
İnançlıyız ama Allah ile aramıza kimse giremez.
Bizim adımıza Cennet’den rezervasyon alacak babayiğit yok.
Cennet’i de, Cehennemi’de burada yaşıyoruz işte.
Cumhuriyet bütün inançların güvencesidir.

Askeri darbeye karşı çıkıyorsam, dış destekli cüpbeli sivil darbeye de karşıyım ben.
Bölücülere, onlara arka çıkanlara karşıyım.
Terörü pazarlık konusu yaparak vatanı bölmeye çalışanlara, günahsız insanları, mehmetçikleri hunharca katledenlere karşıyım.
Bu rezilliklerin özgürlük adına yapıldığını söyleyen satılmış sözde milletvekillerine karşıyım.

Laik Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerine yürekten inanan, onun kurmuş olduğu temel prensipleri özümseyen, anlayan, çıtayı yükseltip onun yapmak istediği ancak ömrünün yetmediği işlerle, bugün içinde bulunduğumuz durumda yapılması gerekenleri düşünen ve bu uğurda çaba sarf edebilecek sessiz bir çoğunluk olduğuna inaniyorum ben.

Ey sessiz coğunluk.
Duyduysan bir işaret gönder.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir