Doğu Karadeniz Rum Soykırımı İddiası

Eski çağlarda Grekler, Karadeniz’e “deniz” mânâsında “Pontus” adını vermişlerdir. Karadeniz’in güney sahillerine de aynı isim verilmiş ve bölge sakinlerine de Pontuslu denilmiştir. Bu kapsamda bugün için “Pontus” kelimesinin psikolojik savaş unsuru olarak, Anadolu toprakları üzerinde Türk Devleti’nin meşruiyetine gölge düşürmek, kavram ve kafa karışıklığı yaratmak amacıyla Yunanistan tarafından uluslararası arenada bir araç olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu çerçevede, 12. yüzyıldan bu yana yabancı kaynaklarda dahi “Türkiye” ve “Türk Yurdu” olarak geçen Anadolu’daki bir coğrafî bölge olarak Doğu Karadeniz isminin kullanılması sâdece gerekli değil, aynı zamanda da doğru bir yaklaşımdır. Başta Yunanistan devleti olmak üzere çeşitli çevrelerce ileri sürülen “katliam-soykırım” iddiaları için de “Doğu Karadeniz Rum soykırımı” iddiaları tabirinin kullanılması gerektiğine inanıyorum. Bunun dışındaki isimlendirmelerin ise zorlama ve oryantalizm olduğunu düşünüyorum. - rum soykirimi

Doğu Karadeniz Rum Soykırımı İddiası
Bir Soykırım İddiası Nasıl İcat Edilir?

Giriş

Yunanistan, 1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın başlaması ile Pontuslu Rumların sistematik baskıya maruz kaldığını, 1915’ten itibaren mallarının yağmalandığını ve Anadolu’nun içlerine zorunlu göç ettirildiklerini ve 1918 yılına kadar 250.000 Rum’un öldürüldüğünü iddia etmektedir. 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkması ile “soykırımın” ikinci safhasının başladığı ve 1923 yılına kadar 100.000 civarında Rum’un daha öldürüldüğü savunmaktadır. Yunanistan, sonuç olarak 1916 ve 1923 yılları arasında 350.000 civarında Pontuslu Rum’un Türkler tarafından soykırıma uğratıldığını iddia etmektedir. Atatürk’ün Samsun’a çıktığı gün olan 19 Mayıs, Yunanistan Parlamentosu tarafından 24 Şubat 1994 tarihinde “Pontus Yunanlılarının Soykırımını Anma Günü” olarak kabul edilmiştir. Parlamento kararı ile resmiyet kazanan bu iddialar sonrasında karar, 7 Mart 1994’te Cumhurbaşkanı Kostantin Karamanlis tarafından da onaylanarak yürürlüğe girmiştir.

Eski çağlarda Grekler, Karadeniz’e “deniz” mânâsında “Pontus” adını vermişlerdir. Karadeniz’in güney sahillerine de aynı isim verilmiş ve bölge sakinlerine de Pontuslu denilmiştir. Bu kapsamda bugün için “Pontus” kelimesinin psikolojik savaş unsuru olarak, Anadolu toprakları üzerinde Türk Devleti’nin meşruiyetine gölge düşürmek, kavram ve kafa karışıklığı yaratmak amacıyla Yunanistan tarafından uluslararası arenada bir araç olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu çerçevede, 12. yüzyıldan bu yana yabancı kaynaklarda dahi “Türkiye” ve “Türk Yurdu” olarak geçen Anadolu’daki bir coğrafî bölge olarak Doğu Karadeniz isminin kullanılması sâdece gerekli değil, aynı zamanda da doğru bir yaklaşımdır. Başta Yunanistan devleti olmak üzere çeşitli çevrelerce ileri sürülen “katliam-soykırım” iddiaları için de “Doğu Karadeniz Rum soykırımı” iddiaları tabirinin kullanılması gerektiğine inanıyorum. Bunun dışındaki isimlendirmelerin ise zorlama ve oryantalizm olduğunu düşünüyorum. - rum soykirimiEski çağlarda Grekler, Karadeniz’e “deniz” mânâsında “Pontus” adını vermişlerdir. Karadeniz’in güney sahillerine de aynı isim verilmiş ve bölge sakinlerine de Pontuslu denilmiştir. Bu kapsamda bugün için “Pontus” kelimesinin psikolojik savaş unsuru olarak, Anadolu toprakları üzerinde Türk Devleti’nin meşruiyetine gölge düşürmek, kavram ve kafa karışıklığı yaratmak amacıyla Yunanistan tarafından uluslararası arenada bir araç olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu çerçevede, 12. yüzyıldan bu yana yabancı kaynaklarda dahi “Türkiye” ve “Türk Yurdu” olarak geçen Anadolu’daki bir coğrafî bölge olarak Doğu Karadeniz isminin kullanılması sâdece gerekli değil, aynı zamanda da doğru bir yaklaşımdır. Başta Yunanistan devleti olmak üzere çeşitli çevrelerce ileri sürülen “katliam-soykırım” iddiaları için de “Doğu Karadeniz Rum soykırımı” iddiaları tabirinin kullanılması gerektiğine inanıyorum. Bunun dışındaki isimlendirmelerin ise zorlama ve oryantalizm olduğunu düşünüyorum.

13 Eylül 1921 ve Sözde Doğu Karadeniz Rum Soykırımının İcat Edilmesi

Doğu Karadeniz Rum soykırımı iddialarına ilişkin araştırmalar açısından, belge ve doküman incelemelerinin; 13 Eylül 1921 öncesi ve 13 Eylül 1921 sonrası olarak ikiye ayrılması gerekmektedir. Döneme ilişkin belgeler ve bunlara yönelik araştırmalar, 13 Eylül 1921 tarihinde Mustafa Kemal liderliğinde kazanılan Sakarya Meydan Savaşı’nın, bu iddialar için dönüm noktası olduğunu göstermektedir.

Okumaya devam et  Yeni bir müzakere olacak mı? … Prof. Dr. Ata ATUN

23 Ağustos 1921 tarihinde başlayan Sakarya Meydan Muharebesi’ni kaybedeceğini anlayan Yunanlılar,15 Eylül 1921 tarihinde Türklere silâh zoru ile yapamadığını, diplomasi ve propaganda ile yapabilmek amacıyla Milletler Cemiyeti Genel Kurulu 5 nolu Kadınlar ve Çocuklar Komitesi’ne M.V. Dendramis aracılığı ile başvuruda bulunmuş, Birinci Dünya Savaşı’nın ilân edilmesi ile Mondros Ateşkesi arasında Doğu Trakya ve Anadolu’da toplam 628.945 Osmanlı Rum vatandaşının sürgün edildiğini öne sürmüştür.

1923 Lozan Antlaşması öncesinde, “Ekümenik Patrikhane” unvanını kullanan Fener’in resmî istatistikleri olduğunu belirten Yunanistan temsilcisi M.V. Dendramis, var olan listelerin, piskoposluk, yerel bölge ve hatta aile bazında alındığını ileri sürmüştür.

M.V. Dendramis’in iddia ediği rakamın bölgelere göre dağılımı şöyledir:

Doğu Trakya  252.276
İstanbul           18.872
Çanakkale       25.430
Balıkesir          43.815
İzmit                 8.336
Bursa              12.076
Konya               1.270
Kastamonu      14.413
Sivas               21.448
Trabzon         231.579
Toplam          628.945

Sürgün edilen Osmanlı Rum vatandaşlarının, Doğu Trakya Rum’larından 50.000, Çanakkale, Bursa ve İstanbul bölgesindeki Rumların % 15 ile % 20 arasındaki bir oranının ve Konya, Kastamonu, Sivas ve Trabzon’dan ise 100.000 kişi olduğunu, sürgün edilenler arasındaki kadın ve çocuklar için ayrı bir istatistik olmadığını ve tahminen 300.000 kişinin kadın ve çocuklardan oluştuğunu belirtmiştir. Bu şekilde, resmî olarak Yunanistan Devleti, Sakarya Meydan Muhaberesi’ni kaybetmesinden hemen 2 gün sonra farklı bir yerde farklı bir biçimde saldırıya geçmiştir.

Mehmet Şükrü GÜZEL


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir