RUSYA AKKUYU VE NÜKLEER ANLASMA

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- - 7593

From: Tolga Yarman
Degerli Milletveklili:   Asagidaki, keza ekli, iki yazimi, onemle dikkatine sunuyorum…   Vicdaninla bas basa kalarak davranman, sorumlulugun bas geregidir…   Guzel dileklerimle, sevgiler, saygilar sunuyorum…     T. Yarman

———————————————————————————————————————————————————–

RUSYA İLE ANLAŞMA İTİBARİYLE, KISACA AKKUYU VE NÜKLEER:

MİLLETVEKİLLERİMİZ, ÇOK ALATURKA DURAN, ANLAŞMAYA, “HAYIR!” DEMELİDİRLER!..

Profesör Nük. Müh. Tolga Yarman,

Ph.D., Massachusetts Institute of Technology, 1972

Başbakanlık Atom Enerjisi Kurumu

Danışma Kurulu ve Nükleer Güvenlik Komitesi Eski Üyesi

5 Temmuz 2010

Hem ekonomik, hem de çevresel ve toplumsal maliyetleriyle en pahalı enerji üretim tesislerinden olan nükleer santrallerin inşası, Dünya’da, genel olarak, belirgin bir duraksama göstermektedir. Bu bağlamda, öncelik, gitgide daha yoğun olarak, “enerjinin verimli kullanımına” ve “yenilenebilir kaynaklara” kaydırılmaktadır.

Türkiye, bugün, Hükümet’in Rusya’yla kapalı kapılar arkasında imzalayıp, hızla TBMM’den geçirmek istediği ikili nükleer anlaşmayla, üstelik ülkemizin hiç bir ciddi nükleer örgütlenme ve ehliyet birikimi olmaksızın, tersine, atom enerjisi yönetiminin, yakın geçmişte sergilediği tam anlamıyla, ”bilgi özürlü örnekler” ortada dururken, sonu katiyen belli olmayan bir ”nükleer maceraya”, sürüklenmektedir. Bu anlaşmayla aynı zamanda kuşaklar boyunca sürecek, o da her şey tıkır tıkır işleyecek olsa dahi, düzinelerce milyar dolarlık bir mâli yükün altına, sokulmaktayızdır.

Her biri Keban Barajı gücünde, dört, nükleer santralin bugün, Akkuyu mevkiine kurulmak istenmesi, hazindir… Akdeniz Bölgemiz, bizim misafir odamızdır… Buraya kurulacak nükleer santraller, ”kaş yapalım” derken, göz çıkartacaktır. Turizmi ciddi olarak, olumsuz etkileyecektir… Akdeniz Bölgemiz’in, sebze ve meyve tüketimini de gayet olumsuz etkileyecektir.

Fazla olarak Akdeniz suyu, çok sıcaktır… Buraya kurulacak santral, Karadeniz’e kurulacak olması durumunda sağlayacağı verimin onda bir kadar, daha azını, sağlar… Bu ise, yirmi milyar dolarda iki milyar dolar demektir ki, bu başlı başına bir Keban Barajı ederini, işaret eder…

Okumaya devam et  KKTC’Yİ TANITAMAZSINIZ

Kestirme deyişle, ”sıcak suyla”, nükleer santral soğutmak, bugün için hiç aklı kârı değildir; böyle bir zorunluluk yoktur…

Bütün bu gerekçeler, 1999’daki Hükûmet Enerji Zirvesi’nde, tarafımdan dile getirilmiş olup; üç koalisyon ortağından oluşan günün Ecevit Hükûmeti; Akkuyu’a nükleer santral tesisinden, oybirliğiyle vaz geçmistir…  1976’da, Akkuyu’ya, Türkiye Elektrik Kurumu’nun istemi uzantısında, fevkalade kıvanç duyduğumuz, çalışmalar uzantısında, lisans verilirken, ortada ne 1979 Three Miles Island (Penisilvanya, ABD), ne de Çernobil (Ukrayna, Sovyetler Birliği) nükleer kazaları vardı, ne de dolayısıyla, nükleerin turizme, sebze, meyveye etkisinin dikkate alınmasını, gerektirecek ölçütler. Fazla olarak, o tarihte, soğuk savaş dorukta olup, Genelkurmay Başkanlığımız, Trakya Bölgemiz’in Karadeniz sahiline; gerek Yunanistan’a gerekse de ve bilhassa Bulgaristan’a yakın olması sebebiyle, nükleer santral tesisi, izni, vermiyordu. Ayrıca nükleer enerji üretimi o tarihte, bir zorunluluk olarak algılanıyordu… Bütün bu denklemler yol boyu çok değişti.

Kanunî Sultan Süleyman zamanında, Taksim Meydanı’na, ayrıca gayet saygın teknik çalışmalar uzantısında bir hamam kurma ruhsatı verilmiş olsa; bugün artık o ruhsatla Taksim’de, şimdi Cumhuriyet Abidesi’nin bulunduğu yere hamam kurma iddiasını ileriye sürmek ne kadar abesse, 1976’da Akkuyu’ya verilen ruhsatla, bugün oraya nükleer santral kurmaya kalkışmak, işte o kadar abestir.

Akkuyu’ya kurulacak nükleer santraller, bugün artık, misafir odamızda, halının üzerine konmaya yeltenilen, “lâzımlık” gibi, durmaktadır… Bu çerçevede, traji-komiktir…

Bu konuda, onca uyarımıza rağmen, hala daha hiç bir etüdün yapılmamış olması Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ciddiyetiyle, hiç bir bicimde, bağdaşmamaktadır…

Milletvekillerimiz, çok alaturka duran, anlaşmaya, “Hayır!” demelidirler…


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir