KIBRIS TÜRKLERİNİN TOPYEKUN İMHASI MESELESİ…

Hüseyin LAPTALI - fft99 mf2219178

Hüseyin LAPTALI

Sent: Monday, May 03, 2010 11:33 AM Subject: Kıbrıs Mektubu 817

Kıbrıs Mektubu 817

KIBRIS TÜRKLERİNİN TOPYEKUN İMHASI MESELESİ…

BM, Soykırım Suçu Sözleşmesinin 2.inci maddesi: Soykırımı oluşturan eylemler

Bu Sözleşme bakımından, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden herhangi biri, soykırım suçu oluşturur.

a) Gruba mensup olanların öldürülmesi;

b) Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi;

c) Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, yaşam şartlarını kasten değiştirmek;

d) Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak,

e) Gruba mensup çocukları zorla başka gruba nakletmek;

3.üncü maddesi: Cezalandırılacak eylemler

Aşağıdaki eylemler cezayı gerektirir.

a) Soykırımda bulunmak  (doğrudan doğruya öldürmek);

b) Soykırımda bulunulması için işbirliği yapmak;

c) Soykırımda bulunulmasını doğrudan ve aleni surette kışkırtmak;

d) Soykırımda bulunmaya teşebbüs etmek,

e) Soykırıma iştirak etmek.

Kıbrıs Türklerinin topyekun imhası:

BM Genel Kurulunun 1946 tarihli yukarıda kaydedilmiş bulunan 2,3’üncü maddeleri Harry Scott Gibbons’un “Kıbrıs’ta Soykırım” kitabının 1. Bölümünü teşkil etmektedir.

Yazar 4 sayfalık bu bölümde Kıbrıs Türklerinin imhasının şu olayla başlatıldığını yazmaktadır.

21 Aralık 1963 Cumartesi, saat 02.10… İçinde altısı erkek, dördü kadın 10 Türk’ün bulunduğu iki otomobil Lefkoşa’nın Türk bölgesinde bulunan evlerine gitmek üzere Rum bölgesinden geçiyordu. Kıbrıs’ın kuzeyinde bulunan sahil kenti Girne’den akşam yemeğinden dönüyorlardı. Güzel yemek yemişlerdi, hayatlarından memnundular ve evlerine gelmek üzereydiler.

Türk bölgesine (Tahtakale’ye) henüz girmişlerdi ki, öndeki arabanın farlarının aydınlattığı yolun ortasına aniden çıkan bir grup sivil silahlı Rum’un “Dur” işareti yaptığını gördüler. Her iki araba da durdu. Silahlı Rumlar herkesin arabalarından dışarı çıkmasını emrettiler. Şaşkınlıklarını yenemeyen 10 Türk emre uydular. Bağrışma ve gürültüye uyanan çevre evlerdeki Türkler, sokağa fırladılar.

Okumaya devam et  Eroğlu-Anastasiades’e İki Devlet Gösterdi

Aynı anda, sanki gizli bir işaret verilmiş gibi, ellerinde Sterling otomatik silahların namlularını açık camlardan dışarı çıkarmış olan üniformalı Rum polisler ile dolu bir araç konvoyu, ilk köşeden çıkarak, son sürat kalabalığa doğru gelmeye başladı. Türklerin arabalarını durdurmuş olan silahlı sivil Rumlar, hızla arabaların yanlarından uzaklaştılar.

25 yaşında, evli ve 3 çocuk babası Zeki Halil Karabülük ile 12 yaşında bir kız çocuğun annesi olan ve çekici bir güzelliğe sahip 32 yaşındaki dul Cemaliye Emir, ilk açılan otomatik silah ateşi ile delik deşik olmuşlardı.

Olayı seyretmekte olan Türklerden üçü, vahşi ve gaddarca açılan bu ateş sonucu yaralanarak yere düştüler. Toplanmış olan kalabalık çığlıklar atarak panik içinde sağa sola kaçışmaya başladı. Silahlı Rum siviller çabucak polis arabalarına doluştular ve gecenin karanlığında süratle uzaklaştılar.

Kıbrıs’ta Soykırım –Kıbrıs Türklerinin topyekun imhası- başlamıştı.

Gibbonns, …Kıbrıs’ta soykırım Aralık 1963’de patlak verdiği zaman, ben oradaydım ve olayların şahidiydim. Bütün dünyayı şoka uğratan bu olay canavarca kıyım ve yağma, hayatta kalabilen Türklerin, kendilerini emniyete alabilecekleri bir bölgeye sığındıkları 1974 yılına kadar sürecekti.

Şimdilerde, kendini beğenmiş BM, AB ve ABD üçlüsünden oluşan uygar batı (Vahşi Batı) 1974’den beri barış içinde yaşamış olan bu güvenli sığınağı yok etmek ve soykırımı tekrar başlatmak çabasındadırlar,” demektedir.

Bu sözler 1997 tarihinde yayınlanmış “Kıbrıs’ta soykırım” kitabında yazılıdır. Bu gün tarihler 2010 ve değişen hiçbir şey yok. “Kıbrıs’ta Bitmeyen Soykırım” Vahşi Batı yönetiminde ve tetikçi Rumlar tarafından her türlü baskıcı tavırlar altında devam ettirilmektedir.

Düşünmeyi ve yorumu şu anda yaşayan Kıbrıs Türk İstikbalinin evlatlarına bırakıyorum.

Hoşça kalınız. 03 Mayıs 2010 [email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir