CAN DÜNDAR SAİD-İ NURSİ FİLMİNİ BİTİRDİ ..

Fethullah Gülen (=kendini hazret yerine koyan şahısJ)cemaatinin finanse ettiği filmin 1,4  milyon Euro'ya mal  olduğu söyleniyor. - 20124candundar


“Mustafa” filmiyle çok tartışılmış olan Can Dündar’ın yeni belgesel filmi Said-i Nursi’yi tamamladığı bildiriliyor.

Fethullah Gülen (=kendini hazret yerine koyan şahısJ)cemaatinin finanse ettiği filmin 1,4  milyon Euro’ya mal  olduğu söyleniyor.

Said-i Nursi belgeselinin bittiği halde vizyona girmeyip bekletilmesinin ise cemaatin bazı endişelerinden kaynaklandığı öğrenildi.
Söylendiğine göre; Mustafa filminin yoğun bir şekilde olumsuz tepki görmesinden endişelenmiş olan cemaat yönetimi, filmin bir süre daha
bekletilmesine karar vermiş.

Yani “Mustafa”‘nın hemen ardından böyle bir belgeselin vizyona girmesi daha büyük bir tepki yaratacağı düşünülerek, gösterimi ileri bir tarihe ertelendi.

Hatırlanacağı üzere Ayşe Arman Hürriyet’te 9 Kasım 2008 ‘de çıkan röportajında Can Dündar’a “Said-i Nursi belgeseli için Fethullah Gülen’den para mı aldınız?” diye sormuş,

Dündar da ona şu yanıtı vermişti:

“Hay Allah, ne feci laflar bunlar! Mümkün mü böyle bir şey? Benim yazılarıma bak, Fethullah Gülen-Amerikan ilişkisi üzerine en az on tane
yazım vardır. Ayıplamaz mı insanlar? Bu so ru bile ne kadar ağır geliyor.
Elbette böyle bir şey yok. Said-i Nursi’yle ilgileniyorum çünkü merak ediyorum.”

*Sonradan Bediüzzaman lakabının eklendiği Said-i Nursi’nin nüfus kaydındaki adının Sait Okur olduğu biliniyor.*

Şimdi merak edilen soru şu:

Atatürk filmine “Mustafa” adını koyan Can Dündar, Said-i Nursi filmine de “Sait” adını verir mi?

=====================================================================================

TGT RESİM GALERİSİ

TÜRK GENÇLİĞİ TEŞKİLATI

[ TGT ANA SAYFA ] [ GALERİ-1- ]

SAİD-İ KÜRDİ-NURCULUK-FETULLAH GÜLEN

Said-i Kürdi’nin 1876 yılında bir Türk Şehri olan Bitlis ilimizin Hizan kasabasına bağlı Nurs Köyünde dünyaya geldiği söylenir.

Hayatının ilk döneminde,siyasi alanda faaliyet gösteren Said,aşırı “kürt milliyetçisi” olarak devlete karşı bir politika savunmuştur..

Her “ayrılıkçı kürt” ün aklında olan sözde “kürd..tan projesini”  hayata geçiremeyen Said-i Kürdi, yönünü islama çevirir….

Hayatının ikinci döneminde islama ağırlık veren Said, ilmi kariyeri ve hatta okuma yazması bile olmadığı halde, Kuran-ı Kerim-i kendi dünya görüşüne göre yorumlamış ve bu yorumlarını ,kendi söylediğine göre “Nur Şakirtleri” denen yardımcılarına yazdırmıştır.. Bu yazıların toplandığı kitaplara da “Nur Risalesi” adını vermiştir. Daha sonra kendi adını da Said-i Nursi olarak değiştirir.. Artık ortada bir nurculuk akımı vardır..

Said-i Kürdi’nin en büyük düşmanı ulu önder ATATÜRK’tür.. Baş Komutan gazi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün vefatından sonra, Said-i Kürdi, gelen hükümetlerden  her zaman destek görmüştür… (Uzantılarının günümüzde gördüğü gibi…Bkz:irtica). Atatürk’e küçük Deccal deme cüretini gösteren Said-i Kürdi’ye göre Nur suresi kendisi için inmiştir. (Kaynak: Asayı Musa ve Zülfikar adlı risaleleri..sf:23/sf:12;İstanbul.1973)

Yaşadığı dönem içinde, Van’da Mısır’da ki El Ezher İslam Fakültesi benzerini kurmak için çalışan, Volkan Gazetesinde sözde “kürd..tanın” bağımsızlığı yolunda kışkırtıcı, tahrik ve teşvik edici yazılar yazan, 31 Mart ayaklanmasına katılan, Milli Mücadelenin zor olduğu günlerde kürt teali cemiyetinin kurucuları arasında olup Milli Birlik ve beraberliği bozmak için elinden geleni yapan Said-i Kürdi bir Türk şehrinde yani Urfa ilimizde 24 Mart 1960 yılında ölmüştür.. (Kaynak:Genel Kurmay Arşiv Daire Bşk.:Volkan gazetesinin 15 Aralık 1908 tarihli İstanbul çıkışlı baskısı sütun 4,buna mütakip ocak 3 1909, şubat 13 1909 baskılı Volkan gazeteleri.)

Bizim için şaşılacak nokta, onun şu veya bu davranışı değil, onbinlerce, belki yüzbinlerce gafil Türk gencinin , bu cahil Kürd’ün arkasından gitmesi, onun cahilâne ve hâinâne öğütlerine körü körüne boyun eğmesidir.

Said-i Kürdi’nin en başarılı talebelerinden olan Fetullah Gülen(hakkında daha detaylı bilgi için bakınız: )günümüzde bu akımı siyasi alana taşımış, rejim karşıtı olarak faaliyet göstermiştir.. ”Örümcek Ağı” şeklinde bir örgütlenmeye giden F.Gülen bunda başarılı olmuş ve günümüzde T.C.Emniyet Genel Müdürlüğü gibi önemli bir devlet kurumunun tamamına yakınını ele geçirmiş, devletin diğer yüksek makamlarında söz sahibi olabilecek konuma gelmek için “kadrolaşma hareketini” başarıyla tamamlamıştır… Türk ordusuna sızma çalışmaları hızla devam etmektedir…

Siyasi alanda ve buna bağlı olarak ekonomik alanda “örgütlenme” faaliyetlerinde başarılı olan cemaat lideri F.Gülen bu gün Türkiye’deki “yeşil sermaye” adı verilen ekonominin önemli bir kısmını kontrol etmektedir… İnsanın bu kadar güce ulaşması için gücün yanında olması gerekir.. F.Gülen, işte  bunu yapmıştır.. Devleti yöneten siyasi hükümetlerle çok iyi geçinmiş, devletin en üst kademelerinden davet görmüş ve protokollerde ön sıralarda yerini almıştır.….

Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ile birlikte…

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile birlikte..

Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile birlikte..

Bugünün Başbakanı R.T.Erdoğan ile birlikte. (Not:Bu resmin çekildiği tarihte R.T.E İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydı. Aynı zamanda İstanbul’daki “yeşil sermayenin” de başındaydı. Bu sermaye gelecek için önemliydi.)

Gittikçe büyüyen ve büyüdükçe tehdit ve tehlike oluşturan F.Gülen’in iç yüzüne 2000 yılında “birileri” tarafından derin! bir çizik atıldı… Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nuh Mete Yüksel aracılığı ile, “Laik Devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak.” Suçuyla hakkında dava açıldı… Hakkında açılan davadan sonra Amerika’ya kaçan(yada gönderilen) F.gülen halen Amerika’da yaşamaktadır… (İddianamenin tam metni için bakınız: )

Belkide bütün bunlar,artık F.Gülen’in Türkiye’ye dar geldiğinin ve rahat çalışması için yurtdışında olması gerektiğinin bir göstergesi ve kaçış planına uygulanan bir kılıftır.. Çünkü artık Atatürk’ün Türkiye’si bu örümcek kafalıların örümcek ağları ile sarılmış, devletin stratejik kadroları, örülen bu ağa yakalanmıştır. Bundan sonra F.gülen ne bağımsız T.C.Mahkemelerinde yargılanabilecek ne de ceza alıp hüküm giyecektir. Çünkü Türkiye’de Fetullah’ı namı diğer hocaefendiyi yargılayıp hüküm giydirecek hiç bir güç kalmamıştır..

Bunu sizde birilerine yollayıp haberdar etmek istiyor iseniz onca yıl boşa okuamış olursunuz. Eğer ki atmıyorsanız zaten sizde bir örümcek beyin olma yolunda ilerliyorsunuzdur.( By-t )

Okumaya devam et  Duruşmada selam durmak

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir