İhmal edilmiş göçmenler kendi başının çaresine bakıyor

Sarrazin’in Türk karşıtlığı kokan sözleri tartışıla dursun, kalifiye olmak için elinden geleni yapan Türk gençlerinin gerekli devlet desteğini almadığını bilim adamları da teyit ediyor. - gocmen

Sarrazin’in Türk karşıtlığı kokan sözleri tartışıla dursun, kalifiye olmak için elinden geleni yapan Türk gençlerinin gerekli devlet desteğini almadığını bilim adamları da teyit ediyor.

Dünyanın sayılı sosyologlarından Prof. Hartmut Haessermann, Türk gençlerinin kalifiye olmak için elinden geleni yaptığını, yetkililerin ise hakaret yerine bu insanlara yatırım yapması gerektiğini dile getiriyor.

Alman Merkez Bankası yönetim kurulu üyesi ve eski Berlin Maliye Bakanı Thilo Sarrazin, geçen günlerde talihsiz ve bir bakımdan cahilane bir açıklama yaptı. Sarrazin’e göre başkentteki Türk ve Arapların istihdam alanında hiç bir faydası yok, manavlık yapmaktan başka hiç bir işe yaramıyorlar. Bu açıklamadan sonra Sarrazin’in üye olduğu Sosyal Demokrat Partisi’nden (SPD) tepki gelmesine geldi, ama Sarrazin sadece ‘yanlış anlaşıldım’ demekle özür dilemiş kabul edildi.

Sarrazin’in bu açıklamasına mantıklı ve yapıcı bir eleştiri dünyaca tanınmış şehir sosyologu Prof. Hartmut Haessermann tarafından yapıldı. Haeusserman Almanya’nın yıllarca izlediği göç politikasını eleştirerek, “Göçmenlere düne kadar ‘misafir işçiler, nasıl olsa yarın giderler’ gözüyle bakıldı. Yıllarca sömürüldüler. Kalifiye eleman olmaları ve eğitimli olmaları için büyük bir çaba harcanmadı.” dedi. Berlin’de bir radyo kanalına açıklamada bulunan Haessermann, göçmenler arasında işsizlik oranının yüksek olmasının temelinde bu yanlış politikanın yattığını, halbuki göçmenlerin Almanya için bir şans, hatta demografik gelişmelere bakıldığında bir ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Haessermann, “Onları dışlamak ve Sarrazin gibi hakaret etmek yerine eğitimlerine yatırım yapılmalı. ‘Göçmenler eğitimi ihmal ediyor’ demek onlara yapılan en büyük haksızlık. Aksine tam tersi olarak eğitimli olmak için tüm imkanları kollamaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

2005 yılında mezun olmasına rağmen kalifiye olmak için tüm fırsatları değerlendirmesine rağmen meslek eğitim yeri bulamayan Arzu Şahin de onlardan biri. Bahar Aktaş, Ersin Erhan ve Fatih Özsezer’in de durumları Şahin’inkinden çok farklı değil. Gençleri yetiştirmek ve böylece kendilerinin de kalifiye eleman ihtiyaçlarını karşılamak isteyen işadamlarının durumu da farklı değil. Öntur seyahat acentasının sahibi Turgut Yatçı, bundan on yıl önce meslek edindirme belgesi için Berlin Ticaret ve Sanayi Odası’na (İHK) başvurmuş. Üç aylık kurslara katılmasına rağmen gençleri yetiştirmesi için izin alamamış. Berlinli işverenler derneği BAREX’İn geliştirdiği PAPİ projesi ise Haessermann’ın Türklerin kalifiye olmak için tüm imkanları kolladığının en güzel örneği olmuş. Arzu Şahin, Bahar Aktaş, Ersin Erhan ve Fatih Özsezer bu proje sayesinde geleceğe umutla bakarken, muhasebe bürosu Misak’ın sahibi Abdulkadir Yerlikaya, Ersin Mobilya’nın sahibi Ramazan Uluç ve Emilio Santini’nin sahibi Mustafa Bekiroğlu da bu proje sayesinde gençleri eğitmeye başlama imkanına kavuşmuş. Çok sayıda işadamı da meslek edindirme belgesine sahibi olabileceğini ve bunun zor olmadığını PAPİ projesi çerçevesinde öğrenmiş ve gerekli işlemleri başlatmış. Proje Sorumlusu Ertugrul Yıldız ise üç yillik proje cercevesinde 100 gence meslek egitim yeri edindirmeyi öngördüklerini söylüyor.. 1,5 yil gibi kısa sürede bu hedefe yaklaşmış olduklarını söyleyen Yıldız, “Hedefimiz 150 gence eğitim yeri sağlamak” diyor. Bu ay itibariyle yetmiş gencin meslek eğitimine başlayacak olması ise projenin ne derece sahiplenildiğini gösteriyor.Avrupa Zaman

08 Ekim 2009, Perşembe

AZAMAT DAMIR, BERLIN


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir