Amerika’daki Gündem

Kışa merhaba dediğimiz şu günlerde, Amerika eyaletlerinde Türk festivallerinin biri bitiyor biri başlıyor. Chicago, New York, Washington, Dallas, Houston, Seattle’da Türk festivallerinin hazırlıkları ve duyurularını birçoğumuz görmüşüzdür. Eğer bu eyaletlerde yaşıyorsanız, bu festivaller kaçmaz. Biz hem vatan hasretimizi bu festivallerde gidermeye çalışıyoruz hem de Amerikalı dostlarımızı getirerek, "işte geldiğim ülke bu" diyerek gururla kültürümüzü, yemeğimizi ve sanatımızı tanıtmaya çalışıyoruz. - bayrak abd tr

Ali CINAR
[email protected]

Kışa merhaba dediğimiz şu günlerde, Amerika eyaletlerinde Türk festivallerinin biri bitiyor biri başlıyor. Chicago, New York, Washington, Dallas, Houston, Seattle’da Türk festivallerinin hazırlıkları ve duyurularını birçoğumuz görmüşüzdür. Eğer bu eyaletlerde yaşıyorsanız, bu festivaller kaçmaz. Biz hem vatan hasretimizi bu festivallerde gidermeye çalışıyoruz hem de Amerikalı dostlarımızı getirerek, “işte geldiğim ülke bu” diyerek gururla kültürümüzü, yemeğimizi ve sanatımızı tanıtmaya çalışıyoruz.

Yakın zamanda New York’da düzenlenen ve New York halkını bezdiren Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaşananlar hala hafızalarda. Bilhassa, Libya Lideri Kaddafi’nin 1.5 saatlik kürsüden inmeyişi, Hondurasın Devrik Başkanı Zelaya’nın cep telefonu ile Birleşmiş Milletlerdeki temsilcilere mesaj yollaması, İran Cumhurbaşbakanı Ahmadinejad’ın tavırları ve Obama’nın korumaları yüzünden, Başbakan Erdoğan’ın, Clinton Küresel Girişimini protesto etmesi gibi.

Bunun yanında, dünyanın ilk 20 ülkesi içine girerek, Pittsburgh’ta yapılan G-20 Toplantısında Türkiye’nin temsil edilmesi bizler için sevindirici bir olaydı. Başbakan Erdoğan, kabinedeki güçlü isimleri yanına alarak birçok önemli toplantı ve ziyaretlerde bulundu. Amerika’da yaşayan Türk toplumu ile kısa da olsa bir açık toplantı yapan Erdoğan, ağırlıklı olarak “demokrasi” ve “Ermeni” açılımları üzerinde durdu.

Ben ne kadar bu iki açılıma inanmasam da, ileri ki aylarda bu açılımların nereye doğru yol aldığını göreceğiz. Türkiye’nin etnik kavgaların ve bölücülüğün içine itilmeye çalışıldığı şu ortamda, ortada ciddi bir plan ve program olmadan, bu tür girişimler Türkiye’nin zararına olacak. Herkes kendi kafasına göre açılımları konuşuyor. Bu açılımın spora bile yansıdığını görüyoruz ki; bu büyük bir tehlikenin başlangıcı. Açılımların hakikaten şakası yok. Yapılacak bir hata, ülkemize çok pahalıya patlayabilir.

Daha “Kars Antlaşması”nı bile tanımayan Ermenistan’a taviz verecek bir protokolün imzalanmayacağını umuyorum. Zaten, Ermeni açılımı konusunda, Amerika’daki Ermeni diasporası, ortak protokolü baltalama konusunda elinden geleni yapacaktır ve yapmaya başlamıştır. Ortak tarih komisyonunda yer alması öngörülen ülkeler bu durumu görmezden gelirse, açılım konusunda hiçbir ilerleme kaydedilemeyecek. Yani oyunu kurallarına göre oynayalım derken, Türk nefreti taşıyan Ermenilere ödün vermek büyük bir hata olur.

Okumaya devam et  İHANETTEN DAHA BETER

Yakın zamanda konuştuğum eski Başkan Ronald Reagan’ın Hukuk Müşaviri Bruce Fein, Ermenilerin öncelikle Türklerden nefret etmeyi bir kenara bırakması gerektiğini, sözde soykırım konusunda çalışmalar yapan Türk tarafındaki akademisyenleri tehdit etmekten vazgeçmelerinin şart olduğunu, Ermeni kuruluşlarının Amerikan yasalarına göre uygun şekilde çalışması gerektiğini ve en önemlisi Türkler ile diyalogdan kaçmamaları hususunda uyarılarda bulundu.

Son olarak, dünya ekonomisinin çöküşün eşiğine gelmesinden bir yıl sonra, dünyanın dört bir yanından siyasi liderler ve finans sektörü çalışanları, 6 ve 7 Ekim tarihlerinde İstanbul’da bir araya gelecek. IMF ve Dünya Bankası yetkilileri, kendi kurumları ile ilgili meseleleri görüşmek dışında krize verilen küresel tepkinin değerlendirilmesi ve bir sonraki adımın ne olması gerektiği konusunda toplanacaklar. Ayrıca, bu büyük konferans, merkez bankası mensuplarını, maliye bakanlarını, sivil toplum örgütlerini, özel sektör yöneticilerini ve akademisyenleri küresel gündemde yer tutan meseleleri tartışmak üzere bir araya getiren bir platform olma özelliği de taşıyor.

Yıllık toplantılar geleneksel olarak iki yıl üst üste Washington D.C.’de yapıldıktan sonra üçüncü yıl bir başka üye ülkede yapılmaktadır. IMF ve Dünya Bankası Grubu 186 üye ülkeden oluşuyor. Yakın zamanda uğradığım Dünya Bankası Kitapevi’nde, Türkiye köşesi açılması ve İstanbul’a gidecekler için güzel bir paket hazırlanması hakikaten hoşuma gitti. Daha detaylı bilgi için: www.imf.org

04/10/09 21:43


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir