Bu guzel soruya benim yanitim EVET, Turk Birligi kurulacak, oyle gozukuyor ki hemde hedefimiz 2017’den daha once bir zamanda. Nahcivan’da gerceklesecek olan bu toplanti cok onemli ve gerekli ilk adimlardan bir tanesidir. Yalniz, halkimizin da Turk Birligi istedigini, Turk Birligi icin calisan devlet adamlarimizi desteklediklerini gostermeleri gerekmektedir ki bu toplantilar sonuc verip, birlik muzakerelerine donussun.
Gercekte kac kisi Turk Birligi istiyor? iste bunun yaniti cok onemli.. 31 Ekim kurultayimizda bu sorunun cevabini Turk milleti cok kesin bir sayi ile gostermelidir. Dunyanin her tarafindan Turkler 31 Ekim’de Ankara’ya akin edebilmeli ve 10 binlerce insanimiz bu soruya EVET yanitini verebilmeli, varligi ve durusu ile su mesaji gonderebilmelidir: “Biz Turk Birligi isteyen buyuk bir kitleyiz”. Ve dahasi “buraya isimizi gucumuzu birakip geldik, cunku Turk Birligi bizim icin onemlidir” diyebilmelidirler.
Fedakarlik yaparak 31 Ekim’de Ankara’da toplanacak olan kisiler devlet adamlarimiza onemli bir mesaj daha vereceklerdir; “Biz Turk Birligi isteyen devlet adamlarinin arkasinda saglam, yikilmaz bir kale olacagiz.”
Halkin guven ve destegini gormeksizin hic bir devlet adami (siyasetci) gercek ve saglam adimlar atamaz. Bunun icindir ki, sevgili arkadaslarim 31 Ekim Turk Birligi icin onemli bir gun, onemli bir donum noktasidir.
31 Ekim’de “Turk Birligi istiyoruz” mesajini on binlerin agiznda oylesine haykirmaliyiz ki sadece Ankara degil, Baku, Astana, Biskek duysun. Sesimiz oylesine gur cikmali ki Taskent, Askabad ve Lefkosa da katilsin bu olusuma.
da bulunan anketi, lutfen simdiden doldurmaya baslayiniz ki onbinlere ulastigimizi, sesimizin simdiden gurlesmeye basladigini gorelim.
BasarilariMizin devami dilegimle,
Sefer Ozdemir
Kürşad ZORLU
kzorlu77@gmail.com
Yazy Tarihi: 19/09/2009
Türk Dünyasının Nahçıvan buluşması…
Türkçe Konuşan Devletler Zirvesi 2-3 Ekim tarihlerinde Nahçıvan’da gerçekleştirilecek. Bunun hemen öncesinde ay sonunda yine Azerbaycan’da Parlamentolar Arası zirve yapılacak. Zirveye Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan ve Kırgızistan; Devlet başkanı düzeyinde katılacaklar. Türkmenistan son zirvede en azından büyükelçisi ile yer almıştı. Bu kez Türkmenistan da katılımcı göndermiyor. Özbekistan ise malumunuz… Hep bildik şeyler. Bu tür organizasyonları yok kabul ediyor. Türkiye-Özbekistan ilişkilerindeki gerginlik bir türlü giderilemiyor. Üstelik bu zirvenin tek katılımcısı Türkiye değil. Dolayısıyla Özbek yönetiminin sınır komşusu olan ülkelerin katılımını dikkate almayarak projeye uzak kalması düşündürücü. Her şeyden önemlisi son zirveye damgasını vuran kişinin Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev olduğu gerçeğine rağmen. Hatırlarsak Türkiye’nin dönemin Cumhurbaşkanı Sezer ile temsil edildiği Antalya’da yapılan zirvede, Nazarbayev somut projelerle ve hatta teklif ettiği kurumlara kendi adayını da göstererek beklenmedik bir çıkış gerçekleştirmişti. Bu isimlerden Süleyman Demirel, Türk Dünyası Aksakallılar Kuruluna ve Namık Kemal Zeybek’te TÜRKSOY Genel Müdürlüğüne teklif edilmişti. Üstelik hiçbir talepleri olmaksızın. Şimdi TÜRKSOY’un başında değerli ve başarılı bir Kazakistanlı var. Kıt kaynaklarla güzel işler çıkarmaya çalışıyor. Aksakal Kurulunun akıbeti ise henüz bilinmiyor. Kulislerde Türkiye tarafının Aksakal’ı olarak yüksek bir bürokratın ismi geçiyor. Acaba Nazarbayev 3 Ekim’de bu isimleri yeniden seslendirecek mi?
Nazarbayev’den yeni bir çıkış gelebilir
Her ne kadar bir elimiz ve kolumuzdan yoksun gerçekleşse de bu tür zirveleri olumlu karşılamak gerekir. Ancak bu defa durum daha da farklı. Söz konusu devlet başkanları Ermenistan sınır kapısı ile ilgili tartışmaların sürdüğü bir dönemde Nahçıvan gibi sembol değeri yüksek bir bölgede toplanıyor. Sanırım bu mekândan “sınır açılacak” sözleri yerine “Karabağ işgali kalkmadan sınır açılmaz” yaklaşımı dünyaya yansıyacaktır. Aksi bir durum zaten Karabağ konusunda zımni bir anlaşmanın varlığına işaret etmek demektir. Bu çerçevede Türkiye dışındaki katılımcı ülkelerin görüşleri de son derece merak konusudur. Zira bu zirvede Sayın Abdullah Gül ve Sayın Aliyev dışındaki konuşmacıların “Ermenistan sınır kapısı” meselesine girmeyeceğini düşünüyorum. Sadece teğet geçen sözlerle “bölge huzur ve barışı” seslendirilecektir. Ya Nursultan Nazarbayev… O da bu değerlendirmemize dahildir. Çünkü bölgede içişlerine karışmama gibi genel bir eğilim ağır basmaktadır. Fakat eğer şartlar oluşursa bilge devlet adamından “Türk Dünyası Konseyi kuralım” önerisi gelebilir. Böyle bir ihtimal var mı? Bence çok yüksek. Peki Özbekistan ve Türkmenistan olmadan mı? Evet neden olmasın. Öncelikle Türkmenistan’ın katılmama gerekçesi imzaladıkları Bağımsızlık anlaşmasından dolayıdır. Dolayısıyla gün gelir o da bu gemiye mutlaka biner. Özbekistan konusu ise daha sıkıntılı. Belki Nursultan Nazarbayev faktörü dengeleri değiştirebilir.
“Sekreterya” imzalanabilir
Bakü’de yapılan 11.Türk Kurultayında Başbakan Erdoğan’ın kurulmasını önerdiği “Daimi Sekreterya” konusunda uzmanlar ay sonunda bir araya geliyor. Muhtemelen son ayrıntılar şekillendirilecek. Nahçıvan’daki zirvede liderlerce imzalanıp resmileşmesine kesin gözüyle bakılıyor. Sekreterya’nın merkezi Ankara’da olacak. İlk Genel Sekreter ise Türk tarafından belirlenecek. İsim konusunda henüz netlik yok. Bu görev için bazı büyükelçilerin istekli olduğu biliniyor. Ancak bilindik isimlerin şansı çok daha yüksek. Nitekim bu görevde bulunan kişinin diğer imza koyucu ülkelerce de benimsenmesi beklenir. Bakalım. Bekleyip hep birlikte izleyip göreceğiz.
Bir yanıt yazın