Türkiye Üzerine Oynanan Oyunlar

Son günlerde yayılan şaibeli birtakım haberlerde, İstanbul’da çoğunlukla Hıristiyan vatandaşların yaşadığı bazı binaların küçük etiketlerle işaretlendiği ifade ediliyor.

İlgi çekici olan nokta; bu iddiaların ilk olarak DTP milletvekili Sebahat Tuncel, Agos ve Birgün Gazeteleri tarafından gündeme getirilmesi. Bir başka deyişle her nasılsa kimsenin bilmediği ve dikkatini çekmediği bir durum ilk kez onların dikkatini! çekiyor ve bu durumun Hıristiyan azınlıklara yönelik olduğundan da son derece eminler. Daha da enteresan bir gelişme ise Almanya’da Die Tageszeitung ve Avusturya’da Der Standard, Salzburger Nachrichten gazeteleri ile Yunanistan gizli servisinin gazetesi Hronos‘un bir yerlerden işaret almış gibi bu haberin! üzerine atlaması. Bu isimler yan yana sıralanınca ilgi çekici bir tablo ortaya çıkıyor.

Tabii ki bu çevreler aldıkları işaretle derhal üzerlerine düşeni yapıyorlar ve 6-7 Eylül olaylarına göndermelerde bulunmaktan çekinmiyorlar. Bu durumda, İstanbul’da bazı çevrelerce birtakım provokasyonlar tezgâhlandığını düşünmek yanıltıcı olmasa gerek!

Türkiye’deki ulusal basın ise bu habere itibar etmedi. Çünkü ciddi bir tahrik görüntüsü sergileniyor.

Böyle bir kışkırtma kimlerin işine yarayabilir şöyle bir düşünmekte yarar var:

Kim şimdiye kadar kimsenin dikkatini çekmeyen minik etiketleri birdenbire fark ediyor? Belki de çok önceden oradaydılar ya da yeni yapıştırıldılar, ama kimse görmeyince sıkılıp gündeme kendileri taşımaya karar verdiler.

Acaba tam da Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin, Ankara’ya, Avrupa Ulusal Azınlıkların Korunması Sözleşmesi ile Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartını imzalayıp, onaylaması için baskı yaptığı sırada böyle bir tahrikin gündeme gelmesi rastlantı mı?

Bilindiği gibi, Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin Ekim 2009 ayında Strasbourg’da olağan genel kurul toplantıları düzenlenecek. Toplantıların en önemli gündem maddesi “Türkiye’deki yerel ve bölgesel demokrasi reformu”

Kongre’nin bu konuda hazırlanmış bir rapor ve karar tasarısı bulunuyor. Taslak kararda, ademi merkeziyetçilik alanında daha fazla adım atması için Ankara’ya çağrıda bulunuluyor. Özellikle de yerel yönetimlere daha fazla yetkiler tanınması istenmekte. Kongrenin taslak kararında, Türkiye’de belediyelerin Türkçe dışında başka bir dilde hizmet verebilmelerinin önünün açılması da isteniyor. Yani yerel yönetimler, belediyeler resmi yazışmalarını Kürtçe, Rumca, Ermenice… talebe göre her dilde yapmak durumunda kalabilecek.

Eğer kışkırtmalara uyulursa Türkiye 6-7 Eylül olaylarında olduğu gibi ciddi prestij kaybına uğrayacak ve ciddi tavizler vermek zorunda kalacak.

Halkımızın artık bilinçlendiğinin, bu tür tahriklere kapılmayacağının örneklerini görüyoruz. Bu konuda da başarısız olacaklarını şimdiden söyleyelim.

Nuran Sayar

[email protected]