“Kürt Bölgesel Anayasa taslağı sorun yaratabilir”

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Ortadoğu Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen, Kuzey Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi parlamentosu tarafından kabul edilen bölgesel anayasa taslağının yeni sorunlar yaratıp mevcut sorunları da artırabileceğine dikkat çekti. - erbil parlamento aaarsiv

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Ortadoğu Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen, Kuzey Irak’taki Kürt Bölgesel Yönetimi parlamentosu tarafından kabul edilen bölgesel anayasa taslağının yeni sorunlar yaratıp mevcut sorunları da artırabileceğine dikkat çekti.

ANKA

Ankara– Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Ortadoğu Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen, Kürt Bölgesel Yönetimi’nin yeni anayasa taslağını değerlendirdi. Anayasa, Kürt Bölgesel Yönetimi parlamentosu tarafından 24 Haziran’da kabul edildi ancak henüz referanduma sunulmadığı için taslak niteliği taşıyor. Bölgesel anayasanın yeni tartışmaları beraberinde getirdiğini ifade eden Erkmen, “Anayasa taslağı hukuki bir metin olmasına rağmen dikkatli bir biçimde okunduğunda bugün Irak’ta yaşanan pek çok siyasi tartışmayı içerdiği, yeni sorunlar yaratabileceği ve mevcut sorunları da artırabileceği söylenebilir” dedi.

 

“Gelecekteki Kürt devletine ilişkin ipuçları var”

Anayasa metninin taslak halinde olmasına rağmen önem taşıdığını belirten Erkmen, bunun nedenlerini şöyle anlattı:
“Birincisi, bu anayasa Irak’ta merkezi hükümet ile bölgesel hükümet arasındaki ya da daha başka bir tabirle merkeziyetçilik yanlıları ile gevşek federasyon yanlıları sorunları artırma ve çatışmaya dönüştürme olasılığı taşımaktadır. İkincisi, anayasa taslağı gelecekte Irak’ın parçalanması ya da Kürtlerin Irak’tan ayrılması halinde olası bir Kürt devletinin sınırları ve iç işleyişi açısından neye benzeyebileceğine ilişkin ciddi ipuçları içermektedir. Üçüncüsü, Iraklı Kürtlerin 2002 yılından bu yana siyasi taleplerinin vardığı aşamaya ve Irak’ın geleceği içinde kendilerine nasıl bir rol biçtiklerine dair ipuçları içermektedir.

Anayasa taslağının bu dönemde gündeme gelmesinin çeşitli nedenleri olduğunu kaydeden Erkmen, ilk nedenin ABD’nin Irak’tan çekilmeye başlamasının Iraklı Kürt grupları endişelendirmesi olduğunu, kuzeydeki bölgesel yönetimin ABD çekilmeyi tamamlamadan önce mümkün olduğunca fazla kazanım elde etmeye çalıştığını ifade etti. Vilayet Meclisi seçimlerinin Irak’ta merkeziyetçilik eğilimlerinin güçlenmeye başladığına da işaret eden Erkmen, “Kürtler merkeziyetçilik daha da güçlenmeden anayasa yoluyla kendilerini korumaya çalışmaktadır” dedi. Kuzey Irak’ta 25 Temmuz’da yapılan seçimler sonrasında bölgedeki güç dengelerinin değişmesi olasılığı nedeniyle KDP-KYB ittifakı anayasa taslağını yeni meclis kurulmadan önce kabul ettirmeyi amaçladığına dikkat çeken Erkmen, böylece yeni mecliste doğabilecek güçlü bir muhalefetin anayasadaki özellikle iç düzenlemelere ilişkin maddelere yönelik güçlü bir muhalefet yapmasını engellenmeye çalışıldığını kaydetti.

Okumaya devam et  Türkmen Uğruna Şehit Olanlar Anıldı

 

“Kerkük Kürt Bölgesi içinde sayılmış”

Anayasada dikkat çekici yönlerinin olduğunu ifade eden Erkmen, bunları şöyle anlattı:
“-Giriş bölümündeki en önemli vurgu Kürtlerin Irak federal devleti içinde federal bir bölge olarak kalmayı tercih ettikleridir. Giriş bölümü önceki metinlerle karşılaştırıldığında en azından dil olarak daha yumuşak ve uzlaşmacı olduğu söylenebilir.
-Hâlihazırda Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin resmi sınırları Irak anayasasında belirtildiği gibi Duhok, Süleymaniye ve Erbil’den ibarettir. Yeni anayasa taslağına göre Irak’taki Kürt yönetiminin sınırları içinde kalması gereken bölgeler ise şöyledir: Mevcut sınırları ile geçerli olmak üzere Duhok, 1968 yılı öncesindeki sınırlarıyla Kerkük, Süleymaniye, Erbil vilayetleri ile Musul’a bağlı Akra, Şeyhan, Sincar, Telkeyf ve Karakuş (
Hamdaniye) ilçeleri; yine Musul’a bağlı nahiyeler olan Zummar, Başika ve Eski Kelek ve Diyala vilayetine bağlı olan Hanekin ve Mendeli ilçeleri.
-Anayasa taslağında Kerkük mevcut sınırlarıyla tamamı Kürt bölgesi içinde sayılmıştır. Ayrıca, anayasanın 2. maddesinin 2. paragrafında bölgenin sınırlarının 140. maddenin uygulanmasıyla belirleneceğini ifade edilerek, Kerkük sorununun çözümü için başka bir yöntemin kabul edilmeyeceği vurgulanmıştır. Kürt grupların Kerkük söylemindeki en belirgin değişiklik Kerkük’ün federal bölgenin başkenti olmasına ilişkindir. 2002 yılındaki taslağın 5.maddesinde Kerkük bölgesel yönetimin başkenti olarak belirtilmiş; gerekli görülürse başka bir şehrin geçici olarak başkent seçilebileceği söylenmiştir. Oysa önce 2006 yılındaki taslakta sonra da güncel taslakta bölgesel yönetimin başkenti olarak Erbil belirlenmiş; fakat meclisin bir başka şehri başkent olarak belirleyebileceğini belirleyerek gelecek için açık kapı bırakılmıştır. Bu durum, muhtemelen, Kürt grupların bir an önce merkezi yönetim karşısında bir anayasaya sahip olma isteğine karşılık, Kerkük konusunda kısa sürede çözüm sağlanamayacağı düşüncesinden kaynaklanmaktadır.
-Bundan önceki tüm metinlerde daha güçlü bir biçimde yer alan kendi kaderini tayin hakkının bu metinde de yer aldığı, ancak üslubun daha yumuşak olduğu görülmektedir. Bölge halkının kendi kaderini tayin hakkı olduğu ve kendi özgür iradesiyle Irak federal, demokratik, parlamenter ve çoğulcu bir sisteme sahip olduğu sürece Irak içinde federal bir bölge olarak kalmayı tercih ettiği belirtilmektedir.
-Yeni anayasa taslağının en önemli konularından birisi petrol ve doğal gaz sorununun nasıl ele alındığıdır. Bu anayasa hem günlük 5000 varilin altında üretim yapan tüm alanları hem de çok daha önemlisi 15 Ağustos 2005 tarihinden sonra üretime geçen alanlarla ilgili her türlü tasarrufta bölgesel yönetimin bakanlar kurulunu yetkili saymaktadır. Daha açık bir ifadeyle, Kürt gruplar kendi kontrollerindeki bölgeden çıkan petrolün yönetimini Irak merkezi hükümetiyle paylaşmama politikasını sürdürmektedir.”

Okumaya devam et  Barzani’den Suriyeli Kürtlere birlik çağrısı

 

“Türkmenler azınlık olarak niteleniyor”

Anayasanın dilinin önceki anayasalara göre daha yumuşak olduğunu ancak Iraklı Kürtlerin bağımsızlık taleplerini destekleyecek düzenlemelerden vazgeçmediklerinin görüldüğünü bildiren Erkmen, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
“Kerkük ve petrol konusundaki tutum da bağımsızlık arayışını destekler niteliktedir. Bölgesel yönetimin sınırlarının belirlenmesinde Türkmenlerin durumu gözetilmemiştir. Anayasa taslağında Türkmenler azınlık olarak nitelenmekte ve azınlık hakları sağlanmaktadır. Ancak, Türkmenlerin çoğunlukta olduğu ya da nüfusun önemli bir kısmını oluşturduğu bazı bölgelerin Kürt bölgesine dâhil edilmesi çabası Türkmenlerle Kürtler arasındaki mevcut sorunları artırabilir. Anayasa taslağının Türkiye’yi en çok ilgilendiren boyutlarından birisi de Irak’ta Sünni Araplar veya merkezi hükümet ile Kürtler arasındaki sorunun büyümesi ve çatışma doğması halinde ülkenin alacağı hal ve Türkiye’nin buna vereceği tepkidir. Irak’ta ülkeyi parçalanmaya götürebilecek bu tür bir çatışma Türkiye’yi de kritik kararlar vermek zorunda bırakabilir.”


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir