Güneydoğu’daki Mayınlarla ilgili senaryo

ağzı açık bırakacak - mossad agent
,

21 Haziran 2009 Pazar

ağzı açık bırakacak

O mayınları meğer kim döşetmiş biliyor musunuz? Ya minicik bir cihazla bulunabileceğini. İsrail’in bu işteki rolünü…?

Mayınların temizlenmesi tartışmasında işin ucu bildiğiniz gibi İsrail’e dayanınca Türkiye’de kıyametler koptu. Dün akşam FOX’da Doğan Şentürk’ün hazırladığı programda ilginç bir detay dikkat çekti.

Askeri Mühimmat Uzmanı Ahmet Zengin, ortaya üç harita çıkarttı. Haritalar üç ayrı kaynakta yer alıyordu ama hepsi de aynı alanları işaret ediyordu.

Zengin o haritaları şöyle anlattı;

VAADEDİLMİŞ TOPRAKLAR: “Harita sina yarımadasından başlıyor, hilalin ucu Kıbrıs’ı içine alıyor, Alanla ve Antalya’yı içine alıyor, Mezopotamya , GAP bölgesini, Dicle-Fırat havzasından Basra körfezi ve Irak ile Kuzey Arabistan’ın büyük bir bölümünü içine alıp kapanıyor.

HARİTALARIN ANLAMI NE?: Bu alan Yahudilere vaadedilmiş topraklar adı altında bir alanı kapsıyor. Bu alan bizim ülkemizin güneyini de içeri alıyor. Hz. İbrahim’in yaşadığı yer bu haritada Harran olarak gösteriliyor.

MAYINLARLA İLGİSİ NE?: Bu bölgenin son derece kritik bir bölge olduğu, yıllara dayanan bir emel ve ihtirasın bugünkü tezahürü olduğunu, buradaki bütün problemlerin kaynağının Yahudilerin dini istekleri olduğu görülüyor.

BİRİNCİ HARİTA: “Bu haritayı 1986 yılında Arapça-İngilizce bir kitapta buldum. İskendurun’da görev yaparken bu harita ile oradaki politikaların üst üste örtüştüğünü gördüm.”

İKİNCİ HARİTA: Daha sonra yaptığım incelemelerde Tevrat’da da aynı haritaya rastlardım. Aynı harita Hz. İbrahim’in doğduğu, yaşadığı ve daha sonra İsrail’e göç yollarını gösteriyor. Bu harita diğeri ile birebir aynı.

ÜÇÜNCÜ HARİTA: Yine İncil’de tarif edilen de bu harita ve aynı harita… internethaber
Mayın tartışmaları kafanızı mı karıştırdı. O zaman bu haberi baştan sona okuyun, zihniniz netleşecek. İşin içindeki oyunları, perde arkasındaki gizli elleri göreceksiniz…
Hani şimdi temizlemek zorunda olduğumuz mayınlar var ya… O mayınları bize kim döşetmiş biliyor musunuz? NATO ve ABD… Dahası o mayınlar da ABD’nin ikinci dünya savaşından sonra elinde kalan KAKALANACAK mallarmış.

İşte dün akşam FOX’da Doğan Şentürk’ün hazırlayıp sunduğu FOX soruyor programında ortaya çıkan fotoğraf;

Sökmeye çalıştığımız mayınların geçmişini öğrenmek ister misiniz? Gazeteci ve araştırmacı Hüsnü Mahalli anlattı;

ABD KAKALADI : “Mayın döşeme işi ABD ve NATO planıdır. ABD ve NATO’nun Türkiye’ye dikte ettiği bir plandır bu… Bütün belgeler bunu kanıtlıyor. Bu mayınlar ABD’nin ikinci dünya savaşında elinde kalan mayınlardı. Kakalayacak bir yer alıyordu bunu Türkiye’ye kakaladı.”

OYUN İÇİNDE OYUN :Bugün sınırlarımızından temizlenmesi istenen mayınların döşenmesinin NAMSA tarafından organize edildiğini biliyor musunuz? Hüsnü Mahalli’nin iddiaları çarpıcı;

“Bugün mayınları temizlemesi için gündeme gelen NAMSA mayınların döşenmesinde de aktör olarak görev almıştır. Bu mayınların yerleştirilme haritaları da NAMSA tarafından düzenlenmiştir. Mayınların orjinal haritaların NATO’da olduğu söyleniyor. ”

İKİ KIBRIS BÜYÜKLÜĞÜNDE İKİ DEVLET: “İsrail bu başka bir şeye benzemez. İsrail’in dışarda görevlendirdiği tüm görevli kişiler MOSSAD ile işbirliği yaparlar. Bu onlarda kuraldır.

Mayınlı bölgede çok önemli sınırlar var. O bölgenin tüm taraması, kültüründen yeraltı zenginliklerine kadar hepsini tarayacaklar. İsrail için müthiş bir fırsat bu… Bu inanılmaz bir tehlike.

TRAJİ KOMİK DURUM: “İsrail gelsin temizlesin diyoruz ya… O İsrail, işgal ettiği Suriye’nin Golan tepelerine 2.2 milyon mayın döşemiş. Lübnan sınırına da 1.8 milyon mayın döşemiş… Bir garip durum işte…Programda yer alan Gazeteci Mehmet Faraç’ın anlattıkları da mayın temizleme işinin perde arkasında yer alan su savaşına ışık tutuyor… Bir de ilginç bilgi veriyor Faraç, TSK bu işi zaten yapabiliyor.
TAMPON ÜLKE KURACAKLAR: Orada amaç bir tampon devlet kurmak istiyorlar. İki Kıbrıs büyüklüğünde devlet kurmak istiyorlar. İsrail yarın orda her türlü askeri siyasi merkezini kurar. Kimse farketmez bile..

İŞİN ASLI SU SAVAŞI: 1956 yılında o mayınlar oraya yerleştirilirken ABD bugün ne olacağını o zamandan planlamıştı. GAP’a varana kadar. 50 yıl sonra suyun petrolden bile değerli hale geleceğini herkes biliyor. O yüzden mayınların döşenmesindeki kaçakçılık iddiası bir yalandır.

TSK ZATEN TEMİZLEMİŞ: 2 yıl önce Urfa’nın Akçakale ilçesinde TSK mayın temizledi. Orada TSK 7 bin metrekarelik bir alanı 3 ayda mayından arındırdı. Niye temizledi çünkü gümrük kapısı yapılacaktı, Türk ordusu kolayca temizledi. Şimdi öyle bir anlatılıyor ki dünyada bir İsrail var onlar temizleyebilir. Böyle bir şey var mı?

Askeri mühimmat uzmanı Ahmet Zengin’de mayın temizleme işinin ihale edilmesinin gündeme geldiği NATO kurumu NAMSA’nın asıl faaliyetlerine dikkat çekiyor. Bir de bölgedeki yeraltı maden zenginliklerine…

NAMSA’NIN PERDE ARKASI İŞİ: ABD’nin elinde kalan silahlarını satan bir kurum. Mayın temizleme işinde bir Türk firmasına izin verin dedik vermediler. Ama ne hikmetse taşeron olarak İsrail’e veriliyor. Hangi kapıdan girerseniz girin İsrail’e çıkarsınız. Bu NAMSA Kırıkkale’de şimdi bir silah fabrikasını inşa ediyor.

MAYININ ALTI MADEN: Hatay’da akıllı çay diye bir bölge var. Bu MTA’nın raporu; 50 bin metreküp altın rezervi var. Dörtyolda aleminyum, bakır, kurşun ve çinko var. Mardin’de ise uranyum var. Tam 4 bin 76 ton uranyum var…
Askeri mühimmat uzmanı Ahmet Zengin, Türkiye’nin mayınları çok rahat temizleyebileceğini söylüyor. Anlattığına göre bunun için de öyle ahım-şahım bir teknolojiye gerek yok. ODTÜ’nün geliştirdiği bir projeyi de örnek olarak veriyor…

MAYINLAR NASIL TEMİZLENİR?: Mayınların çıkarılması konusunda hiç de öyle abartıldığı gibi ne çok zor ne de çok kolay. Burası bin 500 personel ile yaklaşık 2 yılda temizlenir.

BİRİNCİ YÖNTEM: Mayınlar durdukları yerde azot gazı yayarlar. Azot gazını tespit ederseniz mayını tespit edersiniz.

Bu cihaz çok rahat göğüse takılabilen, ucunda anteni olan, son yılların en son teknolojisi budur. Bu cihaz azot gazını tespit ediyor.

Anten yere tutulur, azot gazı varsa cihaz sinyal vermeye başlar. Dolayısıyla çok kolay bir şekilde mayınların yerini bulursunuz.

İKİNCİ YÖNTEM ODTÜ YAPTI: ODTÜ’lü öğrenciler mikroorganizmaların şeklini değiştirerek mayınlı alana serpiyorlar ve mayın olan yer ışımaya başlıyor…

KÖPEKLER İLE TESPİT: Mayın tespit köpekleri var. Oysa şu anda bile kullanılabilir bu köpekler, ne yazık ki gönderilmiyor.

BÖLGEDE KAÇ TÜR MAYIN VAR?: Bu bölgede iki tür mayın var. Bir anti-tank mayınları. Bunlar 4-10 kilo ağırlıktaki mayınlar. İkincisi antipersonel mayınları…

PKK’DAKİ MAYINLAR: PKK’nın elindeki mayınlar üç ülkeye ait. Yüzde 60’ı italyan, yüzde 20’si Rus, yüzde 6.8’i Alman mayınları…

BİZ YAPABİLİRİZ: Ulusal bir mayın kuruluşu oluşturulur. On bin kişiye mayınlı arazileri temizlemede iş çıkabilir.

0000000000000000000000000000000

İNÖNÜ’NÜN TORUNU MAYINLI ARAZİLERİN BİTİŞİĞİNDE NE YAPTI?
Necati Doğru – Vatan Gazetesi 3.6.2009. İsmet İnönü’nün torunu, (kızının oğlu) ihtiyacı mı var, yanına yeni evlendiği eşini de alarak GAP bölgesinde “ahırdan bozma bir evde” 3 yıl yaşadı. Bu paşa torunu, o mayınlı toprakların bitişiğinde ne yaptı? TAT Konserve Cengiz Solakoğlu’nun yönetimindeyken, Güçlü Toker’i ABD’ye “Amerikan tarımsal zenginliğinin lokomotif modeli Kaliforniya çiftçiliğini” incelemeye gönderdi. ABD çiftçileri, üniversiteleri, siyasetçileri, ziraat mühendisleri, şirketleri, kovboyları, tarım işçileri, ırgatları neler yapmışlarsa öğrenip aynısını bölgenin yoksul insanları için Türkiye’deki GAP bölgesine taşıma kararı alındı.

Her şey kâr değil.

Sorumluluk öne geçti.

TAT’ın üstlendiği bu sosyal sorumluluk böyle başladı. İsmet İnönü’nün torunu Güçlü Toker’in şirkete genel müdür olmasıyla ve GAP’ta kiralanan 16 bin hektarlık arazide üretim düğmesine basıldı. Köylüyü eğitimden geçirmeyle, anlaşmalı çiftçilik yapmayla, toprak tuzlanmasın diye damla sulama üzerinde titizlenmeyle, sanayi tipi ziraata yoğunlaşmayla, salçalık domates üretiminde dünya lideri olan ABD, İtalya, Çin ile rekabet edebilir maliyetle üretim gerçekleşti.

Sonucu söylüyorum.

Açık alanda domates üretiminde Türkiye ortalaması dönüme 7 ton iken bu mayınlı arazilerin hemen bitişiğinde dönüme 11 tona çıkıldı ve sanayi domatesi üretiminde dünya lideri ABD, İtalya ve Çin’den daha ucuza mal edildi.

Tekrar yazıyorum.

Atlamayın.

Buğdayda ise Türkiye ortalaması dönümde 250 kilo olmasına rağmen yine bu mayınlı toprakların bitişiğinde dönüme 650 kilo verim yakalandı.

Tekrarlıyorum.

Lütfen dikkatinizi verin.

Domateste ve buğdayda İnönü’nün torunu Güçlü Toker’in genel müdürlük yaptığı TAT Konserve; Çukurova çiftçileri, Ege çiftçileri, Akdeniz, Marmara çiftçileri gibi modern üretim yapmaya henüz geçememiş “bütün çiftçilik birikimleri zalim feodal ağa toprağında ırgatlık ve yarıcılıktan öteye gitmeyen köylüleri” kısa zamanda eğitip, öğretip, örgütleyip bu kadar yüksek verime ulaştırabiliyorsa bundan “ibret dersi çıkartması” gereken bu ülkenin Başbakanı, Tarım Bakanı, bu ülkenin iktidarının Meclis’teki milletvekilleri; mayınlı arazileri yabancı şirketlere “Temizle mayını, 44 yıl kullan toprağı” yasası çıkartmaya kalkarsa ben şüphelenirim.

Ne avanta dönüyor?

Kimin için dönüyor?

Diye sorarım.

***

Çok net olarak ortaya çıktı ki, Türk ordusu bu mayınları temizleyebilir. Türk ordusu temizlemezse bile bu ülkede kurulmuş taşeron şirketler ya da ordudan emekli olmuş 50 albayın yönetiminde yeni kurulacak firmalar, en fazla 100 milyon dolara temizler. Başbakan’a 61 milyon dolara üçüncü uçağı alabilen Türkiye’nin imkânları da İsmet İnönü’nün torunu gibi ziraat fakültesi eğitiminden geçmiş 50 genci ABD’ye bir yıllığına gönderir ve “Kaliforniya modelini” inceleyip Türkiye’nin en yoksul bölgesi olan bu mayınlı topraklara getirme sosyal sorumluluğuna girişilebilir. Toprakları bölmemek, üretimsiz bırakmamak, yabancıya ya da yerliye satmamak koşuluyla mayından temizlenmiş araziler bölgenin yoksullarına; “anlaşmalı çiftçilik” sistemleri kurularak dağıtılabilir.

Bölgeye örnek olur.

GAP’a çalışkanlık gelir.

Güçlü Toker’in 15 Haziran 2007 tarihli basın toplantısında söylediğine göre; bu modelle GAP bölgesi tarımsal üretiminden Türkiye’ye 70 milyar dolar ihracat geliri akabilir.

Ne PKK kalır.

Ne taş atan çocuk.

Bu iktidar, onun basındaki yandaşları rahmeti İsmet İnönü’ye seçkinci, Kemalist, jakoben, laik diye dudak büküyorlar fakat dudak büktükleri paşanın torununun yaptığı halkçılığı, gösterdiği halktan yanalığı ve giriştiği sosyal sorumluluğu yüklenmeye yanaşmıyor, “Ver toprağı yabancıya temizlesin mayını…” yasası çıkartma aymazlığına sarılıyorlar.

Bu utanç onlara yeter.

Ben ise şüphelenirim.

Ne avanta dönüyor?

Kimin için dönüyor?


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir